Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 Yrd. Doç. Dr. Deniz TANSİ Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Hamas’ın ılımlı kanadı pasifleştirildi, Meşal Ön Plana Çıkıyor... C S TRATEJİ çerçevesinde çöküntüye uğratılmaktadır. ‘Açık cezaevi’ olarak adlandırılan Gazze, toplumsal çöküntü ve dış dünyadan bağlantısının çekilmesiyle ‘tecrit’ altına alınmaktadır. Üstelik Berlin Duvarı’nı andıran yeni yüksek duvar inşasıyla, tecrit ete kemiğe bürünmektedir. Batı Şeria’nın bir bölümü ve Gazze Şeridi’nde duvarlarla tecrit altına alınan Filistinliler’in konumu, 1930’lu ve 1940’lı yıllarda Nazi Almanyası’nda gettolarla toplumdan soyutlanan Yahudiler’in konumuna benzemektedir. Dolayısıyla Kadima’nın stratejisi, Araplardan arınarak saflaştırılmış Yahudi toplumu ve tecrit altına alınan Filistin halkı ve topraklarını ifade etmektedir. Hamas’ın Filistin’de 2006 seçimlerini kazanması, sanıldığının aksine, Kadima’ya meşruiyet kazandırmıştır. Hamas, sefalet içindeki Filistin’de yaşam alanlarını bir koza gibi sararak, toplumun örgütlenmesinde, cenazelerde, gıda yardımlarında, sürekli kendini hissettiren, toplumsal bir gerçeklik konumuna geldiğinden dolayı, seçimlerde başarılı olmuştur. Hamas’ın, silahlı militan gücünün olması, terör yöntemlerini kullanması, İsrail’i tanımaması; Kadima’nın Hamas’ı bahane göstererek, İsrail’in Filistin’e uyguladığı şiddeti ve tecridi meşrulaştırması açısından önemli bir konuma sahiptir."(1) 17’de Britanya ile Fransa arasında imzalanan SykesPicot (ki gizli bir anlaşmaydı) ve 1920’de resmileştirilen San Remo konferansıyla bizzat Batı tarafından çizilen Ortadoğu haritası, 7 Temmuz 2006 tarihli Cumhuriyet’in başlığında da yer aldığı biçimiyle yeniden tasarlanıyor. ABD Kara Harp Okulu’nun resmi yayın organında yer alan zihni egzersizlerdeki harita, Genişletilmiş Ortadoğu projesinin somut bir simülasyonudur. Bu çerçevede Türkiye, ABD’yle oluşturduğu Temmuz 2006 tarihli Stratejik Ortaklık Vizyon Belgesi’nde Genişletilmiş Ortadoğu’da görevlendiriliyor. Adı geçen haritada ülkemizin de içinde bulunduğu pek çok ülke önemli oranda toprak kaybına uğramakta, kurulması düşlenen ‘Büyük Kürdistan’ Ortadoğu’dan Japonya’ya kadar olan hatta, İsrail’den sonra Batı’ya en yakın müttefik olarak tasarlanıyor. İlginç olan, 19171920 zaman diliminde kağıt üstünde oluşturulmamış Türkiye ve İran’ın, en çok toprak kaybına uğraması düşünülen ülkeler olarak planlanmasıdır. İsrail, 2004 yılında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde İran’ı öncelikli tehdit olarak belirlemişti. Genişletilmiş Ortadoğu’nun parçalanan haritasında İsrailBüyük Kürdistan ekseni önemli rol oynayacaktır. Bunun için, İsrail’in öncelikle kendi güvenliğini, yakın sınırları zemininde sağlama alması gerekiyor. 10/04/2006 tarihli Cumhuriyet Strateji’de İsrail seçimlerini yorumlanırken, seçim sonrası oluşan koalisyon hükümetinin büyük ortağı Kadima’nın ‘tek taraflı barış süreci’ni savunduğuna değinilmişti. Kadima bu doğrultuda sınırları, muhatap olmadan çözecek bir zemini meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu zeminin oluşumunda, çözüme uzak duran bir muhataba gereksinim duyuyor. Bu sayede İsrail’in kullandığı ve kullanacağı şiddetin dünyaya kabul ettirilmesi, bu verili ortam üzerinde işgal ettiği topraklarda kalıcı statü elde etmesi sağlanacaktır. Şiddeti savunan bir muhatap, muhatabiyetsizliği de sağlayacaktır. İsrail’in kaçırılan subay bahanesiyle Gazze’de düzenlediği operasyon, tam da bu siyasayla ilgilidir. Gerçekleştirilen operasyonları algılayabilmek açısından, tek taraflı barış sürecinin ana hatlarını anımsamakta yarar var. 19 İsrail kendi ‘barışını’ getirmeye çalışıyor başbakan Şaron’un ta kendisidir. Şaron’un yıllarca yöneticiliğini ve liderliğini yaptığı Likud’tan, üstelik başbakanken ayrılmasının ve Kadima’yı kurmasının temelinde, söz konusu süreç yatıyor. Bu noktada, Kadima’yla ilgili Nisan’da yaptığımız yorumu anımsayalım. "Kadima’nın yeni bir siyasal unsur olarak kendini ifade etmesi, İsrail’in 1967’den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria’nın bir kısmı ve Gazze Şeridi’nin tamamından, sonradan iskan edilen Yahudi yerleşimcileri zorla da olsa boşaltması, Kadima’nın ılımlı bir siyasal parti olduğu, şahin Şaron’un güvercinleştiği gibi savlara neden olmuştur. Buradaki temel strateji, İsrail’in Filistinli nüfustan arınması, saf bir Yahudi devletine dönüşmesi arayışıdır. Üstelik Batı Şeria’daki bir kısım topraklardan çekilme, işgal bölgesinin diğer kısmında ‘kalıcı yerleşim’ taktiğini güçlendirmektedir.Gazze Şeridi’nin Mısır’la bağlantısı, İsrail’in denetimi üzerinden sağlanmakta, bölge ekonomik ve toplumsal sefalet dalgası Şaron’un Kadima ile birlikte oluşturduğu ‘Filistinlilerin istemlerini dikkate almadan kendi barışını kurma’ girişimi bölgede gerilimi artırıyor. İsrail’in politikalarını uygulayabilmesi için Hamas’ın ılımlı İKİ HAMAS kanadı ‘aradan çıkarılıyor.’ Gelinen noktada Hamas’ı biraz daha TEK TARAFLI BARIŞIN PARAMETRELERİ Tek taraflı barış sürecinin mimarı aslında eski tanımakta fayda bulunuyor. Hamas, klasik bir siyasal parti gibi algılanmamalıdır. Filistin topraklarında, yukarıda sözünü ettiğimiz çerçevede yaşam alanlarını ele geçirmesinin temelinde, bir yandan El Fetih yönetiminde giderek toplumdan kopmuş, yolsuzluk batağına ulaşmış bir yönetim algılaması, öte yandan yıllarca süren müzakerelerin bir çözüme ulaşmaması, şiddetini kaybetmeyen İsrail saldırıları bulunuyor. Hamas’ın Filistin seçimleri sonucunda İsmail Haniye’nin başbakanlığındaki yönetim yapısı, Hamas’ın tek merkezi değildir. Suriye’de yaşayan, örgütün askeri kanadının lideri Halid Meşal, silahlı saldırıları yöneten kişidir. Yani iki Hamas’tan söz edebiliriz. Birincisi Filistin’de hükümeti yöneten legal Hamas, diğeri de militan örgüt yapısına sahip, ülke dışından yönetilen Hamas. Aslında Lübnan’da da buna benzer bir yapı bulunuyor. Parlamentodaki legal Hizbullah’la, militan silah gücüne sahip iki Hizbullah etkinliğini sürdürmektedir. İsrail saldırıları... Ve yakınlarını yitiren Filistinliler