Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Tarihimize yalın bir bakış
Dünyanın birçok bölgesinde süren kavgalara bakınca “insanlık”tan söz etmek pek kolay  
olmasa da 4.5 milyar yıllık bir hayatın “dakikalara sığan” döneminde yapıp ettiklerimize  
Bengt-Erik Engholm’un sevgiyi önceleyen anlatımı, Ali Arda’nın enfes Türkçesiyle  
yakından bakmak yine de iyidir. Tutunmaktır umuda…
sıra merakla ve anlamaya çalışma gayretiyle 
Y. BEKİR YURDAKUL
yaklaşmamızı öneriyor.
ücü elinde bulunduranların, ülkelerin 
ŞU KISACIK ZAMANDA NELER 
yönetimini bir şekilde elde edenlerin ne kâr 
YAPMADIK Kİ?
Ghırsı bitiyor ne de “Hepsi benim olacak” 
Dünyanın tarihiyle kıyasladığımızda 
anlayışı / arayışı. Bu uğurda gözler kimseleri 
süresinden ancak dakikalarla söz 
görmezken her türlü yöntem de kolayca 
edebileceğimiz insanlık tarihinin bunca 
“mübah” sayılıyor. 
kısalığına karşın “Yine de çok şey yapabildik” 
İlkin nerede, nasıl ve ne zaman başladığına 
diyor yazar. 
bütün bilim dallarından dostların durmaksızın kafa 
Evet, çok şey yaptık! Uzun yıllar alan evrim 
yorduğu kavga, güç kullanımı, savaş dediğimiz 
süreci, arada tanık olduğumuz sıçramalar 
bu dalaşmanın en yeni örneği yine Ortadoğu’da 
(devrimler) büyük değişimleri de beraberinde 
patlak verdi. Oysa dünyanın her köşesinde 
getirdi. 
halkların bir tek isteği var: Hakça paylaşım ve 
Buluşlar, bilimsel çabalar, sanatın 
barış içinde bir yaşam. 
hayatımıza eşliği, dünyayı ve hayatı anlama, 
“Bir avuç insan” nasıl oluyorsa oluyor, 
anlamlandırma çabamız… 
milyonlarca insanı hem de yalnızca zarar 
Bu kısacık ömre hepsi sığdı ama bulup 
göreceği, acısını çekeceği büyük dalaşmaların 
buluşturduğumuz, yapıp yakıştırdıklarımızı 
ortağı, tarafı, katılımcısı yapıveriyor.
yakıp yıkmalarımızla da gölgede, karanlıklarda 
Şu evimiz dediğimiz dünyanın 
bıraktık. 
4.5 milyar yıllık koca ömrüne son 
okumaya durdum. “Dünyayı keşfetme fikri iyiydi ama bilimsel 
“çeyrek saatinde” (en çok 300 
İllüstratör Jonna Björnstjerna’nın devrim bizi daha iyi insan yapmadı.” (s. 130) 
bin yıl önce) katılan “insansılar” 
yer yer karikatüre de yakın duran Başlangıçta (100 bin yıl önce) Dünya’da, en az altı 
/ yani biz, kavgasız gürültüsüz 
sevimli çizgi ve desenleri eşliğinde farklı insan türünün yaşadığını Engholm da belirtiyor. 
geçen yılların ardından dövüşmeyi 
şaşkınlık uyandıran bir yalınlık Başta sömürgecilik, işgaller, yakıp yıkmalarla 
de gündelik işlerimiz arasına 
ve sükûnet içinde akan kitabı, dünyanın neredeyse bütün kara parçalarında 
yerleştirdik (bu cümleyi yazık ki 
“Maymundan İnsana Akrabalarımız” neredeyse yok edilen yerli halkları (Laponları, 
rahatça kurabildiğimizi hepimiz 
soyağacıyla açılıyor. 
Tazmanya’nın, kuzey ve güney Amerika’nın yerli 
biliyoruz). 
Özetle şu notu iliştirelim buracığa: 
halklarını, daha kimleri kimleri…) anımsayınca bugün 
Sonra anlatmaya başladık, 
300 bin yıl önce ortaya “çıkan” 
dünyada kaç çeşit insan “türü”nün yaşadığını da 
üstelik söze yalanlar da katarak. 
Homo Sapiens’ten (“bilge” veya düşünmeden edemiyoruz.
Haksızlığımızı, yanlışımızı örtmek 
“bilen insan” anlamına gelen, 
VE BİTMEYEN SORULAR…
için her yolu denedik. 
yazarın hiç de “mütevazı” bulmadığı 
Öteki hayvanlardan nasıl bir dürtüyle farklılaştık? 
Bir yandan da iyiyi, doğruyu, 
bu adı 1758’de Carl von Linné 
Afrika’nın büyük bölümü hep böyle çöllerle mi kaplıydı? 
güzeli sergilemeye uğraştık. 
vermiş!) öncesi için araştırmacılar 
Avcı toplayıcılıktan tarıma geçince neler geldi başımıza? 
Doğrudan söyleyemediğimiz yerde 
düşünce birliği içinde olamasalar da 
Afrika’dan Avustralya’ya ulaştığımızda kıtada 
sanat girdi devreye: masallar, 
gelecekte (kendi evimizi ellerimizle 
yaşamakta olan her biri 50 kilo ve üstü 24 hayvan 
destanlar, mitler, nükteler, 
yok etmezsek) “Homo Digitalis”e (O da nedir, 
türünden 23’üne ne oldu?
fabllar... Stephen Hawking’in deyişiyle “Milyonlarca 
demeyin. Hepsi var kitapta.) evrileceğimizi tahmin 
yıl hayvanlar gibi yaşadık”, o yıllarda kimlerse Matematik kaç bin yıldır hayatımızda? Bugün de 
etmek hiç de zor olmasa gerek!
çağdaşımız! “Sonra hayal gücümüzü harekete kullandığımız sayıların kaynağı neresi? Ya sayarken 
Yazar, kendi elimizle / dilimizle uydurduğumuz, 
geçiren bir şey oldu.” (s. 11) on parmağımızı da kullandığımız ondalık sayı sistemini 
neden sonra kendi hapishanelerimize 
Bu çelişkili, bazen çok kutuplu akış içinde gün kimden almışız? Etik, ahlak, tarih, gelecek, hümanizma 
dönüştürdüğümüz / tutsakları olduğumuz inanış, 
geldi ortaklaştı da dillerimiz. Kavgalarımıza zaman kavramları nasıl olmuş da katılmış yaşamımıza? 
düşünüş, yaşayış, anlayış, kavrayış sistemlerimizden 
zaman yandaş / ortak kıldığımız hayvan dostlarımızı, Ali Arda’nın akıcı, lezzetli ve sıcak Türkçesinden 
bilimsel gelişmelere uzanan büyük ancak kolayca 
iyiliğin ve kötülüğün özneleri yaptık. okuduğumuz yapıt, iyilikle kötülüğün bir aradalığının 
içine sızdığımız yolculuğun ilk adımına; Hawking’in 
Domuzu, eşeği, maymunu, yılanı, kargayı altını kederle çizerken “Öyküler anlam verdi bize… 
“Sahip olduğumuz bilgi ve teknoloji sonsuz 
kötüledik; aslanı, kaplanı, kelebeği, güvercini İnsan hep oyun oynadı, zevk için yarattı…” (s. 46-
imkânlar sunuyor. Tek yapmamız gereken diyaloğu 
yücelttik hiçbirinin haberi bile olmadan. 47) diyerek sözü alttan alta bütün olarak sanata ve 
sürdürmek” sözlerine ek olarak Carl Linnaeus’un, 
her şeye karşın umuda vermeyi de ihmal etmiyor.
“Her şeye hayret edin, en sıradan olana bile” (s. 11) 
MERAK VE HAYRET EDELİM!
deyişini de yerleştirmiş. Maymundan İnsana İnsanlık Tarihi / 
Kitaplarında sümük, kan ve bitlerden Vikinglere 
Yalnızca tarihte, tarih öncesinde değil, bugün olup Bengt-Erik Engholm / İllüstrasyonlar: Jonna 
kadar pek çok konuyu ele alan İsveçli Bengt-Erik 
Björnstjerna / Çeviren: Ali Arda / Dinozor 
Engholm’un Maymundan İnsana İnsanlık Tarihi’ni bitenlere, kuşatıldığımız kötülüklere, doğanın bize 
işte kısaca sıraladığım bu duygularla ve merak içinde hâlâ gülümseyişine de şaşkınlık ve hayretin yanı Genç / 170 s. / 12+ / 2025. 
n
3 Temmuz 2025 15
            
    
