Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
kültür, sanat, edebiyatta yaşananlara, politik ve toplumsal
vardır. Çarpıcı bitişler Ruşen Hakkı’ya özgü öyküleştir- Seçkin Özkan’ın İnce Hüzünler Yazarı Ruşen
menin belirgin özelliğidir. olaylara da tarih düşer. Hakkı Özpençe (Paradigma Akademi, 2020), Osman
Dostluğa verilen değerin, belleklerin silinmesine Bozkurt’un Edebiyatımızda Ruşen Hakkı (Usar, 2021)
‘1970 HAZİRANI’ VE GAZETECİLİK YAPTIĞI
adlı kitabında çeşitli yönleriyle anlattığı Ruşen Hakkı’ya
karşı değerleri savunmanın, genç kuşak edebiyatçılara
İZMİT’TE TANIK OLDUĞU İŞÇİ DİRENİŞLERİ!
ölümünden sonra edebiyatçı dostlarının yazdıkları
sahip çıkmanın örneklerinin görüldüğü, edebiyatımızın
İlk romanı Umudun Çiçeklendiği Günler’de (1991), şa-
mektuplar Ruşen Hakkı ile (Hazırlayan: Rıfat Sezeralp,
nabız atışlarının izlendiği, yalnızca İzmit’i, Kocaeli’ni,
şırtmaca ve ironi şiirsellikle örülerek insan ve doğa bü-
2022) adlı kitapta yer aldı.
Körfez bölgesini değil, dostlukları, ilişkileri, sevgisi
tünleşerek karşımıza çıkar ve toplumsal savaşım gerçe-
“Sabahattin Ali’den/ Nâzım’dan, Neruda’dan/
ve sıcaklığıyla tüm ülkemizi kucaklayan edebiyat
küstü öğelerle zenginleşir.
Lorca’dan taşıp da gelen/ kâh tutuşturan yüreklerimizi/
günlükleridir yazdıkları.
1970 Haziranı (2011) adlı romanında ise küçük yaşlar-
kâh serinlik veren/ dizeler zinciridir türkümüz...” diyerek
Günlerin tutanağında yaşamının ve şiirinin hesabını
da çırak olarak başladığı yaşamda emek-sermaye çatış-
yaşayan, yazmayı, sevişmek ve rakı içmek gibi seven,
verir. Edebiyata insan sıcaklığının değerbilirliğiyle,
masının içinde olan, yaşadığı, gazetecilik yaptığı işçi yo-
yaşama katılmanın ve direnmenin bir parçası sayan
alçakgönüllülüğüyle, “İşte Ruşen Hakkı bu!” dedirten
ğunluklu İzmit’te tanık olduğu direnişlerin gözlemiyle
edebiyatımızın sevdalı karıncası Ruşen Hakkı’yı kendi
yazılarla doludur günlükleri.
15-16 Haziran 1970 işçi direnişini selamlar.
dizesiyle, özlemle anıyorum:
Kendisine özgü anı-günce gibi yazım biçiminin HAKKINDAKİ KİTAPLAR “…Ve yaşlandıkça anladım yanlışımı/ kavgada
ürünleri olan, “günleri notlamak” dediği Bir Şafaktan Nilgün Sezeralp, Babalar da Birer Kuştur (Aydili tek olmak üç olmak/ beş olmak değildi hüner,/ eğer
Bir Şafağa (1997), Körfez Güncesi (2003), Güne Düşen Sanat Derneği Yayınları, 2019) adlı kitabında iç
katılmıyorsan bir ırmağın akışına/ kavga bir yana,
Benekler (2005) adlı güncelerinde 1972’den başlayarak dökmelerle ve yumuşak söylemiyle babasını anlattı. hüsran bir yana düşer!..”
n
MELİDA TÜZÜNOĞLU’NDAN ‘HER ŞEY KONUŞACAK’
‘Bizi ilgilendiren pek çok şeyle
bağımızı kaybettik!’
Ambulansla Dünya Turu (April Yayıncılık), Cimri Cömert (April Yayıncılık, Annem Bir Robot Doğurdu
(April Yayıncılık) ve Size Müthiş Bir Yemek Hazırladım (Yapı Kredi Yayınları) kitaplarıyla okuyucuyla buluşan
Melida Tüzünoğlu, yeni kitabı Her Şey Konuşacak’ta (April Yayıncılık) “kıyafetleri konuşturuyor”. Baltalimanı
Anlaşması’ndan Avrupa’dan Türkiye’ye taşınan çöplere, Prenses Diana’dan lüks modaevlerine, Gazze’de
yaşanan soykırıma uzanan referanslarla kapitalizmle hesaplaşıyor. Sömürgeciliğin izlerini, adaletsizliği, ticaret
anlaşmalarını, tüketim çılgınlığını ve kaybolan değerleri, “kıyafetler” üzerinden ele alıyor.
bir gezegen daha gerekecek bize.
MEHMET S. AMAN
Dahası, satın aldığımız ürünleri çoğu zaman
kullanmadan çöpe atıyoruz. Bu da uzaydan bile
‘DİLİN SINIRLARINI ZORLAMAYI SEVİYORUM’
görülebilen “tekstil çöplüğü adaları” yaratıyor.
Romanınızın ana karakteri bir elbise ve aynı
n
Tüm bunların yanında, üretim sürecinde ekoloji kadar
zamanda bir çocuk. Bir elbiseyi “karakter” haline
insan hakları ve etik kurallar da hiçe sayılıyor. Kültürler
getirme fikri nasıl doğdu?
yok oluyor. Bu süreç 1800’lerden bu yana süregelen
Dilin sınırlarını zorlamayı seviyorum. Bu, benim
küresel düzenin bir sonucu.
için hem bir yöntem hem de bir oyun alanı. Sıra dışı
Baltalimanı Anlaşması’ndan Aral Gölü’nün kurumasına,
karakterlerle yazmak, düşünsel bir egzersiz biçimi haline
lüks modaevlerinin göz boyayan tasarımlarına kadar
geldi diyebilirim.
uzanan bu tarihi döngüyü, en iyi bir elbise anlatabilirdi.
2000’li yılların başından itibaren yayımlanan öykü ve
Çünkü artık bizi ilgilendiren pek çok şeyle bağımızı
romanlarımda bu tarz karakterler hep kısa kısa ortaya çıktı:
kaybettik. Elbisemizi kendimiz dikiyor olsaydık, doğayla,
Sprey şişeleri, bakteriler, somon balıkları...
nesnelerle ve toplumla ilişkimiz bambaşka olurdu.
Ama Her Şey Konuşacak’ta bu fikri daha ileriye
taşıyarak bütüncül bir dil kurmaya ve roman boyunca
‘EDEBİYATIN İLLÂ Kİ BİR TOPLUMSAL DEĞİŞİM
sürdürülebilir kılmaya çalıştım. Bu da yazım sürecini
AMACI TAŞIMASI GEREKMEZ. AMA...’
oldukça zorlaştırdı ve yaklaşık 8 yılımı aldı.
Kitabınız, biçem açısından önceki kitaplarınızdan
Romanın çıkış noktası aslında “konuşan kıyafetler” n
farklı olsa da biçimsel olarak benzer temalar taşıyor.
fikriydi. Bu fikir yayıncım Egemen İpek’e ait. Onun
Özellikle “sınıfsal yapı” hep merkezde.
aklında daha çok animasyon tarzında, maceradan maceraya
Toplumsal katmanlar üzerine yazmak, belirli bir çevreye
koşan kıyafetler vardı.
ait bir alan değil. Ama ne zaman biri adaletsizliklerden söz
Fakat sosyoloji altyapım ve süreç analizine karşı
etse, mesele hızla siyasileştiriliyor.
refleksim, bu fikri daha derin bir sorgulamaya götürdü.
Her Şey Konuşacak ise zaten estetik bir şey olan moda
Kıyafetlerin içinde bulunduğu acımasız döngü ve acil
tasarımını, yine estetik olan edebiyatla birleştirerek sosyolojik
meseleleri anlatmasaydım, eksik hissedecektim.
gerçekler ve hayal gücüyle örülmüş bir anlatı sunuyor.
Edebiyatın illâ ki bir toplumsal değişim amacı taşıması
‘TARİHİ DÖNGÜYÜ, EN İYİ BİR ELBİSE
gerekmez. Ama benim yazınımda bu kaçınılmaz bir
ANLATABİLİRDİ!’
yönelim halini aldı.
Roman, Baltalimanı Anlaşması’ndan Avrupa’dan
n
Son olarak yeni çalışmalarınız var mı?
Türkiye’ye taşınan çöplere, Prenses Diana’dan lüks
n
Her Şey Konuşacak çok uzun bir süreçte ortaya çıktı;
modaevlerine uzanan referanslarla örülü. Kurgu ve
hem yazım hem de araştırma açısından. Şu sıralar
anlatı tercihlerinizi bu bağlamda nasıl şekillendirdiniz?
ilgilendiğim farklı konular var, fakat henüz birine
Tekstil sektörü, dünyadaki en büyük sektörlerden biri. Buna
yoğunlaşmış değilim.
karşın hem tekstil hem de moda genellikle küçümseniyor.
pratiği, özellikle endüstriyelleşme sonrası dramatik bir
Moda yalnızca belli bir çevreye ait, yüzeysel bir alan Yine de odağım ister istemez toplumsal meselelere
dönüşüm geçirdi. Bugün geldiğimiz noktada, tüketim
kayıyor. Örneğin şu an ilgimi çeken alanlardan biri, gıda
gibi görülüyor. Oysa ne tekstil sadece bir ihtiyaç meselesi
hızımız dünyanın kaynak yenilenme hızının 1.7 katına
ne de moda sadece gösterişle ilgili. meselesi. Ama bu kadar derin ve kapsamlı bir konuya
İnsanlık tarihi boyunca süregelen giyinme ve tasarlama ulaşmış durumda. Yani, bu hızla üretmeye devam edersek, dalabilmek için biraz daha hazırlık yapmam gerekecek.
n
22 Mayıs 2025 9