Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER Ülkenin Sonuna / David Grossman / Çeviren: Dilek Şendil / Siren Yayınları / 709 s. Kitapları kırkı aşkın dilde okurla buluşan David Grossman’dan son sayfasına değin soluk soluğa okunan bir kitap, Ülkenin Sonuna. Grossman, kurgusu ve okurunu yanı başına çeken doğrudan anlatımıyla her şeyin mümkün göründüğü gençlik günlerinden yetişkinliğin burukluğuna ve aşktan sağ çıksalar da yaşama yenik düşen insan kalıntılarına dair sarsıcı bir öykü anlatıyor. Ülkenin Sonuna’nın odağında kötü bir haber alacağından emin olan Ora adlı kadın, bir yer satın alıyor ve bu haber geldiğinde evde bulunmamak için uzun bir yolculuğa çıkıyor. Grossman, sökülen bir kumaş gibi ilmek ilmek açılan romanında Ora’nın öyküsünü üzerinde yaşadığı fakat siyasetine pek de kafa yormadığı topraklara, o toprakların yadsınamaz hakikatini de kurguya karıştırıyor ve çiçek kokularının arasına kaybetme korkusunu, mavi gökyüzünün altına insan ruhunun koyu karanlıklarını yerleştiriyor. Yaşamları bir hastanenin karantina koğuşunda kesişen Ora, Avram ve İlan’ın arasındaki bağlar, sayfalar boyunca giderek karışıp düğümlenirken bölgenin geçmişi, insanlarının yaşamlarıyla birlikte çözülüyor. Biri Sizi Bulmaya Çalışıyor / Marc Auge / Çeviren: Adem Beyaz / Yapı Kredi Yayınları / 95 s. Zaman, filmleri hatıraya dönüştürüyor ama başka türlü hatıralara... Eski Amerikan filmleri tutkunu emekli edebiyat öğretmeni Julien, Claire adında genç bir kadın psikologla karşılaşır. Bir süre sonra Claire’in isteğini kırmayarak çalışmasına yardımcı olmaya karar verir ve geçmişini anlatmaya başlar. Julien anlattıkça Kurtuluş günleri, Cezayir savaşı, Mayıs 68 ve eski arkadaşlarının anıları yeniden su yüzüne çıkar, oysa Claire’in farklı bir amacı vardır. Antropolog Marc Augé’den hatırlama, unutma ve kimlikler üzerine roman biçiminde bir değini. Shylock Derler Bana / Howard Jacobson / Çeviren: Ayşe Belma Dehni / Doğan Kitap / 342 s. Dünyaya geliriz, hayatta olduğumuz için şanslıyızdır, canımızın yongası eşyamızı hep yanımızda taşır ve bize ihanet eden çocuklarımızı hemen öldürüp onları acilen gömecek bir yer ararız. Venedik Taciri’nin unutulmaz kahra manı Shylock, bir mezarlıkta sanat simsarı Simon Strulovitch’le karşılaşır. Kızı Beatrice’in Nazi sempatizanı bir futbolcuyla evlenmesini engellemek isteyen Strulovitch’in, idolü Shylock’un yardımına ihtiyacı vardır. Yüzyılların eskitemediği tartışmalar ise hâlâ sürmektedir: Yahudi ile Hıristiyan, baba ile kız, yalan ile gerçek. Man Booker ödüllü İngiliz yazar Howard Jacobson, Shylock Derler Bana ile adı antisemitizmle özdeşleşmiş Shylock’u yirmi birinci yüzyıla taşıyor. Kırlangıçlar Manastırı / Helen Bryan / Çeviren: Belgin Selen Haktanır / Epsilon Yayınevi / 411 s. On dokuz yaşındaki Menina Walker, korkunç bir trajediyle bozulan nişanının ardından mutsuzluğunu gömmek ve gecikmiş mezuniyet tezini yazmak için İspanya’ya gider. Henüz küçük bir bebekken Amerikalı Walker çifti tarafından evlat edinilmiş olan Menina, çok geçmeden bu yolculuğun onu farklı bir kıtadan ziyade, geçmişe götürdüğünün farkına varacaktır. 16. yüzyılda yaşayıp eserlerine küçük bir kırlangıç resmi çizerek imza atan Tristan Mendoza, genç kadının araştırma konusu olmakla birlikte, gerçek ailesinden miras kalan gizemli madalyonu da deşifre edebilecek tek ipucuna dönüşmüştür. Engizisyon’un ölümcül egemenliğinde geçen karanlık dönemlerden beri ayakta kalmış Kırlangıçlar Manastırı’na vardığındaysa, attığı her adımla inanç tarihinin en büyük keşiflerinden birini yapmaya yaklaşacaktır. Nostromo / Joseph Conrad / Çeviren: Halikarnas Balıkçısı / Bilgi Yayınevi / 639 s. Charles Gould’a babasından miras kalan San Tome’deki gümüş madeni, çevredeki tüm insanların ihtiraslı bir mücadele içine girmesine neden olur. Ülkenin politik gündemi, bireysel ilişkiler ve insanların hayatları bu gümüş madeniyle kaçınılmaz biçimde değişecektir. Joseph Conrad, hayali bir Güney Amerika ülkesinde geçen bu hikâyeyle bir toplumsal yapıyı ve siyasi ortama etki eden faktörleri ayrıntılarıyla ele alır. Conrad’ın ölümsüz eseri Halikarnas Balıkçısı’nın özgün çevirisi ile okurlarla buluşuyor… Biz Güzel Bir Aileyiz / Hakan Güngör / h2o Kitap / 167 s. Yeşilçam’da çoğu kez “aile” filmin “kahramanı”dır. Bu aile yoksul ama mutludur. Kitaba adını veren Yaşar Usta’nın söz lerindeki gibi “… güzel bir aile”dir. Aynı zamanda namusludur, haddini bilir, acılarını sineye çeker ama “güzel”dir işte. Güzeldir ama imal edilmiştir. Türkiyeli aileyi yansıtmaktan çok bu ailenin kendini görmek istediği toplumsal birim imalatıdır. Hakan Güngör okura sinemadaki bu imalatın yapı taşlarını gösteriyor, çözümlemesini yapıyor. İmkansız Kale / Jason Rekulak / Çeviren: M. Boran Evrem / İthaki Yayınları / 295 s. 1987 yılının en ünlü kadınlarından Vanna White’ın fotoğrafları Playboy’da yayımlanınca dergiyi satın almaya yaşları yetmeyen Billy, Alf ve Clark adındaki üç lise öğrencisi, Zelinsky’nin dükkânından dergiyi çalmak için plan yaparlar. Dükkâna girmek için çatılardan geçmeleri, gözü pek polis Tack’ı atlatmaları, tehlikeli köpek Arnold Schwarzenegger’e yakalanmamaları ve dükkânın alarmını sessizce aşmaları gerekmektedir. Alarmın şifresini öğrenmek için dükkân sahibinin kızıyla yakınlaşıp onu kandırmayı planlarlar. Bu “özel görev” için seçilen bilgisayar âşığı Billy, Mary Zelinsky’yle yakınlaşıp onunla İmkânsız Kale adlı oyunu üzerinde çalışmaya başlayınca işler kontrolden çıkmaya başlar. Basit bir hırsızlık planı üç gencin başlarına açılmadık iş bırakmaz. İmkânsız Kale, seksenlerin bilgisayar ve video kaset çılgınlığını gençlik sıkıntılarıyla harmanlayan, hareketli bir aşk hikâyesi. Şehvetiye Tarikatı / Yazar: İsmail Saymaz / İletişim Yayınları / 118 s. Günümüzde Türkiye’de otuz tarikat silsilesinin ve bunlara bağlı dört yüz civarında kolun, sekiz yüz civarında medresenin faaliyette olduğu tahmin ediliyor. Çoğu holdinge dönüşen tarikatlar büyük bir ekonomik sektör oluşturuyor. Hızla gelişen her sektörde olduğu gibi, bu alanda da kayıt dışı ve merdivenaltı ekonomi gelişiyor. Merdivenaltı tarikat ve cemaatler, geleneksel tarikatların yöntem ve söylemlerini taklit ederken, bilgi kaynağı olarak ilham ve rüyaya, kanıt olarak hurafe, rivayet, keramet ve hikâyelere başvuruyorlar. İsmail Saymaz, ilkokul mezunu, Arapça ve Kur’an bilmeyen, hatta namaz ve oruç gibi ibadetleri yerine getirmeyen, bazılarının yüzlerce müridi olan, haklarında dava açılmış altı sahte şeyh vakasını inceliyor. Bir kısmının Kur’an kursu da işlettiği, tekke sahibi olduğu bu şeyhler, şehvet ile servet edinme arzusunun iç içe geçtiği bir dünyada, yüzlerce kadın ve erkeğin iradesini teslim alıyorlar. Haklarında şikâyet veya ihbarda bulunulmadıkça, faaliyetlerini yıllarca sürdürebiliyorlar. Esas olarak, devlet tarafından “gerçek şeyhlere” tanınmış resmî hoşgörüden, koruma zırhından ve dokunulmazlıktan yararlanıyorlar. Şehvetiye Tarikatı, kısa yoldan servet edinme hırsının ve bastırılmış cinsel arzuların dinî inançlar temelinde kışkırtılıp, kullanıldığı bir dünyaya ışık tutuyor. Fırat Kıyısında Tanrı KrallarKommagene’de Yeni Kazılar ve Araştırmalar / Jörg Wagner / Çeviren: Dilek Çobanoğlu, Oya Komut Yücel, Aylin Tanrıöver / Arkeoloji ve Sanat Yayınları / 307 s. “Fırat Kıyısında Tanrı Krallar”, MÖ 162MS 72 yıllarında, Fırat’ın batı yakasındaki Roma İmparatorluğu ile Part Krallığı arasında 234 yıl hüküm süren, bugünkü Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerini kapsayan bölgede egemen olan ve bugün artık baraj suları altında kalan Kommagene Krallığı’na ilişkin yeni kazılar ve araştırmalar üzerine yazılmış yirmi iki makaleyi bir araya getiriyor. Bölgenin değişken tarih ve kültürünün çeşitli aşamalarına dikkat kesiyor. Kommagene Krallığı’na ait çeşitli görsellerin yanı sıra bilgi ve belgeleri de okurlarla buluşturuyor. Anadolu’da yapay din oluşturma çabaları, inançların devletlerin siyasi manevralarındaki önemi, arkeolojik ve sanat tarihi açısından önemli tanrı kabartmalarının ardındaki politik oyunların gözler önüne seriyor. Borsa Risalesi: Hava Oyunları / Abidin Paşa / Hazırlayan: Celali Yılmaz / VakıfBank Kültür Yayınları / 248 s. Tu¨rkiye’nin önemli bir borsa geçmişinin olduğu ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın tarihinin 19. yu¨zyıla kadar gittiği söylenegelmekle birlikte, bu alandaki kaynaklar bir elin parmaklarını geçmemektedir. Ülkemizin 19. yu¨zyıldaki finansal koşullarına ilişkin Tu¨rkçede mevcut birincil kaynaklar oldukça yetersizdir. Dersaadet Tahvilat Borsası’nın ilk komiseri (ilk borsa başkanı) olan Abidin Paşa’nın kendisi ku¨çu¨k, önemi bu¨yu¨k çalışması, Tu¨rk finans piyasalarının tarihsel olarak çözu¨lememiş olan iki temel sorununadeğinmekte: finansal piyasalarda gu¨ven (eksikliği) ve kamu borçlanmaları (fazlalığı) sorunları. Abidin Paşa’nın 1874’te yazdığı Hava Oyunları’nda, Osmanlı borsa pratiklerine dair tu¨m soruların cevaplarını ve borsanın çok canlı bir tasvirini bulacaksınız. İstanbul’un Pagan ÇağıBizans Öncesi İstanbul / Erhan Altunay / Destek Yayınları / 152 s. Marmaray kazılarıyla zenginleşen tarihi buluntular, çok farklı bir İstanbul tarihini çıkarıyor gün ışığına. Kazılarda hangi eserlere ulaşıldı, hangileri toprağın derinliklerine üstelik sonsuza dek terk edildi? İstanbul’un pagan çağında neler yaşandı? Bir şehrin kuruluşundaki tanrısallık ya da olağanüstülük, şehrin varoluşu boyunca ona eşlik edecek bir kutsallığı oluşturur. İstanbul’un Pagan Çağı, kentin tarihi üzerine yapılmış önemli bir arkeolojik çalışmayı okuyucuyla buluşturuyor. n 18 15 Ağustos 2019