05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sevmek mi zor, incelemekmi? Arabesk / Nazife Güngör Bilgi Yayınlan / 167 s. / 6.500 TL Kod No: 152.516 CEM BEHAR Arabesk müzikte mesajlar ve temalar ^ "Sosyokültürel Açıdan Arabesk Müzik" altbaşlığını taşıyan bu kııap, bilebildiğimiz kadarıyla arabesk müzığe ilişkin yayımlannnş ilk toparlayıcı ve bütünsel değerlendirmc denemesi. Bu konuda anlamlı ve düzeyli çalışmaların yapılması zamanı çoktan gelmişti. Nazife Güngör'ün yapıtının bölümlcri arabesk olgusunun çeşitli yönlerine eğiliyor. "Arabesk Müzik Nedir?" başlıklı ilk K I T A P T A N B i R BÖ L Ü M Arabesk müzik hakkında yapılan tanımlar çok sayıda olmakla birlikte bunlar arasında bir uzlaşmadan söz etmek olanaklı değildir. Her bir tanım onu bir yönüyle ele alıyor. Bunlardan bir kısmı arabeski yalnızca bir müziksel olgu olarak görürken bir kısmı da onun toplumsal ve kültürel yönü üzerinde daha çok durmaktadır. Açık olan şudur ki arabesk müzikteki belirsizlik, esneklik, bir yere tam olarak oturtulamama özellikleri ona ilişkin tanımlarda da aynı ölçüde belirsizliklere, çacışmalara, kararsızlığa yol açmış durumda. Ancak eksik yönlerine karşın biz burada söz konusu tanımlardan birkaçını vermekte yarar görüyoru?. Arabesk müziğin babası sayılan Orhan Gencebay'a göre arabesk, "Türk sanat müziği, Türk halk müziği ve bunlara ek olarak da Baıı tekniğinin her türlü olanaklarına, özgür sunumun eklenmcsindcn oluşan bir müziktir." Türk müziğinin önemli adlarından Timur Selçuk da arabeski, "Türk sanat müziği ve Türk halk müziğinden etkilenen, Batı tarzı yapay motif ve tavırlar da katarak çağdaş bir müzikal, azgelişmişlik örneği olarak ülkemizin ekonomik ve kültürel tablosunu büyük bir ustalıkla sergileyen ritmik yapısıyla dinamizmden uzak, tekdüze bir müziktir"diyor. Görüldüğü gibı burada Sclçuk, söz konusu nıü/iğı henı toplumsalkültürcl bir olgu hem de bir sanatsal etkinlik olarak ele almaktadır. Yalnız bu tanımda geçen "çağdaş bir müzikal" sözünün bize ters geldiğini söyleyelim. Çağdaşhk bunun neresinde? Daha doğrusu Timur Selçuk'un burada sözünü ettiği çağdaşlığın ölçütleri nelerdir sormak gerekiyor. Bir başka tanımı da araştırmacı F.rgin Ergönültaş yapmaktadır. Ona göre de arabesk müzik, "kentleşmeyle ortaya çıkan değerler karmaşasının bütün yansımalarını içeren, halk'müziğinden klasik Türk müziğine, Doğulu dinsel seslerden Batı'nın en gelişmiş elektronik müzik aletleriyle elde edilebilen karmaşık seslerden oluşan ve minibüs müziği olarak adlandırılan müzik"tir. Burada da söz konusu olgu . hem sanatsal hem de toplumsalkültürel boyutlarıyla ele alınmış bulunmaktadır. Ancak burada belirtildiği gibi arabeskin kentleşmeyle birlikte ortaya çıktığı savı bizce doğru değil. Çünkü arabesk müziğin kaynağı çok daha eskilere, daha soııraki bölümde de ayrıntılı olarak değinilccegi gibi Sadettin Kaynaklar'a dek gitmektedir. Yoksa kentleşme süreciyle birlikte ortaya çıkmış değil arabesk müzik. Kırdan kente göç olayı Gencebay'la birlikte yaygınlaşmaya başlayan söz konusu müziğin dinleyici tabanının oluşmasına katkıda bulundu yalnızca. Arabesk Müziğin Tanımı bölümde yazar bir yandan bu müziği iyice tanımlayıp çerçevcsini çizmeye çalışırken, bir yandan da bize arabeskin kracıları, maddi ürctim süreci, dinleyici kitlesi, ticari piyasası hakkında önemli ve anlamlı bilgiler derliyor. Arabesk bugün artık yekpare, homojen bir müzik türü değil. Arabesk dallandı budaklandı, esin kaynakları da çoğaidı. 'Arap' arabeskinin yanı sıra bugün bir 'halk müziği arabeski' var, bir 'taverna arabeski', toplumsal sorunları dile getirdiğini savunan bir "sol arabesk' var. Orhan Gencebay da 'klasik arabesk' olma yolunda. Nazife Güngör haklı olarak bu noktaları vurguluyor. Daha sonra ise arabesk müziğin kökenleri, doğuşu ve yaygınlaşmasının sosyal ve ekonomik nedenlerine ilişkin u/unca bir değerlendirm'e bölümü yer alıyor. Henüz cumhuriyetimizin (ve Osmanlı'nın dahi) kültür tarihi tutarlı bir bütünsellikle yazılmamışken, Nazife Güngör burada arabeskle birlikte son birkaç yüzyılda müzik kültürümüzün geçirdiği evrimin tümünü değerlendirip yorumlamak iddiasına kapılmış. Bunun sonucu olarak da kitabının bu bölümünde konu yelpazesini bir tek araştırmacının yetişemeyeceği ölçüde geniş tutmuş. Bir sonraki bölümdeyse "öncü" ve neredeyse klasikleşmiş Orhan Gencebay'dan "acısız devlet arabcskine" dek türün geçirdiği evrim renkli bir biçimde gözle önüne seriliyor. Bu arada müziğimizin arabeskleşme süreciyle kimi ülkelerin popüler müziklerinin gelişimi arasında paralellikler kurmaya çalışıyor Nazife Güngör. Caz, tango, rock gibi bazı türlerin gelişimi kısaca gözden geçiriliyor. Kitabın en ilginç bölümü, kuşkusyz, "Arabesk Müzikte Biçim ve tçerik" başlıklı son bölüm. Arabesk müziğin biçimsel özellikleri burada ilk kez belli bir kuramsal iletişim modeli çerçevesinde incelenmekte. Ayrıca arabesk müziğin sözleri (güfteleri) ve bunların ilettikleri "mesajlar" çeşitli temalar halinde gruplandırılmış: 'Aıdiyet duygusu', 'toplumdan soyutlanma', 'düzeni eleştirme ve başkaldın', 'ölüm isteği', 'sorunların aşk olgusuna indirgcnmesi' gibi. Orhan Gencebay'ın, Ferdi Tayfur'un, Ümit Bcsen'in, İbrahim Tatlıses'in, Ahmet Kaya'nın birçok jarkı sözlerıyle bu temalar çarpıcı bir biçimde örneklendiriliyor. İlginç yanlannın yanı sıra Güngör'ün kitabında a$ılmi> olmasını bekleyebileceğimiz kimi esneklik ve incelikten yoksun, kalı ve dogmatik değerlendirmelere de rastlayabiliyoruz. "Gelenekselden çağdaşa giden toplumsal değişim ortamı" (sayfa 10) ifadesinc kesin bir bilimsel anlam kazandırılmak istenmesi, "müzik sistcmi" ile "toplum sistemi" arasında ya da arabesk ile ANAP iktidarı arasında kurulmaya çalışılan doğrudan ve katı paralellikler bu yaklaşıma örnektır. Bir de Nazife Güngör'ün arabesk müziğin tümüne bakışı var. Yazar bu müziği olduğu gibi kabullcnilmesi gereken bir gerçeklik olarak değil, bir sorun olarak görüyor sanki. Geçici bir dönemin, bir "kriz döneminin" sorunu gibi. "Kaynağına inilmesi ve çözüm yolları konusunda uzlaşmaya varılması gereken" bir problem, neredeyse kanayan bir yara. A priori değer yargılarıyla yüklü normatif bakış açısı soruna "çare arar", "arabesk müzik olgusunu geride bırakmak" onu "aşmak için yapılması gereken jeyler" (sayfa 160) arar. Nazife Güngör 1920'li ve 30'lu yıllarda uygulanan 'müzik politikalarının' müzik dünyamızı nasıl rayından çıkardığının pekâlâ farkında. Ancak kitabının sonuç bölümünde yazarın ("sosyokültürel" bir bakışta yer almaması gereken) estetik bir önyargıyla bu politikaların benzer bir noktaya sürüklendiğini görüyoruz. Oysa, beğenilsin ya da beğenilmesin, gerçekliğe gerçeklik gibi bakmak, normatif değil nesnel ve kalıcı yargılara varmayı kolaylaştırır. Sorun arabeski beğenip beğenmemek değil de sadece incelemekse, kimi polemik yorumlardan da kaçınmak mümkün olmalıydt. Nazife Güngör'ün bu kitabının, olayı sankı sıcağı sıcağına ele almasının verdiği girişkenliğin ötesinde, türünün ilki olması dolayısıyla özet bir önemi var. Son on beş yirmi yılın kuşkusuz en önemli kültürel olayı olan arabeskin çeşitli yönlcrine ilişkin daha ayrıntılı ve çözümleyici, daha özenli çalışmaların yapılmasını, yapılmış olan çalışmaların da (doktora tezleri vb) kitap olarak yaytmlanmasını teşvik edeceğini umuyoruz. D I Arabesk müziğin babası sayılan Orhan Gencebay'a gore arabesk, "Turk sanat muzığı, Türk halk müziği ve bunlara ek olarak da Batı leknığının her turlu olanaklarına. ozgur sunumun eklenmesınden oluşan bir muzıktır " C U M H U R I Y E T K İ T A P SAYI 10 SAYFA 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear