14 Mayıs 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
BASINA VE KAMUOYUNA PAROLAMIZ TEKTİR VE DEĞİŞMEZ YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM!(2) Hain terör örgütü PKK, ABD gözetiminde teröristlerini ve silah- Meğer, yıllardır öğretmen, hemşire, doktor, teknisyen, işçi ve be- larını çoktan Suriye kuzeyindeki PYD (YPG)’ye aktardığı, ortada bek 50 bin yurttaşımızı katleden alçak teröristler özgürlük savaş- sadece adının kaldığı ve çatı örgüt KCK’ nın bölge ülkelerindeki çısı “gerilla” lar imiş, ne zaman kurdularsa “Kürdistan” diye bir uzantılarıyla devam ettiği bilinmiyormuş gibi, bir sözde “silah bı- devletleri varmış, yaptıkları “her iki taraf” (Kürdistan ve Türkiye) rakma” ve “örgütü feshetme” bildirisi yayınladı. açısından temel seçenek (!) haline getirdikleri “savaş” mış ve “iki devlet arasındaki bu savaşı” kazanmışlar, PKK galip gelmiş, Yandaş ekran bülbülleri “Terörsüz Türkiye” nameleriyle mutlu Türkiye mağlup olmuş. Bu nedenle; ‘Ortak Vatan’ da (demek va- mesut barış türküleri söyler, AKP sözcüsü yeni bir dönem başla- tanımız da ortak değilmiş) Kürt ve Türk halklarının ‘kurucu öğe’ dığını müjdeler, bakanlar sıra sıra başarı nutukları atar, Cumhur olduğu (yıllardır Anayasa 10. maddeye rağmen sürekli çiğne- İttifakı liderleri “milletimiz ve memleketimiz kazanacak” bu- dikleri mikromilliyetçi-etnikçi ‘Eşit Yurttaşlık’ sakızı) “Demokratik yururken Atatürkçü Düşünce Derneği ve Milli Merkez milleti- Türkiye Cumhuriyeti” perspektifi ve ‘Demokratik Ulus’ anlayışı mizle birlikte süreç başlatıldığında durduğu yerde durmakta ve dikte ederek iki uluslu yeni bir devlet isteyecek, terörist başına gelişmeleri kaygıyla izlemektedir. tanınacak ‘demokratik siyaset hakkı’ nı da hukuki güvence ön Okuyalım ve görelim bakalım, PKK ne demiş, ne menem bir “yeni şartı ile talep edecek konuma gelmişler... dönem” başlıyormuş ve kim kazanmış, kimler kazanacakmış? Meğer, PKK “Önder Apo” dediği terörist başının ya da okya- nus ötesindeki sahibinin ağzından, öteden beri bir türlü tarif etmeye yanaşmadığı, esasen tarif de edil(e)meyen “Kürt So- Şöyle diyor hain terör örgütü; runu” derken kastının, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası öncesine, yani Türkiye Cumhuriyeti öncesine, yani emper- “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 yalizmin işbirlikçisi Osmanlı Saray düzenine ve ‘Sevr Barışı Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkı- (!)’na dönmek olduğunu açık edivermiş… mızın ‘özgürlük hareketi’ olarak tarih sahnesine çıktı… Meğer, yeni Anayasa çağrıları ile murad edilen; Anayasa’nın Ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı şimdilik 10, 42 ve 66. maddeleri (ilk 4 maddeye de sıra gelecektir mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. elbet) değiştirilerek üniter ullus devletin, ulusal birliğin ve dil bir- PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı ‘imha siyasetinin, soykırım liğinin tasfiye edilmesi ile devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez ve asimilasyon politikalarının’ egemen olduğu koşullarda şekil- bütünlüğünün fiilen ortadan kaldırılması ve anayasadan Türklü - lendi... ğün çıkarılması imiş… Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin te- Sözün özü: mel realitesi olarak görülmesini esas aldı. Bu temelde ‘başarıyla Bu bildiri; emperyalizme karşı kazanılan Türk Ulusal Ba- yürüttüğü’ mücadele sonucunda bölge halklarının özgürlük umu- ğımsızlık Savaşını, 30 Ağustos 1922 Dumlupınar’ını, 9 Eylül du ve onurlu yaşam arayışının sembolü haline geldi... 1922 İzmir’ini, 11 Ekim 1922 Mudanya’sını, 24 Temmuz 1923 ‘Özgürlük Hareketi’ hem nicel hem nitel olarak büyüdü, ‘gerilla Lozan’ını, 6 Ekim 1923 İstanbul’unu ve 29 Ekim 1923 Anka- savaşı’ ‘Kürdistan’ ve Türkiye’ye yayıldı. ‘Gerillanın’ yürüttüğü ra’sını yok sayan bir hadsizlik manzumesidir. ‘savaş’ın etkisiyle Kürt halkı ‘serhıldanlara’ (İSYANLARA) kalk- tı. Böylece ‘her iki taraf’ açısından ‘savaş’ temel seçenek haline Bu bildiri; Atatürk’ü, ilke ve devrimlerini, Cumhuriyetimizin kuru- getirildi (!)… luş felsefesini ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına ‘Önder Apo’ Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı ‘Lozan Türk milleti denir” tanımını reddedip tarihi gerçekleri umursama- Antlaşması’nın ve ‘1924 Anayasası’nın öncesini referans alarak, yarak Türk Milleti’ne hakaret eden bir küstahlık belgesidir. ‘Ortak Vatan’ ve ‘Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu’ De- mokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını ‘Kürt sorunu’nun çözüm çerçevesi olarak benimsedi… Bu bildiri; ABD’nin ülkemizi bölme hedefi haritası ile sabit olan Büyük Ortadoğu Peojesİ’ne (BOP’a) hizmet ederek 2 yıldır önderlik ve PKK yürüyüşüne büyük bedeller pahasına Türk Milletini Lozan’dan vazgeçirip 105 yıl önce reddettiği, katılarak, inkâr ve imha siyasetine, soykırım ve asimilasyon 103 yıl önce yırtıp çöpe attığı Sevr Antlaşması’na mahkum politikalarına karşı direnen onurlu halkımız, barış ve demokratik etmeyi amaçlayan bir ihanet manifestosudur. toplum sürecini daha bilinçli ve örgütlü biçimde sahiplenecektir... Söz konusu kararların uygulanması ‘Önder Apo’nun süreci yürü- tüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve Türk Milleti “Terörsüz Türkiye” tatlandırıcısı ile önüne sürülen sağlam, bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir...” bu zehri katiyen kabul etmez, etmeyecektir. Ve daha neler, ne masallar, ne komplo teorileri... Vay ki, vay!!! Atatürkçü Düşünce Derneği ve Milli Merkez olarak, devletimi- zi yöneten ve yönetmeye talip olan tüm kurum ve kişileri bir kez Meğer, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve dünyanın onyıl- daha uyarıyor, bu utanç belgesini dikkate almamaya ve bu küs- lardır “terör örgütü” listelerine aldığı PKK “Özgürlük Hare- tahlığa cüret edenlerle olanak sağlayanlardan hesap sormaya keti”, müebbet hapis mahkumu elebaşı “Önder”, devletimiz davet ediyoruz. de soykırımcı ve asimilasyoncu imiş… Meğer PKK, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan’a ve Cumhuriyet’i kökleştirip kurumsallaştıran 1924 Anayasasına (ki 105 yıl öncenin emperyalizm patronajlı gerici -bölücü dayatma- Cumhuriyetin ilk anayasasıdır) karşı tarih sahnesine çıkmış, is- sının günümüzdeki tekrarına karşı “Parolamız tektir ve değiş- yanlarla büyüyüp savaşı Kürdistan’a (!) ve Türkiye’ye yaymış... mez, ya istiklâl ya ölüm!” Meğer, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası -tabii ikisi ara- sında 29 Ekim 1923’de ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti de- Saygılarımızla. inkarcı, imhacı, soykırımcı ve asimilasyoncu imiş... ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ, MİLLİ MERKEZ GENEL MERKEZLERİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear