Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
GÜLTEKİN EMRE’DEN ‘BENDE KALANLAR, BANA KALANLAR’
Bende kalmasın!
“İşte, o gün geldi ve mektupları bir bir önüme serdim. Bende Kalanları, Bana Kalanlar’ı şaşarak, heyecanlanarak, yeniden
okuyarak dosyaladım. Uzun bir tarih sürecinde edebiyat tarihinin kalbine yerleşen mektuplar, anılar ve onca dinmez acı!
Yaşayan pek çok arkadaşımdan gelen mektuplar -bende kalanlar, bana kalanlar- da günışığına çıkmak için sabırsızlanıyorlar.”
Gültekin Emre (Bende Kalanlar, Bana Kalanlar (Plüton Yayınevi)
Ayrıca birkaç sözcükle belirttiğin yorum, bin çiçekten
RIDVAN DANSUK
üretilmiş bir damla bal!..”
“Tarlayı çapalamayı sürdürelim dedi bir sinek/
BİR YAZIN ZİYAFETİ!
Anlamsız bir şey yoktur. Varlık anlam çağrıştırır/ Ölüm
Oruç Aruoba’dan “... çeviriler, tadına doyulmaz
zaman alır (...)” Söylediğinin aksine İlhan Berk yazdığı
/unutulmaz sohbetler kaldı fotoğraflarla,
dizelerle ölümsüzlüğe yürümemiş midir?
yayımladığı kitaplarla birlikte; bir de o sımsıcak
Kitabın konuklarından biri de Salah Birsel’dir.
bakışları, hep gülen gözleri, yumuşacık sesi”
Yazarımız “Ondan çok şey kaldı ama, şunlar da
kalmıştır Gültekin Emre’ye. Onun gönlü razı
kaldı” deyip şöyle sıralar kalanları: “... okurlarına
olmaz ama bunların kendinde kalmasına. Onda
tapan şairden daha çok şey kaldı. (...) Bana imzaladığı
kalanları, ona kalanları paylaşır okuyucularla.
kitapları kaldı. Günlükleri kaldı. Denemeleri kaldı. Ne
Almanya’da yaşayan yazarımız / şairimiz
çok şey kaldı. İyi ki de ne çok şey kaldı.”
Parantez’in (1986-1987), Şiir’lik’in (1994-
1996), Melez’in (2002) mutfağını paylaşır Bende
BAYRAK KOŞUSU!
Kalanlar, Bana Kalanlar (Plüton Yayınevi)
Sina Akyol’un Hakan Cem ve Coşkun Yerli ile
adlı kitabında. Hedefi Almanya’daki ve
çıktığı şiir yolculuğunda, Yerli’nin erkenden “şiir
Türkiye’deki okuyucuları düzeyli şiir ve yazılarla
dünyası”ından ayrılmasıyla bayrak koşusu misali,
buluşturmaktır. Yapar da! Üstelik bu şölene genç
bayrak Gültekin Emre’ye teslim edilir. İnsanın hallerini
şairleri de katar.
anlatmaya çıkılan bu yolun öyküsü bir başkadır.
saptamasının
Tam bir yazın ziyafetidir Bende Kalanlar, Bana
Kemal Özer’le yaptığı yazışmalardan, onun günlüklerinden
acı bir örneği uç
Kalanlar: İçinde şiir var, şairlerin / yazarların
seçmelere yer verir Gültekin Emre. Bu mektup ve günlüklerde
verir Sivas’ta.
mektupları var, bir edebiyat dergisinin hazırlanış
Gericiler diri diri bir şairin yoğrulduğu hamura tanık olursunuz.
süreci var. Dostluklar var, yurt hasreti, gözlemler,
yakarlar gencecik Gülten Akın “Yaşamı, insan ilişkilerini yeniden düzenlemek
çözümlemeler var. İçtenlik var, keşkeler ve tarihe
insanları, şairleri, istiyoruz. Bunu herkes istiyor. (...) Biz ozanlar nesnenin, haya-
tanıklık var. Daha en olsun!
yazarları. tın, düşün, imgenin içindekileri ayıklıyor, seçiyoruz. Seçtikle-
Üstelik Emre, mektup ve şiirler öyle güzel
Sivas’ta yakılan rimizi dile dönüştürerek estetik düzlemde yeniden kuruyoruz”
işlenmiştir ki metinlere, bir senfoni orkestrasını
şairlerden biri
derken Şiir’lik’te, şiirin kibelesi adını almayı hak etmez mi?
dinler gibi hem her bir türün ayrı ayrı tadını alır
de Metin Altıok’tur. İnsan yanığı kokusu duyarak okursunuz
Aramızdan çok erken ayrılan Küçük İskender, “Her şeyin
hem de türlerin oluşturduğu bütünlüğü duyumsarsınız.
Altıok’a ayrılan bölümü. İnsan olduğunuzdan utanırsınız.
biraz pazartesi olduğu gecelerde/ çok yakından duyulan bir
Altıok, Enver Ercan’ın bir sorusunu şöyle yanıtlar: “Şiir
kurt uluması/ gibi ağlardın tek hece” dizeleriyle ve başka
YOZLAŞMA VE ÇÖKÜŞ!
omuriliğimdir benim, duyarlılığımın temelidir. Sözcük
şiirleriyle yerini alır bu şairler geçidinde.
Kitap, yaşamlar arasında mekik dokurken memleketin
evrenine açılan penceremdir. Ben o pencereden bakmaya
Fakat kitabın sonunda yer alan Yılmaz Güney’in Selimiye
durumu da konu edilir. Demir Özlü ta 1993’te, İstanbul’a
çağırdım herkesi. Şiiri yaşama biçimi haline getirmeye
mektuplarından hareketle yazılan bölümden bir tümce ile söz
gelip Stockholm’e döndükten sonra Gültekin Emre’ye
çalıştım. (...) Şiir insanları sevmeye yarar.”
etmesek o bölüme haksızlık olur.
yazdıkları yurtseverlere acı verir ama bir o kadar da
Metin Altıok’u şiir sevmeyenler, şiirden payını alamayanlar
Bende Kalanlar, Bana Kalanlar incelikle ve ustalıkla
gerçekçidir:
yakmıştır. Eşi Nebahat Çetin’in, Altıok’u bir şekilde yaşatmak
“... Bu yolculuğun açtığı derin yaralar henüz iyileşmedi. yazılmış bir kitap İncelikle diyorum çünkü bu tür kitaplarda
için yaptıklarını okurken yüreğiniz sıkışır. Nitekim kendisi de
istemeden de olsa, farkında olmadan da olsa kimi ifadeler söz
Bireysel olarak çok iyi bir konumda olduğum halde, kendi
şair olan Nebahat Çetin çok uzun yaşamaz, elli altı yaşında
konusu yazarı incitecek nitelikte olabilir.
toplumumuzun saldırısı çok korkunçtu. Hiç çekinmeden öne
gözlerini kapar acılara.
Kitabın başından sonuna böyle bir sıkıntılı ifadeye rastlama-
sürebilirim: Türkiye toplumu bizim aklımızın sınırlarını aşan
Mehmet H. Doğan, Sivas katliamını kınamayıp arka çıkan
dım. Bu işi ustalıkla kotardığı için Gültekin Emre’yi tebrik etmek
bir yozlaşma ve çöküş içinde.” (3 Mart 1993)
İsmet Özel, Arif Ay gibi şairleri 1994’te hazırladığı antolojiye
gerek. Sanırım kendisinden tarihe tanık ettiği bu kitabın devamı-
ÖLÜMSÜZLÜĞE YÜRÜYENLER... almaz: “Metin’in, Behçet’in, Kaynar’ın bulunduğu bir
nın gelmesini istemek okuyucu olarak haddimi aşmak olmaz.
n
Özlü her ne kadar bu saptamayı yapsa da karamsarlığa antolojiye Özel’i alırsam onlara hakaret olur.”
kapılıp üretmekten elini eteğini çekmez. Birçok ürün daha “Sevgili Gültekin” diye başlar Hulki Aktunç, 6 Ocak 1994 Bende Kalanlar, Bana Kalanlar/ Gültekin Emre /
verir. Yazar sorumluluğudur bu. Nitekim Özlü’nün bu tarihli mektubuna: “ ... kartınla beni gene şımartıyorsun. Plüton Yayınevi / 289 s. / 2025.
ERDAL ÇAKICIOĞLU’NDAN
‘HAMALIN KARISI: ŞEFİKA... VE DİĞER BÜTÜN KADINLAR’
“Çok işi var Kelami Hasan Paşa’nın, çok... Eh yani, ayaklanmalar... Ta Kanuni’nin kapitülasyonlarıyla başlayan
İzmir gibi yetmiş iki milletin bir arada yaşadığı, kimin dost erime, tüm hızıyla sürüyor.
kimin düşman olduğunun belli olmadığı, Atçalı Kel Mehmet
İzmir’in durumu da ülkenin genel durumundan farklı değil!
Efe belasının onlar bela diyorlar ama Aydın halkı, Mehmet Efe
Hasan Paşa İzmir’i huzur kenti yapmakta kararlı ama yetmiş iki
yönetiminden oldukça hoşnut- giderek büyüdüğü ve içinden
milletten oluşan kentin varlıklı takımı rahat bırakmıyorlar ki onu.
çıkılmaz bir durum aldığı, payitahttan sonra, limanına en çok
Ve Haziran 1828’e gelindiğinde de bir yolunu bularak
yabancı yük ve yolcu gemisinin geldiği, yük doldurup boşalttığı
buğdayı karaborsaya düşürüp zam yapıyorlar.
bir kentin valisi, muhafızı olmak hiç de kolay iş değil.
İşte kıyamet de o zaman kopuyor! Şefikalar, Satılar, Saralar,
Ateşten gömlek sanki... İzmir valiliğinin ne zor şey olduğunu
Martalar, Şerif Analar, Salihalar, Ferah Bibiler ve İzmir’in bütün
bir Hasan Paşa bilir, bir de Tanrı...” Kitaptan...
yiğit kadınları, Amazonların torunları el ele verip bu fırsatçılara ve
İzmir halkının korkulu düşü Hacı Bey’e karşı direnişe geçiyorlar.
vet, Hasan Paşa’nın çok işi var... Osmanlı sultanı II.
Mahmut’un da öyle... Ama onun tüm yenileşme çabalarına
Acaba başarabiliyorlar mı? Yanıtı, Erdal Çakıcıoğlu’nun Kora
E karşın Osmanlı öyle bir açmazda ki...
Yayın tarafından yayımlanan romanında.
n
Bir yanda Ruslarla iki cephede yürütülen savaş, bir yanda
Hamalın Karısı: Şefika... Ve Diğer Bütün Kadınlar /
çürüyen devlet yönetimi ve onlarla el ele durumu fırsata
çeviren yerli yabancı tüccar takımı, öte yanda da yerel / ulusal Erdal Çakıcıoğlu / Kora Yayın / 343 s. / 2025.
8 18 Aralık 2025
BERRİN ÖZKAN

