Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cemile Akça ATAÇ TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası caatac@tusam.net B’nin, idari yapısını şeffaflaştırması ve böylece kendi vatandaşı ile yeniden barışması gereği Finlandiya dönem başkanlığının öncelikleri arasında yer alıyor. Bu nedenle de 9 Kasım 2005 tarihinde başlatılan Avrupa Şeffaflık İnisiyatifi’ne daha fazla işlerlik kazandırmak için çalışmalara, sonbaharda kapsamlı bir biçimde başlanacak. İnisiyatif, AB’deki lobicilik faaliyetleri, standartların uygulanacağı çerçeve ve yapısal ile tarımsal fonları kullananların kimlikleri ve kullanılan miktarlar konusunda tam bir şeffaflık öngörüyor. AB ile ilgili bütün kararların kapalı kapılar ardında alınıyor olmasından büyük rahatsızlık duyan AB vatandaşları da, özellikle kendileri için “anlaşılmaz bir mit” haline gelen Ortak Tarım Politikası’nın (OTP) uygulanışında bilinmeyen hiçbir nokta kalmamasını talep ediyor. OTP, yalnızca AB’nin değil dünyanın da gündemini meşgul eden ve artık günümüzde ahlakî açılımları da olan çok önemli bir fenomen. İçeriden ve dışarıdan gelen reform baskılarına daha fazla dayanamayan AB, tarım politikası uygulamalarını 2008 yılında yeniden gözden geçirmeyi kabul etti. Ancak söz konusu reformlarda, dışarıdan yükselen seslerin umutsuz yardım çağrıları yapmasına rağmen, yine çoğunlukla kendi kamuoyundan gelen talepleri gözetmesi daha olası gözüküyor. Ortak tarım politikası C S TRATEJİ 5 Başkanı Alpha Oumar Konara, “nüfusunun yüzde 40’ının günde 1 Avro’nun altında bir gelirle yaşamaya çalışan” bu kıtaya gerçekten yardım edilecekse bunun, AB’nin tarım sübvansiyonlarında indirime gidilmesi şeklinde olması konusunda ısrarlı. Konara, en büyük endişesinin “iç pazarlarına hâkim olamayan Afrikalıların, hiçbir zaman denizaşırı pazarlara ulaşamayacağı” olduğunu, AB ile bir araya geldiği her platformda dile getirmeye devam ediyor. A OTP VE ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERİ Doğrudan destekleme esasına dayanan OTP dünya kamuoyunda, AB çiftçilerine, girdikleri dış pazarlarda, aradaki fark “fiyat desteği” adı altında Komisyon’dan alınabildiği için, yerli üreticininkinin altında fiyat belirleme olanağı tanıyarak küresel fakirleşmeyi arttırması nedeniyle büyük eleştirilere hedef oluyor. AB’li çiftçilerin verdiği düşük fiyatla rekabet edemeyen yerli üretici, kendi pazarında AB’ye hiç durmadan yeniliyor. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yetkilileri, AB’nin bu derecede yüksek tarım sübvansiyonu uygulamaya devam etmesi halinde kendilerinin kırılması çok güç bir fakirlik döngüsüne hapsolacaklarını çeşitli platformlarda defalarca dile getirdiler. En son, Doha Turu görüşmelerini yeniden canlandırmak için Temmuz başında bir araya gelen Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ülkeleri, ABD ve AB’nin verdiği tarım sübvansiyonlarının dünyayı nasıl fakirleştirdiğini tartıştı. Hintli Ticaret Bakanı Kamal Nath’ın 1 Temmuz’daki görüşmeleri terk etmesi ve “ABD ile AB’nin tarım sübvansiyonları konusunda gelişmekte olan ülkeleri rahatlatacak bir adım atmadan görüşme masasına dönmeyeceğini” açıklaması gözlerin bir kere daha ABD ve AB’ye dönmesine neden oldu. Arkasında gelişmekte olan 110 ülkenin desteği olduğunu söyleyen Nath, bu gelişmiş ülkelerin verdikleri tarım sübvansiyonlarının yarattığı haksız rekabetle, kendi çiftçilerinin hiçbir şekilde baş edemediklerinin altını bir kere daha çizdi. Ancak ne ABD ne de AB’nin söz konusu destek ile ilgili geri adım atmaya yanaşmaması, 31 Aralık’ta sona erecek olan Doha Turu’ndan küresel fakirleşme ile mücadele adına olumlu sonuç beklentisini de asgariye indirdi. Doha görüşmelerinin bugüne kadar olan ve çok zorlu geçen aşamalarında “kriz” kelimesini ağzına almaktan çekinen DTÖ Genel Sekreteri Pascal Lamy ise, görüşmelerin büyük ölçüde AB’nin uyguladığı tarım politikası yüzünden girdiği çıkmaza bakarak DTÖ’nün “artık bir krize girdiğini” bütün dünyaya ilan etti. AB Komisyonu’nun Ticaret AB’nin sadece üye ülkelerden değil uluslararası olarak da tepki görmeye başlayan ortak tarım politikasının 2008 itibariyle yeniden gözden geçirilmesi planlıyor. Birliğin tarım politikası AB kamuoyunca da “fazla ve dolayısıyla gereksiz üretimi cesaretlendiren pahalı bir yöntem” olması nedeniyle eleştirilere hedef oluyor. Diğer taraftan OTP, “fazla ve dolayısıyla gereksiz üretimi cesaretlendiren pahalı bir yöntem” olması nedeniyle AB kamuoyunda da büyük eleştirilere hedef oluyor. Afrika Birliği’nin şikâyetlerinin veya Doha Turu’ndaki tartışmaların çok da ulaşmadığı AB vatandaşları, tarım sübvansiyonlarının, indirilmesinden ziyade, şeffaf ve etkin bir yönetim altında yeniden yapılandırılması için bastırıyorlar. Bunun son örneğini, araştırmacı, gazeteci ve ziraat mühendislerinden oluşan bir grubun Farmsubsidy adı altında kurduğu Danimarka merkezli sivil toplum örgütünün, üye ülkelere tarım sübvansiyonu bilgilerinin tamamını açıklamaları için yaptığı baskıda gördük. AB Komisyonu’nun Danimarkalı Tarım Komiseri Mariann Fischer Boel’in de desteğini kazanan bu sivil oluşuma şimdiye kadar 13 üye ülke yayımlanması için sübvansiyon bilgilerini iletti (www.farmsubsidy.org). Danimarka, Hollanda ve İsveç, tam şeffaflık adına, istenen bilgilerin tamamını verirken İngiltere, Fransa ve İspanya gibi ülkeler kısmî şeffaflığın yeterli olacağını düşünerek sübvansiyon kayıtlarının sadece bir kısmını açıkladı. Bilgi vermeyi reddeden ülkeler arasında ise Almanya, Polonya, Yunanistan ve şeffaflık isteyen söylemine rağmen dönem başkanı Finlandiya bulunuyor. OTP’nin 43,5 milyar Avro olan yıllık bütçesinin yaklaşık 40 milyar Avro’su, her yıl üye ülkeler eliyle 1,3 milyon AB çiftçisine dağıtılıyor. Bugüne kadar üye ülkeler, OTP dâhilinde aldıkları ödenekleri hangi çiftlik ve çiftçiye harcadıklarını gizli tutuyordu. Ancak artık Komisyon, Farmsubsidy’nin girişimini destekler biçimde, üye ülkelerin kendilerine emanet edilen fonlardan yararlanan herkesi, şirket ve birey, açıklamasını istiyor. Bu şekilde herhangi bir yolsuzluk olasılığı tamamen ortadan kaldırılacağı gibi, sübvansiyon ödemeleri yapılırken son derece detaylı ve Komiseri Peter Mandelson’un kişisel çabalarına rağmen kimilerine göre karmaşık kuralların tamamına uyulması üye ülkeler, tarım sübvansiyonlarında indirime gitme da sağlanacak. Nitekim Komisyon, daha geçtiğimiz fikrine şiddetle karşı çıkıyorlar. “Dünyayı fakirleştirme” haftalarda OTP dâhilinde üye ülkelere verilen 161,9 suçlamasına ise Afrika’ya yapılan mali yardım milyon Avro’yu kötü harcandığı ve kural ihlali yapıldığı vurgulanarak yanıt veriliyor. AB ülkeleri, mevcut yardım gerekçesi ile geri istedi. Buna göre Fransa 85,81 milyon, miktarı olan 17 milyar Avro’yu 2013 yılına kadar 25 İspanya 33,36 milyon, İtalya 9,41 milyon ve Yunanistan milyar Avro’ya çıkarmayı hedefliyor. Kalkınma ve da 8,07 milyon Avro geri ödeyecek. İngiltere başta İnsanî Yardım Komiseri Louis Michel’e göre, AB’nin bu olmak üzere diğer ülkeler de 1 milyon Avro’nun altında yeni Afrika stratejisi, karşılıklı ilişkilerde bir dönüm geri ödemeler yapacak. Komisyon’un üye ülkelerden noktası olacak ve “Afrika’nın kendi kendine yardım 1996 yılından beri, tarım sübvansiyonu ile ilgili olarak edebilmesi” ile sonuçlanacak. Ne var ki Afrika Birliği toplam 3,4 milyar Avro geri istediği AB Tarım Komiseri Boel, biliniyor. Uzmanlara göre, sübvansiyon OTP’nin geliştirilmesi için bilgilerinde tam bir şeffaflığa ulaşılmış yoğun çaba harcıyor. olsaydı geri istenen miktar çok daha fazla olacaktı. OTP’de şeffaflık istenmesinin diğer bir nedeni de Komisyon’un artık sırf üretim amaçlı ödeme yapılmasına karşı çıkması. Son yıllarda, çevre şartlarının iyileştirilmesi, hayvan refahı ve kamu sağlığını gözeten projelerin desteklenmesi OTP’nin sürdürülebilirliği için çok daha büyük anlam kazandı. Buna göre, 2011 yılına kadar doğrudan ödemelerin yüzde 90’ının bu çerçevede verilmesi öngörülüyor. Şeffaflık bu hedefin tutturulmasında önemli bir rol oynayacağı gibi böylece, AB’deki çiftçilerin yüzde 7’sinin tarım sübvansiyonlarının yüzde 56’sını kullandığı gerçeği arkasında yatan nedenler de daha gerçekçi bir biçimde ele alınabilecek. AB’nin büyük sorunu OTP VE AB VATANDAŞLARI