26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

K “Geleceğin yazarı Ali Nikraman için” MiniLondraGüncesi: 15.08.2014: Avrupa’nın en büyük kitabevi Waterstone’s Piccadilly’de, Haruki Murakami’nin son kitabını (Colorless Tsukuru Tazaki…) alana kitabevinin kafesinde bir bardak bedava kahve veriyorlardı. Okurluğumdan, yazarlığımdan utandım; kitabın içeriğinden kuşkulandım. Çıkıp yol üzerindeki butik kitabevi Hatchards’tan rüşvetsizinden bir adet alıp o akşam okumaya başladım. / 16.08.2014: Şair, yazar ve sahaf Marcus Kociejowski gözde sahafım Peter Ellis’te çalışır. Bu sefer, Javier Marias ile ülkemizde ıskalanan Edmund White’tan imzalı iki kitap aldım. Marcus bir de, son kitabı “God’s Zoo”yu imzalayarak verdi. / 18.08.2014: National Portrait Gallery’de “Virginia WoolfArt, Life and Vision” sergisini gezdim. ( İlk fırsatta bir imzalı Virginia Woolf kitabı edinmek istiyorum.) Çıkışta galerinin hediyelik eşya reyonundan, Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan CD’yi almadan edemedim: “Music For Book Lovers” (Kitapçokseverler İçin Müzik) / 19.08.2014: Yaşgünü yemeğimi The Wolseley’de yedik (Nur, ben ve o sırada Londra’da bulunan önemli şair Tuğrul Tanyol.) Tuğrul, Nobelist Yorgo Seferis’ten imzalı “Poems”i armağan ederek geceye damgasını vurdu. / 20.08.2014: Dönerken Haruki Murakami’nin romanını bitirmiş ve vasat bulmuştum. Yayıneviyle kitabevlerinin tüm gayretlerine rağmen kitap bestseller olamadı. Yazarın son dört kitabıyla bir inişte olduğunu düşünüyorum. Gezdiğim tüm kitabevlerinde kitaplarımla raflarında selamlaştım. Metin Celâl, “Kimse almazsa bile gidip onları senin alacağını biliyorlar” görüşünde… 3427 “God’s Zoo”, Londra’da sürgüne mi çekilmiş 14 yazar, şair, müzisyen ve sanatçının yaşamöyküsünden mürekkep. İçlerinde en vurucusu; Ankaralı, Robert Kolejli ve Fenerbahçeli Moris (Musa) Farhi’ye aitti. Musa Abi’nin söyleşisini okurken ona saygım arttı. (Çevirmen dostum Feyza Howell, bana Moris Farhi’nin 1964’te yazdığı “Farewell Great Macedon” adlı oyunun 2009 ürünü, anı baskısını armağan etti. Tanıtım yazısından, Musa Abinin 196070 döneminde iki James Bond ve bir Agahta Christie filminde oynadığını da öğreniyoruz. O Agahta Christie filminin (Şark Ekspresinde Cinayet) İstanbul çekimlerinde, Selçuk Altun filmin set fotoğraflarını çeken Lord Snowdon ile Vanessa Redgrave’in çevirmeniydi.) 3428 Londra seferi Tuğrul Tanyol için verimli geçti. Dört şiir kotardığını söylemişti. S A Y F A 1 2 n 1 3 itap İçin...139 SELÇUK ALTUN ‘Ben devamlı doğruyu söyleyen bir yalancıyım’ Jean Cocteau (18891963) 3431 Yalnızca kitaplar hakkında kitapların birinci baskılarından mürekkep bir kitaplık. 3432 “Yalnız Kitap”tan – Orhan Tüleylioğlu Deniz’in (Gezmiş) edebi yönü çok zengindi. Sinemayı, tiyatroyu, edebiyatı, şiiri çok severdi. Hikâye yazarlığını severdi. Şiire çok tutkundu. Tutkun olduğu için belleğinde tutardı. Memet Fuat’ın çıkarttığı Yeni Dergi isimli edebiyat dergisini sürekli alırdı. Nâzım Hikmet’i zaten bilirdi. Oktay Rifat, Edip Cansever, Turgut Uyar, Cemal Süreya ve bunların ardından Özkan Mert, Ataol Behramoğlu ve İsmet Özel’in şiirlerini de bilirdi. Deniz tam bir kitap kurduydu. O dönem yayımlanan sol klasiklerin tümünü okumuştu. Yüzlerce kitabını yatağının altında tutuyordu. Çünkü kitaplığı yoktu, hiç olmadı… Babasına hitaben yazdırdığı mektubun son bölümünde şunları söylüyordu: “…Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.” 3433 Edebiyat dünyası 100. doğum yıllarında Orhan Veli, Oktay Rifat ve Orhan Kemal’e bence iyi sahip çıktı. 1915 ise Melih Cevdet Anday ve Haldun Taner’in 100. doğum yıldönümüdür. 3434 Ünlü dönek Hasan Cemal yapmacık piyasa kitabının reklamında, “Benim de anadilim yasaklansaydı… Benim de kültürüm aşağılansaydı… Benim de kimliğim inkâr edilse… Ben de dağa çıkardım!” diyor. (Gülmeden edemedim! Onu iyi tanıyanlara göre o, dağa çıkmak yerine özel yatıyla denize çıkardı, havada en hafif bir değişiklik hissederse vazgeçer Paris’e veya New York’a uçardı…) 3435 Joseph Joubert’ten (17541824) aforizmalar: Bir dâhinin yapıtı, şiir veya nesir, bir günde okunamıyorsa çok uzun demektir. Sessiz kalanları mı dinliyorsunuz? Gözler yüzün güneşidir. Çocuklar daima aynanın arkasını görmek isterler. Rüyalara tapılan bir tapınak kuracağım. (Joubert, Elias Canetti’nin ustası sayılmaz mı?) 3436 Eylül ayında yitirdiğimiz Amerikalı Joan Rivers (19332014) aykırı bir komedyen, yazar ve televizyon sunucusuydu. KİTAP İÇİN’de ondan sayısız alıntı yapmıştım. 2012 ürünü anı kitabında, cenaze töreninin bir neşeli parti havasında geçmesini istediğini yazmıştı. “Meryl Streep beş değişik aksanla arkamdan ağlasın, üstümde Valentino giysileri olsun, Bobby Vinton başımı kucağına koyup “Mr. Lonely” şarkısını söylesin ve tabutun içindeki bir püskürtme makinesinin rüzgârıyla saçlarım Beyonce’ninki gibi havalansın…” (Neonlar içinde yatasın Joan Rivers.) 3437 Maggie Gee (doğ. 1949) benimsediğim kadın yazarlardandır. (Üstelik Londra’da aynı yayınevinin yazarlarıyız.) “Virginia Woolf in Manhattan” adlı yapıtını çıkar çıkmaz edindim. Romanda anlatıcı, New York Halk Kütüphanesi’nde Virginia Woolf ile karşılaşır, dost olurlar. Anlatıcı Woolf’a, bir süre sonra Virginia Woolf üzerine bir kongreye katılmak üzere İstanbul’a gideceğini söyler. Roman bu ya, birlikte kentimize gelirler. Dolayısıyla, Maggie Gee’nin bir Türk(iye) dostu olduğunu öğreniyoruz ve kitap, akademisyen Mine Özyurt Kılıç ve İstanbul’daki arkadaşlarına” ithaf edilmiş. Romanın tutulmamasının bir nedeni de, Virginia Woolf’un kaldığı oteldeki hizmetli, kavruk Ahmet ile yatağa girmesi olabilir mi? 3438 “İçi Sevda Dolu Yolculuk”tan – Cahit Külebi, 1986: İkisi de (Cahit Sıtkı Tarancı, Necati Cumalı) uyanmış yatakta yatıyorlardı. Kül tablaları buğday teçleri gibi tepeleme dolmuştu. Necati üzülüyor, Cahit utanıyordu. Bir gece önce taksiyle eve gelmiş. Parası çıkışmamış. Kolundaki som altın Zenith saati altın bilekliğiyle şoföre vermiş, “Yarın gel paranı al” demiş. Gelen olmadı. Cahit Sıtkı, Peyami Safa hayranıydı. Fazıl Hüsnü gibi onu da Peyami Safa keşfetmiş, ilk şiirlerini yayımlamıştı. 3439 Küresel Kültürazzi: August Strindberg (18491912) zifaf gecesinin devamında karısını boğmaya kalkar. Kollarından kurtulan karısına, bir kâbus gördüğünü ve onu eski karısı sandığını belirtecektir. / Öykücü Katherine Mansfield (18881923) evlendiği gece, gençlik aşkıyla kaçar. / “Muhteşem Gatsby”nin kahramanı Jay Gatsby, roman yazarı F. Scott Fitzgerald ile içki kaçakçısı Max Gerlach’ın harmanlanmasından mürekkeptir. / Soru: 100 bin Sterlininiz olsaydı ne yapardınız? J.B. Priestley (18941984): 100 bin Sterlinim zaten var. Soru: Peki bir 100 bin Sterlininiz daha olsa ne yapardınız? J.B. Priestley: Bir 100 bin Sterlinim daha zaten var. / “Dante mezar taşları arasında şiir yazan bir sırtlandır.” Friedrich Nietzsche. / Raymond Chandler yazarken kedisi Taki de yazı masasının üstünde uslu uslu otururdu; Chandler onun için “sekreterim” derdi. / Percy B. Shelley (17921822) öldükten sonra karısı onun kalbini bir ipek örtünün içinde saklamaya başladı, onu yanından hiç ayırmadı. / Kompozitör Sir Edward Elgar (18571934) 1905’te İstanbul ve İzmir’i ziyaret etti. (Bilahare “In Smyrna” adlı bir solo piyano parçası bestelemiştir.) Gemiyle Korfu’ya hareket eder, ancak hava muhalefeti nedeniyle Patras’ta iki gün kalır. Karada beklerken bir mola sırasında üstat çayına süt ister. İş bitirici garson yoldan geçen keçi sürüsünden bir tanesini sağarak en K İ T A P S A Y I 1291 3426 Moris Farhi Turfanda şiirlerden bir tadımlık: Bir deriye benziyoruz hepimiz. Ruhun altına sığındığı çatı. Kendi benzerlerimizi ararken kayboluyoruz. Kendi gözlerimizle arıyoruz çünkü kendimizi. * * * Aynaları sevmemiz bundan. İçimizde Tanrı’dan kalan parçaya bakıyoruz orada. Orada yıkanıp durulanıyoruz günahlarımızdan. Her şeyin tersi olan kendimize bakarken. 3429 İstanbulLondra uçağında Hürriyet’ten Türk futbolunun sembol isimlerinden Galatasaraylı Turgan Ece’nin (19232014) vefatını öğrendim. Oğlu Murat Ece ile 1970’lerde aynı firmada çalışmıştık, nükteli diyaloğumuz devam ediyor. Turgan Abi’yle de tanışmıştım, yaşama sevincini takdir ederdim. Takdir ettiğim bir diğer özellikse o ailedeki sanatçı kişilerin bolluğudur. Ece ailesi o anlamlı soyadını, 1932 Dünya Güzellik Kraliçesi seçilen piyanist Keriman Halis Ece’den almıştır. Keriman Hanım, Turgan Ece’nin ablasıydı. / Operet bestecisi Muhlis Sabahattin Bey amcası, / Opera ve tiyatro sanatçısı Melek Kobra amcasının kızı, / bestekâr, güfteci ve tamburi Neveser Kökdeş halası, / bariton Mete Uğur kuzeni, / tiyatro ve dizi oyuncusu Deniz Uğur kuzeninin kızı ve tiyatro ve dizi oyuncusu Kenan Ece torunuydu. Anılan sanatçıların nicesinin 1930 ve 1940’larda, yokluk ve yoksulluk dönemlerinde etkin olması önemlidir. Anılarına saygıyla… 3430 “Ben devamlı doğruyu söyleyen bir yalancıyım.” K A S I M 2 0 1 4 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear