22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Nehirler, kuş sesleri abonman biletleri, danteller, tabancalar kederli el fenerleri... Herşey: Oda Kırbaç Ayna'yı okurken "sevişmenin ayrı bir dil olduğunu / çok geçmeden anladım", "kapılardan herhangi birini açtım: girdik kendimizden içeri", "çocuk kiraz ağacından mor bir hüzün gibi süzülüp düştü düşlerinin üstüne", "ve yeniden sevişmek nayatın eksik kalan yanıyla", "insan en yalcınındakini mi sever önce?", "seni unutmak isterken yanlışlıkla kendimi unuttum" gibi dizelerse en sevdiğim dizeleri oldu ititabın. I layat sürüyor, şiir de. Bu sıcak yaz gününde içinize şiir serpilsin dileğiyıe... Şiirle kalın. • Herşey: Oda Kırbaç Ayna /Altay Öktem / Cem Yay / 94 r Capraz glden f11 ya da kargılaşmalar BETUL TARIMAN ltay üktem'in I lerşey: ()da Kırbaç Ayna adlı kitabını okurken oda, duvar, ayak işleri, sesler, aynalar arasında gidip geldim. Aslında pek çok şey arasında gidip geldiğimi de söyleyebilirim. Bu hüzünle, mutluluk arasında gidip gelmek türünden bir şeydi aslında. Kitabın bütününe sınmiş kendi kapımızdır yanımızda taşıdığımız. Bu nedenledir ki Altay Öktem "oysa dısannın olmadığını ikimiz de biliyorduk' der ve devam cder. "Kapılardan herhangi birini açtım ne fark eder ki / herhangi birini açtım: girdik kendiınizden içeri.' Girdiğimiz kendimiz olsa da yaşam devam eder ve çok kapılı bir düştür aşkla büyütülen. Bu düşün içinde konuşmasakta sevişmeler de vardır. Bu sebepten olsa gerek Öktem odadan söz ederken "sevişmek de bir dildir" demiştir. Sevişmenin de bir dil olduğunu vurgulamıştır. Cesur ve içten bir söylemle odanın bir köşesinden öbür köşesine savrulan Öktem'de erotizmde varan dizelerde şiirinde yerini bulmuştur. Bu dizeler kitabın doğal seyri içinde bir gül yaprağı gibi panlclar. "Siyah kapı tokmağına ellerini bağlayıp kırbaçladım / ellerimi bağlayıp kırbaçladı", ' dilimi bacaklarının arasına uzattım: uzandı Cîittikçe uzandı dilim bir sağanağın altında.", "sevişmenin bir dil olduğundan başka / bir dil yoktu odada", "o gece neler neler yaşadım: utanırım, anlatamam burada", "karbembeyaz bulaşırdi her yanına. Gök titrerdi / yorgun bir bulut gibi sarılır / sanlır kalırdı ıslak vücuduna" gibi dizeler buna en iyi örnektir. Işlediğimiz ya da işleyemedğimiz suçlarla doludur dünya., Kendi sarlığımızda sürüklenip gideriz. Bazen su bulanır ve altımızdaki merdiveni biri çekiverir. Kitabın SUÇ adlı bölümünde bu konuyla ilintili dizelere de yer verilmiş, güzel bir suç görüntüsü vermiştir şair okııra. "Harika bir yağmur başladı ve biz bu güzelliğe karşın küçücük bir suç bile işleyemiyoruz yazık. Çiinkü ölülerle işlenecek suçlar sınırlıdır, bizse aşkta sınır yoktur demiş bulunduk bir kere." EK I: ARINMALAR bölümünde ise belki her gün kirlendiğimiz dünyada tüm kirlerimizden arınmak türiinden bir şeylerde anlatılmak istenir. Bu eski bir istektir de aslında. Islanmak türünden bir istek. "Külü daha çok sevdiğimdenbaşka keşke m de vardır artık gizlemiyorum kendimi / zaman doldu / yalnızca yaşadıklanmı yazdıın ya da yazdıklanmı" "Âma hatalarla vardır insan ve keşkelerle." "Hiç keşke'm olmasaydı ama ben böyle seviyorum / kendi sarsıntırnı" türünden dizeler annmaları belki de en iyi anlatan dizelerdir. Her gün durup baktığımız aynalarda kimi kez bir çizgi, soluk bir renk derinden yaralar bizi. Öktem'in kitabının AYNA adlı bölümünde hızla akıp giden zamana göndermeler apdnıış ve hüzünden bir buut çökmüştür şairin ya da okurun üzerine. KAR'sa beyazlığıdır düşleriALTAY ÖKTEM Horpoyı Oda Kırbaf Ayna A mizin. Içimizi titretir. Kendimize sığınırız, kendimizi kendimize terk edip. "derken kar başlardı kar bembeyaz bulasırdı her yanına. Cok titrerdi yorgun bir bulut gibi sarılır sarılr kalırdı ıslak vücuduna yeni bir doğa yaratırdın dilinin dudagını her ıslatışında" Kapıyı her açışta ya kendimizizdir kar şılaştıgımız ya da biri birileri, yani "yalnızlığın yeni yüzü" EK: DtlŞLER Yaşam agırdır ve öldürür. "Olüler sessizce çekilip gitmeli hayatımızdan. Bıktım kendimi yaralı bir geyik gibi sırtımda taşımaktan anı defterleri arasında kurutulmaktan" Ve oyun da bitmistir artık. I lüzünle yıkanmış bir çocukluk kalmıştır zamanda. Bir de içimizde "çapraz giden bir fil hisEKIV: SÜRAHÎ adlı bölümde ise evi ev yapan küçük ayrmtılardan biri anlatılmaktadır. Sehpa, kırbaç, ayna gibi sürahi de bir ayrıntıdır. "Ölümün çağrıştırdığı toprak ve derinlik duygusu gibi yeşil sürahi / yeşil sürahi / yeşil sürahi/ Yaşam bir odadır ve dışarısı diye bir şey yoktur. Yollar hep bize çıkar, kapılar hep bize açüır. Yollarıa, caddelerle, insanlarla örülü yaşadığımız dünya Öktem'i etkilemiş ki ona şu dizeleri yazdırmış. "hep aynı odada değil miydikbiz zaten: hepimiz ve diğerleri. Insanlar, kaldınmlar, belediyeotobüsleri... Yayınlığın büyüsii "Büyü Bitti" HASAN OZTOPRAK 1 980 yılı bir çok şey için başlangıç okışturur. üünyada da böyle mi, bana mı öyle geliyor doğrusu pek tarkında dcgilim. Türkiye'dekı malum darbe, dünya konjöktürüne denk mi düştü? Sonııçta aradan yirmi yıl geçti. Pek çok şey unutuldu. Yerli yerinae duran az sada ama oldukça öneınli birkaç şey ise âlâ 198ü patentlı. Bunlann iyisi de var kötiısü de. Sozgelimi 1980 Anayasası'ndan nıemnun olan kimse yok gibi. Edebiyatımızdaki 1980 sonrası gelişmeyi, açılınu, daha çok modemlesmeyi ve tıatta postmodernleşmeyi olunılu niteleyenler de çoğunlukta. l ler ne kadar bir dönem "Eylülist Edebiyat" edebiyatı yapıldıysa da bunlar unutuldu. 1980 sonrası şiirımız ise belki de bu dönem tartışmalarında başı çeken en önemli kültur hadisesi oldu. "1980 Kuşağı" kavramı, istense de istenmese de literatüre şimdiden yerleşti. Ama bunca önemli sayılan 1980 şiiri ne poetik açıdan, ne sosyolojik açıdan derli toplu incelenemedi. Oysa kabul edin etmeyin yüz yıllık modem şiir tarihimizde 80'ii ydlar şiiri en az Kırk Kuşağı kadar, hatta Ikinci Yeni kadar önemli bir hadisedir. Bugün Türkiye'nin önemli şairleri sayılan bir dizi şair bu kuşakta, aynı şiir terbiyesi içinde yetişmiş şairlerdir. Tuğrul Tanyol da söz konusu şairlerden. Neredeyse 80'li yılların bütün şairleri gibi sadece şiir yazmakla yetinmemiş. Şiir dünyası içinde etkin bir şekilde yer almış. Şiir üzerine yazdığı onlarca deneme, kurucusu olduğu ya da içinde yer aldıgı dergiler, vs. Yirmi yılı aşkındır bulunduğu şiir ortamına altı kitap armağan etmiş. 1983 yılında yayımladığı "Elinden Tutun Günü" ilk şiir kitabı. "Ağustos Dehlizleri" adlı kitabıyla da 1985 Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü almış. "BüyüBitti" şimdilik sonuncusu. Belki bir başka sefere Tuğrul Tanyol şiiri üzerine daha genel bir değerlendirme yapmayı umarak, onun bu sonuncu kitabı üzerine birkaç söz söylemeyi de önemli buluyorum. *** Tuğrul Tanyol şiirini deşifre etmek kolay gibi görünse de, içindeki derinliöe ulaşmak zor. Onun §üri kendini kolaylıkla açıklayan, anlamını gizlemeyen, dışavuran bir şiir. Ama her şiirin bir alt arîlamla bağlı olduğunu hissedebilirsiniz derinlemesine bir okumayla. Tuğrul Tanyol şiirinde, ilk kitabından "Büyü Bitti"ye kadar egemen olan bir hava var: Olgunluk havası. Sanki hiç acemi olmamış bir şiir onun şiiri. Ya da acemiliklerini bizden gizlemiş. Ayrı hiçbir ;ey yok: Olması ge rcklığt kadar yalın, yelerı kadar inific, azmetafor, çevreunı kırletmeyen bir lırizm "Büyü Bitti"yi birkaç noktaaa özetlemek miimkün: Bilgelik: "Büyü Bitti" hayata bilgece "bakan" bir şairin kitabı. "aşk uzakta hep genç kalır" Acemilik: "Büyiı Bitti" ıısta bir şairin hayattaki acemiliiderinin kitabı. "bir yaprağa binmişım meğer ben birden uyandım ve ayaklanan ağacı gördüm" Mistisizm: "Büyü Bitti" mistik bir algılayışın kitabı. "büyü bitti, Tanrım, işte seni buldum" Büyü Bitti'de Tuğrul Tanyol'un yanılmıyorsam önceki kitaplannda görulmeyen kimi tematik farklılıklar var. Sozgelimi "Soygun Çağı", yaşadığımız çağa yapılan kişisel bir eleştirinin; "Katilini Tanı" ise politikgüncel bir drama tepkinin şiirleriyken; kitabın son bölümünde yer alan ve sanınm her biri Tanyol'a "ııstalık" yapmış şairleri anan dört şiirden oluşan "Dört Şair", nitelikli bir vefa borcu örneğiBüyü Bitti, aynı zamanda büyüsünü hâlâ sürdüren temalann kitabı: Aşk, hayat, çocukluğa dönme isteği, doğa, şair ve şiir, hatta adalet... Hayattaki/hayatlanndakı karmaşayı şiırlerine bulaştıran şairlerin karmaşık şiir lerinin yanında Özellikle daha çok genç kuşağın kaleminden çıkan bu şiirler ve bu anfayış için, onlara "özlü söz" gelebilecek bir çift laf etmek isterim yeri geldiği için: Ormanda ilerlemek için önünüzdeki çalıçırpıyı temizlemelisiniz. Şiir temizlediğiniz ve kendinize yol açtığınız o alandır.Büyü Bitti, yalınlığın büyüsii gibi duruyor: "işte yine aynı yerdeyim her şey değişmiş, sen yoksun, gölü kanştıran rüzgâr saçların, kokun, gülümseyişin" Büyü Bitti, Türk şiirinde son yıllarda, kimi eleştirmenlerce de saptanan daralmayı hatta sıradanlaşmayı aşan, önemli bir kitap, unıanm şiir ortamının yeniden şenlenmesine vesile olur. • Büyü Bitti fl'uğrul Tanyol/Yapt Kredt Yayınları / 61 s. SAYFA 17 CUMHURİYET KİTAP SAYI 602
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear