Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AYTEKİN KARAÇOBAN’DAN İKİ KİTAP
‘Yarattığım Gerçekliğin Yalancısıyım’,
‘Şiir, Sözün Çekirdeği’
Aytekin Karaçoban, 2025 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabı Yarattığım Gerçekliğin Yalancısıyım’ın ilk şiirinde “yeni bir öz”,
“yeni bir biçim” yaratıyor, şiirine “yeni bir kimlik” kazandırıyor. Karaçoban’ın Fransızcadan ustalıkla çevirdiği Şiir, Sözün Çekirdeği’nde ise
1950’den günümüze Fransız şiirinin yanı sıra yeni şairler, şiirler, akımlar, gruplar ve gelişmeler bekliyor okuyucuları.
GÜLTEKİN EMRE
YENİ BİR ÖZ, YENİ BİR BİÇİM!
“Taş gibi durgun ve suskun başlamak yerine/ su gibi akışkan
ve konuşkan başla,/ uyansın bilincim.// Sesi sis içinde yolunu
yitiren o ülkeye/ yeni bir öz yarat, yeni bir biçim, yeni bir kim-
lik;/ özellikle ışıklı olsun bakışı.// Üstüne açık bir gök yerleştir./
Konukseverdir göğün coğrafyası;/ sınırlar yoktur,/ aynı dil ko-
nuşulur her köşe bucağında./ Birbirimizde daha büyük olma se-
rüveninde/ saçları yıldızlı çocuklar doğar.”
Aytekin Karaçoban, 2025 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü
kazanan şiir kitabı Yarattığım Gerçekliğin Yalancısıyım’ın ilk
şiirinde “yeni bir öz”, “yeni bir biçim” yaratıyor, şiirine “yeni
bir kimlik” kazandırıyor.
O, “yeni bir dünya yaratmak için” çabalıyor. “Dünya mezar
kazıcıların ellerine bırakılmasın diye nöbet tutan” da bir şair-
dir. Dünyanın “maskesini” indiren de.
ma da nasıl vurucu: “Şiir öncelikle boyun eğmeme eylemidir. Do-
Dünya ki savaşlarla kana bulanmış durumda. Bir türlü acıla-
layısıyla gençliğin de dışavurumudur. Sabırsız, taşkın, olgunlaş-
rın, ölümlerin önüne geçilmiyor. Aytekin Karaçoban, 1993’te
mamış, gençliğin.” Cendrars, “Yazı bir yangındır” der: “Çünkü
33 aydının, sanatçının canına kıyılan Sivas katliamını da unut-
yazmak canlı canlı yanmak, aynı zamanda kendi küllerinden ye-
muyor, dizelerine taşıyor acısını: “Temmuz ayı kül kokar
niden doğmaktır.” Elbette gençliğin yaşı yoktur. “Şiir dilin genç-
Sivas’ta;/ adını anamazsın bu kentin/ dilin yanmadan.”
liğidir”. Şiirin gözü pek bir eylem olduğu da vurgulanır.
Ayrıca göç, göçmenlik, yabancı olma durumu, duyguları da
yontuluyor: “Karar verdim, bu gece uyumayacağım,/ belleğimi
ince ince, yüzleşir, yüzleştirir gibi sezdiriliyor şiirlerinde: “Ne
ŞİİR VE GERÇEKLİK
kemiren kurda tuzak kuracağım” (Kesin Karar Yontusu).
mi çıkar bir şairin bavulu açılırsa?// Göçmenin bavulundan çı-
Pek çok değişik görüşün oluştuğu “Şiir ve Gerçeklik” konu-
kan her şey/ çıkar onunkinden de,/ yarattığı gerçekliklerin ya-
‘ŞİİR, SÖZÜN ÇEKİRDEĞİ - ŞİİRLER,
sunu da Roberto Juarroz ayrıntılı bir biçimde ele alıyor, “Şi-
lancısı/ olmak dışında.”
ŞAİRLER ÜZERİNE YAZILAR’ ir en büyük olası gerçekçiliktir” vurgusuyla. Söz etmek -şiirin
Aytekin Karaçoban’ın Fransızcadan çevirdiği Şiir, Sözün Çe- kendisi bile- anlaşılamayan bir şeyden söz etmekten ibarettir.
ACININ GERÇEKLİĞİNE UZANAN DİZELER
Nasıl gerçekliği tanımlamak olanaksızsa şiiri de tanımlamak
kirdeği’ndeki “şiirler, şairler üzerine yazılar”dan söz etmemek
Şair göçmen olursa yaratılan gerçekliklerin gerçek olmadığı-
olanaksızdır. Novalis de karışır söze, “Şiir kesinlikle gerçekçi-
olmaz. 1960’da yapılan bir radyo söyleşisiyle başlayan kitapta,
nı kim söyleyebilir? Hilmi Yavuz’un dizesine gönderme yaptığı
dir” der, sonra şiir, “Felsefenin çekirdeğidir. Bir şey şiirsel ol-
“Uydumcu Olmayan Bir Devrimci Nâzım Hikmet”, “Kopma”
aşağıdaki dizeler, bugün Türkiye’de yazılan birçok şiirde görü-
duğu sürece gerçektir”.
başlıklı yazılar da Nâzım’a ilişkin.
len, neredeyse arabesk bir havaya bürünmesinin de göstergesi:
Aytekin Karaçoban’ın enfes çevirisi Şiir, Sözün Çekirdeği
Tanıklık, dostluk çerçevesinde onun yaşamı, şiirleri, devrim-
“Onca yılgıya yoldaştır,/ dayatılan onca derin susmaya;/ an-
adlı kitaptan ne çok şey öğrendim, ayrıca “1950’den Günümü-
ciliği ele alınıyor. Sovyetler Birliği’ndeki konumu, Türkiye’de
larız anlamasına da/ hüzün değildir bize en çok yakışan.// Kirli
ze Fransız Şiiri” hakkında da. Yeni şairlerden, şiirlerden, akım-
hapishane yaşamı, şiirlerinin çerçevesi, Paris’teki dostlarıy-
eller sokulur ekmeğin barışına,/ bozulur okulun mayası,/ dilin
lardan, gruplardan, gelişmelerden haberim oldu.
la buluşmaları, kültürün her zaman siyasetten önce gelir düşün-
köklerine zehir akıtılır,/ kıramaz hüzün yaşamın çetin çekirde-
“Düzyazının Bir Tür Çekiciliği” de ufuk açıcı bir deneme. “Bir
cesi üzerine paylaşımı, Stalin’e karşı dik duruşu, daha pek çok
ğini./ İlle de yaşama sevinci,/ ille de yaşama istencidir/ bizi di-
Şiir Anlayışı Üzerine”, “Rimbaud, Var Olmanın Yolcusu”, “Fran-
konu yer alıyor bu üç denemede.
rengen kılan/ anlarız anlamasına,/ yaşarız yaşamasına da/ hü-
sız Şiirinin Bugünkü Durumu” denemeleri de üstünde uzun uzun
“Şiirin Binbir Tanımı: Doğrulama”da Gerard Pfister şiir
zün değildir bize en çok yakışan”.
düşünülecek, durulacak ne çok yeni bilgiyi sindirtecek yoğunluk-
üzerine şu değerlendirmeyi yapıyor:
Acının gerçekliğine uzanıyor Karaçoban. Dilini değil, anıla-
ta. Uzun bir süre başucu kitabım olacak Şiir, Sözün Çekirdeği.
“Polein: Yapmak, yaratmak. Her şeyden önce şiir belki de
rını, coğrafyasını bırakıp geldiği, boy vermeye, ayakta kalmaya
Karaçoban, dilimiz yabancı sözcüklerle uzun süredir hızla
sadece budur: Eylem, yaratma. Kendini yaratma, dünyayı ya-
çalıştığı yeni toplumu, günlük yaşamın gözlemlerini ele alıyor.
kirlenirken, kirletilirken olabildiğince arı mı arı, duru mu duru
ratma, dili yaratma. Doğrulama. Kendini, dünyayı, dili doğ-
“Gerçekliğin öteki yüzü” olan bir “dil” düşlüyor:
bir Türkçeyle yazıyor. Bu hem kendi şiirlerinde hem de çevir-
rulma. Uzlaşma, ağırlık, alışkanlıklar. Henri Pichette’e göre,
“Memleketim, yani dilim,/ dört denizin ortasına serili kilim./
diklerinde apaçık görülüyor.
n
‘Şiir alışkanlıklara karşı yaylım ateşidir’ (Yortular). Maxime
Kazıyor ha kazıyorum ilmiklerimi/ sürerken gerçekliğin izini./
Yarattığım Gerçekliğin Yalancısıyım / Aytekin
Kendisine bilmediği dilde anlatılan masalları/ umutsuzluğun Alexandre’a göre: ‘Şiir, yıpranmaya, yalnızca sözcüklerin yıp-
Karaçoban / Artemis Dergisi Hermes Şiir Dizisi / 88 s.
çukurunu doldurmak için dökerken/ buluyorum bir halkı,/ bir ranmasına karşı değil, dolayısıyla tüm yaşamımızın her türlü
yıpranmasına karşı da verilen savaşımdır’”
kez daha debelenirken buluyorum kaygan kumunda/ geleceği- Şiir, Sözün Çekirdeği - şiirler, şairler üzerine
nin./ Yazıyor ha yazıyorum dolambaçlarını.” Şiirin bir direniş hareketi olduğunu saptamasının yanında “tin- yazılar / Çeviren ve yayına hazırlayan: Aytekin
“Taş Yontular Üzerine Kazılı Şiirler”, 14 şiirle sözcükler sel ayaklanma” olduğu gerçeği de vurgulanıyor. Ayrıca şu sapta- Karaçoban / Ürün Yayınları/ 143 s.
ROBERTO BOLANO’DAN ‘ÜÇÜNCÜ REICH’
“Kendi kuşağının en etkili ve hayranlık uyandıran romancısı.” sevdiği strateji oyununa verir.
Susan Sontag Sıcak ve sakin yaz, yağmurlu, fırtınalı bir sonbahara dönerken,
Udo’nun gerçekliği de rüyalarıyla oyuna karışmaya başlar, artık hem
“...balkona kurulup yağmurlu akşamı izliyorum. Hepimizi yutacak
oyunda hem de kendi zihninde kuşatma altındadır.
kadar kocaman. Yarın yenileceğim, şüphe yok.” Kitaptan...
1989’da yazılan ama ancak Bolaño’nun 2003’teki ölümünün ardından
lmanya savaş oyunları şampiyonu Udo Berger, çocukluğunda
keşfedilen, Saliha Nilüfer’in çevirisiyle Can Yayınları tarafından
yazlarını ailesiyle birlikte geçirdiği İspanya kıyılarına bu kez kız
yayımlanan Üçüncü Reich, Roberto Bolano’dan huzursuzluğu
A arkadaşı Ingeborg’la döner.
körükleyen, gerilim dozu gittikçe yükselen, usta bir anlatı.
n
Her şeyiyle dört dörtlük bir tatil geçirirlerken tanıştıkları Alman
çiftten biri, sörfçü Charly bir gece denizde kaybolur. Üçüncü Reich / Roberto Bolano / Çeviren: Saliha Nilüfer /
Huzuru kaçan Udo kendini bunun üzerine Üçüncü Reich adlı çok Can Yayınları / 328 s. / 2025.
16 18 Aralık 2025

