22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

E lı kültürel kimliğin oluşturabileceğini yoğun biçimde tartışıyorlar. Kimfleri "tren kaçtı" değerlendirmesinde bile bulunuyorfar; elde, yalnızca ortak para birimi Euro var. Ama ortak silahlı güç dili olmak için de facto, epey avantajlı konumda. Bu bakımdan, senin sorunu bu çerçeveye oturtarak düşünmek gerekiyor. Bambaşka bir açıdan da, 1960'lardan beri Avrupa'da var olan Türkiye'li opülasyonun esas itibariyle kültürel bir ütünleşme içinde değil, bir gettolaşma eğilimi içinde dönenip durduğu gerçeğini görüyoruz. Yine de, biraz açalım. Önce, şu "mutabakat" meselesi.. Bunun altında, gerçekten de örtük ve kısmi bir mutabakat var. Umut, yön değiştirerek işbaşında, en azından, Türkiye Jeki hukuk ve demokrasi normlannın Avrupa Birliği normlanna taşınacağı umudu, ortak paydayı oluşturuyor. Evet ama normatif olan, kültürel olanın etlendirilipbiçimlendirdiğidir. Umut ise aymazuk zemininde temellendirilirse, Marmara Depremi'ndeki binalara döner. Avrupa Birliği normları bize geliverdiğinde siyaset kültüriimüz mü, demokrasi kültürümüz mü, "hukuk" kültüriimüz mü, ... sıçrayıp o büyük açıklığı kapatacak? Hele, sermayenin yüzde yüz serbest dolaşımına karşı, çahşanlann yüzde yüz serbest dolaşımı olmadan, normatif alan dışında ciddi bir beklenti içinde olunamaz. Soruyu sorarken uzun bir süreci kastettiğini biliyorum. Ama Türkive'nin Avrupa Birliği 'ne girmesi için oldukça uzun bir sürecin dana yaşanılması söz konusu. Diyalektik etkileşimin kültürel yakınlaşmayı sağlayabileceği süreç ise, benzeşen bir maddi temele yaslı bulunmadığı gibi zaten kültür olgusunun yapısı gereği de epey kuşağı kapsayacak bir "timelag" ile hayat bulabilecek artçı bir süreç. Ve unutulmasın ki Avrupa Birliği metropol, Türkiye ise metropole çalışan bir çevreülke. Bilirsin, eski dönemlerde de altyapının üstyapıyı belirlediğini söyleyip susanlardan değildim; üstyapının aktif biçimde müdanil olunacak bir boyut olduğunu savundum. Ama Avrupa Birliği ve Türkiye yapılarının üretebilecekleri kültürlerin belirli anlamlarda yakınlaşmaları hiç değilse tartışılabilir diyelim de, bunlann çakışmasmın, hele özdeşleşmelerinin objektif anlamda olanaksızlığını da işaretleyelim. bir yapıya dönüstüg'ü konusundaki kimi görüsleridestekliyorsun. Bu birikilem ise egerjütfen açıklar mısın? • Ozetçe halinde, şematize ederek yanıtlamaya çalışacağım. Birincisi, "dil sayesinde düşünebildiğimiz" iddiası, romantik söylemin bir vargısı; bizde ise hâlâ geçerliliğini sürdürüyor. Düşünmenin maddi temelleri başka; ama dil, düsünceye müdahil olan bir öge. Bu müdahil oluş içinde düşünme eylemini kolayladığı da doğru. Ama müdahil oluşun öbür yüzünde, dilin hem soyut düşünmenin nızına yetişememesi, hem de düşüncenin tayflarını ve çoğullaşan katmanıannı kelime dizilerinden oluşan katanna birebir sığdıramaması ve taşıyamadığını yoksayarak düşünceyi eksiltmesi gibi yetersizlikler var. Bu boşluğu, imge kısmen Kapatmaya çalışır, kimi durumda mimik ve gestus da yardıma koşar. Imge bu açıklığı kısmen de olsa kapatmayaçalışırken imgelemde yanıtını bulduğu fışeklemeler, başkaca çağnşımlar nedeniyle de, alt ve üst beynin arakesitinde dilden bağımsız (ona mahkum olmayan) düşünme üretkenliklerine yolverir. Ikinci nokta ise, dilin düşünmeyi kolaylayan, ama aynı zamanda onu eksilten yapısının, günümüzde düşünceyi boğumlayan bir nitelik daha kazanmış bulunmasıyla ilgili. Bunun bir ayağı giderek sistematize olan ve endüstrileştirilmiş kültür aygıtının kesintisiz, yoğun bombardımanıru önüne alan hegemonyal "söylen*e, diliktidar sarkacına uzanırken diğer ayağı da modernizm projesinin rasyonalizasyonu tırmandıran, her şeyi kategorize ederek ve parcalara ayırarak kendi standart çekmecelerine hapseden yapısının düşünceyi düalist kildığı ve tüketim toplumu formatında dili giderek tıkızlaştırdığı mekanizmalardan yükselmektedir. Dilin "newspeak"e dönüştürülmesi tehdidi, dil yoluyla düşüncenin denetim altına sokulması ve teslim alınması tehdidi ile eşanlamlıdır. Bir başka anlatımla, düşünce polisliğinin, düşünce mühendisliğiyle güçlendirilmesidir. Dilin tıkızlaştınlmasına karşı dilin tiftilmesi, "newspeak" sürecine karşı özgür düşünme süreçlerinin kapılarını açık tutacak yeni dil yapılanmalarının arayışı, sanatcıların, düşünürlerin, aydınların "sürekli gündem"lerinde yer almalıdır. O dUŞÜmiM SİİP6CİBPİ OZGUR YAYINLARI "Kalp Ağrısı, Halide Edib Adıvar'ın en sevdiğim romanıdır. Senin sevip sevmemenin ne önemi var diyeceksiniz. Biliyorum, yok. Bir okurun tutkusuyla söylüyorum... Bu romanda, Milli Mücadele yıllarının derin izlerini art planda yakalarız. Öndeyse, bir avuç aydın insanın kalp ağrıları bütün şiddetiyle sürüp gider.. , Edebiyatımızın en güzel, en anlamlı gönül acısı romanlarından biri." Selim İleri II Halide Edib Adıvar KALP AĞRISI Roman Taşlar, begonvillerin yavuklusu mudur? Değilse, kırmızı çiçeklerini neden serin taşlann boynuna dolar durur sıcağın çiçekleri? Kim bilir? Kim yazar begonville taş duvarın aşkını da kimler okur? Fügen Ünal Şen BİR ANI PAYLAŞMAK Öyküler Ö Z G Ü R YAYIN D A Ğ I T I M L T D . Ş T İ . Ankara Cad. 31/2 Cağaloğlu>1stanbul Tel.: (0212) 528 13 30 526 25 13 526 35 01 Fax: (0212) 527 57 78 ; MÜDAFAA1 HUKUK DERGİSİ 24. Sayı: *** ,i|f „ ^ • Son bir soru: $iirde öykülemeyi seviyorsun. Şiirltöyküyü de. Son günlerde oldukça tarttsıldı bu. Daha da tartışılacağa benzer. Şiir ile öykünün arakesüi mi? Öncelikle, "şiirde öykülemeyi" ve yine, "şiirli öyküyü" sevdiğim şeklindeki iki değerlendirmene de katılmadığımı söylemeliyim. Şiirimde, imgelerin kurgulanarak serpiştirilmiş bezek gibi kalması yerine, tek bir şiirin tek bir imgeyi dokuyup üretebilmesini seviyorum, kendi şiirimde bu örneklerin yetkinleşip çoğafmasını yeğliyorum. "Şiirli öykü sözünü de "küçük öykü" ile değiştirmek zorundayım. Valın ve kese sözün peşindeki minimal öyküyü, öykünün akrabası saymalıyız; ama küçük öykü, öykünün değü, şiirin akrabasıdır; şiir ile öykünün arakesitinde kalsa da bu arakesitte gıdasını şiirden alır ve onun uzantısıdır. Küçük öykü, öyküdeki "başgövdeson" şematiğini dışlar; anlatan değil, gösteren ve duyumsatandır. Olaylar dızisi yerine bir anı, t>ir mimiği, bir bakışı, olmadık bir aynntıyı sunar. Yoğunlaşunlmıştır ve bu yoğunluğu aktarabilmek için de, tıpkı şi Söylesiyi, bu konustuklarımtza akra ir gibi imgeyi kullanır, karşisındakinin ba olsa da, dahafarklt bir alana tasımak imgelemine yönelir. Şiir gibi de, üst beyistiyorum. Dil konusu. Gerek postmoder nimizle evet, ama daha çok, alt beynimiznite üzerine çalısmanda, gerekse "DilDü le sevişir. süncelmge" başlıklı çalısmanda dile mu tsmail ağabey, tesekkür ederim. Bazı halefetin var. Daha aoğrusu, iki ayrt mudeğerlendirmelerimi saklı tutuyorum. halefetin var; öncelikle "dilsayesinde dü• Farkındayım. Bu söyleşi olanağı için şünebildiğimiz" görüşüne karst çıktyorbende sana tesekkür ediyorum sevgili sun. tkincisi, düşünme eylemini kolaylayan dilin, bugün düşünceyi boğumlayan Veysel. • Bence, bugünün başat ve sürükleyici kültürü, tüketim toplumu kültürüdür ve bu kültür giderek Avrupa kültürü üzerine de küllerini yaymaktadır. Sonuçta, bir kültür düzleştnesi olacak ise bunu becerecek olan da o, kapıdanbacadan yağıp yığışan ve her şeyi örten tüketim toplumu kültürü olacaktır. Peki, "sol"un mutabakatı? Bugünün somutunda Avrupa Birliği'ne girilmesine "Peki", demek başka; "Peki ama:...", demek başka. Sence, solun umudu böyle bir zeminde mi boy vermelidir? Bence Türkiye'de sol, Avrupa Birliği konusunu mırıldanarak geçiştirmek yerine, hem mekanizmalarını ve görünenin ardını insanlarımıza sergileyerek hem de Avrupa Birliği'nin gerek politik ve demokratik alanların genişletilmesi, gerekse küresel direnme ve dayanışma açısından doğurabileceği olanakları (hatta bu olanakların bulunupbulunamayacağı noktasından başlayarak) irdeleyip değerlendirmek üzere, aktif biçimde bu tartışmaların içinde yer almalıdır. SAYFA 6 Tiiketlnı topkımu kültüpü Sabahattln ALt: Ne Zor Şeymıj; Yata£aoo{Iu ALİMCAN: Eıbakan'm "... Sız Gelduuz" Dedığı Acaba Kimdi?; Ttot. Dr. Zcld AR1KAN. Tevfık Fıkret ve AtatUc; Mttfcı ı y ! AYDOCAN: 24 Ocak 1980'den 9 ArdljL 1999 Kardrları'na; I M«hmt< BAŞARAN: Dovjirılmiî Beyinler, M. Eatln DEĞF.R: Hayınlann Mayınladığı Dönulmez Yolda Sonsuzı Yolcuhık; Prof. Dr. Ö H t r DEMtRCAN: Yönetım Devlet mi?; MozafTer DKNlZ; Tiirk Eğlttaa i k r U Kronolo)lsi (19201950); 2. Yılm Dizbıi; Prof. Dr. Cihan DURA: TOriciye'de lıtıcanın Kronolojui: HukümeUer (19471999); Bahir M. E R O R E T E N : Atatüıkçü Dü^üıce Sisteminde Halkçılık llkesinin Anlamı; Prof. Dr. Swıa KİLt: Aydınlar ve Sıyaiet; Azime KORKMAZGİL: Bir Dejtan Okudum; Tkribttıı Bir Yaprak: Kıatuhif Sava^ı'nda Yunan aıkeri Mirtvilb'in ailesine yazdığı bir mektup; Prof. Dr. Çettn YETKİN: Kim Bunlar?; .,„ . Mahmut YILBAŞ: Demolcrat Olunmadan Demokrasi Olurmu?; J. ' Mustafa YII.D1RIM: Bir Sanal/Geıvek Röportaj ve Bir "Mecburi Mülakat"... •• :.• , . J.T ,...,:, Çiıgileriyte:ErcanBAYSAL,HalisDOKGÖZ,UiurPAMVK,TWÇ * * * "•;.»);. 'İJ j Bürt»:Milü Egemenlik Cad. Dallar Yıldız lshaıu, K a U . ANTALYA Tel: 0 242 244 50 29 Tel ve faks: (0 242) 248 25 60 Abonelik Kopdlan: 3 Aylık: 4.500.000., 6 Aylık: 9.000.000., 12 Aylık: 18.000.000. T L PortaçrU:tbrmh*mÇ*ÜnYttldn1119234 •** Dtinya Aktüel Kitabcvltri ve Dinya Suptr Dağıtım Bayilert Tel: (0 212) «29 08 08 j : > ! . Aynca derginin satuı alınabüeceği başltca kkabevieri: ABCKkabevi, 2. tstasyon Cad 7/1 KARAMAN; Aiım Kkap Kuiasiye, Altıparmak Cd. No: 50 BURSA; Akdeniz Sanatevi, Belcdıye Iş Hanı Kat 1 ANTALYA; Ataç Krtasiye, l'ırı Mehmet Paşa Mah. Özel Idare Iş Merkezi Süivn tSTANBUL; Biige Kkabevi, Sıvas Cad., Stadyum Karçısı, Bırcan Sok., 15/E KAYSERİ; BUgi Kkabevi, Sakarya Cad. No: 8 Yenisehir ANKARA; Bilim KUabevi, Kuvayı Mıllıve Cad. Zıya Erdem Işhanı Zemın Kat No: 19 MERStN; BüİMSanat, Konur Sok., 11/A KızılayANKARA; 192i CumhuriyetKaap Kulilbü, Mersin Çarşısı Kat 1 No: 161 MERStN; Bizim Yaym Dağttım, 161. Sk. No: 24 Borııova lüçükpark İZMİR; Bursa DAR, Zafer Plaza Ausveria Mer. BURSA; Catı Kkapevi, Nalbantoğiu Cd. Kent Is Hanı 21/4 BURSA; Çağdas Kkabevi, Hükümet Cad. K. MARAŞ; Çağlar Market, U Bankası karşısı Datça MUÖLA; Do* Kkabevi, Sakarya Cad. No 81 StNOP; Ekin Katür ve Sanat Drünleri, Çakmak Cd. 27/8 MERStN; Egt Kkapptık, MıUı Kuvvetlcr Cd. Karamanlılar Is Hanı No: 9 BALIKEStR; ELTKkabevi, Mıllı Egemenlik Cad. Muratpaga Cami Karsısı, ANTALYA; Ercan Kkabevi, 847 Sok. No: 27 Konak İZMİR; Ftrda Kkapevi, Kanatlı Cd. No. 82İSKENDERUN; Fillz Kkaberi, Ataturk Cad. Meydan 1? Merkezi No: 8 SİVAS; Furkan Kk. Ktrtasiye, Ulugazi Mah., lstıklal Cad. No: 35 SAMSUN; Gaziyvrt GazeUM»t Yay., Auturk Bul 267B GAZtANTEP; Gendik Kitabevi, Kısla Mah. MUli Egemenlik Cad. 41. Sok. No: 14 ANTALYA; Gençlik KUabevi, Gazı Cad. No: 2 BURDUR; GüldUuni Yaymeri, Baymdır Sokak 14/17, Yenisehir • ANKARA; Kabala Kkaberi, Ortabahçe Cad. No: 22/4 Besiktas tSTANBUL; Kayadaf Kkaberi, Hmr Bey Mah. lamet Paaa Cad. No: 2ISPARTA; Kabie Kkaberi, 859 Sok. No: 3/D Konak İZMİR; Kavukcu Kkap Kaiasm, Yeni Belediye Is Hanı yanı KorkuteU ANTALYA; Kelepl KlUpevl Serçeöoü Mah. SeUnik Cd. No: 16/C KAYSERİ; KibeU Sanatevi, Kmlcıkü Mıhmut Pehlivan Cad., Eski Palet ESKİŞEHİR; Kkapsan, SUifke Cad. Kültür Merkezi Yanı 21261 MERSİN; Nezih Kkaberi, Mühüntar Cad. No: 40 Kadıköy tSTANBUL; Nuve Kkap Koiasiye, Zafer Meydanı Z n a t Bankası Yanı No: 79 KONYA; OğuzKkapKaiastyt, Adlıye Karsm 10/A Heykel BURSA; Oz Omür Küapevi, Sıvas Cad. 79/C KAYSERİ; Park KUabevi, Ankara Cad. No: 9 Polatlı ANKARA; Saha/Oğuz. Rampalı Çarçı No: 36 KONYA; Samsun DtR Comer, i MMigros, GaziMah. Şehk Mesul 1. Cd. No: 57SAMSUN; Saray KUap Ktrtasiye, Uzun Sk. 3/A TRABZON; Toplum Kkaberi, 1. Baymdır Sokak, 22/1, Yenisehir ANKARA; UHhmmlDağkım, Bor Cd. 22/1 NİĞDE; Yaprak KUapevi, Çıyi»sı Mah. 834. Sk. Saadet Is Merkezi W2 DENİZLİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear