Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S M oskova ve Ankara’nın ABD’nin Kafkaslar ve Orta Asya’da tehdit oluşturması drumunda işbirliğine gitmeleri için Avrasyacılık platformuna ihtiyaç duyulmuyor. Türkiye’nin iş birliğine sadece ABD’nin etkinin kırılması üzerine değil daha sonrasını da düşünerek oluşturması gerikiyor. Rus Oryantalizmi ve Taktik İşbirliği ugin’in bütün Rus Avrasyacı akımları temsil etmediği, çok daha farklı görüşlerin bulunduğu da söylenebilir. Aslında Avrasyacı görüşlerde tarihin yeniden yorumlanması, Avrupa merkezci bakıştan kurtulması bulunmaktadır. Rusya yönetici elitinin bu Avrupa merkezci ve Doğu’ya Oryantalist bakıştan kurtulması ve bunu halka benimsetmesi, kalıcı işbirliği için zemin hazırlayabilecek tek yol olarak görünmektedir. Başta Altın Ordu devletinin mirası olmak üzere, Doğu’nun Rusya üzerindeki etkisini resmi Sovyet tezinden farklı bir şekilde yorumlayan Gumilyov ve diğer bazı tarihçilerin çalışmalarının basılması Rusya’da tek tip görüşün kalktığının en güzel göstergesi ve Avrasyacılığın Rusya tarafından benimsendiğinin bir ispatı olarak kullanılmaktadır. Ne var ki, devlet desteğiyle yapılan araştırmalarda kullanılan bakış açısı, genel eğitim okullarında okutulan tarih kitaplarındaki bilgiler, popüler kültür yoluyla Rusya devletinin halka yaymaya çalıştığı bilgiler, Rusya’nın Doğu’ya ve Türkiye’ye olan bakışını değiştirmediğini, halen yoğun bir şekilde devlet yoluyla Oryantalist bakış açısını yaygınlaştırmaya çalıştığını göstermektedir. 1991’den beri Rusya’nın basın yayınında Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve Rusya içindeki Müslümanlar hakkında yayınlanan materyallerin analizi de bu sonuca götürmektedir. Vaktiyle Çarlık Rusyası döneminde olsun, Sovyetler Birliği döneminde olsun, Rusya’nın içinde yaşayan halklara Oryantalist bakış, Rusya’nın İdilUral, Sibirya, Kafkasya ve Orta Asya’daki hakimiyetini haklı çıkarmak amacıyla kullanılmıştır. Aynı bakış Türkiye düşmanlığının Rusya’da tarihten bugüne dek taşınmasını sağlamıştır. Rus kaynaklarının dikkatli incelenmesi o dönemden bu yana pek az şeyin değiştiğini göstermektedir. Rusya’nın resmi tarih anlayışında Gumilyov benzeri yazarların çalışmaları marjinal olmaya devam etmektedir. Aslında ABD tehdidine karşı Rusya ve Türkiye’nin işbirliği yapmaları gerektiğini ve yapabileceklerini ispatlamak için Avrasyacılık tartışmalarının yapılmasına bile gerek yoktur. Hayatın kendisi, bugünlerde bazı alanlarda RusyaTürkiye işbirliğinin zaruretini dayatmaktadır. Ne var ki bu zaruretin geçici konjonktür tarafından belirlendiğini gözden kaçırmamak, Dugin’in de defalarca vurguladığı gibi, Türkiye ve Rusya karşıtlığının, jeopolitiğin ta kendisi tarafından belirlendiğini unutmamak gerekmektedir. Eğer Türkiye uzun vadeli düşünmek isteniyorsa, sadece Avrasya’daki ABD etkisinin kırılması üzerinde değil, ondan sonrasını da düşünmelidir. Şüphesiz, bugün sadece Rusya ile değil, diğer Avrasya devletleri ile birçok alanda işbirliği şarttır. Ancak bu seçenekler ani tepkiler çerçevesinde ele alınmamalıdır. Türkiye kendi stratejisini hazırlamalı, Türkiye’nin kendisine ait bir Avrasya vizyonu olmalıdır. Rus Avrasyacılığının peşine takılıp, Türk Avrasyacılığının amaçları unutulmamalıdır. Unutulmaması gereken diğer bir husus, klasik olsun, yeni olsun, Rus Avrasyacılığı, Avrasya coğrafyası için değil, Rusya düşünürleri tarafından Rusya’nın kendisi için tasarlanmış bir düşünce akımıdır. Dugin Avrasyacılığı ise aslında klasik Avrasyacılığın felsefesini kullanarak Rusya’nın yeni emperyal politikasını aklama çabasıdır. Mesela, Kuzey Kazakistan’ın Rus Doğusunun bir parçası olduğunu ispatlamak için Avrasyacılığı kullanan Dugin ile Kuzey Kazakistan’ın Rusya’ya katılması gerektiğini savunun Rus milliyetçileri arasında hiçbir fark yoktur. Keza sıcak denizlere inmekten bahsederken Avrasyacılık söylemini kullanan Dugin ile Jirinovskiy arasında da hiçbir fark yoktur. Çıkar Çatışması usyaTürkiye stratejik işbirliği için asgari olarak ya Rusya’nın Avrupa merkezci bakıştan vazgeçmesi ya da Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya’daki sorumluluğundan ve çıkarlarından vazgeçmesi şarttır. Zaten Dugin’in de belirttiği gibi, Türkiye hakkındaki düşüncelerinin değişme sebebi de bu sonuncusudur. Dugin’e göre, Türkiye artık Türk Dünyası’nın bütünleşmesinden vazgeçtiği için, "RusTürk ilişkilerinin olumlu bir yönde gelişmesinin önündeki önemli bir engel ortadan kalkmıştır." Bununla birlikte, Dugin’in "Türkiye’nin Avrasyacılık Stratejisi" makalesinden anlaşıldığı gibi, Türkiye’nin Atlantikçilikten vazgeçip Orta Doğu’da Rusya’nın küçük ortağı olması beklenmekte, Türkiye’nin Orta Asya ve Kafkasya’da kendi çıkarı olmayan, Rusya’nın amaçlarına hizmet eden bir ülke konumuna dönüşmesi beklenmektedir. Bu bakış açısında Türkiye’ye, tarihten gelen bağ ve sorumluluklarını kullanma, önemli bir Avrasya devleti olma hakkı tanınmamaktadır. Görüldüğü gibi, Dugin’in Avrasyacılığı tek taraflıdır ve merkezinde Rusya ve onun yakın çevresindeki, ardından da bütün Avrasya kıtasındaki milli çıkarları bulunmaktadır. Türkiye için Avrasyacılık Avrasya bölgesinde etkinlik kurmak anlamına geliyorsa, Rusya ve Türkiye ilişkileri açısından Avrasyacılık, kısa ve orta vadedeki işbirliğinin, uzun vadede ise tersine, rekabetin temelidir. Dugin’in düşünceleri esas alınırsa, Avrasyacılık zemininde Orta Asya ve Kafkasya’da RusyaTürkiye işbirliği demek, Türkiye’nin Orta Asya ve Kafkasya’daki misyonundan vazgeçip, Avrasya’da ABD etkisinin kırılmasını sağlaması, sonra ise bu bölgeleri Rusya’nın nüfuzuna bırakması demektir. Bu durumda Avrasyacılık seçeneği Türkiye’nin seçeneği olmaktan çıkıp sadece Rusya’nın seçeneği haline gelmektedir. Bu durumdan en çok rahatsız olacak olanlar herhalde Türkiye’deki Avrasyacılardır. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Financial Times 19 Eylül 11 D AB’de teröre karşı kalıcı çözüm getirmeyecek önlemler R The Independent 9 Eylül Le Monde 23 Eylül The Gurdian 23 Eylül