Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                 (1936 / 2011)
‘İnce hüzünler yazarı’ Ruşen Hakkı!
örülmüş şiirleri yer alır. “Bak çiçeğini dökmüş 
ÖNER YAĞCI
kaldırıma/ az önce balkonda dövdüğün halı” 
dizeleriyle başlayan kitap doğa güzellemeleriyle, 
BARIŞ, AŞK, İSTANBUL VE GENÇLİK 
doğayla buluşan insan sesleriyle doludur. Bu 
ÖZLEMLERİ…
seslerde yine aşk ve hüzün öne çıkar. 
Dilin ve edebiyatın derinliğinden ve sevdasın-
Çiçeğiyle, böceğiyle, kurduyla kuşuyla, dağıyla, 
dan ödün vermeyen, kalemini duyarsızlıkların ve 
ırmağıyla canlanan doğa; sokaklara, saksılara, bal-
körlüklerin üstesinden gelmek için sivriltip açan 
konlara, odalara taşan aşk tomurcuklarıyla şenlenir: 
bir gazeteci ve Vedat Günyol’un deyişiyle “ince 
“Geldi çiçekler takınarak girdi bahçeme/ masa-
hüzünler yazarı” olan, yaşadığı kentle (İzmit / Ko-
yı balkona çektim içim içime sığmaz” der örneğin. 
caeli) özdeşleşen usta edebiyatçı Ruşen Hakkı’nın 
“İnceciktin güzeldin yol yordam bilirdin… 
(1936 / 2011) akıcı ve rahat dizelerden oluşturdu-
Yüzüm yanardı yüzünün alazından… Sesini de 
ğu Köprü’deki (1962) şiirlerinde lirik öğeler öne 
unuttum bir adın kalmış aklımda/ hadi salıver 
çıkarken barış, aşk, İstanbul ve gençlik özlemle-
sesini hançerenin poyrazından… Zamanı yırtıp 
ri göze çarpar. 
geçerken içinden bir düşün/ sabaha bülbül sesi 
Yuvarlak Masa Oturumu’nda (1964) 
düşüyor, dudağıma öpüşün” der.
bireysellikten kurtulmaya adımlar atarak yurt 
Elini Hünerle Kuşlara Yelek Giydir’de (1999) 
sevgisiyle doğaya yönelir. Toplumsal sorunların 
yine aşk, yine hüzündür öne çıkan temalar. 
geleceğinin habercisi olan “Sabahın altısında 
“Öne çıkarmalı gündemden çıkan aşkı” der. Aşkla 
kim kalkar,/ Kim düşer yollara yayan yapıldak?” 
ve hüzünle yazar, ama yüreğinden. Şaşırtıcı, ironik, 
dizesiyle başlar kitaptaki ilk şiirine. Ekmek ve 
erotik doğa ve insan denizlerine sürükler şiirini. 
geçim kaygısıyla dolu olanları soktuğu şiirinde, 
“Dünyayı çiçekleyelim kampanyasına/ kimden 
“Kimlerin hakkı yaşamak” diye sorar. 
mi ilk imza/ elbette kardelenden” ya da “toprağı 
Hüznün Dalgın Kuşları’nda (1968) hüzün ve dert-
sevdi, yüreğini sıcak tuttu/ türkülere sarıldı en 
lerle yüklenir şiiri ve artık o, tüm edebiyat yaratıların-
umarsız gününde” diyerek doğayla bütünleşir. 
da kendisiyle özdeşleşen bir sözcükle vardır: Hüzün. 
Değirmen (2003), Balkonda Akşamüstü 
SOYUTTAN SOMUTA, BİREYSELLİKTEN (2005), Havalandırmaya İnen Türkü (2009) adlı 
TOPLUMSALLIĞA, ROMANTİZMDEN kitaplarındaki şiirlerin dizeleri damıtılmaktan 
GERÇEKÇİLİĞE VE HÜZÜNLERLE DOLU yorulmuş gibidir dizeleri “ve gene ertelemişiz aşkı 
BİR DÜŞSELLİK! hiç yakınmadan/ bizi daha uzaklara taşısın diye 
Ruşen Hakkı’nın, şiirinde soyuttan somuta, bi- soluğumuz” diyerek toplumsallığını haykırmayı 
reysellikten toplumsallığa, romantizmden gerçek- sürdürür inatla.
çiliğe ve hüzünlerle dolu bir düşselliğe kayma-
ŞİİR DİLİ ÖYKÜLERİNDE DE HİSSEDİLİR!
sı, bir yandan yaşam gözlemlerinin birikimindeki 
Ruşen Hakkı’nın toplumsallığı yanında bireyi 
zenginlikle, bir yandan da yaşamımızdaki toplum-
de unutmayan, hüzünleri yurt edinmiş, ironik, 
sal damarın sanatı ve sanatçıları etkilemesiyledir. 
düşsellikten gerçekliğe uzanmasını bilen, zamanla 
Bu etkileme, toplumsal duyarlılığın iyice belir-
daha da damıttığı, yalınlığıyla zenginleşebilen şiir 
ginleştiği bir destan olan Dağlama’da (1974) apa-
dili öykülerinde de kendini hissettirir. 
çık görülür. Tarihsellik içinde örülen bir şiirinde 
Sokağın Ucu Deniz’deki (1977) öyküler 
savaşlarla, sömürüyle kahrolan, ezilen, Anadolu 
ilin ve edebiyatın derinliğinden ve çocukluk ve ilk gençlik anılarının sıcaklığıyla 
insanı olanca kederiyle karşımıza çıkar. 
şiirselliği, hüzünle gerçeküstücü anlatımı yoğuran, 
sevdasından ödün vermeyen, kalemini 
Umut ve iyimserlik şiirleriyle dolu olan Çak-
D
toplumsal bakış açısını da unutmayan öykülerdir. 
duyarsızlıkların ve körlüklerin üstesinden 
maktaşı Kav Kıvılcım’da (1980), toplumsal dama-
Olanca canlılığı, çeşitliliğiyle çocuk dünyasını 
rın durmaksızın çarpan yüreğindeki izlerini oku-
gelmek için sivriltip açan bir gazeteci ve Vedat 
yansıtırken, yaşanan toplumsal sorunların çocuk 
ruz ve bu izler büyük bir uyanışın ve direnişin ger-
Günyol’un deyişiyle “ince hüzünler yazarı” olan, 
dünyasındaki etkilerini ele alırken çocuksuluğun 
çekleştiği ülkemiz gündemiyle çakışmaktadır. 
yaşadığı kentle (İzmit / Kocaeli) özdeşleşen  gerçeküstücülüğe uzanan düşselliğini kullanır. 
“Gençsek, sevdalıysak, umut üretensek/ 
Dile olan tutkusu da şiirsel dili, farklı 
bir usta edebiyatçıdır Ruşen Hakkı. 
kalmasın içimizde söylenmedik türkümüz” 
benzetmeleri, eksiltmeli anlatımı yanında yöresel 
dizeleriyle başlayan, hüzün ve aşk, alaycılık ve 
“Sabahattin Ali’den/ Nâzım’dan, Neruda’dan/ 
sözcükleri kullanmasıyla kendisini gösterir. 
kavgacılık, doğayla bütünleşme ve haksızlıklara 
Lorca’dan taşıp da gelen/ kâh tutuşturan 
Mahalle arkadaşlarının, ilk gençlik 
karşı çıkış, yaşama sevinci ve özveri, ironik 
yüreklerimizi/ kâh serinlik veren/ dizeler zinciridir haylazlıklarının, aşklarının, insan sıcaklığının 
ve özgün anlatım hep çocuksuluk ve paylaşma 
hüzünle örülmüş anlarını yakalayıp sunduğu, 
türkümüz...” diyerek yaşayan, yazmayı, sevişmek 
ve umut ve iyimserlik temelinde yükselen 
toplumsal sorunlara eğilmenin örnek öykülerinin 
ve rakı içmek gibi seven, yaşama katılmanın Canevimden (1989), onun öfkesini ve hüznünü 
yer aldığı Irmak’ta (1979), daha çok toplumsal 
zaptedemeyen şiirlerinden oluşur.
ve direnmenin bir parçası sayan, toplumsallığı 
olayların içindeki gençlerle 12 Mart döneminin 
yanında bireyi de unutmayan, hüzünleri 
baskıcı ortamı ve yaşanan acıları farklı bir dil ve 
12 EYLÜL SONRASINDA GÜVENİN 
VE KAVGAYI SÜRDÜRMENİN kurguyla aktarılır.
yurt edinmiş, ironik, düşsellikten gerçekliğe 
ŞİİRİNİ YAZAR! 
uzanmasını bilen, zamanla daha da damıttığı, 
ÇARPICI BİTİŞLER! VE RUŞEN HAKKI!
Toplumsal ve siyasal baskıların ezdiği 
yalınlığıyla zenginleşebilen şiir dili öykülerinde 
Gerçekçi anlatımın daha bir ağırlık kazandığı 
insanların umut tazeleyicisi olarak çarpmaktadır 
Kentin Konukları’ndaki (1990) öykülerde 
de kendini hissettiren edebiyatımızın sevdalı 
Ruşen Hakkı’nın şair yüreği. 
işçilerin dünyası, geçim sıkıntıları, yoksulluklar, 
karıncası Ruşen Hakkı’yı kendi dizesiyle,  Grevlerden direnişlere, ölüm orucundan baskıcı 
yoksunluklar, gecekondu yaşamı, kente göç 
dönemlere uzanır ve “Açıp yeniden okumalı 
özlemle anıyorum: 
olgusu işlenerek dönemin toplumsal sorunları 
Nâzım’ı/ Ruhi Su’yu uzunçalardan dinlemeli” 
“…Ve yaşlandıkça anladım yanlışımı/ kavgada çocuk bakışıyla anlatılır. 
dizeleriyle 12 Eylül sonrasında güvenin ve 
Serçeler ve Kediler (1990), Sırtı Çilçileği 
tek olmak üç olmak/ beş olmak değildi hüner,/ 
kavgayı sürdürmenin şiirini yazar.  
Bahçesi Kadın’da (1996), şiirselliğin, hüznün, 
eğer katılmıyorsan bir ırmağın akışına/ kavga bir 
YİNE AŞK, YİNE HÜZÜN! aşkın, küçük dünyaların iyice yoğunlaştığı, aşk ve 
yana, hüsran bir yana düşer!..” 
Üretimde Sevda’da (1993) damıtılmış, imgelerle doğa temasıyla buluşan duygu yüklü öyküler 
>>
8 22 Mayıs 2025
            
    
