26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

ABD açısından önem kazanıyor. 11 Eylül’ün yarattığı güvenlik endişesinin, düşünceleri esir almasına engel olunması da aklın gereğidir.(1) DİĞER KÜRESEL GÜÇ ADAYLARI T Ancak ABD’nin bu konuları ne kadar dikkate aldığını ve gücünü daha ne kadar ve nereye kadar sürdürebileceğini, buna paralel olarak da tek kutuplu dünya düzeninin daha ne kadar devam edeceğini zaman gösterecektir. Ancak ABD’nin halen sahip olduğu avantajla yürüttüğü bu politikasını, çok büyük değişiklikler olmadığı taktirde, mevcut durumu ile 2530 yıl daha sürdürmesi bekleniyor. Çünkü bu zaman dilimi içinde ABD ile teknolojik, ekonomik, askeri ve dolayısıyla politik açıdan rekabet edebilme seviyesine gelebilecek bir gücün bulunmadığı anlaşılıyor. Bu süre içinde Çin’in sosyal bir problem içine düşmediği takdirde güçleneceği, Rusya’nın eski gücüne ulaşamasa da bugünkü durumunun üstünde bir konuma gelebileceği, ABD’nin birinci öncelikle Çin’i, ikinci öncelikle de Rusya’yı dengelemek amacıyla yeni stratejik müttefiki olarak gördüğü Hindistan’ın yeni bir ivme yaratma potansiyeline sahip olduğu, Japonya’nın teknolojik ve ekonomik gücünden yararlanıp, ABD’nin kendisine tanıdığı fonksiyonları zaman içinde lehine kullanarak ABD etkisini kırabileceği düşünülüyor. AB’nin ise siyasi birliğini sağlama konusunda sıkıntılı olabileceği, ancak en azından ekonomik birliğini devam ettirebileceği değerlendiriliyor. Dolayısıyla dünyanın tek kutupluluktan çok kutuplu bir düzene doğru gidebileceği, bu zaman zarfında ABD hakimiyetinin gittikçe azalsa da devam edeceği sonucuna varılabilir. ABD, Irak’ta istediği sonuca ulaşmakta sorunlarla karşılaşmaya devam ediyor, Irak’ta güç bulundurmakla Suriye ve özellikle İran üzerinde kurmayı düşündüğü baskıyı beklediği şekilde gerçekleştiremiyor ve gittikçe sıkıntıya düşüyor. Ayrıca iç kamuoyundaki olumsuzluklar da artıyor. Bu nedenle bundan sonra alınacak önlem ve yapılacak müdahalelerde Avrupa’nın ve BM’nin desteğini arıyor. Petrol fiyatındaki artışlar da ABD ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor. Esasen ABD’nin, yaşanan olaylardan sonra demokrasilerin güç kullanarak oluşturulamayacağını, bölgede demokrasi ve serbest seçimler gerçekleştirildiği taktirde istenen sonuca ulaşamayacağını anladığı, bu nedenle kontrolü sağlamak için ülkenin yapısına uygun hareket etmenin ve yönetimleri kendine yakın ABD karşıtı gösterilerden hale getirmenin daha uygun olacağını değerlendirdiği düşünülüyor. ihtimali, ülkemizin dış politika çıkarları bağlamında bir risk faktörü oluşturmaktadır. Öte yandan, İsrail, AB ve ÜRKİYE VE ‘ILIMLI İSLAM’ ABD ile iyi ilişkiler sürdürmeye çalışan, laik ve ABD’nin ön gördüğü politika ve stratejileri demokratik bir ülkenin GOKAP bölgesi içerisinde uygulayabilmesi için, kendine yakın bölgesel güçlere reformları teşvik etme konusundaki başarı şansı da destek veriyor ve bu güçlerle işbirliği yapmak istiyor. tartışmalı bir konudur. Diğer taraftan, bölgedeki Özellikle GOKAP Projesinde, bölgedeki yegane Amerikan aleyhtarlığı, batı karşıtlığı ve radikal İslamî demokratik, laik, hukuk devleti anlayışına sahip, düşüncelerin kısa vadede etkisiz hale gelmeyeceği istikrarlı ve güvenilir bir müttefik olan Türkiye ile aksine artış göstermekte olduğu, HAMAS’ın Filistin’de işbirliği yapmak istemesini doğal karşılamak gerekir. Bu seçim kazanması, İran’daki gelişmeler, Hz. Muhammed kapsamda ABD’nin Türkiye’ye, "ılımlı İslam ile model karikatürleri nedeniyle batı aleyhindeki gelişmeler gibi olma" ve "cephe ülkesi konumunda bulunma" rollerini şimdiye kadar yaşanan eylemler ile kesinlik biçtiği değerlendiriliyor. Ancak bu projede Türkiye’yi, kazanmışken, laik ve batı saflarında görünen kendisinin her isteğine cevap verecek stratejik bir ortak Türkiye’nin bölge ülkeleri üzerinde ne kadar başarı olarak görmesini ve Türkiye’ye sahip olduğu değerleri sağlayacağı da belirsizdir. Bu kaygılar güvenlik zedeleyici ‘ılımlı İslam’ gibi bir rol biçmesini de stratejik açısından ele alındığı takdirde, Türkiye’nin terörle bir hata olarak nitelendirmek gerekir. Türkiye ve ABD, savaşta cephe ülkesi olarak rol almasının yaratacağı olası belirli alanlarda çıkarları birleştiğinden ve iki ülke güvenlik sorunları da dikkate alınmalıdır. arasında "alver" ilişkisi olduğundan, yeri ve zamanı Tüm bu faktörler göz önüne alındığı takdirde, geldiğinde birlikte hareket ediyor. Bu nedenle iki Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede güvenliğini ülkenin "Stratejik Müttefik" olduğunu söylemek daha sağlayabilmek, bölgesel etkinliğini koruyabilmek, doğru olacaktır. Stratejik Müttefiklik ilişkileri diplomatik ilişkilerini herhangi bir negatif etki çerçevesinde, belirli konularda karşılıklı ve birbirine olmaksızın sürdürebilmek için sadece kendi zarar vermeyecek isteklerde bulunulması doğaldır. menfaatlerini gözeten uzun vadeli, proaktif, çok yönlü ABD’nin, GOKAP’ı işlevsel hale getirebilmesi için ve kararlı bir dış politika geliştirmesinin önemli olduğu sadece bölgede var olan sorunları değil, aynı zamanda açıklık kazanıyor. Şüphesiz Türkiye, içinde bulunduğu stratejik ortaklık ve müttefiklik ilişkisi kurmak zorunda bölgede kontrolü kaybetmemek için, kendi inisiyatifi olduğu ülkelerin de sorunlarını ve bölgesel dışında gerçekleştirilecek bir düzenlemenin dışında pozisyonlarını hesaba katması gerekiyor. Türkiye’nin, bu projenin başarıya ulaşması için aktif bir rol üstlenmesinin kaçınılmazlığı düşüncesi, Türk Hükümeti tarafından kabul görmüş ise de, bunun işlerlik kazanması için gerekli olan geniş tabanlı destek ne kamuoyunda, ne sivil toplum örgütlerinde, ne muhalefet saflarında, ne de devletin diğer organlarında oluşmuş değil. Nitekim, 83 yıldır kararlılıkla devam ettirdiği laik bir düzen içinde modernizasyon ve demokratikleşme çabaları ile ılımlı İslam anlayışının çok önüne geçmiş bir Türkiye’nin, GOKAP içerisinde Arap ülkelerine model oluşturmasının Türkiye’nin dış politika hedeflerine ulaşmasında yaratacağı risk göz önüne alındığında, bu kaygıların haklılığı ortaya çıkacaktır.(2) Türkiye’nin Müslüman ülkelerin yeniden yapılandırılması gibi ne kadar süreceği ve ne getireceği belirsiz bir misyon ile bu bölgede tecrit edilmesi C S TRATEJİ 21 kalmamalıdır. Bundan dolayı, ABD ile belirli sınırların gözetildiği bir işbirliği yapması gerekecektir. Ancak, bu işbirliğinin içeriğinin belirlenmesinin sadece ABD’ye bırakılması Türkiye için zararlı sonuçlar doğurabilir. Mevcut durum itibarı ile ABD tarafından Türkiye’ye biçildiği öngörülen her iki rolün de içeriği ABD tarafından tayin ediliyor, özveride bulunması gereken konular belirtiliyor, ancak buna karşılık nasıl bir yarar elde edileceği ortaya konmuyor. ABD’NİN İSTEDİĞİ TÜRKİYE Türkiye’nin gelecekte bölgesinde karşılaşacağı yeni oluşumların dışında kalmamak ve Batı dünyası ile ilişkilerini geliştirmek için gerekli olan uzun vadeli politikalarını ve bunlara uygun stratejilerini geliştirmesi önem taşıyor. Ayrıca sadece Batı Dünyası politikalarına entegre edilmiş anlayışın, orta ve uzun vadede çok kutuplu dünya düzenine geçişte Türkiye için yeterli ve hatta güvenilir olmayacağı da düşünülmelidir. Bu konu, ABD ile olan ilişkilerde ve AB giriş sürecindeki sıkıntılarda açık bir şekilde görülüyor. ABD, Türkiye’nin AB’ye girmesini; Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Kafkasya ve Ortadoğu ülkelerine olan açılımını sınırlayarak bu dünya ile olan bağlantısını zayıflatmak, batıdan uzaklaşmasını önlemek ve ayrıca AB içinde kendine yakın bir müttefikini bulundurarak oradaki etki alanını genişletmek için istiyor. Diğer taraftan da Türkiye, AB giriş sürecinde sıkıntılarla karşılaşıyor ve bundan sonra da karşılaşması bekleniyor. Gelişmelerin Türkiye’nin güvenliğine yapacağı olumsuz etkiler ile AB’den beklenen ekonomik ve sosyal olanaklar ile güvenlik endişelerinin beklentileri karşılamaması durumunun Türkiye’nin AB’ye giriş sürecini etkileyeceği, hatta durma noktasına getireceği de değerlendiriliyor. Ayrıca ABD, Türkiye’nin bölgesel bir güç olmasını da istemiyor. ABD, dış politika konularında kendisinin desteğine muhtaç, ekonomik konularda dibe vurmamış ancak refaha da kavuşmamış, askeri açıdan güçlü ancak malzeme açısından kendisine bağımlı bir Türkiye’yi tercih ediyor. Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak ortaya çıkması halinde, kendi çıkarları ve kontrolü dışında daha bağımsız hareket edebileceğini düşünüyor. Bu durumda Türkiye’nin ABD ile olan durumunu yeni bir perspektife oturtması elzemdir. Gelecekte oluşacağı değerlendirilen çok kutuplu dünya düzeninde, etkin olabileceği kıymetlendirilen Şangay İşbirliği Örgütü ile iletişim kurmanın, Türk Dünyası ile ilişkileri geliştirmenin, bölge ülkeleri ile iyi ilişkiler içinde bulunmanın, çıkan fırsatları değerlendirerek bölgede inisiyatifi ele geçirmenin ve dolayısıyla çok yönlü politika uygulamanın fayda getireceği değerlendiriliyor. Ancak bu maksatla atılacak adımların önceden iyi hesaplanması, koşulların olgunlaştırılması, taraflardan birinin şimşeklerini üzerine çekmemesi, muhatapların, girişim zaman ve usullerinin uygun şekilde seçilmesi gerekiyor. Türkiye’nin tarihi geçmişi, sahip olduğu özellikler ve jeopolitik gücü, bu konuları gerçekleştirmeye olanak veriyor. Türkiye’nin önümüzdeki dönemden zarar almadan çıkabilmesi ve ulusal çıkarlarını gözetebileceği yeni açılımlar geliştirebilmesi için hükümetlerin ideolojik düşüncesine bağımlı, iktidarlarını devam ettirmeye yönelik, anlık tepkilerle şekillenen, kısa vadeli, değişken ve reaktif politikaları bir kenara bırakması elzemdir. Türkiye yukarıda belirtilen hedeflere yönelik dış politika ve güvenlik stratejileri geliştirdiği, bunları devlet politikası haline getirerek uyguladığı takdirde, gerek Genişletilmiş Ortadoğu alanı içinde ve gerekse uluslararası arenada etkin, proaktif politikalar üretip uygulayan, çok yönlü bir bölgesel aktör olarak yerini almaya muktedirdir. (1) Brzezinski, "Tercih, Küresel Hakimiyet mi Küresel Liderlik mi?", İnkilap Kitapevi 2005, s.891016. (2) Armağan Kuloğlu, "ABD Güvenlik Staratejisinin Küresel Etkileri ve Türkiye Açısından Değerlendirilmesi", Stratejik İnceleme, Ocak 2006.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear