25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 10 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ HABER KEMAL KILIÇDAROĞLU, ESKI GENEL BAŞKANLAR MURAT KARAYALÇIN VE HIKMET ÇETIN’LE BIR ARAYA GELDI CHP, İNCE’YI BEKLEYECEK MAHMUT LICALI CHPGenel Merkezi’nde; Muharrem İnce’nin çıkışıyla ilgili net bir açıklama gelmeden yanıt verilmemesi eğilimi sürerken; parti kaynakları, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun düzenli bir şekilde bir araya geldiği eski genel başkanlar Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın ile yaptığı görüşmede Mu harrem İnce konusunun gündeme gelmediğini bildirdi. Eski Genel Başkan Hikmet Çetin ise Muharrem İnce konusunun gündeme geldiğini ancak bir açıklama yapamayacağını ifade etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, dün eski genel başkanlar Hikmet Çetin ile Murat Karayalçın’ı kabul etti. Görüşme yaklaşık 1.5 saat sürdü. CHP kaynaklarından edinilen bilgiye göre görüşmede iç ve dış politikada yaşanan gelişmeler, 37. Olağan Kurultay süreci ve İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi ele alındı. Parti kaynakları görüşmede; Muharrem İnce’yle ilgili bir gündemin bulunmadığını bildirdi. Çetin, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede Muharrem İnce’yle ilgili bir konunun ele alınıp alınmadığı konusunda, “Şu anda bir şey söyleyemem. Muharrem İnce’yle ilgili konu gündeme geldi tabii. Ama şu anda bir şey diyemem” dedi. Konuyla ilgili bir açıklama yapıp yapmayacağı konusunda ise Çetin, “Gerekli açıklama yapılır. Gerekirse bir açıklama yaparım ama şu anda konuşmayacağım” dedi. Parti kaynakları; CHP’nin, Muharrem İnce resmi bir açıklama yapana kadar sessizliği sürdürme eğiliminin devam edeceğini, ifade ediyor. l ANKARA CHP Kadın Kolları’nın ertelenen 14. Olağan Kurultayı tartışmalar arasında yapıldı Yeni başkan Nazlıaka CHPKadın Kolları’nın 14. Olağan Kurultayı’nda iktidarın tartışmaya açtığı İstanbul Sözleşmesi’ni korumak için her türlü mücadelenin verilmesi mesajı öne çıktı. Yapılan oylama sonucunda Aylin Nazlıaka, geçerli oyların 309’unu alarak CHP Kadın Kolları’nın yeni genel başkanı seçildi. Fatma Köse, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun delegeye baskı yaptığını iddia ederken, Nazlıaka da “Benim tanıdığım İstanbul İl Başkanı; birilerini taşımak için değil, CHP’yi yükseltmek için siyaset yapar” ifadelerini kullandı. CHP’nin 14. Olağan Kadın Kolları Kurultayı dün Ankara’da Bilkent Odeon’da yapıldı. Kurultayda mevcut Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse ile 37. Olağan Kurultay’da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesini delerek Parti Meclisi’ne (PM) seçilen Aylin Nazlıaka resmi olarak aday oldu. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu kurultayda bir konuşma yaptı. Ülkeyi örgütlü kadın mücadelesinin kurtaracağını vurgulayan Kaftancıoğlu, şunları kaydetti: “CHP’de üyesinden genel başkanına kadar her makam saygındır. Bu görevlerde yer almış arkadaşlarımıza sahip çıkın. İstanbul’da benden önce görev yapan il başkanlarının emekleri olmasaydı, ben onların yaptıklarının üzerine bir adım koyamazdım. Bu, örgütlü mücadelenin sonucudur. CHP’de iyi ile kötünün arasında seçim olmaz. CHP’de iyiler arasından bir kişi seçeceğiz.” Kurultayda adaylık konuşmasının sıralaması için yazı tura atılması dikkat çekti. İlk konuşmayı yapan Fatma Köse, kurultaya müdahale edildiğine ilişkin çok sert eleştiriler yaptı. Kadın iradesinin yok sayıldığı bir seçime tanıklık ettiğini dile getiren Köse, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Halkın iradesine hiç kimsenin ipotek koyamaz” dediğini anımsatarak, “Ben de buradan delegasyonun iradesine kimse ipotek koyamaz diyorum” dedi. ‘Erkek siyaseti yapıyor’ Kaftancıoğlu’na kürsüden seslenen Köse, “Dört gündür tüm illeri arayarak, tüm il başkanlarını devreye sokarak, delegasyonun iradesine ipotek koy Aylin Nazlıaka Canan Kaftancıoğlu İSTANBUL SÖZLEŞMESI VURGUSU Genel Başkan titriyle Fatma Köse kurultayın açılış konuşmasında İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili mesaj verdi. Köse, “Bugün 6284 sayılı kanunu hedef alan, İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açanlar, açık açık katiller için kurtuluş yolu arayanlardır. İstanbul Sözleşmesi’nin harfiyen uygulanmasını istiyoruz, eşitlik istiyoruz, uzlaşmacılık ve arabuluculuk gibi yöntemlerle mağdurun sindirilip suçlunun kurtarılmasına müsaade etmeyeceğiz.” mak; Sayın İl Başkanım ne kadar doğru acaba? Bu partide kadın kolları kurultayını yapıyoruz. Burada kavga etmek için bir arada değiliz. Bu kurultay kadınları 2’ye, 3’e, 5’e böldü. İstanbul İl Başkanı’nın buraya çıkıp ‘Kendi özgür iradenizle oyunuzu kullanın’ demesini beklerdim. Dört gündür il il arayarak delegenin iradesine ipotek koymasını beklemezdim. Ona her zaman saygı duyduk. Kadın il başkanı olduğu için saygı duyduk ama erkek siyaseti yapsın diye değildi bunlar” diye konuştu. ‘Herkes haddini bilecek’ Aday olan Aylin Nazlıaka’ya bir şey demediğini kaydeden Köse, “Keşke eşit şartlarda yarışsaydık. Az evvel otelde gördüm. İl başkanı gelmiş kadınlardan imza topluyor. Böyle bir kadın kurultayı olmaz” dedi. Kaftancıoğlu’nu hedef alan Köse; “İstanbul İl Başkanı diyor ki ‘Bağırarak konuşmayın.’ Biz nasıl konuşacağımızı biliriz Sayın Başkan. Herkes yerini bilecek, haddini bilecek. Gidin siz il başkanlığınızı yapın. Kadın kurultayına karışmayın” diye tepki gösterdi. Genel başkanın adı kullanılarak yanlış bilgi verildiğini dile getiren Köse, “Genel Başkan bana çekil deseydi çekilirdim. Böyle bir şey olmadı. Partiyi dizayn etmeye çalışanlar, şimdi kadın örgütü üzerinden götürmeye çalışıyorlar” dedi. İzmir İl Başkanı’nın da delegasyonla toplantı yaparak biat ettiğini kaydeden Köse, “Bugün siz yoldaşınızı satarsanız, yarın da onlar sizi satar bunu asla unutmayın” dedi. Aylin Nazlıaka da yaptığı konuşmada; Kaftancıoğlu’nun kişiler üzerinden değil, değerler üzerinden siyaset yaptığını belirtti. CHP’ye 25 yıldır emek verdiğini kaydeden Nazlıaka, “Bundan sonra ben değil, biz olacak. Yanlış anlaşılmasın hiçbirimiz hepimiz kadar Fatma Köse güçlü değiliz” diye konuştu. ‘Muhalif kadın olmak zor’ Nazlıaka, Atatürk’ün izinde ve Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracaklarını ifade etti. Nazlıaka, “Bu ceberut iktidar döneminde muhalif bir kadın olmak zor bir şey. Attığınız bir tweet’ten söylediğiniz bir söze kadar yargı kırbacıyla tehdit edilen bir dönemde muhalif kadın olabilmek emek, güç, mücadele ister. Bunların hepsi bu salonda var” diye konuştu. CHP’nin kadınlarının erkek siyasetinin yardımcısı olmayacağını kaydeden Nazlıaka, bir kadın çok çalışınca çok hırslı, bir kadın erkek çok çalışınca çok başarılı denildiğini belirterek, “Bu algıları, kodları yıkacağız. Biz kadınlar sıkıştırıldığımız kotalardan çok daha güçlü olduğumuzu biliyoruz. Gün gelecek o kota erkeklere gerekecek” dedi. El ele selamladılar Konuşmaların ardından yapılan oylamada Aylin Nazlıaka, geçerli oyların 309’unu alarak CHP Kadın Kolları’nın yeni genel başkanı seçildi. Köse ise geçerli oyların 204’ünü aldı. Divan başkanlığının sonuçları açıklamasının ardından Köse ile birlikte kürsüye çıkan Nazlıaka delegeleri el ele selamladı. AÇIKLAMA HAFTA İÇİ ANKARA’DA İnce: Kim hain kim bölücü herkes görecek KONAK’TA MESAFELI TOPLUSÖZLEŞME HALAYI CHP’nin önceki genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olan İnce, dün memleketi Yalova’daki evinde CHP’nin boykot kararı aldığı televizyon kanalı CNN Türk’e açıklamalarda bulundu. Haber ekibinin İstanbul’dan Yalova’ya kadar gelmesi nedeniyle nezaketsizlik olmaması için kapıyı açtığına ve kendileriyle görüştüğüne vurgu yapan İnce, CHP’den ayrılarak parti kuracağı iddialarına ilişkin soruya karşılık, önümüzdeki hafta Ankara’ya gideceğini ve her şeyi orada açıklayacağını belirtti. “Hakkımda iftiralar ve yalanlar var” diyen İnce, “İpe sapa gelmez açıklamalar var. Ben bunların hepsine kulaklarımı kapadım. Tüm bunları önümüzdeki hafta Ankara’da anlatacağım. Yazılıp çizilenlerden de haberim var. Pek çok gerçek ve pek çok yalan var. Ben hain ve bölücü diyenleri de biliyorum. Haftaya Ankara’da olacağım ve kim hain, kim bölücü herkes açıklamamda görecek. Biz Atatürk’ün partisinin 40 yıllık neferiyiz. Bunun için biraz sabır” diye konuştu. İnce, “CHP’ye küskün müsünüz” sorusuna ise “Hayır” yanıtını verdi. l İç Politika Eski Bakan Okuyan’a dava CHP’den ayrılıp parti kuracağı öne sürülen Muharrem İnce, kendisini AKP’lilerin finanse ettiği iddialarını ortaya atan eski bakan Yaşar Okuyan’a dava açacağını duyurdu. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, yeni parti kuracağı iddiaları gündemde olan Muharrem İnce hakkında açıklamalarda bulundu. Gazeteci Hakan Aygün’ün YouTube kanalına konuşan Okuyan, İnce’nin arkasında hükümete yakınlığı ile bilinen iş insanı Mehmet Cengiz’in olduğunu söyledi. Okuyan’ın bu iddialarına tepki gösteren İnce sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Okuyan’a dava açacağını belirterek, “Elbise değiştirir gibi parti değiştiren siyasi mevta Yaşar Okuyan’ın hakkımda söylediği yalan ve iftiralarla ilgili dava açacağım. Her partide yaşama özelliği bulunan bu Yaşar’a yalan ve iftiralarını mahkemede ispat etme hakkı veriyorum” ifadelerini kullandı.l İç Politika Konak Belediyesi ile Belediyeİş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesine imzalar düzenlenen törenle atıldı. Bayram havasında geçen törende yüzde 14’lük maaş zammına imza atıldı. Sözleşmeyi halayla kutlayan belediye işçileri sosyal mesafeyi ayarlamak için sopalarla halay çekti. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, toplusözleşmenin belediyeye ve tüm işçilere hayırlı olması dileğinde bulunarak işçilere, “Birlikte Konak diyerek yola çıktık. Bu birlikteliğin en önemli parçalarından biri sizlersiniz” sözleri ile seslendi. l İZMİR / Cumhuriyet ESKİ ÇATALCA BELEDİYE BAŞKANI Cem Kara yaşamını yitirdi Yakalandığı hastalık nedeniyle bir süredir tedavi gören eski Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara (58) yaşamını yitirdi. Kara’nın ölüm haberini CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu duyurdu. Kaftancıoğlu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Canım başkanım, can başkanım, Cem başkanım güle güle. Önceki dönem Çatalca Belediye Başkanımız Cem Kara’yı kaybettik. Başımız sağ olsun” mesajını yayımladı. 1962 doğumlu Kara, 2009 ve 2014 seçimlerini kazanarak iki dönem Çatalca Belediye Başkanlığı görevini yürütmüştü. l Haber Merkezi İnsan yaşamını savunmak... Japon aile hekimleri, ailede kimse hasta olmadığı sürece ücret alırlarmış. Bir kişi hasta olursa hekimlere ödenen ücret kesilir, hekimler de hastayı bir an önce iyileştirmek için çalışırlarmış. Hastalığa değil, sağlığa ücret ödeme sistemi anlamlıdır. Sağlık hizmetlerinin temeli, “koruyucu sağlık hizmetleridir”. Bugünün hastayı müşteri sayan, “hasta garantili şehir hastaneleri” sisteminin bakış açısı “insanın sağlıklı olması” anlayışı yerine “hastalan, hastaneye git” diyen kapitalist sistemin ürünüdür. “Koruyucu sağlık hizmeti” anlayışını önceleyen Prof. Dr. Nusret Fişek’tir. Nusret Fişek, Hacettepe’de kurduğu “Toplum Sağlığı” bölümü ile yeni bir çığır açmıştır. O bölümün yetiştirdiği Uğur Cilasun’lar, Nevzat Eren’ler, Rahmi Dirican’lar bu anlayışın toplumcu temsilcileri olmuşlardır. (Yakında fiziksel varlığı aramızdan ayrılan dostum Uğur Cilasun’la ilgili yazımda soyadını bir bellek kalıbı olarak yanlış yazdığım için düzeltiyor, özür diliyorum.) Bugün, koruyucu sağlık hizmetleri bütünüyle unutulmuş durumdadır. Oysa, başta beslenme olmak üzere, yaşamın bütün alanları, barınma, ısınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi her şey sağlıkla ilgilidir. Doların 7 liranın üstüne çıkması bile bir halk sağlığı sorunudur. Hele de Covid19 salgını içinde insan sağlığını hiçe sayıp ekonominin çıkarlarını gözeten yönetim anlayışı açıkça suç işlemektedir. Virüs salgını bitmiş gibi turizmi zarardan kurtarmak için tatil yörelerini açmak, AVM’ler işlerini görsün diye insanları kapalı alanlara yollamak insan hayatını hiçe saymaktır. Açıkça, ekonomik çıkarlar uğruna insan sağlığı tehlikeye atılmıştır. Artan hasta sayılarını bütün yükü de salgınla boğuşan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sırtına yüklenmiştir. Siyasal iktidar, insan sağlığını tehlikeye atma suçunu işlemektedir. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın bunları bildiğini ama Saray iktidarı karşısında çaresiz kaldığını düşünüyorum. Bu ülke bir zamanlar hastalıklarla savaşı her yerde ve her yönde nasıl yürütmüştü? Verem savaşı sıtma savaşı trahom savaşı Atatürk Cumhuriyeti dönemi, bütün hastalıklarla savaş dönemidir. Dr. Refik Saydam, Milli Mücadele döneminde Atatürk’ün yanındadır ve sorumluluk almıştır. Sağlıkla ilgili plan, yaygın hastalıklarla özel savaş birimleri olarak yürütülmüştür. Yaygın hastalıklar olan, verem, sıtma gibi hastalıklar için özel merkezler kurulmuş, vatandaşa ücretsiz bakım ve ilaç sağlanmıştır. Köylere kadar giden ekipler bu arada frengi gibi, trahom gibi hastalıkları da iyileştirme programına almışlardır. Bu dönemde aşılar geliştirilmiş, Ankara’da kurulan Hıfzıssıhha (Sağlığı Koruma) Enstitüsü hastalıkların tanısı için, koruyucu aşılar için çalışmalarını sürdürmüştür. Bu merkeze Dr. Refik Saydam adı verilmesi çok anlamlıdır. Yaygın bulaşıcı hastalıklar olan tifo, paratifo, dizanteri için temiz su kaynakları olağanüstü önemlidir. Tifüs hastalığının önlenmesinde bitlerle savaşım yaşamsaldır. Sıtma savaşı bataklıkların kurutulup sivrisineklerin ortadan kaldırılması ile bağlantılıdır. Atatürk Cumhuriyeti bu savaşları kazanmıştır. Prof. Dr. Nusret Fişek, bu sağlık savaşımını “sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi” ile yeni bir aşamaya taşımıştır. Bu aşama, halkın içinde hizmet veren “Sağlık Ocağı” sistemidir. Bu ocakta bir hekim, bir hemşireebe, bir sağlık memuru her türlü sağlık hizmetini vermektedir. Uygulama doğudan başlatılmış, son derece olumlu sonuçlar alınmıştır. Benim de gezip Cumhuriyet gazetemizde bir dizi yaptığım bu hizmetin geliştirilmemesi büyük bir kayıptır. Kapitalizme teslim edilen ülkem... İşte, o günlerden bugünlere gelindi. 1950’lerden başlayan Demokrat Parti iktidarı ile kapitalizme teslim edilen ülkem, bugün AKP iktidarında; hasta yerine müşterimarket anlayışında hastane ile ilaç endüstrisine hizmet veren bir zincire çevrildi. Emperyalist kapitalizm, ülkemi sağ siyasal iktidarlar eliyle teslim aldı. Bugün, Covid19 salgınında “maskeni takmesafeni koru” diyerek her yeri açan, ekonomik zararı önlemeyi öne alıp insan hayatını hiçe sayan siyasal iktidar suç işlemektedir. Mart başından bugüne kadar 26 tıp doktoru, 52 sağlıkçı hayatlarını bu hastalıktan kaybetmiştir. Bu meslektaşlarımız “görev şehididir”. Türk Tabipleri Birliği, tabip odalarıyla, merkez konseyi ile gerçekleri açıklamak için mücadele etmektedir. Önümüzdeki pazar günü, 16 Ağustos 2020 günü İstanbul Tabip Odası’nın seçimi var. Gideceğim ve gerçeklerin halka ulaşması için oyumu vereceğim. Bilim ve gerçekler elbette her zaman haklı çıkacaktır...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear