26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

BEYAZ SARAY’DA KORKUNUN VE YALANIN YÜZÜ Lanetli çağın korkunç aktörü KorkunTrump Beyaz Saray’da ve Hakikatin ÖlümüTrump Çağında Yalancılık Sanatı,Trump üzerinden yeni yönetici tipine dair çarpıcı örnekler sunarken, böylesi figürlerin yaratacağı yıkımların boyutlarını da gözler önüne seriyor. GÜRER MUT [email protected] 21 .yüzyılın perdesi büyük krizlerle, çatışmalarla ve savaşlarla açıldı. 2001 krizi, uluslararası terör saldırıları, Irak savaşı ve Arap Baharı’yla başlayan, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde vekâlet savaşlarına dönüşen bir süreç yaşandı ve bu süreç halen devam ediyor. Bu gelişmeler, siyaset kurumunu ve doğal olarak siyasetçi profilini de değiştirmeye başladı. Popülist yönü ağır basan, ırkçı söylemleriyle dikkat çeken, cinsiyetçi, saldırgan, doğa düşmanı ve daha pek çok olumsuz meziyeti üzerinde toplayabilen bir tür kifayetsiz muhterisler toplamıyla karşı karşıya kaldık. Kim mi bunlar? Avusturya’dan Sebastian Kurz, İngiltere’den Boris Johnson, Brezilya’dan Jair Bolsonaro, Filipinler’den Rodrigo Duterte ve elbette ABD’den Donald Trump bu sıra dışı tabloyu tamamlayan isim. Başkan seçilmesinin öncesinde ve göreve geldikten sonra yaptığı çıkışlarla her fırsatta gündeme oturan Donald Trump’ın yarattığı yeni başkanlık imajına ve Oval Ofis’teki yönetim serüvenine ilişkin ABD kamuoyunda birçok çalışma yayımlanıyor. Son olarak Amerikalı ünlü gazeteci Bob Woodward’ın kaleme aldığı KorkunTrump Beyaz Saray’da ve Amerika’nın önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden Michiko Kakutani’nin Hakikatin ÖlümüTrump Çağında Yalancılık Sanatı oluşan yeni başkanlık imajına ve Amerikan yönetiminin içinde bulunduğu krize yönelik önemli ipuçları sunuyor. Watergate skandalını ortaya çıkararak Başkan Nixon’ın istifa etmesine neden olmuş ‘başkan deviren gazeteci’ Bob Woodward Korkun’da Trump’ın karakterine, fevri yaklaşımlarına ve kabinesindeki iç karışıklıklara, kavgalara ışık tutuyor. Yüzlerce saatlik röportajlardan, toplantı notlarından, günlüklerden ve resmi belgelerin ışığında hazırlanan kitap, Beyaz Saray’ın içindeki gizli entrikaları tek tek ortaya çıkartıyor. YÖNSÜZ VE SEBATSIZ BIR BAŞKAN Kitabın oldukça akıcı bir dilinin olduğu nu baştan belirtelim. Politik bir anlatıyı, kurustatik eksenden kurtaran Woodward, bir hikâye anlatıcısının ustalığıyla kurguladığı çalışmasına zengin betimlemeler ve teyatral diyaloglar eklemiş. Kitap bu haliyle sürükleyici bir gerilim romanını andırıyor. Bir tarafta kararlarını anlık değiştiren, günlük ruh haliyle olayları değerlendiren başkan, öte tarafta adam öldürerek hayatını kazandığını rahatlıkla söyleyen bir savunma bakanı var. Sayfaları çevirdiğinizde birbirinden tehlikeli, hırslı yöneticilerle karşılaşmanız ise cabası… Woodward, kitabın girişinde yürürlükte olan Birleşik DevletlerKore Serbest Ticaret Anlaşması’na (KORUS) odaklanıyor. Trump, başkan seçilmesinin ardından ilk iş KORUS’dan çıkılması talimatını veriyor. Başkanın üzerinde müzakere edilmemiş bir konuyu bu şekilde dile getirmesinin ardından başta Trump’ın ekonomi danışmanı Gary Cohn ve diğer danışmanlar, Güney Kore hükümetine yönelik kaleme alınan KORUS anlaşmasının feshedildiğini bildiren mektubu başkanın masasından alarak saklıyor. Ertesi gün ise Trump, kaybolan KORUS mektubuyla ilgili hiçbir şey hatırlamıyor… Cohn, Trump’ın bu halini şu şekilde açıklıyor: “Trump sürekli yön değiştiren, nadiren kararlı, sebatsız biriydi. Kötü bir ruh haline girebilir, büyük ya da küçük bir şey onu zıvanadan çıkarabilirdi.” ‘ONUN SÖYLEDIKLERININ HIÇBIRINI YAPMAYACAĞIZ’ Trump’ın dünya konjonktürüyle ilgili hiçbir fikrinin olmadığına da dikkat çekiyor Woodward, buna rağmen önemli başlıklarda fevri kararlar alıp uygulanması için direttiğini belirtiyor. Örneğin başkanlığının üçüncü ayında (4 Nisan 2017) Suriye’ye yönelik askeri müdahaleye başlanması emrini vermiş ve Savunma bakanı Mattis’e “Öldürelim bu herifi! (Esad) Girelim oraya ve herkesi öldürelim!” (s.204) ifadesini kullanıyor. Mattis bile bu çıkış karşısında duraklayarak “Derhal gerekeni yapacağız” dedikten sonra, yardımcısına dönerek: “Onun söylediklerinin hiçbi rini yapmayacağız. Çok daha hesaplı olacağız!” açıklamasında bulunmuş. Haftalar sonra Trump’ın öfkesi dinmiş ve başka meselelerle ilgilenmeye başlamış. 46 yıl içinde 19. kitabını yayımlayan ünlü gazeteci Beyaz Sarayın içinde başkanlık maskesini takan deli kralın hikâyesini anlatırken, bir anlamda Amerikan siyasetinin içinde bulunduğu çürümüşlüğün boyutunu aktarıyor okuruna. HAKİKATİN ÇÜRÜMESİ New York Times’taki köşesinde yayımladığı yazılarıyla Pulitzer Ödülünü kazanan edebiyat eleştirmeni Michiko Kakutani, ilk kitabı Hakikatin ÖlümüTrump Çağında Yalancılık Sanatı’nda oldukça ciddi bir inceleme ortaya koyuyor. Toplumsal ve kültürel dönüşümün meydana getirdiği “posttruth” dönemin açmazları üzerine yoğunlaşan Kakutani, “Trump çağındaki yalancılığın kökenleri neler? Nasıl oldu da hakikati ve aklı mumla arar olduk? Siyasetin, devlet yönetiminin ve kamusal söylemin geleceği açısından ne anlama geliyor?” sorularına cevap arıyor. Kakutani, gerçekleri gör mezden gelmenin, aklın yerine duyguları koymanın, bilgiye dayalı hakikatin değerinin kaybolmasına nasıl yol açtığını, bu durumun Amerika’yı ve dünyayı nasıl etkileyeceğini düşünmeye davet ediyor. Dünyada yükselen popülizm dalgasının ve köktendinciliğin top lumsal kutuplaşmayı, korku ve öfkeyi körüklediğini söyleyen Kakutani, akılcı tartışma zemininin gün geçtikçe azaldığına, uzmanlaşmanın değil kalabalıkların sesinin ön plana çıktığına işaret ediyor. Hakikatin çürüdüğü düzlemde, Trump’ın tek politik doğrultusunun “yalan” olduğunu, Washington Post verilerine dayandırıyor. İstatistiklere göre başkanın, görevde bulunduğu ilk yıl içinde toplam söylediği yanlış ve yanıltıcı bilgi sayısı 2 bin 140. Günde ortalama 5.9 yalan! Bu noktada Kakutani, demokrasinin temeli olan hakikati savunmak ve hayatta kalmasını sağlamak için savaş verilmesi gerektiğini üzerine basa basa vurguluyor. Şüphesiz bizler de güncel politik söylemlerden alışık olduğumuz “yalançarpıtma siyasetinin” sosyal ve kültürel hayatımızın içinde hızla yaygınlaştığına şahit olduk. Hakikatin görmezden gelinmesi ve bunun normalleşmesi totaliterleştirmeyi doğururken, milliyetçilik, kabilecilik, göç, sosyal değişime ilişkin korku ve farklı olana nefret hızla yaygınlık kazandı. Bu anlamda her iki kitap, Trump üzerinden yeni dünyanın yönetici tipolojisine dair çarpıcı örneklemler sunarken, böylesi figürlerin yaratacağı yıkımın boyutları na da dikkat çekiyor. n KorkunTrump Beyaz Saray’da / Bob Woodward / Alfa Yayınları / Çeviren: D. Kemal Tarım / 517 s. / 2019 Hakikatin ÖlümüTrump Çağında Yalancılık Sanatı / Michiko Kakutani / Çeviren: Cesi Mizrahi / 152 s. / 2019 4 15 Ağustos 2019
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear