27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Murat KIŞLALI Yeni Tohumculuk Yasası’nın geçmesini sağlayan Türkted Başkanı Kömeağaç: NKARA Türk Tohumculuk Endüstrisi Derneği (Türkted) Yönetim Kurulu Başkanı Mete Kömeağaç, kamuoyunda tohumculuk sektörünü çokuluslu şirketlere teslim edeceği ve Türkiye’deki gelişimini engelleyeceği için eleştirilen yeni "Tohumculuk Yasası" ile ilgili "Yasayı AB istemedi. Biz Özal döneminden beri isteklerimizi iletmiştik" dedi. Yeni yasanın "özel sektör ağırlıklı" olduğunu kabul eden Kömeağaç "Sektörde çokuluslu şirketlerin ağırlığı ticaretin gereği. Yeni yasayla oluşturulan Hakem Kurulları çiftçiye de bakacak ancak Türkiye’de çiftçiye bir şey olmaz. Bırakın Türkiye’ye yüz şirket gelsin" diye konuştu. Kömeağaç, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı... Bundan önceki tohumculukla ilgili 308 sayılı yasanın değiştirilmesi süreci nasıl başladı? 308 sayılı kanun tamamıyle devlet faaliyetiydi. Araştırma Enstitüleri çeşit geliştiriyor, Devlet Üretme Çiftiği üretiyor ve çiftçiye satıyordu. Sonra teknoloji gelişti. Özel sektör değişimden sonra karı görünce Türkiye’de bunu geliştirmeye başladı. Ülkemizde ticaret, yabancı ortaklıklar, şirketler başladı. Yeni yasa ve düzenlemelere ihtiyaç doğdu. 1980'li yıllardan itibaren sorunlarımızı ilete ilete bu kanun değişikliğini gündeme getirdik. İlk bir bakana ne zaman iletildi bu konular? Turgut Özal döneminin Tarım Bakanı Hüsnü Doğan'a söylemiştik. Onun da çok büyük katkısı var. Daha sonra Mustafa Taşar döneminde ciddi ilerleme kaydedildi. Şimdi tohumculukta özel sektörü hareket noktası haline getirecek bir yasa çıktı... Değil, genel olarak tohumculuk sektörüne odaklanan bir yasa. Ama "Özel sektör ağırlıklı bir yapı kurulması" diye açıklamanız var. Yani kamunun ağırlığı özel sektöre geçecek bu yasayla. Değil. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra özel sektör daha faal olacak diye bir şey yok. İnternet sitenizde, sizin adınızla yapılan yazılı açıklamada "308 sayılı Kanun tohumculuğu devlet işlevi olarak ele almakta. Fakat yeni yasa ile özel sektör ağırlıklı bir yapı oluşturulması hedeflenmiştir" demişsiniz. Bu yanlış mı? Evet. Ama sektör deyince kamu da içinde. Kamu da faydalanacak. Ama özel sektör ağırlıklı. Doğru mu? Evet. Şimdi 80'li yıllardan beri bu kanun değişmesi gerektiği başladı. 90'lı yıllarda resmen oturuldu bununla ilgili çalışmalar yapıldı. Şanssızlık şu ki bu AB uyum yasaları görüşülürken gündeme geldi ve dolayısıyla aynı paketteymiş gibi algılandı. AB istiyormuş gibi. Halbuki AB'nin bu konuda bir direktifi, isteği yok... Biz çok önce istedik bunun hazırlığını. Sistem bütün dünyada tohumculukla ilgili kurallar var. OECD; Dünya Tohumculuk Federasyonu'nun kuralları bütün dünyada küçük nüanslarla aynı. Bizim ülkemizdeki kurallar da bu sisteme benzer oluyor. AB bizden bunu şu hale getirin demiyor değil mi? Öyle bir şey yok. Dünyada kabul görmüş ve ülkemizin ihtiyacı olan bir takım düzenlemeleri alt alta orada yazdık. Sizin açıklamanızda "Tohumculuk sektörünün bu yasayla çokuluslu şirketlerin eline geçeceği" iddialarına karşı çıkıyorsunuz. Sektörü düzenleyecek "Tohumculuk Birliği'nin yüzde 8090'ı yerli firmalardan oluşacak" diyorsunuz. Evet. Ama bunlar yerli şirketler de olsa, sonuçta çokuluslu birkaç yabancı şirketin tohumluğunu burada satıyorlar. Dediğiniz doğru. Ama Türkiye'de hızlı bir gelişme var tohumculukla ilgili. Benim şirketim Akdeniz Tohumculuk tamamıyla yerli bir yapı kurdu. Ülkedeki araştırma enstitü A "Türkiye’de çiftçiye bir şey olmaz, bırakın 100 şirket gelsin" lerinin çeşitlerini alıp geliştiriyoruz, bunun yanında biz de ıslah yapıyoruz ve yeni çeşitler geliştiriyoruz. Sizin gibi ne kadar şirket var? Şu anda 150 tane şirket var Türkiye'de. Bunun yaklaşık yüzde 30'u bu gayretler içinde. Ama henüz daha bir gelişme olmadı. Gelişme aşamasındayız. Fakat bu geliştirmeyi yapana kadar Tohumculuk Birliği de kurulacak. Burada satış yapan, faaliyet yapan firmalar yine yabancılara bağlı olmuş olacak. Yani karar mekanizmasında yabancıların hükümranlığı olacak. Türkiye'de çokuluslu şirketlerin bir ağırlığı var diye bir olay yok ama. Ama siz demin öyle söylediniz ya. "Bu şirketlerin yüzde 70'i yabancı kaynaklı tohum alıyorlar" dediniz. Evet ama bu ticaret. Dünyada da bu böyle. Bu şirketler de bizim tatlı rakiplerimiz. Biz onlardan çok şey öğrendik. Fayda sağlarız. Bu firmalar tüm dünyada olduklarına ve böyle güçlü olduklarına göre kendi çıkarlarını düşüneceklerdir. Yerli tohumculuk sanayini oluşturacak bir yapı oluşturulamaz mıydı? Öyle bir şey oluşturulamaz, çünkü oluşturulması doğru değil. Bu yabancı kökenli işletmelerdeki kişiler Türk. Bize katkıda bulunuyor. Bu firmalar kendilerine rakip gelmesini ister mi? Ben bir kez üç gün Paris'i gezdim. Paris'i yönetenler ve Fransa hükümeti demişki, burası bir turizm şehri olacak, gelenlerin ceplerinden de paralarını alacağız. Şimdi benim ülkemde de altyapı mevcut, bilgi var. İyi ya yabancıları katmadan biz kendi kendimize yapalım. Orada devlet diyecek ki, "Benim ülkem tohumculukta bütün bu bölgeye tohum verecek" diyecek. Bunu ben tek başıma dersem olmaz ki. Devletin yerli tohumculuğa desteği olması lazım. İyi de, özel sektörde piyasayı pazarı kapmış olan bu yabancılar piyasayı size niye bıraksın, gelişmenizi niye istesin? Bizim gelişmemizi onlar istemeyecek ki, benim ülkem isteyecek. Ama bu yapıda sizin sektörü Tohumculuk Birliği şekillendirecek, onda da ağırlık çokuluslu şirketlerin elinde... Hayır kimsenin elinde diye bir şey yok. Yedi tane birlik var. Onlar birer delege gönderecek ve üst birliği seçecek. Kimsenin eline geçtiği yok. Ama yönetimde, karar sürecinde etkileri olacak. Mümkün değil, onlar da bir kişiyle temsil edilecek. İyi ya, bir kişi bile orada kendi çıkarını koruyacak. Onlar bizim fikrimizi Avrupa'da dinliyor mu, biz niye onların fikrini kendi pazarımızda dinleyelim. İsterler mi bağımsız ulusal tohumculuk sektörünün kurulmasını, gelişmesini? Ama tohumdaki kalite, sertifikasyon... Onlar da en güzeli, doğrusu neyse o olur. Onlar daha iyi yaptıkları için onların mı olsun? Yok resmi iş devletin elinde, devlet bu yetkileri gelişen kültüre görevlendirilmiş, özel sektör oluşturduğu sivil yapıyla yürütüyor, çok da güzel sonuç çıkıyor. İşte devletin katkısı. Yeni yasayla hakem kurulları oluşturulacak. Siz diyorsunuz ki "Hakem kurulları sadece şirketler arası işler için, çiftçilerle ilgisi yok, çiftçilere bakmayacak"... Tabii. Ama yasada "üçüncü kişilerle olan uyuşmazlıklar" diye bir tabir var. Üçüncü kişi deyince bunun içine çiftçi girer. Bu şirketlerin kendi tohumlarını hazırlattıracakları, ektirecekleri üçüncü kişiler bu çiftçiler. Dolayısıyla bu kurullar çiftçiye de bakıyor. Evet. O halde siz "Bu kurul ne karar verirse versin nihayetinde bu kararın yargıya taşınması mümkün" diyorsunuz. Çiftçilerle bir ilgisi yoktur deyince sanki çiftçlerle şirketler bu kurullarda karşı karşıya gelmez diyormuşsunuz gibi bir anlam çıkıyor ama öyle değil. Orada gelseler bile çiftçiler kendi haklarını yargıda her zaman arayabilirler. Hakem kurulu da haksıza haklı diyen bir kurul olmaz. Ama özel sektör ile çiftçi karşı karşıya geldiğinde şirketler güçlü olduğu için... Aman efendim, aman, hiç öyle değil. Bizim mahkemelerde çiftçi gariban diye haklı bulunur. Ülkemizde çiftçiye bir şey olmaz. Bizim ülkemizde özel sektöre karşı şüphe var. Çünkü özel sektörün çıkarı var da onun için. Ama bırakın bu ülkeye bir yatırım gelsin. Bir tane şirket varsa yüz tane daha gelsin. Gelsin de onlar geliyor diye siz batarsanız o zaman gelmesin. Siz sattığınız tohumu direkt sadece kendiniz mi üretiyorsunuz? Yoksa dışarıya da bayilik yapıyor musunuz? Onların tohumlarını da burada satıyor musunuz? Şu anda kendim üretiyorum. Ama dışarıdan da alacağım. Tabii. Neden diyeceksiniz? Ben tarla bitkileri için altyapımı oluşturdum. Bana "Karpuz tohumu üretir misiniz?" derseniz, üretemem. Ama dışarıdan alıp satarım. Ben uluslararası şirkette de çalıştığım için... Nerede çalışmıştınız? Advanta tohumda üretim müdürüydüm. Üretim toplantısı yapardık mesela İspanya'da. Adam "Mısır tohumu üretilecek" der, ben "Size 10 bin dekar üretirim. Bana da domates tohumu lazım" derim. O da "Ben de domates tohumu üretirim" derdi. Bu paslaşılıyordu böyle. Öyle bir yapı. Ben karpuz tohumu üretemem, çok maliyetli olur. Ne yapıyorum? 3 ton dışarıdan alıyorum. Ülkemde gelişirse buradan alırım. İyi de onun gelişmesi için biraz gelişene kadar korunması lazım, çok uluslulara bütün pazarı açmamak lazım. Onun gelişmesi için devletin desteği lazım. Bu yapıda devlet destek sağlayamaz ki, yabancıları bu karar alma sürecine sokunca. Kendi zararlarına karar alırlar mı? Hayır, öyle bir şey söyleyemezsiniz. Anında keseriz önünü. Türkiye'de böyle bir yapı var. Mete Kömeağaç sektörün başında. Yaptırırlar mı adama? Alnımız açık, elimizde kılıç kalkan, gel de yık bakayım yıkabiliyorsan. 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear