Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 Yazan: Maynard Owen Willams The National Geographic Magazine 1929 Çeviren: Gökhan ERKUŞ Tarihten bir sayfa… C S TRATEJİ akıcı konuşabilen kişiler, yıllardır oturdukları bölgedeki sokakların isimlerini okuyamıyor. Ancak son birkaç haftada büyük bir değişim yaşandı. Ağustos başında Türkiye Cumhurbaşkanı, sıradan bir etkinlikte (ki bunların birinde Batı müziği ve dansından övgüyle söz etmişti); benimsenmesi gelen bin yıl (milenyum) gibi üzerinde düşünülmesi ancak korkulmaması gereken yeni Türk alfabesine ilişkin konuştu. Mucizevi biçimde, limandaki bir düzine kadar Türk vapurunun üzerinde Latin harfleri belirdi. 21 Ağustos'ta Galata Köprüsü'nün rıhtımında yürürken, yerel vapurların pruvalarına takılmaya hazır isimler gördüm. Bir an için kilometrelerce ötedeki fotoğraf makinem aklıma geldi. Köprüde, çocuklar 10 sente yeni alfabenin birer kopyasını satıyordu. Vapurda, 10 sentlik okuma kitabıyla geçirdiğim bir saatte, ülkede geçirdiğim bir yıldakinden daha fazla Türkçe öğrendim. Desteğin büyük, muhalefetin az olmasına karşın bu değişim tepeden inmeydi ve ilhamını yasalardan değil Cumhurbaşkanı'ndan alıyordu. Bir ziyafette konuşma yaparken, kendinden emin uyuşuk görünümlü bir bürokrata Yeni Türkçe ile yazılmış bir metin verir, okumasını isterdi. Geçen yaz çok alın teri döküldü. Böyle bir uygulama, o mevki sahibi adama yeterli gelirdi. Ertesi günün şafağı, onu yeni alfabesine hararetle çalışırken karşılardı. E ğer kalem kılıçtan keskinse, Türkiye yeni zaferlere doğru ilerliyor. Bütün ulus; 482 harf kombinasyonuna sahip Arap alfabesini bir kenara bırakıp, yerine Batı dünyasındakine benzeyen 29 harfli Latin alfabesini benimseyerek (kendine özgü sesleri de barındırıyor) ABC'yi yeniden öğreniyor. Geçen ilkbaharda okullar kapanırken, eğitimin Latin harfleriyle yapılabilmesi için gerekli kitaplar hazırlanana kadar, "Yeni Türk alfabesinin" benimsenmesinin okulların açılmasını erteletebileceği yönünde bazı düşünceler vardı. Ancak "Yeni Türkçe" şaka olmaktan çıkıp o kadar ciddiye alındı ki, eylülde piyasaya çıkan haftalık mizah dergisi "Khahaha" (k ünsüz), tamamen Latin harfleriyle basılan ilk süreli yayın oldu. Aralıkta, bütün gazeteler yeni alfabeyle basılmak zorundaydı aksi takdirde yayınları durdurulacaktı. Hükümet ise bazı gazeteleri yeni matbaa harfleri alabilmeleri için destekleme durumunda kaldı. ‘Türkiye okula gidiyor’ ARAP ALFABESİ GÜZEL AMA ZOR İslam sanatına uygun olmasına karşın, Arap alfabesinin öğrenciler için büyük zorluklar taşıması nedeniyle Türk toplumunun 5'te 4'ünden fazlası okur yazar değildi. Zaman zaman, iyi eğitilmiş Arap, Suriyeli ve Türklerin; İslam sanatı ve edebiyatı olan "hat"ları çözemediğine şahit oldum. Hal böyleyken, neredeyse 500 kombinasyona sahip Arap alfabesinin, işçi ve köylüleri yıldırması şaşırtıcı mı? İstanbul'u fethederken Fatih Sultan Mehmet'in bayraktarlığını yapan Eyüp El Ensari'nin(1) çok hürmet edilen kabristanının önünde; üzerinde Arapça kutsal kitabe olan oymalı bir pencere bulunuyor. Anneler avuç içlerini buraya sürttükten sonra çocuklarının yüzlerine sürüyor, bu nedenle de kitabenin yüzeyi cilalı gibi parlak kalıyor. Ancak pek az kişi onu okuyabiliyor ve ben de tercüme edebilecek birini bulamadım. On yıllardır Türkiye'de yaşayan iyi eğitimli Amerikalılar, Boğaz'dan evlerine giderken iskelelerin isimlerini çıkaramıyorlar. Birkaç dilde ‘Bir ulusu okuma yazma bilmemekten ve geri kalmışlıktan kurtaracak olan Yeni Türkçe DEVLET DAİRELERİ YENİ ALFABEYE mucizesinin yarattığı yenilikçi GEÇİYOR coşku, belki de herhangi bir Birer birer bütün bakanlıklar, resmi yazışmalarda Latin alfabesini kullanmaya başlıyor ve hiçbiri sona ibadethanede eşi benzeri kalan olmak istemiyor. En alt düzey memur dahi harfleriyle okuma ve yazmayı öğrenmek görülemeyecek Arapça hatlara da Latin zorunda aksi taktirde işten çıkarılacaklar listesine Üniversite mezunlarının bile devlet el atabilir. Şimdilik, daha anlaşılır eklenir. memurluğunu ödül olarak gördüğü bir ülkede bu taktik, tembelliği azaltıyor. bir alfabenin getirdiği bu Yabancı dildeki gazetelerin Latin alfabesine geçişi edinen bölümleri kısa süre içinde, birinci sayfa aydınlanma hareketinin, dünyaya konu malzemesi olarak, Amerika'daki spor sayfası ya da köşesi gibi sabit yer edindi. Türkçe gazete mal olmuş sanat hazinelerinin karikatür ve dergilerdeki köşe yazıları ve hatta bütün sayfalar, yöndeki resmi emirden haftalar önce Latin yıkımına yol açacağına ilişkin bir bu harfleriyle basılmaya başlanmıştı bile. Onlar için, "yeni alfabe" eğlence değil, incelenmesi gereken bir işaret yok.’ haberdi. Reklam sütunları, bilindik nesnelerin yeni alfabedeki Türkçe isimlerinin gösterildiği okuma kitaplarına dönüştü. Vitrinler, depodan seçilmiş ürünlerin üzerlerine, kısaltmaları ve tam isimleri yazılmış kartların asılmasıyla tüm 29 harfi sergiler oldular. ÜÇ TANIDIK HARF EKSİK Tramvayların üzerinde yer alan iki dildeki ( Arap harfli Türkçe ve Latin harfli Fransızca) eski işaretler yerlerini; her ne kadar "d" ile "t" ve "b" ile "p" birbirine karıştırılmış ve her ne kadar çentik ile noktalar eklenmiş olsa da bir yabancı için okunması daha kolay olan yeni Türkçe işaretlere bıraktılar. Türklerin benimsediği yeni alfabede "q, w, x" yer almıyor. Daktilonun sol kısmı en az kullanılan bölümü. "Maxim" lokantasına değil, "Maksim" lokantasına gidiliyor. En çarpıcı değişimi "Broussa" arabalarının üzerindeki "Bursa" yazılarında fark ettim. Nedenini sorduğumda rehberim beni, "Bursa" sözcüğünün ses bilgisi açısından bir zamanların başkentine, Fransızca "Broussa"dan daha uygun olduğuna ikna etti. YENİ AVRUPA HARİTASININ TÜRKİYE BÖLÜMÜ YENİDEN YAZILMALI Harf devrimi vitrinlere de yansıdı.. Yeni sözlük çıkana kadar bazı farklı yazımlar olacak. Bir telgraf ofisi kendisine "Telgıraf" derken, beş