28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

B U L M A C A 1 A 2 D 3 F 4 I 5 I 6 İLKER MUMCUOĞLU I 7 C 8 E 9 D 10 F 11 A 12 A 13 G 14 B 15 G 16 I 17 C 18 E 19 J 20 I 21 D 22 I 23 F 24 F 25 C 26 E 27 D 28 I 29 E 30 B 31 E 32 D 33 I 34 J 35 E 36 J 37 D 38 F 39 I 40 D Feyza HEPÇİLİNGİRLER 22 Nisan Cumartesi Türkçe Günlükleri sayarın sorumlu olduğuna; çünkü bilgisayardan ürünlerin dökümünü alırken ilk sözcük yardımıyla aratma yapılabildiğine karar vermiştik. Durum buysa Gima’nın alışveriş fişinde de “papaz erik, ithal muz” biçiminde değil, “erik papaz, muz ithal” diye yazılmış olmamalı mıydı? Onlar da bilgisayardan yapıyorlardır sayım, döküm işlemlerini. Fişte görünen fark bu. Ortak yanları da var: Migros’un adını MIGROS diye yazması gibi, Gima da GIMA diye yazıyor adını. Türk sözcüğü her ikisinde de TURK. Demek globalleşince “Türk”lük gidiyor; “Turk”luk geliyor. 41 D 42 C 43 I 44 A 45 F 46 F 47 B 48 C 49 B 50 E 51 B 52 H 53 G 54 I 55 F 56 D 57 E 58 D 59 J 60 D 61 D 62 G 63 G 64 F 65 H 66 F 67 J 68 F 69 F 70 B 71 D 72 B stanbul’a bu kadar yakın olduğu halİ de, Silivri’yi şimdiye dek görmemiş olmaktan utandım doğrusu. Çok güzel, çok sevimli bir yermiş Silivri. Dün, Hasan Sabriye Gümüş Anadolu Lisesi’nde konuşmak için oradaydım. Müdürüyle, öğretmen ve öğrencileriyle sıcacık, dost bir ortam karşıladı beni. Öğrencilerin ilgisi, soruları ve katkıları umutlarımı tazeledi; yüreğimi serinletti. İhsan Tevfik, sabah aldı, akşam da geri getirdi. Gidişin de gelişin de İstanbul içindeki işe yetişme, eve dönme serüvenlerinden çok daha kolay ve çok daha zevkli yolculuklar olduğunu söylemeliyim. İhsan Tevfik okulun iki edebiyat öğretmeninden biri. Öteki edebiyat öğretmeni, eşi. Okulun edebiyat öğretmeni gereksinmesini ailece karşılamış durumdalar. Daha önce, “Çıkın” adlı bir edebiyat dergisini çıkardığı yıllarda, İstanbul’da bir kitabevinde karşılaşmıştık İhsan Tevfik’le. Çok da iyi anımsamıyorum. Benim onu asıl tanıyışım, amcası Cemal Kırca’nın şiirlerini, bir vefa örneği olarak toplayıp şairinin vermeyi düşündüğü “Geçit” adıyla, ölümünden sonra yayımlamasıyla oldu. İhsan Tevfik, kendi şiirlerini de “Dipsuları” adı altında yayımlamış (Pervaz Yayınları, Eylül 2005). Az önce bitirdim kitabını. Çok iddialı olmayan; ama yaşam sıcaklığı taşıyan, kısa şiirler… “Kandil” adını taşıyan ve Ahmet Erhan’a armağan edilen şiirin sonu şöyle: “Öyleyse ‘üflesin geceyi’ neyzen / dürsün defteri kebiri / ah güzel abim / sen geceye kan / ben geceye dil”. Şiirlerin bütününü alamam buraya; ama iki farklı şiirden, iki tadımlık alabilirim: “uykuyu / alır ve girersiniz geceye / kapanır ansızın / derin bir kuyu”. Bir de şu: “İçim harelenmiş göz yaşı kırıkları / gidiyorum zamanın olmadığı yere / size bıraktım o küçük yalnızlıkları”. 73 E 74 E 75 I 76 E 77 H 78 H 79 C 80 E 81 I Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Ingeborg Bachmann’ın tüm şiirlerini Türkçeleştiren çevirmenin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, Ingeborg Bachmann’ın dizeleri ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... sarı nar kırmızı sonbahar!/ Her yıl biraz daha benimsediğim.” (Cahit Sıtkı). 12 44 11 1 B. Kimlik. 70 47 72 51 30 49 14 C. “... Rourke” (aktör). 48 17 42 79 25 7 D. Missa ayininde okunan ya da şarkı olarak söylenen İncil parçalarını içeren kitap. 56 21 58 32 60 61 41 27 71 2 37 40 9 E. “Çingene ruhum, dizginle artık atını/ Bundan öte yol yok./ Akşam rüzgâr kanatlı bir kuş/ Çökmede ağır ağır, şimdi/ Yolculukların suya düştüğü andır.” diyen şair. 35 8 26 18 31 74 80 73 76 57 29 50 26 Nisan Çarşamba eklediğiniz her şey ve daha fazla“B sı” olabilir; “umduğunuz her şey ve daha fazlası” da olabilir. Beklediğinizden de fazlası, umduğunuzdan da fazlası demek olur ki yanlış sayamayız bunları. Ancak, “Hepsi ve daha fazlası” ne demek? Bunu, “Tümü ve daha fazlası”, “Her şey ve daha fazlası” diye dile getiren reklamlar da var. “Her şey, hepsi, tümü”, kapsama alanı en geniş kümeler değil mi? Sözgelimi, “karanfillerin tümü” desek bu, dışarıda bir tek karanfil bile kalmıyor demek olmaz mı? Hadi daha matematiksel sorayım: Karanfillerin tümü 30 taneyse, “Karanfillerin tümü ve daha fazlası” 35 tane olabilir mi? “Tümü”nden daha fazlası ne olabilir? “Tümü” dediğimizde dışarıda bir tek eleman bile kalmaz ki! Eğer kalıyorsa o zaman “tümü” derken yanlışlık yapmışız demektir. “Tümü” 30 değilmiş o zaman, 35’miş. Yine daha fazlası olmaz. “Tümü” dersek 35’i kastederiz sadece, daha fazlası da, daha azı da yoktur bunun. Yine 26 Nisan Çarşamba arın dersten sonra, eve gelmeden, Y havaalanına gideceğim; 1. Akyaka Edebiyat Günlerine katılmak üzere Muğla’ya gitmek için. Muğla ve özellikle Akyaka ile Gökova kim bilir ne güzeldir bu mevsimde. F. “Fahrettin ...” (Cüneyt Arkın’ın gerçek adı). 24 45 69 68 66 64 23 55 10 3 38 46 G. Herhangi bir tarım ürününü üreten, tarımla uğraşan çiftçi. 63 13 15 62 53 H. Sıvı. 77 78 52 66 I. Neyzen Tevfik’in iki şiir kitabından biri. 81 54 75 33 4 28 6 5 43 16 22 20 39 23 Nisan Pazar ünya böyle güzel. İşte bunu anlatD maya çalışıyorum. Herkes korusun kültürünü, herkes. TRT’nin 23 Nisan Çocuk şenliğini izliyorum. Bu çocukların rengârenk giysileri, taze açmış bahar dalı duruşları, birbirinden güzel şarkıları, türküleri, kır çiçeklerinin şenliğinden alınmış dansları… Bu güzelliklerin yerine popolarında rengi atmış bir kot, ağızlarında pabuç kadar bir çiklet, ellerinde koca bir hamburger ve bir şişe kola ile Amerikan sığır çobanı müsveddesi olarak ortalıkta dolaşmaları daha mı iyi? Bir kez daha 26 Nisan Çarşamba enim Elazığ türküsü olarak verdiğim B türkü aslında Abdulvahip Kuzecioğlu'na ait bir Kerkük uzun havasıymış. Hasan Çamur, sözlerin tamamını bildirdi. Baba, bugün dağlar yeşil boyandı. Kim yattı, kim uyandı. Gözlerim ağam. Kalbime ataş düştü, İçinde yâr da yandı. Su serptim ataş sönsün, Serptiğim su da yandı. ? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul SAYFA 47 24 Nisan Pazartesi ugün de Doğuş’ta konuştum, lise B ve üniversite öğrencilerine. Güzel dinlediler; ama nedense İstanbul dışındaki okullarda konuştuğum zamanlardaki coşkuyu duymuyorum İstanbul okullarında, duyamıyorum. Oralarda taze kalmış olan ne varsa İstanbul’da çürümüş; çürümemişse de pörsümüş. J. 1847’de İstanbul’a gelen ve yaklaşık bir ay kalan, Saray’da resitaller veren, Donizetti Paşa’nın Mecidiye Marşı üzerine yaptığı çeşitlemeyle dördüncü dereceden bir Kıt’a Mecidi Nişanı alan, Macar besteci ve piyano virtüozu. 67 34 19 59 36 845. sayının çözümü A. Yuki, B. Ağır Roman, C. Ruyi, D. Issızlığın Ortasında, E. Müldür, F. Kürşat Başar, G. Akçe, H. Lösemi, I. Alkolik, J. Nişaburek. Şiir: “ateşi sönük/ şarkılar/ sarmalıyor beni/ yarım kalan/ sesimdir/ küçük bir çocuğun/ zorlukla/ taşıdığı” 25 Nisan Salı ırasa paket, salata kıvırcık, laha“P na kırmızı” yazıyordu ya Migros’un kasa fişinde, Gima’nınki öyle değil. Migros’ta böyle yazmasından bilgi CUMHURİYET KİTAP SAYI 847
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear