Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sir Arthur Conan Doyle:
‘Değişim ve hareket, durgunluktan iyidir!’
Z. DOĞAN KORELİ
ir Arthur Conan Doyle, “Değişim ve hareket, durgun-
luktan iyidir” dediğinde büyük olasılıkla devinimin; bü-
S yüme, yaratıcılık ve canlılık için vazgeçilmez olduğu-
nu kastediyordu.
Ona göre beynin ve ruhun zehri, müzmin yılgınlık ve devi-
nimsizlik içinde değişmeden kalmaktı. Dinamizm ve aksiyon-
dan beslenen ikonik karakteri Sherlock Holmes’u da bu uya-
rımla maceradan maceraya koşturdu tam 4 roman 56 hikâyede.
Onun başarılı bir hekimden dünyaca ünlü bir yazara dö-
nüşme yolculuğu da durmaksızın yeniye evrilme anlayışı sa-
yesinde gerçekleşir. Bunu da Edinburgh Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nden hocası Prof. Joseph Bell sağlayacaktır.
Bell’in mantıksal akıl yürütme yeteneği ile hastalarının
dış görünüşlerine yansıyan küçük ayrıntılardan rahatsızlıkları
hakkında derinlikli çıkarımlar yapabilme becerisi Doyle’u Poirot ve Kaptan Hastings ka-
fazlasıyla etkileyerek yazın tarihinin en unutulmaz dedektifinin rakterleri arasında görülecektir.
yaratımına esin olacak, yanı başındaki bu benzersiz Doyle, tümdengelimsel akıl
kaynağı laboratuvarların soğuk ve kasvetli ortamlarından yürütme yöntemine Sherlock
çekip fantastik bir karaktere dönüştürerek ölümsüzlüğe
Holmes romanlarının ikincisi
ulaştırmayı başaracaktır.
Dörtlerin İmzası’nda da (Çevi-
ren: Gülgün Bayata / Bilgi Yayı-
ESİN KAYNAĞI PROF. BELL!
nevi) yer vermeyi sürdürür. zeri yerli bir insan ırkıyla mücadele ederek gösterecektir.
Tersten bakılırsa Prof. Bell, gerçek bir Sherlock Holmes’tur as-
Bayan Morstan, kayıp babasının ve kendisine isimsiz Doyle, birkaç roman Challenger’la ilerler ama Holmes feno-
lında. Holmes’un geyik avcısı şapkası, büyük kavisli piposu ve
bir göndericiden yollanan incilerin gizemini çözmesi için meni her yerde karşısına çıkmaktadır. Sonuçta okuyucu baskı-
büyüteç ile karakterize edilen görsel imgesi; Bell’in siyah takım
Holmes’e başvurur. Holmes bu davayı da üstlenir ve 1857 Hint
sına dayanamayıp eksantrik dedektifi yeniden sahneye çıkar-
elbisesinin içindeki manşetli beyaz gömleği, siyah yeleği ve ince
Ayaklanması’na uzanacak tempoda macera başlar.
maya niyetlenir.
uzun kravatının yansıttığı seçkin ve ciddi görünümünün sorgu oda-
larından sahaya çıkıp delil toplama peşinde koşan yansımasıdır. HOLMES’U ÖLDÜRMEK!’
‘BASKERVILLE’LERİN KÖPEĞİ’
Öyle ki bu yansıma, salt yazın dünyasında meraklıları peşin- Ne var ki Holmes’un Amerika’da dahi ses getiren popülarite-
Yeniden dünyaya getirdiği Holmeslu ilk roman ise Basker-
den sürüklemeyecek, adli metodolojiyi popülerleştirmesi ya- si, yazarı tatmin etmez, daha ciddi yapıtlar üretememe kaygısı-
ville’lerin Köpeği’dir (Çeviren: Can Ömer Kalaycı /Can Yayın-
nında polis okullarında suç soruşturma teknikleri sınavları için na sürükler. Bu dönemde annesine şöyle yazmıştır: “Holmes’u
ları). Doyle romanda fantastik serpmeler eşliğinde doğaüstü bir
zorunlu ön okumalar olarak kabul edilecektir uzunca bir süre. öldürmeyi düşünüyorum, onu sonsuza dek yok etmeyi... O
tazının cinayet girişimlerini ele alır.
İlk kez 1887’de Kızıl Dosya (Çeviren: Gülgün Bayata / Bilgi adam, kalemimi daha iyi şeyler yazmaktan alıkoyuyor.”
Ne var ki Holmes bu vakada, kaldığı tempodan devam et-
Yayınevi) ile göreve başlar Sherlock Holmes. Brixtone’da boş Annesinin, “Hayır, yapamazsın; yapmamalısın!” yanıtına
mez, bir adım geriden olayları izlemeyi ve vakanın aydınlatıl-
bir evde korkunç bir cinayet işlenmiştir. Olay yerinden geriye karşın bu histeriyle edebiyat yaşamının en sansasyonel olayla-
ması için görevlendirdiği Watson’a sufle vermeyi tercih eder.
ise yalnızca tanınmaz durumda bir ceset, bir kitap ile kol saati rından birine imza atar. 1893’te yazdığı “Son Muamma” adlı
Dr. Watson’a, “Dünyanın pek çok kişinin algılayamadığı apa-
ve duvara insan kanıyla yazılmış “rache” sözcüğü kalmıştır. öyküde, dedektifi, ezeli düşmanı Prof. Moriarty ile İsviçre’deki
çık çözüm odaklarıyla dolu olduğunu” fısıldar öncelikle.
Kana bulanmış odadaki her bir unsuru “Önemsiz şeyler kadar Reichenbach Şelalesi kenarında çok ciddi bir çatışmaya soka-
Yeter ki Watson, rasyonel biçimde onları fark edebilsin. Ro-
önemli bir şey yoktur” sloganıyla inceleyen Holmes, bu görevi, rak şelalenin soğuk sularına düşürür ve öldürür.
manın ana teması da bu noktada, akılcılık ile batıl inançlar ara-
150 yıldır dedektif kurgusunun diğer vazgeçilmez figürü, arka- Okuyuculardan gelen “Zalimin tekisin!” yazan mektupla-
sındaki çatışmalardır zaten.
daşı Dr. Watson’ın yardım etmesi koşuluyla kabul eder. ra karşın oralı olmaz çünkü yüksek nitelikli kurgular yaratmayı
Tazı etrafında dönen spekülasyonlara, asla inanmaz Holmes.
Dr. Watson, dedektifin sadece iş ortağı değil, Baker Sokağı kafaya takmıştır. Bu anlayışla bir süre bilimkurgu türünde şan-
Köpeğin vücuduna kurşun işliyorsa demek ki o da ölümlüdür
221B’deki dairesinde, bir anlamda karakteristik olarak kendisini sını dener. Bu türdeki romanlarında Holmes kadar popüler ol-
ve birileri metafizik dünyanın gizemlerinden yararlanarak sınır-
tamamlayan ömürlük ev arkadaşıdır. masa da yine de hatırı sayılır bir taraftar edinen ikinci ikonik
sız güç sahibi katil köpek metaforunu yutturmaya çalışmaktadır.
karakteri Prof. Challenger’a başrol verir.
Kızıl Dosya’dan itibaren tüm Holmes anlatılarında Watson’ın
Romanda cinayetlerin gerçekleştiği kırsalın sakin ve pastoral
sadakati, imtinasız dürüst dostluğu dedektifin mesafeli, aşırı Jules Verne romanlarını anımsatan Challengerli anlatılar,
halini cinli perili masallarla besleyerek büyüleyici bir atmosfe-
gerçekçi ve hesapçı doğasını dengeleyecektir. içerikleriyle evrim, pozitif bilimler ve atavizme önemli gönder-
re dönüştürür yazar. Watson da ne yazık ki bu büyünün heyeca-
Watson, Holmes’un normal insani duyguların çok azına sa- meler yapar. Challenger’ı bir Asur boğasını anımsatan fiziksel
nıyla bir süre sonra kendini o pastoral senfoniyi dinlerken bu-
hip kişiliği nedeniyle ona “kalbi olmayan bir makine” diye özellikleriyle ilk kez Kayıp Dünya’da (Çeviren: Filiz Emre /
lur. Bu senfoni sadece kurgusal karakter Watson’ı değil, yazarı
seslenir. Holmes buna içerlemez çünkü kendini tanır. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) tanıştırır okuyucuyla.
da psişik aleme sürükler son yıllarında.
İkilinin dostlukları her bir anlatıda biraz daha gelişerek kur- O da Holmes gibi sınırsız hayaller peşinde koşan, basmaka-
Çocukken annesine sorup durduğu “Ölüm her şeyi sonlandırır
gudaki ekip arketipinin klasik örneği haline gelir ve modern lıp düşünceleri reddeden, tehlikeli işlere girmekten çekinmeyen
mı?” merakı, büyük oğlu Kingsley’nin I. Dünya Savaşı’nda tra-
dedektif romanlarını biçimlendirmede önemli rol oynar. Öyle bir tiptir. Romanda cesaretini, Amazon ormanının derinliklerine
jik kaybıyla zirveye ulaşır. Bundan sonra irrasyonel olana yasla-
keşif gezisine çıkıp İguanodon tipi dinozorlar ile maymun ben-
ki bu ilişkinin benzeri, çok sonra Agatha Christie’nin Hercule
nıp ölülerin yaşayanlarla iletişim kurabileceği inan-
cında kaybolacaktır.
Tüm bu spiritüel saplantılarını ise Esra
Birkan’ın klasik gotik anlatıları sevenleri, mantı-
ğın çökmeye başladığı anların karanlık köşeleri-
ne sürükleyen titiz çevirisiyle yayımlanan Tekinsiz
Hikâyeler’de (Çeviren: Esra Birkan / Can Yayın-
ları) yazıya dökerek sessiz dehşetlerin geriliminin
ve rahatsız ediciliğinin diri tutulduğu ürkütücü ve
paranormal bir koleksiyon sunar.
Sir Arthur Conan Doyle’un yaşamı ve çok geniş
yelpazedeki çalışmaları azmin, yaratıcılığın ve ye-
nilik peşinde koşma hevesinin güçlü bir simgesi-
dir. O, değişimi kucaklayıp sürekli yeni deneyim-
ler peşinde koşarak yazınını zenginleştirir. Mirası,
yazın dünyasında seçkin bir iz bırakır.
n
3 Temmuz 2025
8