Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Saklısında sevgi var!
Tepelerine yağan bombaların altında barış düşleri kuran Leyla ve Samar’ın öyküsünde Çiğdem Sezer, savaş denen
kirli oyunun karşısına çocukların hep diri tuttukları hayallerini, umutlarını ve sevgilerini çıkarıyor.
Sezer, insanı savaşın yıkıcılığına direnmeye çağıran yazınsal yapıtlara bir yenisini eklerken bu sevgi dolu yolculuğa,
başarılı desenleriyle Büşra Kaygın Gafarov yeni bir düşünsel derinlik ekliyor.
anlaşılamaz bir sorun. Ve bugünün sevgi dolu, her yamıyorum.
Y. BEKİR YURDAKUL
ortamı her koşulda oyun alanına çeviren, hayalleri İyi olmak, sevilmek var-
büyük çocuklarının nasıl olup da yarının savaş / ken neden kötü oluyor-
ir yanda “hiç kimsenin evinden, yurdundan uzak
kavga makinelerine dönüştükleri elbette. lar? Neden durmadan
kalmadığı, çocukların güvenli çatılar altında
Yeryüzü Güvercinleri’ni, bu gerçekler ışığında ve savaşıyorlar” sorusunun
Buyuyabildiği bir dünya için şarkı söyleyenler”,
aklınızda çoğalan sorularla okuyacağınızı yeri gelmiş- yanıtını saklandığı
bir yanda bin yıllardır bitip tükenmeyen kavgaları,
ken şuracığa not etmeliyim. yerden kim / hangimiz
çatışmaları, savaşları körükleyenler, kötülükten bes-
bulup çıkarabilir?
lenenler.
USTA İŞİ VE UMUT DOLU BİR KURGU
Çiğdem Sezer, adını
Bir yanda “yağmur altında sırılsıklam yağmur tür-
Kurduğu büyük şiirin yanı sıra çocuklara ve
koymasa da Leyla, Sa-
küsü söyleyenler”, bir yanda günlük güneşlik havaları
gençlere yönelik birbirinden başarılı yapıtlar da
mar, Yasir ve arkadaşla-
yıkıp geçenler… Kısacası bir yanda çocuklar, ötede
üreten Çiğdem Sezer’in cepheden / çatışma ve
rının, yakınlarının savaş
kan ve gözyaşından beslenen birtakım erişkinler.
yıkım ortamından canlı aktarırcasına gerçekçi
koşullarında yaşama
Çok değil doksan, yüz yıl öncesinde savaşın,
bir dille hepimizi o büyük acıya tanıklığa çağırdığı
tutunma uğraşlarının
kavganın bittiğini bile günler, aylar sonra haber
kitabı Yeryüzü Güvercinleri’nin her satırında, her
mekânı, kuşaklar boyu
alırken bugün bir eğlenceyi, oyunu, gösteriyi bölümünde hep insanlığın bu büyük beceriksizliğini,
neredeyse savaştan
izlercesine ekran karşısında canlı tanık olmaktayız savaşla baş edemeyişini, çözümü ille de kavgada
başka bir şey bilmeyen
bomba yağmuruna, yıkımlara, kayıplara, durmak arayışını düşündüm.
insanların yurdu Filistin.
bilmeyen gözyaşına… Sezer’in; çocukların tavırları, duyguları, sözcükleri,
Evet, bir ad vermek, yer belirtmek ille de
Göz görmezken katlanamadığımıza bunca yakın- gözyaşları ve büyük susuşlarıyla ortaya koyduğu
gerekmiyor. Her ne kadar son aylardaki tanıklığımız
fotoğrafın bir yanında savaşan, bombalayan,
dan / anında tanık olurken nasıl rıza gösterdiğimiz,
Filistin / Gazze olsa da dünyanın, Asya’dan Afrika’ya,
yakıp yıkan, yok etmeye yeminli kâr ve kazanma
dayanabildiğimizse bambaşka bir sorun.
birçok kara parçasında çocuklar benzer acılarla
hırsı; öte yanda hayalleri, düşleri, umutlarıyla hak
Savaşlar üzerine, bu kahredici yıkım hakkında
iç içe yaşıyor, yine de hayatta kalmaya, düşlerini
ettikleri dünyaya özlemlerini her tavırlarıyla açık
hepimizin tanıklığı, bilgisi bunca birbirine benzerken
büyütmeye çabalıyor.
eden çocuklar
ve neden olduğu acılar herkesi yaralarken nasıl
var. Bunca TOPRAKLARINA SIĞMADIKLARI İÇİN Mİ?
olup da bu vahşeti durduramayışımız da başka /
acıya batmış bir Çocukları iyileştirmek, onların gücüne güçlerini kat-
dünyanın gerçek mak için didinen, kendileri de savaş görmüş Doktor
yüzünü ustaca ve Leyla ve Doktor Zenan, savaşın ruhunda derin yaralar
bir o kadar da sakin açtığı Leyla’ya hastane odasında bir kitap verirler.
bir kurguyla bize Yalnız resimlerden oluşan kitabın boşluklarına
ulaştıran Çiğdem Sezer, Samar’la kulübede kurdukları hayallerini yazar Leyla.
anlatısını sevgiyle örmeyi, Hayal Kulübesi dedikleri bu küçük kulübeye diledik-
çocukların o tükenmez yaşama leri her şeyi ve herkesi yerleştirirler. Onca kalabalığı
tutunma isteğini okuruna taşımayı almayınca büyütürler kulübelerini.
başarıyor. Samar bir gün, “Büyükler de topraklarına sığma-
Sakin, kendi halinde bir mahallede, dıkları için mi ülkelerini büyütmeye çalışıyorlar” diye
birbiriyle dost insanların gündelik yaşamına sorar. Bomba yağmuru altında herkesin yardımına
kısacık bir tanıklıkla başlayan ne ki inanılmaz koşan kimi çocuklar birer kahraman olarak anılırken
bir yıkımla sürüp bir hastane odasında biten Leyla, “kahraman değil, mutlu olmak ister.”
hikâyemizin her anında çocukların; o ölçüsüz, sınır Ve Leyla, okuyup öğretmen olmak istediğini, “ço-
/ kural tanımayan saldırılarda, bombalar altında bile cuklara iyiliğin kuşu olmalarını öğreteceğini” söyler
yaşama sevincine, arkadaşlığa, her şey birlikte atılan yine o hastane odasında. Ve ekler: “Belki o zaman
kahkahalar, kurulan oyunlarla güzel duygusu baştan savaşlar biter.”
sona hiç ayrılmıyor yanımızdan. Bir paket un almak için yakındaki bakkala giden
Leyla dönüşte, bombalı saldırı sonrasında evlerini
AĞLAYAN HER ÇOCUK BİZİM OYSA…
“bulamaz”. Daha önce yaralanan, ellerini kullanama-
Ne zaman savaştan açılsa söz, ne zaman o yıkım-
yacağını öğrendiği Samar’dan, bir başka arkadaşı
larla yüzleşsek aklıma hep Orhon Murat Arıburnu’nun,
Yasir’den, annesiyle kardeşlerinden de haber yoktur.
“Bir çocuk ağlıyorsa / Asya’da Afrika’da dünyada, / O
Hastane odasında ve hayatta olmaktan mahcup ve
çocuk bizimdir // Ağlayan çocuklar gülüyorsa / Asya’da
gözleri yaşlı Leyla’nın sözleriyle koyalım noktayı:
Afrika’da dünyada, / O dünya hepimizindir” dizeleri
“Ben savaş çıkaranlardan olmayacağım! Savaşa
çıkagelir, anımsatır kendini.
ses çıkarmayanlardan da olmayacağım! Barışı anla-
Bir çocuğun bile gözyaşına rıza göstermemek ge-
tacağım herkese… O zaman kimse kimsenin ülkesine
rekirken, yüzlerce, binlerce çocuğun oyununa, oku-
gitmek zorunda kalmaz.”
n
luna, evine barkına, dahası hastanelere bombaların
yağdığı bir coğrafyaya sessiz kalmak, seyirci olmak, Yeryüzü Güvercinleri / Çiğdem Sezer /
bu kıyımı sürdürmek nasıl açıklanabilir? Resimleyen: Büşra Kaygın Gafarov / Günışığı
Öykümüzün kahramanı Leyla’nın, “Büyükleri anla- Kitaplığı / 136 s. / 10+ / 2025.
27 Kasım 2025 19

