Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ETHEM BARAN’DAN ‘DÖNGEL DÜNYA’ AĞUSTOS 2019 Melodramlara sığınan gariplerin öyküleri Ethem Baran öykülerinde, kent ve kırsal kesim insanının ilişkilerini, geçimlerini, yaşamlarını, acılarını, tutkularını şiirsel bir dille anlatıyor... HASAN AKARSU Ethem Baran çeşitli dergilerde yayımlanan öykü, deneme, eleştiri yazılarıyla, öykü ve roman yapıtlarıyla tanınır. 2011 yılında yayımladığı Bulut Bulut Üstüne’den sonra yeni öykü kitabı Döngel Dünya İletişim Yayınları yarafından yayımlandı. On beş öykünün yer aldığı Döngel Dünya’nın yoğun öyküleri kapsadığını gözleriz. Kitaba ad olan öyküde, Zekeriya ile annesi Afiye’nin durumlarına tanık oluruz. Zekeriya, babası ölünce emekli olup kasabaya annesinin yanına yerleşir, eşinden de boşanmıştır. Annesi Afiye tekerlekli sandalyeye bağımlıdır, ayrıca bunamıştır, unutkandır, oğlunu kocası Numan sanır vb. Azrail’den kaçar gibi evden kaçmak ister. Zekeriya da çocukluğunu anımsayıp ceviz ağacından düşüp ölen dayısını ve onun süslü arabasını sorar annesine. Iraz’ın evine giderken annesinden ses gelmez. Ölümden kaçarken belki de ölmüştür. Öyküde, insanın geçmişini unutamadığı, doğup büyüdüğü yerde bıraktığı anılarını özlediği duyumsatılır. KIRSAL KESİM İNSANININ DÜNYASI Öykülerde, kırsal kesim insanının dünyasından kesitler vardır. “Yabandan Gel Yabandan” öyküsünde köyün yakınında kaçak olarak yaşayan İlyas’ın müfreze komutanının yanında getirdiği saz ustası Bulduk’un sazına, sesine tutulup yakalanışını içimiz burkularak okuruz. Köyünü, evini özleyen, dilini unutmamak için dağlarla, taşlarla, kuşlarla, otlarla konuşan İlyas, gözümüzün önünden gitmez. Şiirsel bir anlatım sarıp sarmalar okuyucuyu. Kuş tutkunu Selahattin’in İstanbul’dan taklacı bir güvercin getirmesi, kuş hırsızı bilinen Küp Hüseyin’in o kuşu çalması, kuşçunun kuşunun peşine düşmesi ilgiyle izlenir. Kendi güvercinini bulduktan sonra kümeste ki tüm güvercinlerin kafasını koparması ise düşündürücüdür. Yazar, kuşlardan çok söz eder, “Kuşlar” öyküsüyle de Sait Faik’i anımsatır. Olaylar Ankara’da geçer. Karanfil Sokağı, Dost Kitabevi, Eryaman Otobüsü vb. Anlatıcı, otobüsteki yolcuları tanıtırken Ankara’da yaşayanların durumunu başarıyla yansıtır. “Kar Yanığı” öyküsünde, demiryolu insanlarının yaşamlarına tanık oluruz. Tren istasyonu, harekât memuru, makasçı, vagonetteki işçiler vb. “Kar adamın içine yağıyordu aslında…” (s.40) tümcesi bile karda, kışta çalışanların durumunu yansıtmaya yeter. “Alamadım Eyvah” öyküsünde babaoğul ilişkisi, uyumsuzluğu vardır. Murat 124 tutkunu oğul, arabayı istediği gibi süsleyip bir de havalı egzoz taktırınca hava atar; ama babası egzozu söktürünce de egzozla yatar. Yazar, diğer öykülerinde de terzilerin dünyasını, kentin tepesinde ABD’nin kurduğu radarda duran, kuşların doğuşuna, bulutların uçuşuna tanık olan Radarcı Rıza’yı tanıtır. Deniz üstüne kurduğu barakasını koca bir dünya olarak gören adamın dünyasına, üniversite öğrencisinin babasının asker arkadaşına uğradığında görüp yaşadıklarına tanık oluruz. 86 yaşındaki bir dedenin asker kaçağı olarak şubeye çağrılışının gülünçlüğünü gözleriz. Yeşilçam filmlerini izleyen gençlerin Türkan Şoray, Ediz Hun, Tarık Akan vb. tutkusuna tanık olurken, son öykü olan “Yamaçta Yağmur Var” öyküsündeyse yazarın kendi kasabasına kitap imzalamak için çağrıldığında, mutluluğunu ve kasaba izlenimlerini gözleriz. Yazar, kaymakamın, iktidar yanlısı olduğunu, sanattan anlamadığını alaycı bir dille yansıtır. Ethem Baran öykülerinde, kent ve kırsal kesim insanının ilişkilerini, geçimlerini, yaşamlarını, acılarını, tutkularını vb. şiirsel bir dille anlatır. Öykülerindeki yoğunluğun ilgi çekici olduğunu belirtmeliyiz. n Döngel Dünya / Ethem Baran / İletişim Yayınları / 115 s. / 2019 1515 Ağustos 2019 Türkçe Edebiyat, 119 Sayfa Bazen Bahar iz bırakan yaraların kitabı... Bir domates tohumunun içinde ne saklıdır? Bir telefon kulübesi ne kadar üzebilir insanı? Açık pencereden odaya doluşan kelebekler durdurabilir mi ayrılığı? Yarım kalan bir ilişki kaç zaman bekler pusuda, kıyıda köşede saklanıp? Bir ağacın yaprakları geri çağırır mı çocukluğu, ölüme inat? “Ama”larla bezeli veda konuşmaları doğruyu mu söyler? Büyükşehrin gürültüsünden,keşmekeşinden, yalnızlığından kaçmak mümkün mü? Bir bahçeyi ne kadar bekleyebilir insan? Babadan yılbaşı ağacı olur mu?... Melisa Kesmez kadınerkek ilişkilerine, arkadaşlığa, aileye, şehre, doğaya, eşyaya yine farklı gözlerle bakıyor: İncinmişlikleri, kırılmışlıkları, yarım kalmışlıkları ama beri yandan toparlanmaları, hayata tekrar sarılmayı insanın içine işleyen kalemiyle anlatıyor. Bazen Bahar iz bırakan yaraların, yeni başlangıçların kitabı. www.iletisim.com.tr [email protected] vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin