Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Romanın kahramanlarının sorumluluk duygusunun hep öne Cephedeki ve de cephe gerisindeki izlenimlerini, yaşadıkla- gözler önüne serer: “Evini seviyorsan, evini,/ Bir Rus olarak
çıktığı bir anlatım egemendir romanda. Sorumluluk duygusunu yetiştirildiğin,/ Direği bel vermiş bir tavan altında/ Beşiğine
rını, gördüklerini, geçmişin sorgulanmasını, anılar, belgesel ve
derinlemesine ele alınır. gömülüp uyumuştun hani,/ Her şeyi seviyorsan evinde/.../
kurmacayı iç içe geçirerek romana dönüştürür. Yaşayanlar ve
Çarktaki bir dişli için sorumluluk yoktur ama insan bir kez in- Alman erleri yürüsün istemiyorsan,/ Emektar masada
Ölüler de bu yönde çok sürükleyici bir romandır; bir bakıma
san olduğunda olan biten her şey için kendi vicdanına hesap ver- onlar otursun,/ Bahçende dalları kırsın/ İşte bütün bunları
Simonov’un cephedeki izlenimlerinin, yaşadıklarının, tanıklık-
me görevini kabul eder. istemiyorsan
larının romana dönüştürülmüş halidir.
Eskiden olanlar için hep başkasını suçlayanlar giderek ken- // Anacığını seviyorsan anacığını/.../ Unutmadıysan sevgili
YENİ BİR ‘SAVAŞ VE BARIŞ’ OLARAK
di sorumluluklarının farkına varan bireylere dönüşür. İzlenim- babacığının/ Kollarında tutup salladığını seni/.../ Ve teslim
ler, olayların gelişimi, tepkiler, davranışlar kahramanların için- DEĞERLENDİREN ÜÇ CİLTLİK KÜLT etmek istemiyorsan/ Birlikte yürüdüğün hayat yolunda/
de bulundukları tutum, davranışlarını da belirler. O onca sevdiğin ve uzun bir süre/ Sarmaya cesaret edemediğin
YAPITI: ‘SİLAH ARKADAŞLARI’
sevgiliyi/.../ İşte ocağını, karını, anacığını,/ Yurt deyince
Yaşayanlar ve Ölüler’de (1959), genç bir askeri gazeteci Silah Arkadaşları (1952) romanı, Simonov’un adını dünyaya
akla gelen her şeyi/ Bırakmak istemiyorsan Almanın/
olan Vanya Sintsov, savaşmak için ön saflarda yer alır. Yarala-
duyuran, pek çok dile çevrilen ünlü üçlüsünün ilk kitabıdır. Bu
Cehennem kusan silahına /.../ Hakla kendine düşeni-bir kişi
nır. Esir düşer, hayatta kalma garantisi olan parti kartı ve kim-
üçlü, her yayınlandığı ülkede çok büyük ilgi görmüş, yeni bir
bile olsa düşmanın!...”
lik belgeleri olmadan kaçar. Bir asker olarak resmi statüsünü
Savaş ve Barış (Tolstoy) olarak değerlendirilmiştir.
1942’de yazılan bu uzun şiirde evini, sevdiğini, ailesini, her
kendi eylemleriyle kurtarmak için verdiği mücadele onu birlik-
‘VUR KENDİNE DÜŞENİ’
şeyini Alman askerlerine vermek istemeyen, onun için de düş-
ten birliğe, yoldaştan yoldaşa sürükler.
Cemal Süreya’nın Fransızcadan çevirdiği, Attilâ Tokatlı’nın man askerinin yok edilmesini savunan dirençli bir ses vardır.
Kostantin Simonov, romanlarında, oyunlarında, denemele-
hazırladığı Sovyet Şairleri Antolojisi’nde (1963) yer alan Savaşların, ölümlerin, acıların, gözyaşlarının olmadığı, ol-
rinde, röportajlarında tüm yapıtlarında hep savaşın yıkıcı etki-
lerini, Sovyet halkının mücadelesini işler. “Vur Kendine Düşeni” şiiri de savaşı, acımasızlığı, acıyı mayacağı günleri bekleyelim, gelir belki!
n
PAUL LYNCH’TEN ‘PEYGAMBERİN ŞARKISI’
Bir ağıt ve bir direniş mektubu!
2023 Booker ödülü sahibi İrlandalı yazar Paul Lynch’in romanı Peygamberin Şarkısı (Çeviren: Mert Doğruer, Deli Dolu)
sadece bir distopya değil, aynı zamanda yaşadığımız dünyanın insani krizlerine karşı yazılmış, umudu da içeren
bir ağıt ve bir direniş mektubu. Her ne kadar olaylar İrlanda’da da geçiyor olsa da dünyanın herhangi bir ülkesinde
şu an yaşanan ya da yarın yaşanabilecek kadar gerçek. Lynch, özgürlük, aile, inanç ve bilim gibi temaları ustalıkla örerek
okuyucuyu hem zihinsel hem de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Margaret Atwood’un romanındaki Offered
İLKİZ KUCUR
karakteri de tıpkı Eilish gibi sessiz bir
isyanda, direniştedir.
BİR ANDA YOK OLABİLECEK
Bir başka roman da George Orwell’in
DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI!
1984’üdür. Peygamberin Şarkısı, 1984’ün
Paul Lynch’in romanı Peygamberin Şarkısı’nda, “özgürlük”,
günümüzde yaşama geçmiş hali gibi.
soyut bir kavram olmanın ötesine geçer. O artık ulaşılması ge-
Bu kez propaganda dili yerini sessizliğe
reken ve bunun için de mücadele edilen bir alandır.
bırakmıştır.
“Bilim ve inanç arasındaki gerilim”, ana kahramanımız Eilish’de
1998 Nobel Edebiyat Ödülü’nü
vücut bulur. Bir yandan akılcı olmaya çalışırken diğer yandan da
kazanan Jose Saramago’nun Körlük
yaşanan olaylar karşısında metafizik bir anlam arayışına girer.
adlı yapıtındaki insanların insanlıklarını
Yazarın dili yoğun, şiirsel ve zaman zaman da bilinç akışı
yitirmesiyle ortaya çıkan atmosfer ile
tekniğine yaklaşır. Romanın atmosferi, okuyucuyu boğucu bir
Peygamberin Şarkısı’nın klostrofobik
gerçekliğe çekerken aynı zamanda karakterlerin iç dünyasına
ortamıyla yaratılan distopik atmosfer ne
sokmayı da başarır. Kullandığı metaforlar ve semboller, romanı
kadar da çok benzeşiyor.
sadece bir anlatı olmanın ötesine taşır.
Tek fark, birinde körlük fizikselken
Kitabın son satırlarını okuduğumuzda aklımızda kalan günü-
diğerinin sessizliği de o kadar duygusal
müz dünyasında hangi toplumda olursa olsun -ister Batı ister
bir körlüktür.
Doğu; tüm ülkeler için geçerli- bir anda yok olabilecek demok-
2024 Nobel Ödülü’nü kazanan Güney
rasi ve insan haklarının önemidir.
Koreli Han Kang’ın Çocuk Geliyor roma-
Demokrasinin kırılganlığını ve insan haklarının savunulma-
nı da Peygamberin Şarkısı gibi sessizliğin
sının ne denli yaşamsal olduğunu Paul Lynch bir kez daha ha-
ve tanıklığın yükünü sorguluyor.
tırlatır. Bu noktada aslında Paul Lynch’in Peygamberin Şarkı-
Kitaptaki en önemli özelliklerden bi-
sı, bir şarkıdan öte bir çığlıktır. Sessizleştirilmeye çalışılanların,
ri de kuşkusuz dilidir. Noktalama işaret-
susturulanların, yok sayılanların sesi.
leri göz adı edilir. Bu da uzun ve kesinti-
siz cümlelerle karakterlerin düşüncelerini
ANNELİK VE DİRENİŞ!
okuyucuya nefes almadan aktarır.
Romanın ana karakteri Eilish, annelik ve direniş kavramları
yazıda söz edilmeyen yapıtlarla da karşılaştırmalı olarak oku-
Bu da bize bir başka İrlandalı yazarın kült yapıtını anımsatır.
üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle her eylemi annelik duygu-
malar yapmak daha derinlikli bir inceleme ortaya çıkaracaktır.
James Joyce’un Ulysses’inde de özellikle son bölümde Molly
suyla yoğrulur. Sahip olduğu politik korkunun temelinde de bu
1- Peygamberin Şarkısı, Paul Lynch, Çev. Mert Doğruer,
Bloom gibi bu kitapta da Eilish, yazım kurallarına dikkat etme-
annelik duygusu ve çocuklarını koruma içgüdüsü vardır.
Deli Dolu, 2024.
den kurulu cümleler ile sürer gider.
Bir bilim insanı olması başlangıçta yaşadıklarını akıl ve bel-
2- Damızlık Kızın Öyküsü, Margaret Atwood, Çev. Sevinç
li bir düzen üzerinden yorumlamasına neden olacaktır. Ancak
DİSTOPYA MI YAŞAMIN KENDİSİ Mİ?
Altınçekiç, Özcan Kabakçıoğlu, Doğan, 2021.
zaman içinde ülkedeki çöküşü gördükçe aklın artık bir işe yara-
Bir başka Nobel ödüllü yazar, Japon asıllı İngiliz Kazuo
3- 1984, George Orwell, Çev. Armağan İlkin, Kelebek, 1983,
madığını anlayınca da kaosa sürüklenir.
Ishiguro’nun Beni Asla Bırakma romanı da Peygamberin
4- Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro, Çev. Mine
Roman sona yaklaşırken Lynch’in kitabın girişine koyduğu
Şarkısı gibi aslında bir distopyadır. Ama burada en büyük
Haydaroğlu, YKY, 2021.
İncil ve Bertolt Brecht’in cümlelerinin anlamını kavrarız. Çün-
fark Isigura’nın romanı bilimkurgu iken Lynch’in yapıtında
5- Körlük, Jose Saramago, Çev. Işık Ergüden, Kırmızı Kedi, 2017.
kü o artık sadece çocuklarının değil toplumun da annesidir.
anlatılanlar yaşayan ve teknelerle ülkelerini terk etmek zorunda
6- Çocuk Geliyor, Han Kang, Çev. Göksel Türközü, April, 2023.
Şimdi geleceği kurma zamanıdır. Göç bu noktada başlar. Be-
kalan onca insanın yaşadığı bir dünya kadar gerçektir.
7- Ulysses, James Joyce, Çev. Fuat Sevimay, Kafka, 2019.
lirsizlik, denizin kıyısında nelerle karşılaşacakları ile bilinme-
Bu nedenle de Peygamberin Şarkısı’nın distopya olarak ta-
yene bir yolculuktur bu. 8- Sütçü, Anna Burns, Çev. Duygu Akın, İthaki, 2020.
nımlanmasına şerh koymak istiyorum ve bu değerlendirmeyi
Lynch, karakterini sessizlik ve tanıklık arasındaki gerilimle
9- Koloni, Audrey Magee, Çev. Niran Elçi, Deli Dolu, 2022.
yapanlara Suriye’yi işaret ediyorum.
kurar. Eilish, hem bir anne hem de bir tanık olan roman kahra-
10- Biz, Yevgeni Zamyatin, Çev. Algan Sezgintüredi, Versus, 2016.
Başta yazarın kendisi olmak üzere birçok okuyucu ve eleştir-
manıdır, söylenen de annelerin sessiz ağıtıdır.
11- Karanlığın Yüreği, Joan Conrad, Çev. Sinan Fişek, Dost
men gibi bence de olayın geçtiği yeri kendi ülkesi, İrlanda ola-
Kitabevi, 1982.
DİRENEN AKRABA KİTAPLAR! rak seçmesi ise bugün Suriye’nin yaşadıklarının her an bir Batı
12- Parçalanma, Chinua Achebe, Çev. Nazan Arıbaş Erbil,
Edebiyat dünyasında bazı kitaplar arasında yakın akrabalık ülkesinin de başına gelebileceğini göstermektir.
İthaki, 2011.
ilişkisi olduğuna inananlardanım. Bu makalede Peygamberin Şarkısı ile birlikte incelediğimiz
13- Cesur Yeni Dünya, Aldous Huxley, Çev. Ümit Tosun,
Peygamberin Şarkısı ile benzer konuları işleyen kitaplara kitapların dışında kitaplığımda yer alan farklı kitaplarında bu-
göz atarsak eğer, ilk aklıma gelen Damızlık Kızın Öyküsü oldu. lunduğu bir liste bırakıyorum. Konuyla ilgilenen okurlar için İthaki, 2013.
n
8 27 Kasım 2025

