Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Dr. Nejat TARAKÇI İzmir Ekonomi Ünv. UAİ Bölümü ntarakci@gmail.com BD Dışişleri Bakanı Rice’ın Yeni Ortadoğu söylemi ve Ralph Peters adlı Amerikalı albayın yeni Ortadoğu haritası bölgemizle ilgili sıcak tartışmalar yarattı. Biri resmi biri gayrı resmi bu iki olgunun İsrail’in Lübnan’a saldırması ile eş zamanlı olması, ABD’nin bölgemizle ilgili plan ve stratejilerinde önemli değişiklikler olduğunu göstermektedir.ABD gibi global bir güç merkezinin temel amaç ve stratejilerini dikkate almadan sadece bölgesel analizlerle sağlıklı sonuçlara ulaşmanın mümkün olmadığını düşünmekteyiz. Bu nedenle son 10 yılda gelişen iletişim teknolojileri son derece küçülen, ancak azalan kaynakları nedeniyle daha kanlı çatışmalara sahne olan dünyamıza ABD açısından yaklaşmaya çalışacağız. ABD’nin korku ve endişe stratejisi: C S TRATEJİ zaman ve uyarı bakımından her iki taraf için de tesbit edilebilir ve karşı konulabilir bir özellik taşımaktaydı. A Yeni Bazılarını kazanmış bazılarını kaybetmiştir. Libya, İran ve Vietnam önemli kayıpları olurken kazanımları her zaman daha fazla olmuştur. Ana konsept, üslerin zaman içinde hedef bölgelerine coğrafi olarak daha fazla yaklaştırılması ve birbirlerini destekleyecek durumda olmalarıdır. Üs edinme ve nüfuz alanını genişletme mücadelesi içinde; ABD ve Sovyetler Birliği(SB) birbirlerinin ana kıtalarını doğrudan tehdit etmekten kaçındılar. Ancak nüfuz bölgelerini genişletmek veya durdurmak amacıyla Nigaragua, Vietnam, Angola, Afganistan, Kamboçya gibi Üçüncü Dünya ülkelerinin topraklarında şiddetle çatıştılar. Bu Soğuk Savaşın kanlı ve sıcak cephesiydi. Bu dönemde, ABD ve SB arasında kıtalararası balistik nükleer füzelerle sağlanan güç dengesi her iki blokun güvenliği açısından kabul edilebilir bir risk seviyesi oluşturmuştu. Çünkü bu tehdit, ABD ULUSAL ÇIKARLARI VE ORTADOĞU ABD; Irak’ı işgal ederek bu bölgede daimi bir askeri yığınaklanmayı sağlamıştır. Bağdat’ta Dicle Nehri kıyısında elektriğinden, suyuna, hava alanından uydu haberleşmesine kadar tamamiyle kendi kendine yeterli, nükleer saldırılara bile dayanıklı muazzam bir askeri ve diplomatik üs inşaa etmektedir. Bu üs tamamlandığında ABD Ortadoğu’nun kalbinde kalıcı bir konuşlanmaya geçmiş olacaktır. ABD, Arap Yarımadası’nda çıkarılan petrol ve doğal gazın kontrolunu ele geçirmiştir.Artık Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Katar; * Ürettikleri petrolü ABD’nin istemediği hiç bir ülkeye satamazlar, * Petrol gelirlerini ABD’nin istemediği hiç bir yere yatıramazlar, * Çıkartılan petrolü ABD doları dışında başka bir para birimi ile satamazlar, Bu durum, ABD’ye halihazır ve/veya potansiyal global rakipleri olan/olabilecek Rusya, Fransa, Almanya, Japonya, Çin ve Hindistan’ı ekonomik baskı ile politik kontrola alma imkanı sağlamıştır. Çünkü yukarıda sıralanan ülkeler enerji gereksinimlerinin %5070’ini bu bölgeden karşılamaktadırlar. Özellikle AB ülkeleri, ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra mecburen ABD güdümüne girmişler ve aykırı seslerini kesmişlerdir. İsrail’in Lübnan’da yaptığı katliamı bile kınayamamışlardır. Ortadoğu’da sıkışan Avrupa’nın lokomotif ülkeleri enerji gereksinimleri için Hazar bölgesine yönelmişlerdir. Özellikle Kazakistan petrolü ve Türkmen doğal gazının Avrupa’ya akmasını sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu işte en karlı çıkan Rusya ile özel boru hattı anlaşması yapan Almanya’dır.Bu hat Rusya’dan Baltık Denizi’ne ulaşacaktır. ABD, Hazar bölgesinde de Ortadoğu’ya benzer bir stratejiyi yürürlüğe koymaya çalışmaktadır. ABD’yi bu stratejide en çok zorlayan nokta maalesef gözlerden kaçmaktadır. Çöküşü müteakip süratle Batı küresel ve ekonomik sistemine entegre edilmeye çalışılan Rusya, 2000 yılında Putin’in iktidara gelmesiyle birlikte Batının bu küresel ve emperyalist tuzağından kurtulmayı başarmıştır. Eğer Yeltsin zamanında başlayan süreç aynen devam etseydi, ABD’nin Irak’a müdahelesinin şartları oluşmayabilirdi. Bu savaşın gerçek nedeni, Rusya’nın Batı sistemine karşı yeniden yükselişe geçmesi ve dengeyi sağlayıcı bir güç merkezi haline gelme olasılığının giderek artmasıdır.Son dört yıldır ortaya konan Rusya’nın karşı stratejisi, ABD’yi küresel anlamda tehdit etmeye başlamıştır. Özellikle Rusya’nın Venezuela’ya savaş uçakları , Suriye’ye hava savunma sistemleri satışı ABD’yi son derece rahatsız etmiştir.1 ABD Ortadoğu’dan sonra; * Rusya’nın Ortadoğu ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Yeni Ortadoğu açıklaması ile ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde yayımlanan yeni Ortadoğu haritasının Lübnan’a düzenlenen İsrail operasyonu ile aynı döneme gelmesi dikkat çekiyor. ABD GLOBAL STRATEJİSİ ABD’nin kuruluşunu takiben ortaya koyduğu milli birliğini güvenlik altına alma stratejisi, Kıtanın her iki okyanusundaki yakın bölgeleri ekonomik ve askeri olarak kontrol etmeyi hedefliyordu. 1898’de Kuba’da başlayan ABDİspanya savaşı sonrasında ABD, Küba’yı ve Filipinler’i ele geçirdi. Bu olay ABD’nin askeri güce dayanan yayılmacılığının kullanılması ve global bir role soyunmasının başlangıcını teşkil etmiştir. Takiben Porto Rico ve Hawai işgal edildi. ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dış politikası ve global stratejisi ise; ticari pazarların genişletilmesi, demokrasinin yaygınlaştırılması ve Batı’nın komünist ideolojisi karşısında güvenliğinin sağlanması temeline oturtulmuştu. Askeri stratejisi ise, iki okyanus arasında yer alan ABD’nin ana kıtasına yönelik veya yönelecek herhangi bir tehdidi mümkün olduğunca uzaktan veya kaynağında önleme konseptine dayanıyordu. Bu konsept çerçevesinde dünya üzerine yayılmış askeri üsler oluşturuldu. Bugün de ABD askeri stratejisi büyük ölçüde askeri üsler zincirine dayanmaktadır. Bu stratejinin kilit unsuru her dönemde Amerikan Deniz Kuvvetleri olmuştur. Bu güç dünyanın her yerine kuvvet nakletme ve müdahele etme kabiliyetine sahiptir.ABD, kritik coğrafi noktalardaki bu üsler için çok zorlu mücadeleler vermiştir. Bush ile şahinlerinden Rice, Yeni Ortadoğu konusundaki eleştirileri ciddiye almıyor.