24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S dönemde öne çıkan unsuru: yoğun olarak tartışılıyor. Tarihteki tüm imparatorlukların sonunu getiren "aşırı yayılma" ABD İmparatorluğunun da sonunu hazırladığı düşünülüyor. ABD için bu sonu geciktirmenin yollarından birisi, yükü mümkün olduğu kadar başka ülkelere paylaştırmaktır. Bu kapsamda özellikle terörle savaşın bir din savaşı olmadığını göstermek üzere, halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan, fakat Batı ittifakında yer alan Türkiye’ye önemli rol vermek istiyor. Bunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin profesyonel başarıları, barışı destekleme operasyonlarındaki deneyimleri ve bölge halkları ile diyalog kurabilme yeteneği önemli rol oynuyor. Soros’un "en önemli ihraç malı" olarak askerimizi göstermesi bu yüzdendir. ABD’nin ülkemizi "ılımlı İslam ülkesi" olarak diğer Müslüman ülkelere örnek göstermesi ve Türkiye’nin bu tür harekatlara İslam kimliği ile katılması Cumhuriyetin temeli olan laikliğe aykırıdır. Bir ülke ile güvenlik konusunda işbirliğinin temel koşulları, ortak çıkarların bulunması, bu çıkarlara yönelik ortak tehdit algılamaları ve bu tehditlere karşı koyabilmek için ortak konseptler olmasıdır. Soğuk Savaş döneminde ortak tehdit algılaması bizi ABD ile müttefik yapmtı. Ancak Soğuk Savaş sonrası dönemde bu ülke ile çıkarlarımız ve tehdit algılamalarımız gittikçe farklılaşmaya başladı.(5) Terör başta olmak üzere, zamanımızdaki asimetrik tehditlerle başa çıkmanın yolu uluslararası işbirliğinden geçiyor. Ancak, burada çifte standartların olmaması gerekir. ABD ve AB’nin PKK konusundaki çifte standartları dururken, bizim terörle mücadele adı altında, ABD ve İsrail’in çıkarları için Afganistan’da El Kaide ile ya da Lübnan’da Hizbullah’la çatışmamız düşünülemez. TSK, hem bu tür harekatlara katılmak hem de aynı anda terörle etkin mücadele etmek yeteneğine sahiptir. Sorun, yurtdışı harekatlara katılarak içerdeki terörle mücadeleye ayrılacak kuvvetlerin azaltılması değildir. Önemli olan, PKK’yı dolaylı olarak destekleyen ABD’ye karşı siyasi bir duruş sergilemek, her istediği yere askerimizi göndermemek ve emperyalizmin Ortadoğu’daki planlarının uygulayıcısı olmamaktır. TRATEJİ 13 savaşır mısınız? ASKER GÖNDERME ÖLÇÜTLERİ karşılanmadığı görülecektir. Önemli diğer bir kriter de sizden asker isteyen güçlerin (ABD) neden sizi istediğidir. Yukarıda da Bir bölgeye gerek savaşmak için, gerekse barışı değinildiği gibi, ABD’nin hedefi Ortadoğu’yu destekleme harekatı için asker gönderilirken kendisine göre şekillendirerek imparatorluğunun aşağıdaki ölçütlerin göz önüne alınması gerekiyor: devamını sağlamaktır. Bunu nasıl yaptığını 1. Yaşamsal önemde bir ulusal çıkarım var mı? komşumuz Irak’ta gördük. Kuzey Irak’ta bağımsız (Barışı destekleme operasyonlarında daha düşük (daha doğrusu ABD’ye bağımlı) bir Kürt devletinin önem derecesindeki ulusal çıkarlar söz konusu kurulmasını sağlayan bu planın Türkiye’nin çıkarlarına Afganistan’da ABD olmadığını anladık. ABD askeri ve çocuk... bizden işte bu planlarının uygulanması için asker istiyor. Buna rağmen "terörizmle uluslararası mücadele" maskesi altında ABD’nin her istediği yere askerimizi göndermek, ABD’nin planlarının bir parçası olmak ve bir daha kolay kolay sıyrılamayacağımız şekilde kendimizi bu planlara angaje etmektir. ABD’nin istekleri doğrultusunda yurt dışına asker gönderirken, yukarıdaki kriterlerin dışında Hükümetin dikkate aldığı en önemli kriter, ekonomik, siyasal ve askeri teknoloji bakımından bağımlı olduğumuz bu ülkeye hoş görünmek ve iktidarlarının devamını sağlamaktır. Çok daha zor koşullar altında antiemperyalist Bağımsızlık Savaşı vererek bağımsızlığını kazanmış bir ülkenin bu duruma düşürülmesinde hepimizin sorumluluğu bulunuyor. Sonuç olarak, ABD kendi ulusal çıkarlarını ve emperyalist planlarını gerçekleştirmek amacıyla mümkün olduğu kadar başka ülkelerin askerlerinin "terörle uluslararası mücadele" bahanesi ile kendisi için savaşmasını istemekte, bu kapsamda Türkiye’ye özel bir ilgi gösteriyor. Türkiye ise, olabilir, ancak bir ulusal çıkarın olması asgari kendi potansiyeline uygun bağımsız hareket etmek, koşuldur). ABD planlarının bir parçası olmamak, yalnızca 2. Askeri güç tek veya son çare mi? (Ulusal kendi ulusal çıkarlarının peşinde olmak zorundadır. çıkarlarımı askeri güç dışındaki diğer güç Bunun tek yolu, Atatürk’ün izlediği onurlu dış unsurlarımla sağlayabilir miyim?) politikayı izleyebilecek şekilde "tam bağımsız" 3. Yeterli ve hazır askeri gücüm var mı? olabilmek ve bunu gerçekleştirecek anlayışı iktidara 4. İç kamuoyu askeri gücün gönderilmesini getirmektir. destekliyor mu? Dipnotlar 5. Uluslararası kamuoyu benim asker (1): göndermemi destekliyor mu? http://www.centcom.mil/sites/uscentcom1/Shared% 6. Barışı desteklemek için gideceğim bölgedeki 20Documents/Coalition.aspx yönetim ve halk beni istiyor mu? (2): 7. Harekat uluslararası hukuka uygun mu? (Bu http://en.wikipedia.org/wiki/USA#Foreignrelations aynı zamanda Anayasamızın aradığı bir koşuldur.) andmilitary 8. Harekata katılmakla katlanacağım maliyet ve (3): karşılaşacağım riskler nelerdir? Elde edeceğim http://www.defenselink.mil/news/casualty.pdf ulusal çıkarlarım bu maliyet ve riskleri göze almaya (4): Defense News March 27, 2006 s.4 değer mi? (5): DUMANLI C. "Türkiye İle ABD’nin Lübnan’a asker gönderirken veya Afganistan’da çıkarları Örtüşmüyor", Cumhuriyet Strateji 3. El Kaide ile çatışacak asker gönderme taleplerini Temmuz 2006 değerlendirirken bu ölçütlerin çoğunun Gelinen aşamada ABD, Irak ve Afganistan’da zorlanıyor. Bu iki ülkeye düzenlenen operasyonların sonucu, hedeflenenin tam tersi durumda. ABD, önümüzdeki dönemde kendisini destekleyen Türkiye gibi ülkelerden daha çok askeri destek isteyebileceğinin işaretlerini veriyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear