22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

dakikalık mesafedeki bir diğeri "Telgraf" diyor. Ancak bu tür önemsiz meseleler kısa sürede düzeltilecektir. On ay önce, National Geographic tarafından hazırlanan ve her ülkenin yer adlarının kendi dillerinde gösterileceği "Yeni Avrupa Haritası" için bilgi toplamak üzere Ankara'da birkaç uzman görevlendirilmişti. Sonuç, kısmen tatmin eden bir transliterasyondu. Ancak yeni alfabeyle birlikte, birkaç hafta içinde Türkçe yer adları standart hale getirilecektir. Postanedeki kayıt fişlerim şimdi Yeni Türkçe sayesinde okunabilir oldu ancak üç ay önce yazılanlar sadece bana değil, Türkçe konuşan asistanlarıma bile okunaklı gelmiyordu. Türkiye'deki yabancı şirketler şimdiye kadar kayıtlarını iki farklı rakam türü ve dilde tutmaya zorlanıyordu. Kayıtlar kısa zaman içinde, hükümetin isteklerine uymak için gereken birkaç ticari Türkçe sözcük sayılmazsa, tek bir dilde tutulabilecek. Değişim yabancılar için yapılmadı ama Arap harfli istasyon isimlerinin ortadan kalkmasıyla birlikte bizler için de seyahat etmek kolaylaştı ve Türkiye daha az ürkütücü bir havaya büründü. Doğu Ekspresi'ndeki veya Anadolu Ekspresi'ndeki yolcular, eskiden yerlerini tespit etmek için bir saate ya da sekstanta danışmak zorundaydı. Artık istasyondaki tabelaları okuyabilirler. Türk vagonlarının ve uluslararası yataklı vagonların yanlarına gidilecek duraklar o kadar açıkça yazılmış ki, trenine koşması gereken biri bile kolaylıkla bunları okuyabilir ve trenini yakalar. Yabancı gözüyle bakıldığında değişimlerden bazıları eksik gibi görünüyor. Vapurun üzerindeki isim ve bacadaki numara Batı'daki gibi Latin karakterlerle ancak zaman çizelgesi ve durak listesi hâlâ eski karakterlerle. Bu arada, denizcilik şirketi ile olan sözleşme de yeni harflerle yapılıyor ve Türkler iş sözleşmelerinin herkesçe okunabilir olması için yeni Latin harflerine uyarlanmış daktilolarını bekliyorlar. üzerindeki Latin harflerini inceleyen bir grup türbanlı Müslüman bile buldu. Uzman katipler, yetersiz kalan devlet memurlarına yardım ediyor "Yeni Djami"nin (cami) balkonunda yeni yazıyı kavrayan usta katipler, geri kalmış bürokratları "onları bekleyen kötü sondan" kurtarmaya hazırlar. Bir de açlıkla karşı karşıya kalan mühür ustaları var ki bunların, bankacıların imzalarına benzeyen karmaşık mühürleri "okunamayanın" örnekleri adeta. Ancak yeni alfabede bunlar kadar çekici olanlarını yapmakta zorlanacaklar. İslam sanatının nasıl etkileneceğini bilense yok. Bazı söylentilere göre, Tekkecizade İbrahim Efendi ve benzerlerinin süslü yazıtları da değiştirilecek ancak bu daha çok Raphael ya da Michaelengelo'nun üzerine boya atmaya benziyor. Cami hatlarının çoğu Arap harfleriyle yazılmış olmalarının yanı sıra Arapçalar ve mevcut sorunla doğrudan bir ilişkileri yok. Bir ulusu okuma yazma bilmemekten ve geri kalmışlıktan kurtaracak olan Yeni Türkçe mucizesinin yarattığı yenilikçi coşku, belki de herhangi bir ibadethanede eşi benzeri görülemeyecek Arapça hatlara da el atabilir. Ancak bu konuda şüpheleri olan biri varsa İstanbul'daki Kariye Camisi'ne (Chora St. Saviour Kilisesi) giderek, Jüstinyen tarafından restore edilmiş Hristiyan fresk ve mozaiklerine göz atabilir. Müslümanlar namaza giderken, her ne kadar sütunlardaki insan figürleri tahrip edilmiş olsa da, tavanında İsa'nın mucizelerini anlatan resimlerin bulunduğu bir antreden geçiyorlar. Şimdilik, daha anlaşılır bir alfabenin getirdiği bu aydınlanma hareketinin, dünyaya mal olmuş sanat hazinelerinin yıkımına yol açacağına ilişkin bir işaret yok. Eğer seramikten mimariye, İslam sanatına egemen olan bu hatlar yok olursa, mevcut hazineler her zamankinden daha da değerlenecektir. C S TRATEJİ 23 Günümüz Türkiye’si, Arapça yazının kullanıldığı bölgelerden gittikçe farklılaşıyor; tıpkı fesi yasaklaması ve kadınları peçeden kurtarma çabasında olduğu gibi. Ancak bu bir uzaklaşmaya olduğu kadar, yakınlaşmaya da neden olabilir. İran ve Afganistan şimdiden Türkiye'nin geçirdiği değişimi takip etmeye başladılar. İkinci el Prens Albert'ler de, fes yasaklandığında ikinci el şapkaların bulduğuna benzer geniş bir pazar bulabilirler. Tıraş bıçakları ise Türk ulusalcılığı dalgasıyla birlikte zaferlerini doğuya kaydırıyorlar. Sadece birkaç yıl önce Türkiye, Amerikan mandası olmaya adaydı. Bugünse, bir "mürebbiyenin" öğretmeye asla cesaret edemeyeceği yenilikleri büyük coşkuyla yaşama geçiriyor ve Osmanlı sınırlarının çok ötesinde bir kültürel liderlik kazanıyor. Doğulu bir devletin, herhangi Batılı bir devletin asla ulaşamadığı bir hızda modernleşiyor olması, tarihe haz verecek ikilemlerden biri. Türkler, eziklik hissine kapılmadan, bir yabancının asla dayatamayacağı yenilikleri kendiliğinden benimsiyorlar. Yeni Türk Alfabesi'ne geçilmesiyle birlikte, koca bir ulus gündüz ve akşam okullarına gidiyor. Başkentini Anadolu'nun kalbine çeken Türkler, sadece geçmişin entrikalarından ve onur kırıklıklarından uzaklaşmadı, aynı zamanda Batı çağdaşlığını (iyi veya kötü) Batı kültürünün ulaşamadığı yerlere taşıdı. Yeni Türk Alfabesi için verdiği savaşta Türkiye'nin Cumhurbaşkanı; yabancı dillerin, yabancı basının ve yabancı düşüncenin egemen olduğu Sultanlar şehrini istila etti. Kullandığı silah da kılıç değil, bir kalem. İşte o silah; Boğaz işletmesine ait vapurun ikinci sınıf güvertesinde oturup, kendini zorlayarak, dünyanın her ülkesinde geçerliliği olan yazıyı öğrenmeye çalışan kır saçlı postacının kasılmış elindeki kalem... Dipnot: (1) El Ensari, İslam peygamberi Muhammed'in bayraktarı olmasına karşın burada Fatih Sultan Mehmet'in bayraktarı gibi yansıtılıyor. İLERİCİ YABANCI ŞİRKETLER GAFİL AVLANDI TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN YÜZÜ Devrim niteliğindeki alfabe ‘Sadece birkaç yıl değişiminin çarpıcı bir özelliği de yabancı şirketleri gafil avlamış önce Türkiye, olmasıydı. Eskinin öncüleri şimdi geriden geliyor. Onlar; dikiş makinesi, Amerikan mandası araba, yağbenzin, kahvaltılık yiyecek ve temizlik malzemeleri reklâmlarında olmaya adaydı. ve ürünlerinde hâlâ Arap harflerini kullanıyorlar. "Esseks" reklamı Bugünse, bir gördüklerim arasında türünün tek örneği. "mürebbiyenin" Öte yandan, bir sinema tanıtım ilanlarında Arap harflerini kullanmaya pek gönüllü değil ve her hafta öğretmeye asla cesaret ekranındaki yeni harfli komik bir hikayeyle eğitim veriyor. İstanbulluların edemeyeceği yenilikleri "İç" dedikleri Anadolu, eski başkentin önüne geçmiş durumda. "Stamboul", büyük coşkuyla eski Türkçe'nin yanı sıra Rusça, Fransızca ve İngilizce yazılmış iki dilli yaşama geçiriyor ve tabelaların yaygın olduğu "Pera"dan (Beyoğlu) daha çok etkilenmiş Osmanlı sınırlarının çok görünüyor. Karatahta ve kopya kitabı; ötesinde bir kültürel postanedeki, karakoldaki, çarşıdaki ve bankadaki temel malzemelerden biri liderlik kazanıyor. haline geldi. Ancak, eğitim bundan daha geniş bir alanda veriliyor. Bursa'dan Türkler, eziklik hissine kilometrelerce uzakta, Cape Town – Stockholm seferini beklerken, benden kapılmadan, bir yeni harflerle basılmış bir sütunu okumam istendi ve ben anlamasam da, yabancının asla söylediklerimin anlaşılır olduğu belirtildi. Kafeler, vapurlar ve dayatamayacağı tramvayların hepsi "okula giden" bu ulusun geçici sınıfları. yenilikleri kendiliğinden Drama yeteneği olan Amerikalı bir filmci, kendine İngiliz mezar taşları Bu İstanbul dükkanının eski yazılya yazılmış ismi, yukarıda Latin harfleriyle tekrarlanıyor. benimsiyorlar.’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear