07 Haziran 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

(1936 / 2011) ‘İnce hüzünler yazarı’ Ruşen Hakkı! örülmüş şiirleri yer alır. “Bak çiçeğini dökmüş ÖNER YAĞCI kaldırıma/ az önce balkonda dövdüğün halı” dizeleriyle başlayan kitap doğa güzellemeleriyle, BARIŞ, AŞK, İSTANBUL VE GENÇLİK doğayla buluşan insan sesleriyle doludur. Bu ÖZLEMLERİ… seslerde yine aşk ve hüzün öne çıkar. Dilin ve edebiyatın derinliğinden ve sevdasın- Çiçeğiyle, böceğiyle, kurduyla kuşuyla, dağıyla, dan ödün vermeyen, kalemini duyarsızlıkların ve ırmağıyla canlanan doğa; sokaklara, saksılara, bal- körlüklerin üstesinden gelmek için sivriltip açan konlara, odalara taşan aşk tomurcuklarıyla şenlenir: bir gazeteci ve Vedat Günyol’un deyişiyle “ince “Geldi çiçekler takınarak girdi bahçeme/ masa- hüzünler yazarı” olan, yaşadığı kentle (İzmit / Ko- yı balkona çektim içim içime sığmaz” der örneğin. caeli) özdeşleşen usta edebiyatçı Ruşen Hakkı’nın “İnceciktin güzeldin yol yordam bilirdin… (1936 / 2011) akıcı ve rahat dizelerden oluşturdu- Yüzüm yanardı yüzünün alazından… Sesini de ğu Köprü’deki (1962) şiirlerinde lirik öğeler öne unuttum bir adın kalmış aklımda/ hadi salıver çıkarken barış, aşk, İstanbul ve gençlik özlemle- sesini hançerenin poyrazından… Zamanı yırtıp ri göze çarpar. geçerken içinden bir düşün/ sabaha bülbül sesi Yuvarlak Masa Oturumu’nda (1964) düşüyor, dudağıma öpüşün” der. bireysellikten kurtulmaya adımlar atarak yurt Elini Hünerle Kuşlara Yelek Giydir’de (1999) sevgisiyle doğaya yönelir. Toplumsal sorunların yine aşk, yine hüzündür öne çıkan temalar. geleceğinin habercisi olan “Sabahın altısında “Öne çıkarmalı gündemden çıkan aşkı” der. Aşkla kim kalkar,/ Kim düşer yollara yayan yapıldak?” ve hüzünle yazar, ama yüreğinden. Şaşırtıcı, ironik, dizesiyle başlar kitaptaki ilk şiirine. Ekmek ve erotik doğa ve insan denizlerine sürükler şiirini. geçim kaygısıyla dolu olanları soktuğu şiirinde, “Dünyayı çiçekleyelim kampanyasına/ kimden “Kimlerin hakkı yaşamak” diye sorar. mi ilk imza/ elbette kardelenden” ya da “toprağı Hüznün Dalgın Kuşları’nda (1968) hüzün ve dert- sevdi, yüreğini sıcak tuttu/ türkülere sarıldı en lerle yüklenir şiiri ve artık o, tüm edebiyat yaratıların- umarsız gününde” diyerek doğayla bütünleşir. da kendisiyle özdeşleşen bir sözcükle vardır: Hüzün. Değirmen (2003), Balkonda Akşamüstü SOYUTTAN SOMUTA, BİREYSELLİKTEN (2005), Havalandırmaya İnen Türkü (2009) adlı TOPLUMSALLIĞA, ROMANTİZMDEN kitaplarındaki şiirlerin dizeleri damıtılmaktan GERÇEKÇİLİĞE VE HÜZÜNLERLE DOLU yorulmuş gibidir dizeleri “ve gene ertelemişiz aşkı BİR DÜŞSELLİK! hiç yakınmadan/ bizi daha uzaklara taşısın diye Ruşen Hakkı’nın, şiirinde soyuttan somuta, bi- soluğumuz” diyerek toplumsallığını haykırmayı reysellikten toplumsallığa, romantizmden gerçek- sürdürür inatla. çiliğe ve hüzünlerle dolu bir düşselliğe kayma- ŞİİR DİLİ ÖYKÜLERİNDE DE HİSSEDİLİR! sı, bir yandan yaşam gözlemlerinin birikimindeki Ruşen Hakkı’nın toplumsallığı yanında bireyi zenginlikle, bir yandan da yaşamımızdaki toplum- de unutmayan, hüzünleri yurt edinmiş, ironik, sal damarın sanatı ve sanatçıları etkilemesiyledir. düşsellikten gerçekliğe uzanmasını bilen, zamanla Bu etkileme, toplumsal duyarlılığın iyice belir- daha da damıttığı, yalınlığıyla zenginleşebilen şiir ginleştiği bir destan olan Dağlama’da (1974) apa- dili öykülerinde de kendini hissettirir. çık görülür. Tarihsellik içinde örülen bir şiirinde Sokağın Ucu Deniz’deki (1977) öyküler savaşlarla, sömürüyle kahrolan, ezilen, Anadolu ilin ve edebiyatın derinliğinden ve çocukluk ve ilk gençlik anılarının sıcaklığıyla insanı olanca kederiyle karşımıza çıkar. şiirselliği, hüzünle gerçeküstücü anlatımı yoğuran, sevdasından ödün vermeyen, kalemini Umut ve iyimserlik şiirleriyle dolu olan Çak- D toplumsal bakış açısını da unutmayan öykülerdir. duyarsızlıkların ve körlüklerin üstesinden maktaşı Kav Kıvılcım’da (1980), toplumsal dama- Olanca canlılığı, çeşitliliğiyle çocuk dünyasını rın durmaksızın çarpan yüreğindeki izlerini oku- gelmek için sivriltip açan bir gazeteci ve Vedat yansıtırken, yaşanan toplumsal sorunların çocuk ruz ve bu izler büyük bir uyanışın ve direnişin ger- Günyol’un deyişiyle “ince hüzünler yazarı” olan, dünyasındaki etkilerini ele alırken çocuksuluğun çekleştiği ülkemiz gündemiyle çakışmaktadır. yaşadığı kentle (İzmit / Kocaeli) özdeşleşen gerçeküstücülüğe uzanan düşselliğini kullanır. “Gençsek, sevdalıysak, umut üretensek/ Dile olan tutkusu da şiirsel dili, farklı bir usta edebiyatçıdır Ruşen Hakkı. kalmasın içimizde söylenmedik türkümüz” benzetmeleri, eksiltmeli anlatımı yanında yöresel dizeleriyle başlayan, hüzün ve aşk, alaycılık ve “Sabahattin Ali’den/ Nâzım’dan, Neruda’dan/ sözcükleri kullanmasıyla kendisini gösterir. kavgacılık, doğayla bütünleşme ve haksızlıklara Lorca’dan taşıp da gelen/ kâh tutuşturan Mahalle arkadaşlarının, ilk gençlik karşı çıkış, yaşama sevinci ve özveri, ironik yüreklerimizi/ kâh serinlik veren/ dizeler zinciridir haylazlıklarının, aşklarının, insan sıcaklığının ve özgün anlatım hep çocuksuluk ve paylaşma hüzünle örülmüş anlarını yakalayıp sunduğu, türkümüz...” diyerek yaşayan, yazmayı, sevişmek ve umut ve iyimserlik temelinde yükselen toplumsal sorunlara eğilmenin örnek öykülerinin ve rakı içmek gibi seven, yaşama katılmanın Canevimden (1989), onun öfkesini ve hüznünü yer aldığı Irmak’ta (1979), daha çok toplumsal zaptedemeyen şiirlerinden oluşur. ve direnmenin bir parçası sayan, toplumsallığı olayların içindeki gençlerle 12 Mart döneminin yanında bireyi de unutmayan, hüzünleri baskıcı ortamı ve yaşanan acıları farklı bir dil ve 12 EYLÜL SONRASINDA GÜVENİN VE KAVGAYI SÜRDÜRMENİN kurguyla aktarılır. yurt edinmiş, ironik, düşsellikten gerçekliğe ŞİİRİNİ YAZAR! uzanmasını bilen, zamanla daha da damıttığı, ÇARPICI BİTİŞLER! VE RUŞEN HAKKI! Toplumsal ve siyasal baskıların ezdiği yalınlığıyla zenginleşebilen şiir dili öykülerinde Gerçekçi anlatımın daha bir ağırlık kazandığı insanların umut tazeleyicisi olarak çarpmaktadır Kentin Konukları’ndaki (1990) öykülerde de kendini hissettiren edebiyatımızın sevdalı Ruşen Hakkı’nın şair yüreği. işçilerin dünyası, geçim sıkıntıları, yoksulluklar, karıncası Ruşen Hakkı’yı kendi dizesiyle, Grevlerden direnişlere, ölüm orucundan baskıcı yoksunluklar, gecekondu yaşamı, kente göç dönemlere uzanır ve “Açıp yeniden okumalı özlemle anıyorum: olgusu işlenerek dönemin toplumsal sorunları Nâzım’ı/ Ruhi Su’yu uzunçalardan dinlemeli” “…Ve yaşlandıkça anladım yanlışımı/ kavgada çocuk bakışıyla anlatılır. dizeleriyle 12 Eylül sonrasında güvenin ve Serçeler ve Kediler (1990), Sırtı Çilçileği tek olmak üç olmak/ beş olmak değildi hüner,/ kavgayı sürdürmenin şiirini yazar. Bahçesi Kadın’da (1996), şiirselliğin, hüznün, eğer katılmıyorsan bir ırmağın akışına/ kavga bir YİNE AŞK, YİNE HÜZÜN! aşkın, küçük dünyaların iyice yoğunlaştığı, aşk ve yana, hüsran bir yana düşer!..” Üretimde Sevda’da (1993) damıtılmış, imgelerle doğa temasıyla buluşan duygu yüklü öyküler >> 8 22 Mayıs 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear