Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
kolay bir iş değildir. Fakat buna girişme cesareti gösteren bir kızm alacağı olağanüstü ödüller yalnızca annesiyle ilişkisi değil, bir bütün olarak yaşamının tüm alanlarıyla ilintili olacaktır. Bu bir yaşam sürecek bir iştir. Ve bazen annemizin ölümünden sonra bile bunun üzerinde çalışmamız gerekebilir. Ilişkimiz hiçbir zaman kusursuz olmayacaktır ama onu her zaman geliştirebüiriz. Umarız bu kitap, bu gelişmenin gerçekleştirilmesi için bir başlangıç noktası olur. Parıltının Bu Yakası/ Colum McCann/ Çeviren: Nedime Volkan/ Om Yayınevi/ 294 s. Yuva Nedir?... Geçmiş Nedir?... Bizi saran bu karanlıktan nasıl kurtulabiliriz?... Bütün bu soruların cevaplan, Colum McCann'ın Kimi zaman bizi şaşırtan fakat sıkmayan bir dille yazdığı 'Parıltının Bu Yakası'nda aranıyor. New York'ta tünellerde yaşayan evsizleri konu alan kitap, ABD'nin modernleşme sürecinin başlangıcı olan 1920'lerde New York Metrosu tünelinde işçilerin çalıştığı günlerden başlayarak 1990'ların sonunda bu tünellerde evsizlerin yaşadığı günlere kadar geçen yetmiş senelik bir dönem anlatılıyor. tlk Derlemc Müdürii Selitn Niizhet Gerçek/ M. Türker Acaroglu/ Kiiltür Bakanlığı Yayınları/ 156 s. + 8 s. Kesim. Emekli Derleme Müdürii Acaroğlu tarafından hazırlanan bu kitap, 18911945 yüları arasında yaşamış, ömrünün son 11 yılını Türkiye'de SELİM "derleme" işlerine vakfetmiş olan Jt+m* HçtfUn NLZMET ünlü araştırmacıyazar Selim Nüz€^n>MırKM $>fwn*ıîf GERÇEK het Gerçek'in yaşamöyküsünü anlattıktan sonra telif ve çeviri kitapları, basılmamış eserleri, sahnelenmiş oyunları üzerine ayrıntılı bilgiler veriyor. Son yazılannın bir listcsini (193946) hakkındaki yazılanların bir kaynakçasını okura sunan kitap gezi ve yerel tarihler, tiyatro tarihimiz ve çeşitli konulardaki (kitaplarına girmemiş) seçme yazılarını ömekleriyle gösteriyor. Kitabın son bölümünde, kitapta geçen başlıca yabancı sözcüklerden oluşan küçük bir sözlük de yer alıyor. Eski Kültür Bakanı M. Istemihan Talay'ın da sunuş yazısında belirttiği gibi, "M. Türker Acaroğlu, derli toplu bir kitap biçiminde yayıma hazır duruma getirmekle önceline (selef) karşı olan vefa borcunu ödemiş olmaktadır." suretiyle, barışa ulaşır. Robert Schneider'ın "Havada Yürüyen" adlı kitabı ince ruhlar için... Yüz Yiiz/ Hüseyin Karatay/ Eylül Yayınları/ 208 s. Bir öykü kitabı olan 'Yüz Yüz'ü bir insanın yüz değişik portresi olarak okumak mümkün. Hüseyin Karatay kitabındaki bu öykülerle 'Kıssadan Hisse' geleneğine vurgu yapıyor. Yer yer masalsı öğelerin kullanıldığı öğelerle Karatay, toplumsal yanlışlıkları sorguluyor. Özellikle tip tahlilleri üzerine yoğunlaşarak çarpıtılan, yanlış tanıtılan olumlu tipler mümkün olduğunca öze indirgeyerek vermeye çalışıyor. Hayy/ Ahmet Sait Akçay/ Eylül Yayınları/ 72 s. Elimizdeki kitap, klasik îslâm coğrafyasından günümüze uzanan öykülerden oluşuyor. Bu öykülerde Ibni Sinâ'nın, Ibni Arâbi'nin, Hafız'ın izleri bulunuyor. Mevcut paradigmayı yıkan öyküler, iki artı bir eşittir dört diyor mesela. Asıl gerçekliğin görünende değil görünmeyende olduğıınu savunan öyküler zaman zaman postmodern, zaman zaman sembolik, zaman zaman bilim kurgu öğelerini barındırıyor. Hayal ve Hakikât/ Falma AliyeAhmei Midhat/ Çeviren Yahya Bostan/ Eylül Yayınları/ 144 s. Fatma Aliye'nin kadın yazarhğının meşrulaşmasınm ancak etrafındaki baba figürlerinin dolayımıyla mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Fatma Aliye yine üst sınıf bir aileye mensup olsaydı ve benzer bir eğitim alsaydı, ancak çocuk yaşlarda anne ve babasını kaybederek yetim kalsaydı acaba hayatı nasıl devam ederdi? Bu sorunun cevabı babalar ve kızlar eğreltüemesinin Tanzimat romanındaki tezahürünü anlamak için çok önemli. Fatma Aliye ve Ahmet Midhat'ın ortaklaşa yazdıkları 'Hayal ve Hakikât' adlı kitap böyle bir kızın sonunun ne olduğunu gösteriyor. Astak Kum Saatinde Akarken/ Serap Cîökalp/ Sistem Yayıncılık/ 276 s. "Astak Kum Saatinde Akarken", öykü temaları, bakış açıları ve öykü geometresiyle özgün bir kitap. Alışılmadık biçimde bölümlendirilen kitapta eseri bir kurdele gibi saran yaşam ve yaşamda kalma engelleri üzerine sorgulamaları, yaşam dinamiklerine değişik yaklaşımlan bulacaksınız. Farkh çıkarımlara ulaşabilen, aynı zamanda kitabın felsefesine işaret eden yakJaşımlar bunlar. Öte yandan yayınevinin insanı irdeleyen eserleri yeğleyen seçimlerine de koşut bir yapıt. Yaklaşım Her Şey dir/ Je/f Keller/ Çeviren: Arzu Sami/ Sistem Yaymalık/ 142 s "Günün gidişatını belirleyecek yaklaşımı seçebiliyor olmak çok önemlidir. Geçmişimizi değiştireYAKLAŞIM meyiz, insanların davranış biçimHER ŞEYDİR lerini değiştiremeyiz. Yapabileceğimiz tek şey, elimizdeki tek iple oynamaktır, bu da yaklaşımımızdır." Jeff Keller "Yaklaşım Her Şeydir" adb kitabında "yakla§ım"ın hayat üzerindeki etkisini ele alıyor. Bir Denizin EtekJerinde/ Selım 1leri/ Dogan Kitap/ 156 s. Ilk kez 1980'de yayımlanan "Bir Denizin EtekJerinde" adlı kitabında Selim Ileri, sözlerine şu şekilde başlıyor; "Henüz ilk kez. Henüz ilk kez birbirimize hiçbir şey söylemeksizin; düşünce ve ıluygularımızı örtbas ederek, nedense konuşmayarak, bir ağacın kovuğuna yerleştirilmiş küpten su içip hemen ayrılıyoruz. Ama suskunlukları herhalde ikimiz de ilk kez yaşamadık. Bütün sevdikleri insanlan; geçmişte kalan ya da şimdi birlikte olduğu, gülümseyen, bakan, sevecenlikle yaklaşan çünkü aşk başka nedirherkesi anımsayarak ağladığını söyledi. Oyle anlamlıydı ki sesi; durup dinledim. Rüzgârla ve sessizce başlayan yağmur, ağustosun bittiğini, artık sonbahardan başka hiçbir şeyin yaşanmayacağını söyledi. îşitmemek isterdim. Issız bir yolda yürüyorduk. Karıncaların toplaştığını gördük. Ağaçlara baktım bir de; gecenin karanlığında koyu, bilinmedik bir deniz gibiydi yapraklar, hışırtı çekiyordu. Denizin çağrısına aldırış etmeyerek, sabahı beklemeye karar verdim. Sabah, yağmur şakırtılarla yağar artık bilmiyorum. Olağanüstü bir geceydi. Opera Palas'ın sokak kapısından çıkınca şemsiyemi açmıştım; kumaşta ışıklar ebemkuşağıydı. Eve dönünceye kadar bulutlar arasından solgun ay çıktı. Bu yaz nasıl geçecek, diye sordum. Yaz geliyordu." Selim 1leri, bu çalışmasında bütün yalnızlıkları en somut katılığıyla, acıtıcı çok boyutluluğuyla aktarıyor. Ufkun Otesindeki Dünyalar/ Joachim G. Leithauser/ Çeviren: Derin Türkömer/ Dogan Kitap/ 310 s. MS XV. yüzyıl sonlarında, Ortaçağ Avrupası'nın dar ufkunu açmak uğruna hayatlannı ortaya koyan bir avuç kâşif, fatih ve denizci, kendilerini nasıl bir sonun beklediğini bile bilmeden, efsanelerde anlatılan canavarlara karşı korkusuzca yelken şişirerek, meçhul sahillere ulaşacaktı. Tropikal ormanlarda, dondurucu kutup soğuklannda, okyanus fırtınalarında yaşananlar etkileyici olduğu kadar trajikti de... Ne var ki dünyanın keşfi, o dönem insanının hayal bile edemediği sonuçlara ulaşacak, yalnız dünyanın haritasını değil, insanoğlunun kaderini de değiştirecekti. Dünyanm keşfediliş öyküsünün anlatüdığı "Ufkun Otesindeki Dünyalar", sadece sıradan kahramanhk öykülerini içeren bir kitap değil, dünyanın keşfediliş öyküsünün de anlatıldığı "Ufkun 1 J. Cenetik Mühendisliği: Tehlikeler Veda Mühendisliği: Çözümler/ Dr. John faganl Çeviren: Deniz Yılmaz/ Sistem Yaytncıhk/ 190 s. Dr. Fagan, araştırmalarını daha verimli olarak gördüğü bir alana odaklanmak üzere bıraktı. Bu da, hastalıkların önlenmesinde genlerin konbinasyonlarından daha fazla şey vaad ettiğini düşündüğü 'geleneksel' tıp, özellikle de ayurvedik tıp araştırmasıdır. Havada Yürüyen/ Robert Schneider/ Çeviren: Akın Kanat/ Sistem Yaytncıhk/ 338 s Havada Yürüyen, hayali Jacobstroth şehrinin son gönül insanı, Maudi Latuhr'un öyküsünü anlatmakta. Öykü 1969 yılında başlar ve otuz yıllık bir süreyi kapsayarak bin yılın son günlerine kadar uzanır. Romanın mekânını oluşturan Ren nehri ovası küçük, ama dev bir dünyanın manevi boyutunu simgelemektedir. Kırık kalplerden, nndan ve insanın kendisine sadık kalma endişesinden söz edilmekte. Maudi Latuhr bu dünyada doğar. Ozelliği insanların içindeki özlemi canlı tutmak için ruhlara ışık saçmaktır. Hayatı planları, ideali yüzünden başarısız olur. Olup bitenin anlamı gizli kalır. Yaşama kötülük katılır. Sihrinin bozulmasını umut eder. Kırgınhkla bir iç savaş başlar. Sevgi insanlıktan yoksun bir devirde nihayet, bir an için huzur aradığı yere ulaşır. Kaybolduğu sanılan bir sevgiye fırsat vermek CUMHURİYET KİTAP SAYI 658 henüz keşfedilmemiş gönül yolla Anneler ve Kızlar/ Jean Wool lard/ Çeviren: H. Betül Çelik/ Sistem Yayıncılık/ 200 s. Bir anneyle kızı arasındaki ilişki zengin ve karmaşıktır. Yaşamımızdaki anahtar ilişkilerden biridir. Ve bununla ilgili deneyimimizin yaşamımızın birçok alanında önemli yankıları olacaktır. Bu ilişkiyi yeniden tanımlamak Otesindeki Dünyalar" okuyucunun ilgisine sunuluyor. Mimari Üzerine Söyleşiler/ Feyyaz Erpi/ Mimarlar Derneğı Yayınları/ 164 s Üniversiteye ilk adımını atan genç insan ileride sahip olacağı meslek hakkında geneİlikle yeterli bir kavram düzeyine sahip olmadan öğrenmeye başlar. Özellikle * • mimarlık gibi çok boyutlu bir disiplin için bu nitelik daha da önem kazanır. Dört yıllık bir eğitim ile miSAYFA I 21