Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S Muhaberesi’nin benzer yanları TRATEJİ 13 hayati emir Mangal Dağını koyu bir sis bulutu kaplanmıştır. Yağan şiddetli yağmur, savunma mevzilerine doğru esen kuvvetli fırtına ve tepeyi sıyırarak kuzey doğu istikametinde kayarak yoğunlaşan sis, Türk savunma mevzilerini olumsuz yönde etkilerken, Yunan askerlerinin çekilen sisi takip ederek Türk mevzilerine avantajlı bir şekilde yaklaşmalarına imkan vermiştir. 5nci Tümen Komutanı Yarbay Kenan, tüm olumsuzluklara rağmen 15nci Alayını kuzeybatı istikametinde karşı taarruza geçirdi ise de; irtibat güçlüğü, merkez kesimi savunmakla görevli olan 24ncü Alayın mevzilerini terk ederek dağın zirvesine doğru çekilmesi ve keza sol kanatta bulunan 14ncü Alayın da aynı şekilde mevzilerini terk etmek zorunda kalması, tümenin savunma insicamını bozmuştur. Bunun üzerine Tümen komutanı yarbay Kenan Bey gece yarısı Haymana güneyinde Yamak köyündeki İkinci Grup karargahına gelerek Selahaddin Adil Bey’e durumu rapor etmiştir. Grup Komutanı Selahadin Adil Bey, verilen ağır zayiat ve topların kaybedilmesi tehlikesi sebebiyle Tümenin Mangal Dağından çekilmesine karar vermiştir. Daha muharebenin ilk gününde Mangal Dağının Yunan birliklerinin eline geçtiği haberi Türk Başkomutanlığı’nın bulunduğu Alağöz karargahını çok etkilemiş ve derinden üzmüştür. Yunan Ordu Komutanı Papoulas bu başarısını bir resmi bildiri ile Yunan halkına sunarken, Türk Başkomutanlığı, cephenin bu kesiminde topladığı on tümen kadar kuvvetin doğrudan sevk ve idaresini Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın emrine vermiştir. Mangal Dağından sonra 1nci Yunan Kolordusu Komutanı üç tümenden oluşan birlikleri ile Mangal Dağı’nın kuzeyinde bulunan Türbe Tepeye taarruzlara başlamıştır. 25 Ağustos günü saat 09.00 sıralarında bu tepe de Yunanlıların eline geçmiştir. Ancak Türbe Tepeyi savunmakla görevli olan 17nci Tümen Komutanı Yarbay Halit (Derviş) 1nci Yunan Tümenine yaptığı karşı taarruzlarla hem Yunan taarruzlarını durdurmaya ve hem de ağır zayiat verdirmeye muvaffak olmuştur. Keza aynı bölgede taarruz eden 3ncü Kafkas Tümeni de büyük başarılar elde etmiştir. Bu tümenin alaylarındaki bölüklerin mevcutları 90’dan 40’lara inmiş ve hatta alayın yalnız bir taburundan 6 subay şehit olmuş ve yaralanmıştır. Cephenin bu kesimindeki muharebelerin tehdit oluşturması üzerine Başkomutan Mustafa Kemal Paşa da hayatının her safhasında olduğu gibi göğüs kafesinde devam eden acılar ve sargılar içerisinde atının üzerinde dim dik durarak cephenin bu kritik kesimine gelmiş ve durumu yakından takip etmeye başlamıştır. Başkomutanın bölgeye gelmesiyle, Mangal Dağının geri alınması için derhal 1nci Grup birlikleri karşı taarruza başlamışlardır. Başkomutan, süngü hücumlarıyla taarruzun şiddetlendirilmesini ve mevcut ihtiyatların burada kullanılmasını emretmiştir. Giresunlu Topal Osman Ağanın 47nci Alayından başka bölgede ihtiyat kuvveti bulunmadığının belirtilmesi ve bu birliğin de gönüllülerden oluştuğu için süngülerinin bulunmadığının hatırlatılması üzerine; ‘’Osman Ağanın askerleri, bellerindeki Sürmene bıçaklarıyla düşman askerlerinin üzerine atılacaklar ve onları eski mevzilerine atacaklardır’’ emrini vermiştir. Bu emir adeta bir ölüm emridir ve uygulaması da pervasızca olmuştur. Nitekim 4ncü Tümenin hemen yanında taarruza katılan 47nci Alayın zayiatı oldukça fazla olmuş, ancak görevini başarıyla tamamlayan alay, hava kararıncaya kadar muharebeye devam etmiş ve müteakiben 4ncü Tümen ile birlikte ihtiyata alınmıştır. Yunanlılar, bu alayın şehitlerinin kıyafetlerine bakarak Türklerin ulusal kıyafetler giyen özel birlikler kurdukları kanısına varmışlardır. Türk milletinin tarihinde ayrı bir yeri ve önemi olan ve 22 gün 22 gece devam ederek tarihe subay muharebesi olarak geçen Sakarya Meydan Muharebesi, Atatürk’ün ifadesiyle Türk milletinin namus cephesidir ve bir ölümkalım mücadelesidir. Başkomutan M. Kemal, yıllar sonra tıpkı Çanakkale olayında olduğu gibi, Sakarya’yı da adeta İkinci Çanakkale yapmış ve Yanan ordusunun bu kutsal vatan topraklarının daha ilerisine geçmesine izin vermemiştir. Bu tarihi olay, klasik anlamda güç oluşturma ve gücün istenilen yer ve zamanda etkili kullanımı anlamına gelen ‘’strateji’’ kavramının; sargılar ve acılar içinde kıvranan bir Başkomutanın cephenin en kritik yerinde ve atının üstünde dimdik durarak varlığı ve verdiği ölümüne mücadele emirleriyle belki de ‘’komutanlık ve liderlik stratejisinin’’ nadir örneklerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Keza, makineli tüfekler, toplar ve uçaklar desteğinde taarruz eden Yunan ordusu askerlerine karşı tüfekleri ve süngüleri dahi bulunmayan kahraman Türk askerleri, sadece bellerindeki bıçaklarıyla hayatlarını hiçe sayarak vatanı ve onun her karış toprağını kurtarmak için ölümüne mücadele etmişler, pek çoğu şehit olmuşlardır. Bu fedakar ve kahraman insanların manevi huzurunda saygı duymaktan başka insanın elinden bir şey gelmiyor. Fakat Sakarya’dan İzmir’e uzanan bu kutsal vatan topraklarında Türk evlatlarının yere düşen mübarek vücutları ve semaya yükselen ruhları bizlerden bir görev bekliyorlar. Sakarya’dan İzmir’e uzanan bu topraklarda bir ‘’Milli Mücadele Ormanı’’ ihdas etmek ve oluşturulacak olan şehitliklerde onların anılarını tazelemek gerekmektedir. Bu hepimiz için milli bir görevdir. Ruhları şad olsun! Faydalanılan kaynaklar: 1. Günesen, Fikret, Çanakkale Savaşları, Kastaş Yayını,1986. 2. İğdemir, Uluğ, Mustafa Kemal’in Arıburnu Muhaberatı Raporu, Atatürk Dil ve Trih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayını, 1990. 3. Müderrisoğlu, Alptekin, Sakarya Meydan Muharebesi Günlüğü, Kastaş Yayınları. 4. Türk İstiklal Harbi, Batı Cephesi, İkinci Cilt, 5nci Kısım, 2nci Kitap, Sakarya Meydan Muharebesi ve Sonrasındaki Harekat, Genelkurmay Basımevi, 1980. 5. Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Çanakkale Cephesi Harekatı, Vnci cilt, Üçüncü Kitap, Genelkurmay Basımevi, 1976.