Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
K “Metin Aydın’ın Anısına” Auschwitz Toplama Kampı, 2226Yahudi soykırımının acı sembolü olmuştu. Theodor W. Adorno (19031969), Almanya doğumlu bir Yahudi filozof ve akademisyendi. “Auschwitz’den sonra şiir yazmak barbarlıktır” deyişi, Batı’nın daha hafızasındadır. İsrail’in Gazze’ye yardım gemisi Mavi Marmara’ya yaptığı barbarca saldırıdan sonra, aklıma ilk önce o cümle geldi. 2227 Gezegeni bekleyen en önemli tehlike çevre kirliliği değildir; gezegeni yönetenlerin devlet adamı yerine, oportünist politikacılar gibi davranmalarıdır. 2228 Türkiye nüfusunun %20’si İstanbul’da yaşar ama vergilerinin %50’ye yakını İstanbul’da tahakkuk eder. Gazete satışlarının %40’ı, roman satışlarının belki %50’si İstanbul’da gerçekleşir. Kurmaca dışı kitaplarda koca Anadolu’nun payı %50’nin altında olabilir. (Bunun nedenleri arasında dağıtım darboğazını da unutmamak gerekir.) İş Bankası’nın Diyarbakır’dan sonra Trabzon’da da bir kitabevi açtığını okuyunca sevindim. İş Kültür, galiba kurmaca dışı kitaplarda en etkin yayınevi konumuna geldi. Onları iki nedenle de alkışlıyorum! 2229 Yılın ilk yarısında yayımlanan iki romanın ünlü yazarlarıyla yapılan söyleşilerde de aynı tuhaf yaklaşıma tanık oldum. Söyleşiciler yazarlara romanlarda “ne demek istediğini” sorup, kendi anladıklarını onaylatmaya çabalıyorlardı. Yazar kitabına son noktayı koyduktan sonra, onu deşifre etmek açısından herhangi bir okurdan farkı kalmaz. Yazar, okurun okuma sürecine mum ışığı tutmakla yetinmelidir. Söyleşi kolay zanaat değildir. Onu küçümsemek, çorakistandaki iç dünyası yoksul cücelerin harcıdır. 2230 Güven Turan’dan turfanda aforizmalar: Diploma cehalete meşruiyet kazandırır. Yalan, zihni açar. Kıç yalayıcılar, ne kadar temizlenirlerse temizlensinler, asla gül kokmazlar. Her deneme bir monologdur. Beni evrenin anlamı değil, varlığı ilgilendiriyor. 2231 Mum Hala II’den Aziz Nesin, Nesin Yayınevi: Şiirde şairin kimi bilgisizlikleri, örneğin dil yanlışları açığa çıkmaz. Ama düzyazıda SAYFA 10 itap İçin... SELÇUK ALTUN XM ‘Hiçbir şeyim yoktu benim her şeyimi aldılar’ hemen belli olur. Ben bir yaşam oburuyum ve bu yüzden sanatımdan çok şey yitiriyorum. …Bir şair yemek pişirebilmelidir, pişiremiyorsa canı istemediğindendir. Bir şair devleti yönetebilmeli, yönetemiyorsa çok daha önemli işler (şiir) yaptığındandır. Kimi öykülerimi başkaları, bütün şiirlerimi ise kendim için yazıyorum. Yalnızlığımı anam gibi, yavrum gibi canım gibi namusum gibi korumak istiyorum. 2232 Geleneksel Anımsatma! 20.06.10, bugün Babalar Günü, umarım karınıza armağan almayı unutmadınız. 2233 2186. maddem, tek sayı çıkacak SON KİŞOT adlı bir sanal dergi projesi hakkındaydı. Aslında bu adla çıkan bir dergi anımsar gibiydim ve sanal derginin adı EN SON KİŞOT mu olsa diye ikirciklenmemiş değildim. Bilahare rahmetli şair Cenk Koyuncu’nun (19672006), aynı adla 1990’larda dokuz sayı çıkardığı derginin varlığı hakkında uyarıldım. Bu uyarılar öyle içtendi ki, “Arkadaşlar benimki tek paragraflık bir fantezi, dergi çıkarma niyetim yok” diyemedim. Şair Cihan Oğuz’un, Haydar Ergülen’in Cenk Koyuncu’nun ardından kaleme aldığı veda yazısını emesaj yoluyla iletmesinden duygulandım. Ergülen’in yazısından alıntılarken, iyi şair Cenk Koyuncu’yu rahmetle anıyorum: “Hayata tırnaklarını geçirip ‘tutunmak’ isteyenlerden, onu büyük bir ‘dünya nimeti’ olarak sonsuz bir iştahla tüketmek isteyenlerden olmadı hiç Cenk. YKY’nin kuruluş yıllarındaki düzenli işinin ardından bu ‘edebiyat piyasası’ onu görmezden geldi. Doğrusu onun da, uzun boyu, uzun güzel sakalları, kederi de bakışları kadar güzel olan gözleriyle ‘görülmesi’ bir yana, kendini göstermek gibi bir derdi de olmadı hiç. Turgay Kantürk’le çıkardıkları unutulmaz dergileri ‘Eski’z’den sonra, dokuz sayılık ‘Son Kişot’ dergisini olağanüstü çabalarla yayımladı. Bu süreçte yanında, onu sevgisi ve merhametiyle hep koruyan karısı Rodos vardı. Bu iyi yürekli kızı geçen yıl kaybetti. Cenazede en şık ve yakışıklı olan da Cenk’ti. Rodos’la söz vermişlerdi birbirlerine. Kim daha önce ölürse, geride kalan en şık giysilerini giyerek uğurlayacaktı onu. Canım kardeşim, sevgili karısını, acıyan içiyle ama en şık biçimde uğurladı. Sonrası uzun hikâye demek istesem de diyemem. 56 ay önce eski arkadaşının yanına Antalya’ya taşındı, 1.5 ay önce hastalandı. Anneler Günü’nde de sevgili annesine ve sevgili Rodos’una kavuştu. Çarpışacak adamlardan değildi, çekilmesini bilenlerdendi. Dilindeki güzel pelteklik bile bunun bir işareti gibi gelirdi bana. Umutsuzluğuyla da ‘Son Kişot’tu. Cenk Koyuncu’yu özetleyen bir dizesi vardır; “Hiçbir şeyim yoktu benim her şeyimi aldılar.” Ruhu da, adamlığı da, şiiri de kendisi gibi yakışıklı olan sevgili kardeşimi saygıyla uğurluyorum. Onun vedasıyla çölümüz iyice kimsesiz kalmıştır.” 2234 Amerikalı deneysel romancı David Markson’ı (19272010) yitirdik. Artık bir kült kitap sayılan, deneysel ilk ürünü Wittgenstein’s Mistress, 54 yayınevi tarafından reddedilmişti. Yazarların, sanatçıların ve müzisyenlerin gizemli yönleriyle ilgili nice notu ondan alıntılardım. Yüksek lisans tezi, Yanardağın Altında’nın yazarı Malcolm Lowry (19091957) üzerineydi. Sıkı dosttular, alkolik Lowry birinde onun evinde konukken, Markson tüm içkilerini saklamış. Sinirlenen ve yine beş parasız olan Lowry onun aftershave losyonunu içerek rahatlayacaktır. 2235 David Markson’dan küresel kültürazzi: Geoffrey Chaucer’un kitaplığında çoğu Latince olmak üzere kırk kitap vardı. / Albert Einstein genellikle çorapsız dolaşırdı. / Vasari’ye göre Leonardo da Vinci, Mona Lisa’yı dört yılda tamamladı. / Sigmund Freud’un bekleme odasında Sarah Bernhardt’ın bir fotoğrafı asılıydı. / Soyut ressam Ad Reinhardt, “Bakmak göründüğü kadar basit değildir” derdi. / “Hayal gücünün en fazla zorlandığı an, kedinize ad koyacağınız andır” derdi Samuel Butler. / Emmanuel Kant’ın babası bir semerciydi. / August Strindberg’in annesi barmaid idi. / Kompozitör John Cage’in 4 dakika 33 saniye adlı bestesinde, piyanist piyanosunun karşısında 4 dakika 33 saniye hiçbir şey çalmadan beklemek zorundadır. / Albert David Markson Einstein’a göre dönemin tek gerçek politik kişiliği Gandhi’ydi… 2236 Bıyık, sigara ve blucinin yasaklandığı bir ülke… 2237 Memleke(n)timden İnsan Manzaraları: a) 30.05.10! Hafta sonları koşullar uygunsa bir gün sakal tıraşı olmam. Koşuyolu semt pazarında bir hamal çocuk, “Hamal lazım mı hacı amca?” diye peşimden koşturunca iki kez irkildim; kendim ve özellikle hacılar adına. b) 17.06.10! Londra’nın Heathrow Havalimanı’nda bir genç vatandaşımız yalvar yakar önümü kesti; Türkiye’de bulunmayan bir ilaçtan altı kutunun ivedilikle İstanbul’daki yakınına götürülmesi gerekiyordu, daha önce ricacı olduğu tüm İstanbul yolcuları tarafından terslenmişti. Elindeki poşetin içindekilerinin ilaç olduğunu saptadıktan sonra yardımcı olmaya karar verdim. Telefon numaraları değiş tokuşu yaptık, bir yakını beni İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bekleyecekti. Varışta, elindeki kâğıtta adımı zar zor okuduğum orta yaşlı adama doğru yürüdüm. O önce, dört kez telefonla arayıp bir yanıt alamadığı için sitem etti. (Telefonumu henüz açmadığımı bildirirken hastaya şifa dilemeyi unutmuştum.) Hazret bir kuru teşekkürden sonra yok oldu. Londra havalimanında bir ayaklarıma sarılmadığı kalan genç adamdan telefonsal bir teşekkür mesajı zaten beklemiyordum. Nur, acı acı güldü; ben bir tuhaf oldum. Evet, çeyrek yüzyıldır düzinelerle şair ve yazara nice yardımlarda bulunmuş, onların nankörlüğüne, kıymet bilmezliğine sürekli tanık olmuştum ama bunu sade vatandaştan beklemiyordum. 2238 Stephanie Meyer (doğ.1973) ABD’nin saygın bir üniversitesinin edebiyat fakültesinden diplomalıdır. Şimdiye dek yazdığı beş roman çevrildiği 36 dilde bestseller olmuştur. İçinde tek paragraf edebiyat bulunduğunu sanmadığım kitapların satışı 85 milyona ulaşmıştır. Sığ kitaplarının formülüne gelince; bir ölçü aşk, iki ölçü VAMPİRİZM okuru zorlamayacak şekilde harmanlanmıştır. (XXI. Yüzyıl insanı kitap okumayarak, okuyanlarsa “okuduklarıyla” beni ürkütüyor.) 2239 Bir roman veya öykü kahramanını özleyip özlemediğim sual olunursa SIDIKA’yı tek geçerim. Bu konuyu çözmek için Atilla Atalay’a bir rica / tehdit / şantaj ekibi gönderilirse ¥ tüm masrafını karşılamaya hazırım. Cenk Koyuncu (19672006) CUMHURİYET KİTAP SAYI 1068