26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 4 AĞUSTOS 2020 SALI HABER Kılıç Ayasofya’nın müzelikten çıkarılmasının ardından ilk cuma namazında minbere elinde kılıç ile çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ilk bayram namazında da aynı şekilde davranmış. Anlaşılan, ikide bir Atatürk düşmanı ve Cumhuriyet karşıtı mesajlar veren Ali Erbaş, kılıcı, daha doğrusu kılıçla mesaj vermeyi çok sevmiş. Çağımızda camide hatip kılıçla minbere çıktığında verdiği mesajın niteliğini, oluşan algının içeriğini anlamak için fazla ferasete gerek yok... Ayasofya’da iki kez de minbere kılıçla çıkarak mesajını ileten Ali Erbaş, ne yazık ki dünyaya geç gelmiş. Çünkü artık mabetlerin, bilumum ibadet yerlerinin sahibi olmanın kılıç gücünden, fetih hakkından geçtiği günler geride kalmıştır. Şimdi “Ne yani Fatih de fetihten sonra minbere kılıçla çıkmıştır. Nitekim yüzyılların kilisesi Ayasofya’yı fethin fatihe verdiği hakla camiye çevirdi. Sen buna karşı mısın?” dendiğini duyar gibi oluyorum. Tarihe yandaş veya karşı olmak gibi bir budalalığa düşmek söz konusu olmadığına göre, bu soruya ne “evet” ne de “hayır” denebilir. HHH Tarihi olaylar, cereyan ettikleri zamanın koşullarına ve değer ölçülerine göre değerlendirilmelidir, yoksa bizim içinde bulunduğumuz çağın değer ölçülerine göre değil. Fatih ve Ayasofya olayı ile, Ali Erbaş’ın kılıcı olayı bu olgunun çarpıcı örneğidir. 1453 yılında Fatih, bir tek camisi bile olmayan İstanbul’u fethettiğinde, Ortodoksların bu kaç yüzyıllık muhteşem mabedini kılıcının kendine verdiği hakla cami yaptı. İyi de yaptı, mabet böylece de korunmuş oldu, cami yapılmayıp yıkılsaydı daha mı iyi olurdu? Fetihten sonra üç gün boyunca kent yağmalandı. Şimdi buna bakarak, Fatih’i ayıplayacak, Osmanlı’yı insan haklarına saygı göstermediği için kınayacak mıyız? 1453’te insan hakları diye bir kavram yoktu ki Fatih ve ordusu onauysunlardı... Hatta Fatih’in, İstanbul’un yağmalanmasını hiç istemediği bilinir. Ama kılıç hakkı kavramı yüzünden, savaşan askerin yağma hakkına karşı duramayacağı için, hükümdarın istemeye istemeye yağma hakkını tanırken bunu üç günle sınırladığı ve ikinci günün akşamından itibaren de yasakladığı belirtilir. Bugün geçerli olan insan hakları kavramıyla bakamayız fetih olayına. Fatih’i insan haklarına saygı göstermemekle, ordusunu yağma yaptığı için barbarlıkla suçlamaya kalkmak da budalalık olur. Tarihin ayrı dönemlerinde aynı yerde veya ayrı ayrı yerlerde meydana gelen benzer olaylar birbirlerine tümüyle zıt sonuçlar doğurabilirler. Magna Carta ile Senedi İttifak bunun tipik örneğidir. 1215 yılında İngiliz derebeylerinin Yurtsuz John’a imzalattıkları Magna Carta, kralın feodallere danışmadan yeni keyfi vergiler getiremeyeceğini, yargısız kimsenin malına el koyamayacağını veya idama mahkum edemeyeceğini belirten ilk anayasal belge ve İngiliz demokrasisine giden yolun başlangıcı olarak kabul edilir. Aradan altı yüzyıl geçtikten sonra Osmanlı’da âyanın 1809 da II. Mahmut’a imzalattıkları aynı içerikli belge, hiç de olumlu ve hayırlı sonuçlar vermemiş, merkezi otoriteyi çağın gerektirdiği güçten yoksun kılmıştı. HHH Kısacası, gecikmiş alaturka Magna Carta nafile bir belgeydi. Ayasofya olayı da öyle. Fatih, fetih hakkıyla Ayasofya’yı camiye çevirmiş, çağının en güçlü kılıcıydı. Ali Erbaş’ın kılıcı ise fetih hukukunun tarihe karıştığı bir dönemde, kimseyi hiçbir şeyden koruyamayan anakronik bir nesnedir. Çağımızda mabetler üzerinden mesajlar inançlara saygı, laiklik ve halkların kendi yazgılarını saptama ilkesi üzerinden veriliyor. Atatürk’ün 1934 yılında Ayasofya’yı insanlığın ortak değeri olarak ilan edip müzeye çevirmiş olması ise tam çağımıza uygun, hepimizi yüceltici bir mesajdır. PM’NIN NETLEŞMESIYLE CHP’DE KULISLER MYK KONUSUNDA BAYRAM BOYU HAREKETLIYDI A takımı için geri sayım 37. olağan kurultayın ardından CHP Parti Meclisi (PM) netleşti. Partiyi iktidara taşıması hedeflenen A takımının şekillenmesi ise bayramın araya girmesi nedeniyle gecikti. CHP’de bayram boyunca da MYK için kulisler sürdü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlerde partiyi başarıya götüren ve kurultayda da delegeden destek alan mevcut MYK’nin büyük çoğunluğu ile devam edeceği belirtiliyor. Başarıda büyük paya sahip olanlar arasında yer alan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Baş kan Yardımcısı Seyit Torun’un konumunu koruması bekleniyor. MYK’de kalması beklenen isimler şöyle: Kurultayda delegeden en yüksek oyu alan Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı, Onursal Adıgüzel, Muharrem Erkek, Bülent Kuşoğlu, Orhan Sarıbal, Veli Ağbaba, Gamze Akkuş İlgezdi ve Yunus Emre. MYK’ye katılacak isimler arasında ittifaklar nedeniyle Balıkesir Belediyesi başkan adaylığı gerçekleşmeyen Ahmet Akın’a kesin gözüyle bakılıyor. Mersin milletvekili Ali Mahir Başarır’ın da adı Akdeniz’i temsilen yeni MYK için konu şuluyor. Kurultayda 3 büyükşehirden de yüksek oy alan gazeteci kökenli Kahramanmaraş milletvekili Ali Öztunç’un adı basınla ilişkiler ve kurumsal iletişim için geçiyor. Aynı görev için Erdoğan Toprak da konuşulan isimler arasında yer alıyor. Genel sekreterlik için ise Bülent Tezcan’ın adı öne çıkıyor. Yeni oluşacak MYK’de kadın sayısının da artması bekleniyor. MYK’ye girmesi beklenen isimler arasında Selin Sayek Böke, Yaşar Seyman ve Bilim Kurulu’ndan listede olan Aylin Yaman yer alıyor. Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesin de yer alan söz konusu isimlerin yanı sıra listeyi delerek PM’ye giren sürpriz bir ismi de MYK’ye taşıyabileceği belirtiliyor. Delege pozitif çıktı Öte yandan CHP’nin 37. olağan kurultayına da katılan İstanbul delegesi Aydın Yıldırım’ın koronavirüs testinin pozitif çıktığı ve karantinaya alındığı açıklandı. Eski CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Durumu iyi. Herhangi bir belirti görmediğini anlattı” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Martta yapılması gerekirken ertelenen KPDK’de KESK ve KamuSen yok sayıldı Gündemi, Bakanlık ve MemurSen belirleyecek AKP’LI KARACABEY BELEDIYESI, BÜTÇE AÇIĞI NEDENIYLE 300’Ü AŞKIN ARSAYI SATMA KARARI ALDI Karacabey, verimli tarım arazileri ile tanınan bir ilçe. Belediyeden kelepir! SEFA UYAR AKP’li Bursa Karacabey Belediyesi, belediye meclisinde alınan kararlar ile 8 mahalle ve köydeki 300’ü aşkın arsayı satışa çıkardı. Bazı köylüler, satış kararını belediye binasının önünde protesto ederek satışın iptal edilmesini istedi. Karacabey Belediyesi CHP’li Meclis üyesi Murat Tanrıverdi, belediyenin bütçe açığı verdiğini ve satışlar ile bütçe açığının kapatılmaya çalışıldığını söyledi. Bursa’nın, AKP’li Karacabey Belediyesi, mayısta olağanüstü olarak düzenlenen belediye meclisi toplantısı ile temmuzda yapılan belediye meclisi toplantısında, 8 farklı mahalle ve köydeki toplam 316 arsa ve tarla için satış kararı aldı. Satışa çıkarılan yerlerin fiyatları ise 50 bin lira ile 487 bin lira arasında değişiklik gösterdi. Satış kararı alınan alanların 163’ü Aşağıfevzipaşa, 126’sı ise Taşlık köyünde bulunuyor. Aşağıfevzipaşa köylüleri, söz konusu alanların mera vasfının tespiti ve satışın iptali için Bursa 4. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Söz konusu alanların satışına yönelik ihaleler başlarken, köylüler satışlara tepki gösterdi. Aşağıfevzipaşa köylüleri, satışa tepki göstermek için belediye binasına yürüdü. Cumhuriyet’e konuşan ancak adını vermek istemeyen bir köylü, satışa çıkarılan alanların daha önce mera olarak kullanıldığını, köy tüzelkişiliğine ait alanların büyükşehir yasası ile birlikte belediye adına tescil edildiğini söylerken “Bizim hayvanlarımız var. Buraların eski vasfı zaten meraydı. Köylüler hayvanları ile buraya çıkıyordu. Bizim için en önemlisi bu. Kullanılabilir meramız az” dedi. Köylülerin belediye başkanı ile görüşmesinde, belediye başkanının “Hizmet yapmamız için bir yerleri vermemiz gerekiyor” dediğini kaydeden köylü, “Alanların satılmamasını istiyoruz. Belediyenin toprak satıp hizmet yapmasına karşıyız. Belediyenin elindeki kaynakları iyi kullanamamasının sonucunu biz ödemek istemiyoruz” tepkisini gösterdi. ‘Açığı kapatmak için’ CHP’li Karacabey Belediyesi Meclis üyesi Tanrıverdi ise belediyenin uzun süredir bütçesini dengeleyemediğini belirtti. Belediyenin müteahhitlik giderleri, sosyal tesisler, danışma yönetim ve işletim giderleri ile mevduat faizlerine ek ödenek sağlamak istediğini, bunun için de satış gelirlerinin ek ödenek olarak aktarılması kararı alındığına dikkat çeken Tanrıverdi, “Belediye, açığı kapatmak için buraları satmak istiyor” dedi. l ANKARA Martta yapılması gereken ancak salgın nedeniyle ertelenen Ka mu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) hâlâ toplanmadı. Önümüzdeki günlerde toplanması MUSTAFA ÇAKIR beklenen kurulun gündemi ise MemurSen ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hiz metler Bakanlığı tarafından birlikte belirle necek. Kurulda yer alan Türkiye KamuSen ile KESK, MemurSen tarafından belirlenen gündemi görüşmek zorunda kalacak. KPDK, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplusözleşme Yasası ile düzenleniyor. Yasaya göre kurul, kamu görevlileri sen dikaları ve konfederasyonları ile kamu idareleri arasında sosyal diyaloğun geliş tirilmesi, kamu personel mevzuatının ve kamu yönetimi uygulamalarının değerlen dirilmesi, yönetimin daha iyi işleyen bir yapıya kavuşturulması için ortak çalışma lar yürütülmesi, kamu görevlilerinin yö netime katılımının sağlanması ve kamu yönetiminin karşılaştığı sorunlara çözüm ler geliştirilmesini amaçlıyor. KPDK nasıl toplanıyor? Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın başkanlığında düzenlenen toplantıya en çok üyeye sahip üç konfederasyonun genel başkanı ile her bir hizmet kolunda en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikalarının başkanları katılıyor. Kurulda, kamu personel sistemini ilgilendiren genel nitelikli konular da değerlendiriliyor. Yasaya göre kurulun her yıl mart ve kasım aylarında toplanması gerekiyor. Ancak bu yıl mart ayında salgın nedeniyle toplantı yapılmadı. Kurulun önümüzdeki günlerde toplanması bekleniyor. MemurSen Genel Başkanı Ali Yalçın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile görüştü. Yalçın, KPDK toplantısının bir an önce yapılmasını istedi. MemurSen, MemurSen’e bağlı sendikalar ile bakanlık tarafından oluşturulacak komisyonla KPDK’nin gündeminin belirlenmesini talep etti. Yalçın’ın talebine olumlu yanıt veren Bakan Selçuk, KPDK için çalışmaların başlamasını ve gündemli KPDK konusunda tarihin netleştirilip sosyal tarafların bilgilendirilmesi için bakanlık bürokratlarına talimat verdi. Böylece KPDK’de hangi konuların ele alınacağı MemurSen ve bakanlık tarafından belirlenecek. Kurulda yer alan diğer iki konfederasyon olan Türkiye KamuSen ile KESK, MemurSen tarafından belirlenen konuları görüşmek zorunda kalacak. Bakanlığın son açıkladığı istatistiklere göre Türkiye KamuSen’in 413 bin 339, KESK’in de 137 bin 606 üyesi bulunuyor. l ANKARA ENSAR VAKFI, İSTANBUL SÖZLEŞMESI’NI HEDEF ALDI Bak sen şu konuşana! Ev ve yurtlarında 45 çocuğa cinsel istismarda bulunulduğu ortaya çıkan Ensar Vakfı, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef aldı. Vakıftan yapılan açıklamada, “Yürürlükte kalmasının toplumsal bir fayda sağlamayacağı anlaşılan bir sözleşmede ısrar etmek de gelinen nokta açısından doğru olmayacaktır” denildi. Ensar Vakfı’nın açıklaması sosyal medyada yoğun tepki gördü. ‘Sorarlar adama, ne yüzle...’ 45 çocuğa cinsel istismarla gündeme gelen Ensar’ın “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilin” önerisi sosyal medyada büyük tepki gördü. O tepkilerden bazıları şöyle: n Bildiğimiz ve öğrendiğimiz kadarıyla en az 45 çocuğun cinsel istismara, taciz ve tecavüze maruz bırakıldığı Ensar Vakfı hiç utanmamış İstanbul Sözleşmesi hakkında rahatsızlıklarını sıraladığı bir bildiri yayımlamış. Sorarlar, ne hakla ne yüzle bu bildiriyi yayımlayabiliyorsunuz diye... n Çocukları istismar eden bu kurumun dinden, imandan, insanlıktan bahsetmesi birçok şeyi özetliyor aslında... n Cinsel yönelimden bahsedilmiş. Çocuklara yaşattığınız şeyler ortada, yatacak yeriniz yok. İnsanlığı ağzınıza almayın... n İstanbul Sözleşmesi’nin hakkında hiçbir şey bilmiyorsanız bile Ensar Vakfı ve Cübbeli Ahmet sözleşmeye karşıysa bilin ki o sözleşme gereklidir, uygulanmalıdır... n İstanbul Sözleşmesi ile ilgili fikri olmayanlar için küçük bir bilgi: 45 çocuğa tecavüz edilen Ensar Vakfı bu sözleşmeye karşı çıkıyor... l Haber Merkezi Erdoğan’ın çocukları karşı karşıya geldi İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çocuklarını da karşı karşıya getirdi. Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yönetim kurulu üyesi olduğu KADEM, İstanbul Sözleşmesi’ni LGBTİ+ bireyleri dışarıda tutarak savunurken, oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Albayrak’ın mütevelli heyetinde yer aldığı Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ise sözleşmeden çıkılmasını istedi. TÜGVA, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili tavrını, yaptığı yazılı bir açıklama ile duyurdu. Ensar Vakfı ile bire bir aynı açıklamayı yapan TÜGVA, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek toplumsal sorunu çözecek yeni çalışmalar yapılmalıdır” görüşünü dile getirdi. KADEM DESTEKLİYOR AMA ÖTEKİLEŞTİREREK... Tehdit olarak görüyoruz İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğini ifade eden hükümete yakın Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), eleştirilere yanıt verirken sözleşmede LGBTİ+’lara ilişkin kısmı “tehdit” olarak niteledi. KADEM’in sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Eşcinsel hareketler ile yan yana anılmayı kabul etmiyoruz” denildi. KADEM, İstanbul Sözleşmesi’nin kalması yönündeki tutumu sonrası gelen eleştirilere yanıt verirken LGBTİ+ bireyleri tehdit olarak gördüğüne dair açıklamayı yeniden yayımladı. İstanbul Sözleşmesi’ndeki “Cinsel yönelim temeline dayanarak ayrımcılık yapılamayacak” şeklinde öngörülen maddeyi KADEM, “Neslin devamlılığı açısından tehdit olarak görüyoruz” sözleriyle reddetti. KADEM’in sosyal medya hesabından tartışmalara ilişkin yapılan açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi tartışmaları üzerinden derneğimizin başka bir konuma çekilmek istendiğinin farkındayız. Konumumuz, aileye verdiğimiz değer ve neslin devamlılığının önemi açısından tehdit olarak gördüğümüz eşcinsel hareketler ile yan yana anılmayı kabul etmiyoruz” denildi. LGBTİ+’ları “aykırı grup” olarak niteleyen KADEM’in açıklamasında, “Lobicilik faaliyetleri ile hem bugünümüze hem de yarınlarımıza sirayet etmeye çalışan bu gayrı ahlaki hareket ile mücadelemiz devam edecek” ifadelerine yer verildi. KADEM, yaptığı açıklamanın ardından daha önce yayımladıkları, “Küresel LGBTİ+ dayanışmasına hayır” başlıklı basın açıklamasını paylaştı. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear