26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

art arda patlamalardan Saakaşvili yönetimini sorumlu tutmaktadırlar. Benzer biçimde Abhaz yetkilikler de yine geçtiğimiz ay 300 kişilik milis gücü olduğu söylenen ayrılıkçı lider Emzar Kvitsiani’nin yakalanması amacıyla Kodor vadisine düzenlenen operasyona benzer biçimde tepkiyle yaklaşarak silahlı güçlerini harekete geçirdiler. Yaklaşık olarak 4000 kişinin yaşadığı Kodor Vadisi Abhazya ile Gürcistan’ı birbirine bağlamaktadır ve 1994 anlaşması gereğince güney yarısı Abhazların kontrolündedir. İki taraf arasında ise Rus barış gücü görev yapmaktadır. Gürcü yönetimi her ne kadar bu operasyonu polisiye, iç güvenliğin sağlanmasına yönelik bir operasyon olarak nitelese de bu hareketlenmenin hemen öncesinde 21 Temmuz’da kabine değişikliği yapılarak ılımlı kanadın son temsilcisi sayılan sorunların barışçıl yollarla halledilmesi taraftarı olduğu söylenilen Gürcistan’ın anlaşmazlıklarının çözümünden sorumlu devlet bakanı Georgi Haindrava’nın görevden alınarak yerine sertlik yanlısı eski dışişleri bakan yardımcısı Merab Antadze’nin getirilmesinin akılları karıştırdığı belirtilmelidir. Bu gelişmelerin yanı sıra Gürcistan’ın iç gelişmelerinde de bir takım sıkıntılar bulunmaktadır. Devrim sonrası dengelerde değişmeler olduğu, bir takım eski müttefiklerin farklı sebeplerle de olsa Saakaşvili’yle ters düştükleri gözlemlenmektedir. Bu bir kısım grupları isteksizce de olsa Rusya’ya yakınlaştırmaktadır. Buna Saakaşvili’nin giriştiği bir takım radikal reformların yanı sıra halk nezdinde yaratılan yüksek beklentilerin gerçekleştirilememesinin yol açtığı büyük hayal kırıklıkları nedeniyle ortaya çıkmaya başlayan ciddi sayıdaki muhalif gruplar da eklenmelidir. Bunlar da Gürcistan’ın geleceği Saakaşvili, bağlamında potansiyel tehdit askerle de olarak görülebilir. Her ne kadar sık sık henüz başka bir alternatif isim moral veriyor. ortaya çıkmasa da bu yılın bahar aylarında yapılan anketlerde Saakaşvili’nin halk arasında 2005’de %70’lerde olan popülaritesinin %30’lara düşmesinin bu tehditle birleşmesi ihtimali Gürcistan’da sıkıntılara yol açabilir. Son günlerde Ukrayna’da yaşananlar akla getirildiğinde de Ortadoğu’ya yoğunlaşan Batı dünyasının eski Sovyet coğrafyasındaki gelişmelerden uzaklaşamaya ve kontrolü yitirmeye başladığı fikri uyanmaktadır. Bu noktada Gürcistan’daki gelişmelerin bölgesel yansımaları açısından ilk olarak bölgesel dengeleri belirlemesi ve etkinliği bağlamında ilk olarak Rusya’nın tepkisine değinilebilir. Gürcistan’ın politik tercihlerinin merkezine, dönemsel olarak karşı karşıya kalınan sıkıntılara bağlı biçimde geri çekilmeler olsa da Batı dünyasına yakınlaşma politikasını yerleştirmesi Rusya’nın Gürcistan’a sürekli kuşkuyla ve tepkiyle yaklaşmasına neden olmuştur. Gamsakhurdiya iktidarıyla başlayarak Şevardnadze ile devam eden bu politikanın temelinde Gürcistan’ın tüm sorunlarının merkezinde yer alan Rusya’dan uzaklaşarak AvrupaAtlantik yapılanmasına yaklaşmak yer almaktadır. Bu yaklaşımdan zaman zaman uzaklaşıldığı ve Rusya’ya yaklaşıldığı gibi bir takım dönemsel izlenimler söz konusu olduysa da aslında bunun Gürcistan elitlerinin politik tercih değişikliğinden ziyade Batı dünyasının ilgisizliğiyle açıklanmasının daha doğru olacağı değerlendirilmektedir. Gerçekten de ABD başta olmak üzere Batı dünyasının Gürcistan’a yakınlaşmasının Gürcistan’ın Rusya’ya karşı daha sert bir duruş takınmasına yol açtığını görmekteyiz. Bu noktada Batı dünyasının Gürcistan’a ve Gürcistan’ın sorunlarına bakışı öne çıkmaktadır. Nitekim Gürcistan’ın NATO ve AB üyeliği talepleri ve bu yöndeki gelişmeler Gürcistan’ın bölgesel dengeler ve komşu ülkelerle olduğu kadar Abhazya ve Güney Osetyayla ilişkilerinde de kendisini C S TRATEJİ 23 yeniden büyük bir kargaşa ortamına taşıyacaktır. Bu türde bir müdahaleye Rusya’nın tepkisiz kalması beklenemez. Bu tepki en azından başlangıçta doğrudan silahlı bir müdahale olmayacaktır. Ama Rusya’nın bu çatışmada Gürcistan’ın karşısında duracak gruplara ya da halklara her türlü desteği vereceği, tüm ağırlığını kullanarak uluslararası mekanizmaları bu yönde harekete geçirerek Gürcistan’ı yıpratmak isteyeceği de aşikârdır. Geçtiğimiz hafta Kuzey Kafkasya halklarından gelen peş peşe açıklamalar bu yönde dikkat çekmektedir. Bölgede bu türde istenmeyen bir savaş durumunun son dönemde stratejik ortaklık seviyesine ulaştığı varsayılan TürkGürcü ilişkilerine çeşitli boyutlarda olumsuz etkileri olacaktır. İki ülke arasında vizesiz serbest geçiş sayesinde sınır geçişi sorunu kalmamış olup yakın bir askeri ve ekonomik işbirliği söz konusudur. Batum havaalanı gibi ortak projelerin yanı sıra bu yıl ilk defa Türkiye’nin Gürcistan’la olan kargo ticaretinde Rusya’nın önüne geçeceği belirtilmekte. Bundan daha önemli olmak üzere BTC boru hattı projesi faaliyete geçmiş olup BakuTiflisErzurum doğalgaz hattı projesi başarıyla devam ettirilmektedir. Demiryolu bağlantısıyla Kafkasya’nın dünyayla bağlantısı sağlanmaya çalışılmaktadır. Yeni bir savaş durumunun bu projelerin işleyişine, yeni projelerin canlandırılmasına ölümcül bir darbe vuracağı açıktır. Bu zorunlu olarak sadece Türkiye’yi değil küresel güçleri de oyunun içine çekerek belki de Ortadoğu’dan daha karışık ve sıkıntılı bir sürece yol açabilir. Bu Ortadoğu’da olduğu gibi, gelişmeleri istediği biçimde kontrol ve yönlendirme imkânı olmayan Türkiye’yi rahatsız edecektir. Sorunun Türkiye’yi etkileyebilecek diğer bir boyutu ise Kafkas kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve sivil toplum örgütlerinin tepkileri olacaktır. Abhazya ve Abhaz sorunu bu anlamda sürekli olarak Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir sorun olagelmiştir. Örneğin AbhazGürcü savaşıyla birlikte kurulmuş olan ve ilk Cumhurbaşkanı Vladislav Ardzinba tarafından Leon nişanı ile dahi ödüllendirilen KafkasAbhazya Dayanışma komitesi savaş sırasında Abhazya ile Türkiye arasında köprü vazifesi gören, resmi makamlar arasında koordinasyon ve bilgi akışını sağlayan, savaş bitiminden bugüne kadar bu görevi eksiksiz devam ettiren sivil bir girişim olarak aktif biçimde çalışmıştır. Benzeri dernek ve komitelerin kamuoyu oluşturacakları siyasi baskı unsurları olarak çalışacakları akılda tutulmalıdır. Bu çerçevede çatışma ihtimalinin belirmesiyle birlikte bu yapıların gazete ilanları, toplantılar ve siyasi görüşmelerle harekete geçtikleri görülmektedir. Bu Türkiye’nin iç siyasetinde olduğu kadar gerek Gürcistan ile gerekse Rusya ile ilişkilerinde de sorun yaratabilir. Zayıf ve çatışmaların hâkim olduğu bir Gürcistan ne Türkiye’nin ne de diğer güçlerin çıkarına hizmet eder. Bu nedenle Gürcistan’la fiili olarak bağımsızlıklarını ilan eden yapılar arasında savaşa varmadan bir uzlaşmaya gidilmesi yönündeki çabalar artırılarak devam ettirilmeli ve anlaşmazlıklar barışçı bir biçimde sonuçlandırılmalıdır. Türkiye siyasi bağları ve dostluk ilişkisini tarafları mutlu edecek bir çözümün elde edilmesi amacıyla etkin bir biçimde kullanmalıdır. Aksi takdirde ileride artacak gerginlik durumunda Türkiye dışındaki bir takım aktörler Türkiye dışında çözüm önerileriyle doğan boşluğu dolduracaklardır. göstermektedir. Gürcistan bu ilişkiler çerçevesinde sorunları çözeceğini düşünmektedir. Fakat Rusya’nın da aynı kozları Gürcistan’a karşı kullandığını söyleyebiliriz. Rusya bir yandan Abhazya’nın dünyaya açılan kapısı olurken diğer yandan askeri varlığıyla ve kontrollü olarak uyguladığı ambargoyla hâlihazırdaki fiili durumun en azından devamını sağlamaktadır. Her iki bölge halklarına vatandaşlık vererek bir yandan etkinliğini artırırken diğer yandan da bunu koz olarak kullanarak Gürcistan’ı baskı altına almaktadır. Bir yandan Gürcistan’daki üslerini boşaltırken (Rusya Batum ve Akhalkalaki üslerini 2007 sonunda boşaltılacak 2008 sonuna kadar da kapatılacak. Bu üslerle ilgili olarak Gürcülerin Ruslara buraya yabancı askerlerin yerleştirilmeyeceği konusunda sözlü taahhütleri bulunmakta) diğer yandan Gürcistan sınırında özel birliklerin yer alacağı iki askeri üs inşa ederek varlığını devam ettireceğini belirtmektedir. Bu ipuçlarından hareketle Rusya’nın hâlihazırdaki durumu ve dengeleri korumaya devam etmek isteyeceği söylenebilir. Bu çerçevede Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve üniter devlet yapısını sağlamak adına bölgedeki fiili duruma askeri müdahaleye kalkışması bölgeyi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear