Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ali Kırca’nın ilk romanı ‘Kısa’ on üç yıl Ali Kırca’nın “Öteki Bahçe”si, yakın arkadaş olan dört bahriyeli, Niko ve kuzeni Leyla’nın başrolde olduğu, 1950’lerden 1980’lere uzanan aşk, dostluk ve ihanetle örülü, tarihin dönemeçlerini tek tek geçen bir kitap. r Serhan AYTEKİN ir dönemi özetlemek ya da romanlaştırmak kolay becerilebilecek bir iş değil ama dönemin içinden geliyorsanız ve oraya hâkimseniz bu zorluk aşılıyor. Üstelik kurgu da sırıtmıyor. 1950’lerden başlayarak Türkiye panoraması çizen birçok kitap yayımlandı. İçlerinde tatmin edici olanlar da vardı olmayanlar da. O yılların aşkları, ayrılıkları, kavgaları ve fikirleri epey samimi ve gerçekti. Başka bir deyişle hayli naif ve güçlüydü. Ali Kırca’nın Öteki Bahçe romanı da böylesine bir zamanın kitabı. Kırca’nın gazeteci geçmişiyle dönemin tanıklığını birleştirdiği ve kurguyla beslediği romanı dört bahriyelinin on üç yıllık “kısa” hikâyesini konu alıyor. Zaman zaman gerçeklerle birleşen Öteki Bahçe, beri yandan hayatları kolaylıkla romanlaştırılacak insanları da bizle buluşturuyor. “BAŞKA BİR ŞEY” Ege’nin iki yakasının sadece coğrafi değil aynı anda zihnen ve kalben de bir araya getiren, üstelik iyi bir şeyler yapma derdinde olan insanların hayatına eğilen Kırca, işin içine aşkı ve özlemi de katarak ilerliyor. Bir de bildiği yerden, bahriyeden başlıyor. Dört bahriyeli; Metin, Ateş, Boran ve Süvari’yle onların askeri okula kaçak olarak soktuğu futbol arkadaşı “Solaçık” Niko ve onun teyze kızı Leyla’nın tanışıp kaynaşması çabucak gerçekleşirken Ateş için zaman Leyla haline geliyor. O günlerde bunu açıktan söylemenin zorluğuna rağmen, içten içe bir şeyler büyüyor ikili arasında. Çünkü Niko gibi Leyla da “başka bir şey” diğerlerine göre; görünmez sınırlar böyle çizilmiş. Kederle dolu yakın geçmiş, yaratılan önyargılar ve saçma didiklemeler de bu sınırların rengini koyulaştırmış. Roman, zamanın havasını teneffüs ettiriyor bu anlamda. Konu, ister istemez 67 Eylül’e, yaşananların anlamsızlığına ve bunun yıllar süren etkilerine geliyor. Niko ve Leyla’yla beraber dört bahriyeli her şeyin farkında. Tümünün geçmişinde bir yara var ama derinliği tabii ki ayrı. Neresinden tutulsa elde kalan acı silsilesi. Bunlardan arkadaşlıklar da payını alıyor aşklar da. Öteki Bahçe’yi bütün bu boyutlarıyla da okumak gerek. Kimin doğru olduğunun tartışılıp neyin doğru olduğunun düşünülmediği günlerde ortaya bir “sıkıntı” daha çıkıyor: Niko’nun, kuzeni Leyla’yla ilgili tuhaf heyecanı. Mesele çetrefilleşiyor böylece. Fakat sadece bunlar değil, her şeyi yerinden oynatan ortam, bahriyelileS A Y F A 2 2 n 1 3 K A S I M 2 0 1 4 B Ali Kırca ri hapse Niko’yu ise “intihara” sürüklüyor. Asıl olay da bundan sonra başlıyor. EGE’NİN İKİ KIYISI 1970’lerin yıkıcı günlerinde kurulan kumpaslarla birlikte, hem Niko’ya hem de bahriyelilere açılan tezgâhla ve ihanetle romanda ilginç kesişmeler de gerçekleşiyor. Yani tarih de gençlerin başına gelenler de kol kola yürüyor. Haber yerine hikâye dinlemenin revaçta olduğu o yıllarda süren bu öykü, dağılan hayatların, şüphelerin ve içe düşen kurtların varlığıyla da çeşitleniyor. Gerçeğin peşinden giden Metin, eksik parçaları tamamlamaya uğraşıyor, geri kalanlar ise kendine yeni bir yol çizmeye çabalıyor, Ege’nin iki yakası hasretle ve eski defterlerdeki anılarla dalgalanıyor. Beri yandan Türkiye’de tarihin akışını değiştirecek olaylar tertipleniyor. Bütün bunların hepsi aynı kazanda kaynıyor. Kırca’nın yazdığı, ne tek başına bir aşk ne de mutlu sonla biten bir arkadaşlık romanı. Dostlukların, paylaşımların, ihanetin, umudun, kaybedişlerin, kayboluşların, sırların, yeniden buluşmaların ama en önemlisi tüm gücüyle ve doğallığıyla nefes alıp veren duyguların kitabı. Bir sonbahar günü başlayıp yine sonbaharda biten; 1950’lerden 1980’lere uzanan, yazılıp yönetilen, oyuncu ve yönetmenlerin değiştiği fakat senaryonun neredeyse aynı kaldığı, kitapta geçtiği üzere adına “tarih denen” bir film gibi. Kısacası Niko veya Mehmet, fark etmez, bu hepimizin hikâyesi biraz da… n Öteki Bahçe/ Ali Kırca/ Doğan Kitap/ 334 s. K İ T A P S A Y I 1291 C U M H U R İ Y E T