26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Beşir Ayvazoğlu ? bütün halinde düşündüğümüzü söylemeliyiz. Yeniyi yapabilmek veya yapabileceklere ışık tutabilmek için geçmişe sık sık döneceğiz..." Edebiyata bütüncül olarak bakmasını bilmeyen bir yazar bir dergiyi yönetebilir mi? O derginin edebiyatta işlevi olmasını sağlayabilir mi? Ahmet Kabaklı TÜRK EDEBİYATI’nı çıkarmadan 20 yıl önce, “Din Dışı Edebiyat"a değinirken, İslam sıkıdüzeninden edebiyata bakmak gerektiğine inanıyordu: "...Din ile hiçbir ilgisi olmayan, din bahsinde temelli cahil kalan, yeni edebiyatımızdan sözaçmak istiyordum. Dilimizde bunu anlatabilecek ‘lâdini’ sözü var; isteyen ‘lâdini edebiyat’ diye anlasın isterdim ama, lâdini olmak, bileistekle dinin dışında kalmaktır" (HİSAR, 1 Aralık 1952). Her ne kadar değişik "içtihatlar" İslam’ı tartışılır duruma sokmuşsa da, inanç, tartışma dışı olan, saygı duyulan bir bağlanıştır. Ama edebiyata, özellikle şiire dilin içinden bakmayıp da, belli bir inanışın, belli bir öğretinin gücüne inananlar yarışı önde bitireceklerini sanıyorlar. Oysa edebiyat onları geçer. lumda yeni bir duyu, düşünüş, anlatış biçiminin kazanılması, yeni bir dünya, doğa, insan anlayışının gelişmesi, düzyazının doğal bir açılım göstermesiyle edebiyat tarihinin yeni bir döneme girmesiydi. Beşir Ayvazoğlu, "1924"te ASIM’ın yayımlanması üzerine, Mithat Cemal’in evindeki toplantıyı gösteren bir resimden yola çıkarak, edebiyatın bir dönemine bakmayı düşünmeseydi, Mehmet Akif’i değişik bir yorumla anlamaya çalışacak mıydım (Hürriyet GÖSTERİ, Ölümünden 70 yıl Sonra Mehmet Akif’i Anlamak, Şubat 2007). Beşir Ayvazoğlu "Bir Fotoğrafın Uzun Hikâyesi"nde, edebiyata anılardan bakarken de nice ayrıntıların önem kazanabileceğini görmüştür. Dergi yönetiminde ayrıntılara öncelik tanımak gerekir. Edebiyata bilimsel açıdan bakan şimdiki kuşak Mehmet Kaplan’ın "rahlei tedrisi"nden geçmiş görünüyor. M. Orhan Okay da aynı konuya değiniyor: "Türk üniversiteleri yeni Türk edebiyatı alanında olduğu kadar halk edebiyatı alanında da gelişmeleri Mehmet Kaplan’a borçlu olmalıdır" (TÜRK EDEBİYATI, İki Hoca, İki Öğrenci , İki Mektup, Şubat 2007). Kırklı yıllarda Neşet Halil Atay’ın çıkardığı İSTANBUL dergisinde ilk şiirlerim yayınlanıyordu. O dergide edebiyat sorumlusu Mehmet Kaplan’dı. Benimle birlikte İSTANBUL dergisinde edebiyata ilk adımları atanlar arasında Adnan Benk, Attilâ İlhan, Çetin Altan, Şükran Kurdakul, Edip Cansever, Berin Taşan da vardı. Kuşkusuz Mehmet Kaplan’ın açtığı yol önemliydi ama, edebiyatta kişilik savaşımı verenler artık onun yorumlarını yeterli bulmuyordu. Kaplan’ın "Şiir Tahlilleri"nde aynı görüşü paylaşmıyorlardı. 400. SAYI TÜRK EDEBİYATI dergisi Şubat 2007’de 400. sayıya ulaşırken nasıl bir gelişme gösterdi? Beşir Ayvazoğlu gibi bir edebiyat insanının Genel Yayın Yönetmenliği’nde, edebiyata nasıl bakıyor? Beşir Ayvazoğlu seçmesini bilen bir yayın yönetmeni olsa da, yığma yazılardan dergiyi kurtaramayabilir. Bir yazarın belli bir anlayışa bağlı olması başka, o anlayışı özgün bir deneme tadında anlatması başka. Bu 400. sayı nedeniyle yapılan bir toplugörüşmenin izlenimlerine değinmek yararlı olacak. Derginin yazı işleri müdürlerinden Belkıs İbrahimhakkıoğlu’nun yönettiği toplugörüşmede Altan Deliorman önemli bir gerçeği belirtiyor: "Daha önemlisi, TÜRK EDEBİYATI kendisini yenilemiş, bir yerlerde kalmamış, nesillerle birlikte zamana, zemine uyarak ilerlemeye devam etmiş demektir." Bir edebiyat dergisi çağaş edebiyatın değişimlerini izleyemezse, hep kendini yineler durursa çabuk eskir. Bir derginin kendini yenilemesi kâğıdının, baskısının nitelikli olması anlamına gelmez. Ahmet Kabaklı kendini nasıl yenileyebilmiş ki, bu görüş derginin gelişmesini sağlamış olsun? Beşir Ayvazoğlu’nun edebiyata bakışında Ahmet Hamdi Tanpınar’a yakın, bir "gönül gözü" özelliği var. Tanpınar "XIX. ASIR TÜRK EDEBİYATI TARİHİ"ne bilimsel gözle bakmaya gerek görmüyordu. Tanpınar’ı ilgilendiren; top DEĞİŞİK GÖRÜŞLER TÜRK EDEBİYATI dergisi okurlar arasında bir soruşturma açmış. Okurların vardığı sonuç bizi düşündürmeli: "Edebiyat dergilerinin ‘ideolojik bağnazlık’tan uzak durması gerektiği bir kez daha ortaya çıkıyor. Dergi alanlar, kimleri ve niçin okudukları konusunda çok bilinçli görünmüyor" (TÜRK EDEBİYATI, Dergi Okuyucu Anketi Şubat 2007). Bakış açıları, edebiyat anlayışları değişik olan dergiler birbiriyle tartışmaya girmedikleri gibi, aynı dergide değişik görüşlerin yer almasına da önem vermiyorlar. Belki de karşıt görüşler okurların bileşime varmasını kolaylaştıracaktı. HECE dergisinin ayrıcalı bir durumu var mı, diye merak ediyorum. Yerleşik değerleri benimsiyor görünmesine karşın, aykırı anlayışlara da yer veriyor. Böylece değişik görüşler arasında bir uyum sağlamaya çalışıyor. Beşir Ayvazoğlu’nun Genel Yayın Yönetmenliği’nde TÜRK EDEBİYATI dergisinin yeni gelişmelere açılacağını umuyorum. Dergiden gelip geçenlere bakıyorum da, anı değerinden başka bir iz bırakmış görünmüyorlar. Gene de edebiyatımızın çok sesli açılımlara gereksinimi var. ? Bu sayfayla iletişim kurabilmeniz için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz. MUSTAFA ŞERİF ONARAN Hekimköy Sitesi 20. Sk. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 CUMHURİYET KİTAP SAYI 891 SAYFA 29
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear