05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

? Esat Korkmaz’ın Şeytan Terimler Sözlüğü’nü okumak, aynı zamanda ‘şeytan’ın tarihsel, toplumsal koşulunu ve dönemsel algılanışını da görmemizi sağlayacaktır. Korkmaz, toplumsal firâsetimizi şimdiye taşımıştır. Bu da geleneksel söylemlerin oluşturduğu hiyerarşiyi şimdiden yıkmamıza yol açacaktır. ? Hasan HARMANCI* B ir dilin temel unsuru, o dilin kavramlarıdır. Dilin gücü felsefenin de zenginliğidir, gücüdür. Dil kültürün temelidir. Düşünce kavramlar aracılığıyla ortaya konur. Düşüncenin aktarılmasında, felsefenin yapılmasında, ortaya konmasında en önemli araç dildir. Dil ile düşünce arasındaki ilişki karmaşık ve kendine özgüdür. Bu ikili arasındaki ilişki her zaman sorunsal olarak sürecektir, bunun en önemli gerekçesi bu ilişkide hangisinin önce ya da üstün olduğunun belirlenemezliğidir. Felsefenin yapılabilmesi için zengin bir kavramsal çerçeveye ihtiyaç vardır. Kavramların işlenmesi bir düşünce sisteminin de nasıl oluştuğunu gösterir. Bu düşüncelerin ortaya konulması, yorumlanması yaşamın daha iyi algılanmasını ve sorgulanışını sağlar. Kavramların gücü düşüncenin zenginliğini, yeterli ve nitelikli düşüncelerin ortaya konmasını sağlar. Ansiklopedi, terim sözlükleri ve sözlüklerin temel amacı kelime ve kavramların ne olduğunu ortaya koymak, aktarmak ve kelime ile kavramın kökeniyle ilgili bilgi vermektir. Türkiye’deki ansiklopedi, terimler sözlüğü ve sözlüklerin genel çerçevesini bunlar oluşturur. Dünyadaki kendine has ansiklopedi, terimler sözlüğü ve sözlüklerin oluşturulmasında, bu sözlüklerdeki kavramların yorumlanmasında, işlenmesinde en önemli özellik yorumdur ve aslında bu bizim açımızdan en büyük eksikliktir. Batı’daki felsefe sözlükleri başta olmak üzere oluşturulan sözlükler, düşünürün kendi yorumlarını da kapsar. Açık olarak belirtirsek yazarın, düşünürün kendi görüşlerini de ortaya koyduğu sözlükler vardır; felsefenin ve genel olarak sosyal bilimlerin tartışmalı yaratıcılığına en uygun olan yaklaşım bu olsa gerek. Sözlük ve terim oluşturulması farklı kavram ve algılayışlarla birlikte yapıldığında, üretenin kendi düşüncelerini de varsayımlarını da kucaklamış olur. Çünkü sosyal bilimlerde en önemli değişim aracı farklı düşünerek yorumlamadır. Sosyal bilimlerdeki en büyük gelişme de bu yolla gerçekleşir. Bu yorumlama, aktarıcı durumundaki yazarı, düşün adamını farklılaştırır ve etkinleştirir. İnsanın en büyük sudan düşmanı nin kavramsal ve dilsel ifadelerine ulaşmak mümkündür. Kavramsal olarak Şeytan’a düşüncenin farklı eylemini gerçekleştiren biçiminde baktığımızda sözlük kendi karşısındakilere karşı sürekli bir eylemin yolunu açar. Bu terimler sözlüğüyle genel toplumsal kanıya karşı yeni bir bilinç ortaya çıkarılmaktadır. ‘İyi’yi bilmek için ‘kötü’ nedir sorusuna verilecek en iyi yanıt ‘şeytan’ okumaktan geçer. Şeytan nasıl oluştu, nasıl şeytanlaştık? Bunların felsefi ve inançsal karşılıkları hangi düşüncelerin ürünü? Şeytan’ın bir tarihi veya başlangıcı var mıdır? İnsanı ‘iyi’ ve ‘kötü’ olarak dölleyen düşünce nasıl oluştu? Bu gibi soruları kendimize sorabilmek için kavramlarla düşünmemiz gerekmiyor mu? Bir terimler sözlüğünü tartışmak da nereden çıktı diyebilirsiniz. Ancak "İnsanlık tarihi bir kararlılığa (istikrara) sahip olmadıkça insan kültürünün oluşması olanağı bulunmaz; çünkü kültür, birden çok kuşağı kapsayan (kuşaklar arası) çapta bir birikimdir ve inançların, kurumların ve tekniklerin kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla ilgilidir." (C. K. Maisels, 1999; s.73) Bir kelime veya kavramı öğrenmek istediğimizde bakıyoruz işte diye düşünebilirsiniz ama hiç de öyle değil. Neyin nasıl oluştuğunu bir bütün olarak görebilmek için bu kitapta kavram ve terimlerle karşımıza çıkan koca bir karşı kültürü, yaşam biçimini görüyoruz bu eserde. Karşı kültürden, yaşamdan ‘öteki’ kötüye ve başkalaşmışa da ulaşıyoruz. Şeytan tek başına bir direnç değildir. Öteki kötüyü bizimle dölleyen önemli bir araçtır. İyiliğin yüceltilmesinin arkasındaki ayrıntıyı da gücü de ‘şeytan’ı deşerek sorgulayabiliriz. İçimizdeki sorgulamayı dışa yansıtmak ancak o aldanışı bilmekle olabilir. Şimdi de ‘şeytan’ın kendisine gelelim. Şeytan okumak yeni bir irade ortaya koymaktır. O kutsal kitaplara göre ‘en büyük’ düşmanınız. Bir efsane ya da bir masal değil, gerçeğin ta kendisi. İnsanlık tarihinin her aşamasında var oldu. Yaşamış ve yaşamını yetirmiş milyarlarca insanı ateşin içine çekti ve hâlâ çekiyor. Hiçbir zaman, hiçbir insanlık durumu karşısında ayrım yapmaz. Ayrımsız her insan bu düşmanın doğal hedefidir. Her kim olursanız olun sizin sonsuz bir azap çekmenizi isteyen, bütün varlığını buna adamış son derece tehlikeli bir düşmandır. Adı: Şeytan. Bir başka deyişle, Tanrı tarafından lanetlenmiş ve onun huzurundan kovulmuş olan ‘İblis’ ve onun takipçileri. şeytanın insanla, insanlıkla olan hikâyesi, insanın, Tanrı tarafından halife tayin edilmesiyle başlar ve özellikle tektanrılı dinlerin kutsal kitapları ve peygamberleri tarafından telaffuz edildiği biçimiyle; kıyamete kadar devam edecek bir süreci kapsar. Bu kutsal kitaplara göre ‘Âdem Aleyhisselam’la başlayan ondan sonra da, zürriyeti tarafından devam eden sürekli bir düşmanlıktır. Başka bir dille söylersek; "İnsanlar bu dünyadaki yaşam trajedisine başkaca bir avunç bulamadıkları için din tanrıları yaratmıştı. Dehşet ve felaketi savuşturmak için perdenin arkasında gizlendiğini hayal ettikleri bir ‘aracı’nın beğenisini kazanmaya çalışarak, yanıltıcı kontrol duygusunu oluşturmak adına felsefe ve dinin düş ürünü tesellilerine dönmüşlerdir insanlar" (K. Armstrong, 1999; s.429) ŞEYTANI OKUMA BİLİNCİ Esat Korkmaz’ın Şeytan Terimler Sözlüğü’nü okumak, aynı zamanda ‘şeytan’ın tarihsel, toplumsal koşulunu ve dönemsel algılanışını da görmemizi sağlayacaktır. Korkmaz, toplumsal firâsetimizi şimdiye taşımıştır. Bu da geleneksel söylemlerin oluşturduğu hiyerarşiyi şimdiden yıkmamıza yol açacaktır. Bu çalışma içimizde yanıp sönen ‘iyi’lik ve ‘kötü’lük malzemesinin karşıtlar gizini, toplumsal evrimi içerisinden çıkarıp bilince taşımamızı zorluyor. Toplumsal yenilenme anlamında bakarsak "Bir perde inmiştir ve bu perdeyi tekrar çekmek imkânsız görünüyor. Tarihte, perdeyi indirenlerin bile çekemeyecekleri haller vardır" (Y. Küçük, 2003; s.7). İnançsal açıdan iki kutup arasında insani düzeneğin ‘matematiksel’ olmasa da akılsal bir kurgu yaratımının nasıl açığa çıktığını göstermektedir. şeytan Tasarımı Terimleri Sözlüğü’nün, –bizim bildiğimiz kadarıyla bugüne değin hazırlanmamış olması, bu çalışmanın evrensel önemini arttırmaktadır. Bu açıdan sadece ülkemiz sosyal bilim disiplinlerinin ihtiyaç duyduğu bir boşluğa hitap etmemektedir bu çalışma. Şeytan’ı alışılmış ve bildik anlamlarının dışına çıkaran bir terminolojisinin Türkçeye, hatta tüm bir insanlığa kazandırılması önemlidir bu açıdan. "Tarih sosyal bilimlerin her alanı içinde bir laboratuvar işlevi görür. Tarih laboratuvarında yakalayabildiğimiz ipuçlarından hareketle, günü daha doğru anlayabilir, geleceğe yönelik tutarlı tahminler yapabiliriz." (Ş. Karatepe; 2004; s.11) Bu terimler sözlüğünün bize açtığı yol laik bir yoldur, inançlar ve kültürlenme açısından. İnsanın birbirini anlama ve sorgulaması açısından en çok ihtiyaç duyduğu şey ‘öteki’ni farklı ve onun dilinden okumaktır. Burada da Şeytan’ı okumak Tanrı’yı tersinden okumaktır. Bu da insanlığı bir bütün olarak ‘tersinden’ okumaktır. Her zaman kötü olarak susturulan Şeytan’ın kötü değil, insanın ötekisi olduğunu ve toplumlar ihtiyaç duydukça gücünü onun üzerinde denediğini tarih bize trajedilerle aktarmaktadır. Şeytan, çoğun bir karşıt role ve kimliğe sahiptir, ta ki ihtiyaç duyulmayıncaya KİTAP SAYI BİR SORGULAYIŞ... Korkmaz’ın ansiklopedik terimler sözlüğü çalışması aynı zamanda Önsöz’ünde yer aldığı tartışmalar nedeniyle bir sorgulayıştır. Korkmaz sadece bu ansiklopedik sözlükle karşımıza çıkmıyor. Çok yönlü çalışmaları arasında "Alevilik Bektaşilik Terimleri Sözlüğü (2005; 3. baskı)", "Şamanizm Terimleri Sözlüğü (2003)", "Zerdüştlük Terimleri Sözlüğü (2004)" gibi öncü çalışmaları da bulunmaktadır. " Ansiklopedik Şeytan TasarımıTerimleri Sözlüğü (2006) çalışması yeni kavramların ve terimlerin eklenmesine fırsat vermenin yanında, düşüncenin ve kavramların farklı okunmasıdır da. Bu sözlüğün bir gelişim halinde olduğunu göstermektedir. Bu sözlükte, bir yaşam felsefesiSAYFA 20 ? CUMHURİYET 846
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear