Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
yazılmış bir şiirdi ve düşüncelerin kalıp değiştirmesinin yüce oyununu oynuyordu. Oksijcn vcriyorlardı, nefes nefeseydi. 'Ağrın var mı?' diye sordum. 'Yok ama çok kötüyüm' diye yanıtladı. Sözcükler ağzında boğuluyor, konuşması anlaşümıyordıı. Uykıısunun olup olmadığını sorduın; başını Vok' anlamında salladı. Anlayacağını bilscm, uykunun (ilgisiz kalmak) anlamına geldiğini anlatacaktım. Uykunun dünyaya ilgisiz kalmak anlamına geldiğini söyleyccck, ama arkasından bizi dünyada tutanın da ııykıı olduğunu vurgulayacaktım. 'Birlik ve bağlılık işidir uyku', uiycccktim. Belki, uykunun insanın kendini biiyük doğal uyumlara bırakması olduğunu da söyleyecektim. 'Uyu anne, uyu' diyecektim, 'Başınla yastığın, bedcninle yatağın sessizlik vc mutlukığu arasındaki uyusmayı duyumsa', diye cle ekleyecektim. 'Ölümün geldiğini belirten gülbank sesini duyuyorum' dedi. Olüm geldiğinde annem artık yoktu. Baktım. Yan masadakilergitmişlerdi. Gördüm ki, Campo Meydanı hüzünle doldu. 'Conto perfavore', diyerek hesabı istedim. Kalk tığımda şarap etkisini gösterdi. Anılar, şarapla birleşince bcni salladı. Neredeyse düşecektim. Yapıştım annemin eline, yürüdüm." îşte pek çok yazıda bu yazıdaki özlü içeriklerfe, bilgelilderle karşılaşır kişi. "Pazar yeri giderek insan gülüşmeleri, seslenmeler, minik çığlıklar, kimi zaman satıcı aryalan ile doluyordu. Giuseppe hiç 'teklifsiz' konuşmasını sürdürdü. 'İnsan bu bayım, en çorak yerleri, en yalın yaşamı işte böyle renklcndirir./ Birden çocukluğumu anımsadım. Cambazhanelcr, cambazlar, süslü püslü sıska atlar. Sever miydinı, keyif alır mıydım anımsayamıyorum. Yaptıkları pek zor şeylerdi, nep tehlikeliydi. Daha sonraları zorlandığım konularda, yaşamın tehlikeli oyunları karşısında kenuimi hep cambaz olarak duyumsadim. Teldeydim ve zaman zaman tek ayağımı kaldırıp düşer gibi yapıyordum. Aşağıdakiler benim gibi değillerdi; başka birisinin tehlikeli oyunundan, oyunu oynayanın adına tedirgin olmuyorlar dı, 'düşse de görsek' der gibiydiıer. Şu ana dek, pek ycnilmediğimi düşündüm ve sevindim. 'An' deyince, bugünün kendi kendime ele geçirdiğim bir gün olduğunu sezinledim. 'An' deyipgeçmeyin, kendi kendimizi cle geçirdiğimiz 'an'lar öylesine ender ki! Kendimizi öyle pek ender özgiir duyumsatmamızın nedeni bu olmasın sakın! Bergson'un dediği gibi zamanın çok biiyük nir bölümünde kendi dışımızda yaşıyoruz./ At arabasına, bir anne iki çocuğuyla birlikte bindi. Yaşamdaki gerçek mutluluğun unuttuğumuz anılar olduğunu düşündüm./ Dünyada olmak ne anlama gelir? Var olmak anlamına mı, yoksa bir tamamlama, tamamlanma mı? Birbiriyle birlikte olmak... Onunla birlikte olmak. Aynı dünyaya birlikte sahip olmak. Aynı dünya üzerinde birlikte yaşamak. Konuşmak. Birkonuda bir başkasıyla konuşurken kendimi konuşmak. Onunla birlikteyken oluşan kendiliğim, gözlcrine baktığımda duyumsadığım özgüüüğüm geldi aklıma. Dünyayla daha tazla ilgilcnmeye karar verdim. 'ü'nun için./ C )ysa 'hüzün' içimi sarmaladıkça içindc kıvanç bulunmayan zaman tüketiminin, zamanı nasıl boğazladığını duyumsuyordum..." Daha sayısız ahntı yapılabilir (Bir Günlük.Dost)tan. IJstün Akmen'in gezi notları, izlenimleri; öykü, deneme, günlük türlerinden olıışmuş yepyeni bir türdür ve cdebiyatımızın ilklerindendir. Hcpsi de okuyanı doyuran, doyururken de acıktıran, varlık lardaki yerleşme sarsıntılarını, depremlerini, onfarla birlikte boşlukları da duyumsatan ve o boşlukan dolduracak kaynak ları aramaya iten birbirinden güzcl, birbirinden etkili metinlcrdir. • Bir Günlük Dost/ Gezi tzlenimleri/ Üstün Akmcıı/ Cumhurtyel Kilapları/ 150 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI ülü Gülümsemesi hic deâismedi TÜYAP bu yıl kitap fuarında Fethi Naci Usta'mızı Onur Ödülü ile ödüllendirdi. 9 Kasım pazartesi günü yapılan Ödül Töreni çok renkli geçti. Yaşar Kemal, Cevat Çapan, Ferit Edgü ve Aydın Boysan, Fethi Naci'yi anlattılar törene katılanlara. Aşağıda Aydın Boysan'ın yaptığı konuşmayı sunuyor, Fethi Naci Usta mıza saygılarımızı iletiyoruz. AYDIN BOYSAN anımlar, Beyler! Fethi Naei'nin, bu yılın Kitap Fuarı'nda aldığı pâyeden, aynca bu nedenle size nitap fırsatı verilrnesinden, sevinçliyim. Bu kısa süre içinde Fethi Naei'nin, birkaç sözlü fotoğrahnı sunaeağım. Fethi Naei'nin, 20. yüzyıl ortasında eleştiriyi konu olarak seçmesi, hayran kalınacak bir cesaret ve özveri... Çünkü, ülkede roman da öykü de (Taaşşukı Talât ve Fitnat'ı saymazsak), zaten 20. yüzyılda başladı. Toplum 1950'lerdc daha romanın da, öykünün de ne olduğunu anlamaya, henüz zaman bulamamıştı. Bilinmeyenin eleştirisiyse, karanlığa kurşun sıkmaktı... Zaten koskoca ülkede yazı sanatı sahnesinin seyircileri o denli az ki, bu insanlar ancak minyatür bir azınlık... Ama tuhaftır, bu azınlık, "Mutlu Azınlik" da değil. Yazı sanatı sahnemizde neredeyse hep dram oynanıyor. F.leştirmcn Fethi Naci isc bu sahnede rolünü çok başardı oynuyor ama, genelde kötü adam veya katil rollcrinde... 65 milyon nüfuslu bir ülkede toplumun ezici çoğunluğu, cdebiyatla ilgili de&il... Edebiyatın var veya yok oluşu, onların kafasında yüreğinde ve yaşayışında, hcrhangi bir değişiklik yapmıyor. "Çoğunluk, düşünmek ve duyumsamaktansa, rahat yolu seçip, inanmayı yeğliyor." der üstâdlar. Ûlkemizde yazı sanatçılarının uğraşı, Müslüman mahallesinde salyancoz sat maktan da umutsuz... Denebilir ki politika pazarımızda namus satmak kadar beyhude... Buna da karşın Fethi Naci, kendisini yazı sanatına adıyor, bu yetmiyormuş gibi eleştirmen oluyor. Yazı sanatı alanında yapıtlann bir bölümünün sıradan oluşu, doğal... Bunların düzeyini clcşttriyle belirtmek, olsa olsa düşman kazandırıyor. îyi yazarların da her yapıtı, başyapıt olamıyor. Hatır için bunların da övülmesi, olanak dışı... Bunlara da aynı tutan eleştirmen, yıllarca övdüğü yazarın duygulanmasını, kır gınhğını, hatta bazan öfkesini önleyemiyor. Eleştirmen Fethi Naci, haklı olarak takas yapamıyor. Bir yazann iyi yapıtları hatırına, yetersiz gördüklerine göz yumamıyor. Burada Iktisatçı Fethi Naci ortaya çıkıyor. Takasın, ancak şirket bilançolarında yanılabileceöini zararın kârla, ancak oraua takas edüebileceğini biliyor. Sevgili Fethi Naci bu dünyada, kolay yasamadı. Durumunu gerçeğe uygun anlatımlarla yansıtmanın, şimdi sırası değil... Bu açıdan o'nu kısaca şöyle öve ceğim: Gülümsemesi hiç değişmedi. TÜYAP 17. îstanbul Kitap Fuarı Fethi Naci Onur Gecesi Konuşmast H Önce gençlik totoğraflanndan, sonra yüzünden görüyorum. Oğrenciliğinde, işinde, meyhanede ve hapisanede, hep. aynı gülümseme, yüzünden eksik olmuyor. Yazı sanatı sahnesinin en nankör rolünü seçen Fethi Naci'nin, bu yüzden ve yaşarken çektiği çilelere karşı direnişi, nazine boyıı sabır gerektiriyor. Sabrın böylesi, ancak ermişlerde, ya da Eyüp Peygamber'de bulunuyor. Ama Fethi Naci, küfür eden ve rakı içen bir ernıiş (ya da peygamber). Fethi Naci nin rakıyı bazan fazla kaçırdığını görüp de, iradesini kullanmadığını söylemek, hafiflik olur. Yaşadığımız şu yıllarda toplumumuzun halini görüp de, kendisini eroine kaptırmayan her aydın kişi, olağanüstü iradeli olsa gerekir. Fethi Naci'nin eşi Lâle Hanım, benim değerli manevi evladımdır. Dolayışıyla Fethi Naci, benim damadım olur. Üstelik benim eşimin, onunla aynı Iktisat Fakültesinden mezun oluşu nedenile de eniştesi sayılırım. Böylece, olgun yaşta ve yetişmiş bir evlada sahip olabilmekten mutluyum. Ama benim yaramaz evladım, söz dinlemiyor. Kendisine: "Hem gözlük takıyorsun, hem de bıyık bırakıyorsun, cchren kalabalık oluyor, bari bıyıklarını kes!" diyomm, dinlemiyor. Ama umudumu yitirmiyorum.. Yaşı henüz genç... Gün gelir dinler diyorum. Saygılar sunarım. • Cumhuriyet k i t a p 1a r ı Üstün Akmen BİR GUNLUK DOST 152 sayfa, 1. hamur. Akıcı bir biçimde okura aktanlan duygu, düşünce ve yorumlar... tlginçlik vc sürükleyicilik... Bilinç devinimleri...Savsız, ama sözcük birlikteliğinin beyinde tad bıraktığı bir kitap 4 5 8 y r C u m h u r i Y » C Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 & » . Mtap kulubO (34334)Cağaloğlulstanbul Tel: (212)514 01 96