15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET 5 31 MAYIS 2020 PAZAR >> Baş tarafı 1’de tespitler neticesinde ise müvekkilin kiralama sözleşmesine ve hukuka aykırı bir yapılaşmaya sebebiyet vermediği tespit edilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi ise hukuka aykırı bir işlem olmamasına rağmen gerçekleri tahrif etmiş, kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın Müvekkil’i suçlu ilan CEVAP VE DÜZELTME etmeye çalışmış ve siyasi hırsları doğrultusunda hukuka aykırı bir habere imza atmıştır. Bu haberin kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yapılmadığı açıktır. Yaşadığımız bu meşakkatli günlerde bir kamu hizmeti olan “gazetecilik” mesleğini siya si ve rövanşist muhalif emellere alet ederek, gerçekleri açıkça çarpıtma pahasına “gazetecilik” adı altında yürütülmekte olan bu faaliyeti bir kez daha kamuoyunun dikkat ve takdirine sunuyoruz. Netice olarak, hukuka ve ahlaka aykırı bu iddia ve isnatları reddettiğimizi, başta gazeteniz olmak üzere bu iddiaları yayınlayan ve yayanlara karşı yasal yollara başvuracağımızı değerli kamuoyuna saygıyla duyururuz, 30.04.2020 T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun vekili Av. Sezgin Tunç (L.L.M.) OKURLARIMIZA... Gerçeğin peşinden koşmak... Değerli okurlarımız... Sokak yasağının da yaşandığı bir pazar günü karşınıza yalnızca Türk basın tarihine değil, dünya basın tarihine de geçecek bir Cumhuriyet’le çıkıyoruz. İktidara bağımlı “bağımsız yargı” tarafından manşetlerimize, haberlerimize gelen tekzip metinlerine “alışkınız.” Ancak Olayların Ardındaki Gerçek köşesine gelen tekzip metni karşısında bir o kadar da şaşkınız!.. Terör soruşturmaları, yargılamalar, Basın İlan Kurumu üzerinden verilen ilan kesme cezaları, haberlerimize yönelik “bağımsız yargı”nın aldığı “tekzip” kararlarına karşın gerçekleri yazmayı sürdüreceğiz. Diz çökmeyeceğiz... Somut gerçeğe dayalı haberimizin arkasındayız. Bir kez daha tarihe not düşüyoruz... İstanbul’da yaşanan olay açıktır: “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta kiraladığı vakıflara ait arazide izinsiz yaptırdığı çardak ile şöminenin de içinde bulunduğu peyzaj çalışmaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerince 13 Nisan 2020 tarihinde sökülmüş ve yıkılmıştır...” Ve Cumhuriyet, 14 Nisan 2020 tarihinde İstanbul’un göbeğinde yaşanan bu olayı, yaptığı haberle kamuoyuna duyurmuştur. Bu, dünyanın her yerinde haberdir; Türkiye’nin referans gazetesi Cumhuriyet, evrensel gazetecilik kuralları çerçevesinde yaşanan gelişmeyi haberleştirmiştir. Yarın da gazetemizin manşetinde aynı haberle ilgili bir “cevap ve düzeltme” metni daha yer alacak. Cumhuriyet’in tek dayanağı gazetenin gerçek sahibi olan okurlarıdır. Atatürk’ün adını koyduğu Cumhuriyet, okurları için gerçeğin peşinden koşmaya devam edecek. Tüm baskılara karşın susmayacağız!.. İzmir’de camiden ‘Çav Bella’ çalınmasına ilişkin hükümetten farklı yorumlar Erdoğan CHP’yi suçlamıştı Soylu, ‘provokasyon’ dedi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’deki cami hoparlörlerinden “Çav Bella”nın çalınmasıyla ilgili CHP’yi hedef gösterip “bozgunculuk”la suçlarken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “Bu bir provokasyon. Arkadaşlarımız arıyorlar, bulacaklar. Bu provokasyonun müsebbiplerinin iyi niyetli olmadığı apaçık ortada” dedi. Soylu, Türkiye’de yeni partilerin kurulmasının özgürlük tartışmalarına bir örnek olduğunu belirterek, “Özgürlük alanı olmasa bu kurulabilir mi” diye sordu. Öte yandan Soylu, Üsküdar’daki Ermeni Kilisesi’nin haçının kırılması ile Hrant Dink Vakfı’na tehdit içeren e posta atılması olaylarının faillerinin yakalandığını bildirdi. Soylu, sosyal medya hesabı üzerinden, “Kuzguncuk’ta kilisenin haçını kıran provokatör 24 saatte, Hrant Dink Vakfı’na tehdit maili atan provokatör de hemen yakalandı. Provokasyona izin vermeyiz! Türk polisine güvenin” ifadelerini kullandı. Süleyman Soylu, sosyal medya üzerinden yayın yapan bir programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Adana Yüreğir’de kaymakamın korumasının CHP’li Eren Yıldırım’a silah çektiği görüntüleri yalanlayan Soylu,“Bir silah hadisesi filan yok. Böyle bir görüntü de böyle bir durum da yok” ifadelerini kullandı. ‘İyi niyetli değiller’ İzmir’de camilerden müzik yayını yapılmasıyla ilgili de konuşan Soylu, “Ramazan ayında, herkesin kendi dini inancıyla bulunmak istediği bir ayda elbette bir provokasyon. Arkadaşlarımız arıyorlar, bulacaklar. Bu provokasyonun müsebbiplerinin iyi niyetli olmadığı apaçık ortada. Bizim teşkilatlarımızın teknik kabiliyeti çok yüksek. Fakat buradaki temel problem, bu bir teknoloji meselesi değil. Daha geçmişte bilinen bir telsizle linke girmeyi sağlayabilecek veya başka bir yöntemle girmeyi sağlayabilecek, çok basit ve ilkel bir yöntem. İnternet veya GSM hattı üzerinden oluşmuş olsa, bütün bunları yapabilme kabiliyetine sahibiz. Oradaki problem bu camilerin namaz aralarındaki dönemde bu sistemleri kapalı olacak ve bu tip saldırılara karşı da savunma mekanizması olacak” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cami hoparlörlerinden “Çav Bella” marşının çalınmasıyla ilgili CHP’yi hedef alarak “CHP’nin her aktörü başka bir cephede bozgunculuk fesat peşinde konuşuyor. Bunların hayallerinde cami minarelerinde ezan dışında başka bir ses duymak vardır. Saygısızlar yayın yapıyor, CHP yetkilileri zevk alıyor” demişti. l İç Politika TEHDİTLE İLGİLİ İLK İFADE: AZERI SEVGILIMIN TESIRINDE KALDIM Habertürk’ün haberine göre, Hrant Dink Vakfı’na tehdit maili gönderen ve Konya Selçuklu’da gözaltına H.A., mail attığını kabul etti. Azeri sevgilisinin tesirinde kaldığını ileri süren zanlı, pişman olduğunu söyledi. Cep telefonuna el konulan H.A.’nın kasten yaralama, tehdit, hakaret gibi asayişe müessir fiillerden kaydının bulunduğu öğrenildi. Şüpheli H.A’nın soruşturma yeri olan İstanbul’a gönderileceği öğrenildi. l Haber Merkezi TAHLİYE EDİLEN BANU ÖZDEMİR: HEDEF GÖSTERILIP TUTUKLANDIM İzmir’de cami hoparlörlerinden “Çav Bella” çalınmasına ilişkin yaptığı sosyal medya paylaşımı nedeniyle tutuklanan ve önceki gün tahliye edilen CHP İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, Halk TV’de yaşadıklarını an lattı. Özdemir, “Şarkı çalındıktan 12 saat sonra basına haberleri düştükten sonra bu provokasyona dikkat çekmek amacıyla bir paylaşım yaptım. Müftülüğü göreve çağırdım. Bu algı operasyonunu yapan kimi haysiyet cellatları çok yalan yanlış doğru olmayan şeyler yazıp çizdiler. Ama maalesef ki beni 1 hafta boyunca ailemden, dostlarımdan mahrum bırakanlar hâlâ bu provokasyonu yapanları bulamadılar” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet HAÇI KOPARILAN KILISEYE ZIYARET İmamoğlu ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, geçen günlerde kapısının önündeki haçın koparılmasıyla gündeme gelen Kuz guncuk’taki Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’ni ziyaret etti. Kilise Vakfı Başkanı Edvard Ayvazyan’dan olayla ilgili bilgi alan İmamoğlu, “Geçmiş olsun. Bir aradayız. Bir ibadethaneye yapılmış bir hareket, hepimize yapılmıştır; hangi inançtan olursa olsun” dedi. Üsküdar Meydanı selden kurtulacak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün pandemi sürecinde çalışmalarını hızlandıran İSKİ’nin Üsküdar’daki 4 şantiyesinde incelemelerde bulundu. İncelemeler sırasında İmamoğlu’na, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen de eşlik etti. İlk olarak Sultantepe Mahallesi’ndeki Bülbülderesi Yağmur Suyu Tüneli İnşaat sahasını gezen İmamoğlu, telsiz yar dımıyla TBM (Tunnel Boring Machine Tünel Açma Makinesi) cihazının kazı işlemlerini başlatması talimatını vererek, “Üsküdar’daki bu yatırım değerli. Bu aslında son hamlesi diyelim. Üsküdar Meydanı’nda, yağmur sularının birikip denizle bütünleşmesi sorunu vardı. 3 noktadan sağlıklı bir şekilde denize nakledeceğimiz yağmur sularıyla, o görüntü ortadan kaybolmuş olacak. Bu da o kollardan bir tanesi. Bülbülderesi hattı üzerinde uygulanan TBM çalışmasına start verdik. Arkadaşlarımın ifadesiyle, 89 aylık bir süre var. En hızlı şekliyle hareket edeceğiz” dedi. Ardından İmamoğlu, Kuzguncuk Sahil Kolektörü Deplasesi, İcadiye Caddesi Atık Su Kolektörü ve İstavroz Atık Su Tüneli şantiyelerinde de incelemelerde bulundu. l İç Politika 25 yıldır CUMARTESİ ANNELERİ: mücadele ediyoruz Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 792. haftada da koronavirüs tedbirleri kapsamında internetten yaptı. Bu haftaki açıklamada 25 yıl önce gözaltında kaybedilen Emin Atuğ, Hizni Bilmen, Abdulkadir Demir ve Şakir Demir için adalet isteyen Cumartesi Anneleri, “Uluslararası hukukta da belirtildiği gibi ağır hak ihlallerine uğrayan herkesin etkili bir yasal çözüme erişmeye hakkı vardır. Ancak Türkiye’de devletin tüm kurumlarının işbirliği ile devreye so kulan cezasızlık kültürü, bu hakka erişimi engelliyor. Bu yüzden gözaltında kaybedilen insanlarımıza ve adalete ulaşmak için yaptığımız tüm girişimleri sonuçsuz bırakan cezasızlık politikalarına karşı 25 yıldır mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi HDP BATMAN İL TEŞKİLATI Eşbaşkanlara gözaltı HDP Batman İl Eşbaşkanları Fatma Ablay ve Ömer Kulpu, Batman Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen terör soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında dün gece saatlerinde HDP Batman İl Başkanlığı’na gelen polis ekipleri içeride arama yaptı. İçeride bulunan bazı dosyalara el konulurken, eşbaşkanlar Ablay ve Kulpu gözaltına alındı. Gözaltıların ardından HDP milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki, Nejdet İpekyüz, Ayşe Acar Başaran basın açıklaması yaptı. Başaran, “Arama kararı çerçevesi belli olmasına rağmen parti binamız talan edildi. Bilgisayar kasalarından kitaplara kadar her şeye el konuldu. İki eşbaşkanımız gözaltına alındı. AKP, partimizi kriminalize etmeye çalışmaktadır. Batman’da yaşananlar bunun göstergesidir. AKP siyaset yapılmasını istemiyor. Karşısında direnenleri polis ve zor gücü ile sindirmeye çalışıyor” dedi. l İç Politika Aknoz Paşa kafası Bugünkü gazetemiz tarihte yerini alacak değeri haiz bir birinci sayfa ile çıktı. Gelecek nesillere “AKP iktidarında basının hali pürmelali bu vaziyetteydi” demek için saklanmaya değer. Bizden önceki meslek büyüklerimiz, DP döneminde gazetelerin birinci sayfalarının sansür nedeniyle boş çıkmak zorunda kaldığını, bazen yayımlanmadan matbaada iken toplatıldığını, yaptıkları haberin gerçek olmasına ve belgelere dayanmasına rağmen haklarında hapis cezası verildiğini, ama mahkemede yazdıkları haberin kanıtlarını sunmanın yasak olduğunu söyleyince havsalamız almaz, “nasıl yani” diye sorardık. İşte bugün Cumhuriyet’in birinci sayfası da DP iktidarı ve darbe dönemlerinde basına uygulanan baskının bir benzerini yaşadığımızın kanıtıdır. Sabah akşam “darbe” lafını dilinden düşürmeyen ve bu kavram üzerinden mağduriyet devşirmeye çalışan iktidar, gazetecilere haberlerinden dolayı hükmettiği yargı eliyle hapis cezaları vermekte, Basın İlan Kurumu kendini yargı yerine koyarak beğenmediği haber ve yorumları yayımlayan gazetelere ilan kesme cezası ugulamakta ve örneğini yukarıda gördüğünüz gibi belgeli, kanıtlı haberlere yargı eliyle “yalan haber” muamelesi çekip, aynı haber için birden çok tekzipler göndermektedir. Terör soruşturması Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta vakıf arazisine kaçak pergola ve şömine yaptığı için İBB tarafından kaçak eklentilerin yıkılmasını haberleştirdiğimiz için gönderildi yukarıdaki tekzipler. Haber nedeniyle arkadaşlarımız hakkında terör soruşturması açıldı. O güne kadar gazeteciler, dava açılması halinde basın savcısına ifade verirken bizim arkadaşlarımız niyeyse İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kamu Asayiş Bürosu’na ifade vermek zorunda kaldı. DGM’ler açık olsaydı herhalde orada ifade vermek zorunda kalacaklardı. “Yapılan haberin kamu asayişi ile ne ilgisi var” diyenleriniz olabilir. Biraz açalım öyle ise... Bu haberle ilgili internet medyasında da yayın yasağı getirildi. Artık bu habere ulaşamayacaksınız. Yayın yasağı gerekçesinde ise mahkemenin gerekçesi de yine tarihe geçen türden. “Cumhuriyet gazetesi bu haberi koronavirüs mücadalesinde başarılara imza atan hükümeti küçük düşürme ve virüsle mücadeleyi engelleme amacı ile yapmıştır” diye bir gerekçeli karar alınca yazıişlerinde çalışan arkadaşlarımız gülme krizlerine girdi. Tekzip, Arapça “kizb” kelimesinden türemiş ve “yalanlama” anlamında kullanılır. AKP iktidarı öncesinde bir gazetede tekzip çıkması hem gazete açısından hem de haberi yapan muhabir açısından prestij kaybı sayılırdı. Çünkü noterden gönderilen tekzipler çoğunlukla yayımlanmaz, ancak mahkeme kararıyla olunca gazete yayımlamak zorunda kalırdı. Basın davalarına bakan mahkemeler ise itiraz edilen haberlerin kanıtını görmek ister, muhabir haberine dayanak olarak kanıtlarını sununca tekzip kararı da kolay kolay yargıdan çıkmazdı. Kamuoyunun takdiri 2010 referandumundan sonra yargının ruhuna el Fatiha okuyalı çok oldu. O nedenle elinizde istediğiniz kadar belge olsun, artık haberi yazana haberinin delilleri sorulmadan tekzip kararları gönderiliyor. İstersen yayımlama... Arkasından para cezaları geliyor. Arkasında devletin ilan desteği olmayan gazeteler, para cezaları ve ilan kesme cezaları nedeniyle zaten bizar olmuş durumda. Altun’un avukatının gönderdiği tekzip kararlarında şöyle deniyor: “Bu haberin kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yapılmadığı açıktır. Yaşadığımız bu meşakkatli günlerde bir kamu hizmeti olan ‘gazetecilik’ mesleğini siyasi ve rövanşist muhalif emellere alet ederek gerçekleri açıkça çarpıtma pahasına ‘gazetecilik’ adı altında yürütülmekte olan bu faaliyeti bir kez daha kamuoyunun dikkat ve takdirine sunuyoruz.” Cumhuriyet gazetesi olarak bizim de kamuoyunun takdirine sunmak istediğimiz husus şu: “Altun’un vakıflardan kiraladığını ve üzerinde mevzuata aykırı hiçbir kaçak yapı olmadığını söylediği arsada İBB ekipleri yıkım yaptı mı yapmadı mı? Eğer yapılan yapılar mevzuata uygunsa İBB bu yıkımla suç işlemiş demektir. İBB’ye bir dava açtı mı, açmadı mı?” İktidar, yandaş olmayan basında çıkan her haber ile ayrı uğraşacağına ve her seferinde bir savcıya işlem yapması için talimat vereceğine DP döneminin İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Aknoz Paşa (Nurettin Aknoz) gibi bir yasaklar genelgesi yayımlasın. Hatta oturup üzerinde çalışmaya gerek yok, onun yayımladığı yasakları aynen ilan etsin. Ne onlar uğraşsın ne de basın mensupları. 67 Eylül olaylarından sonra İstanbul’da ilan edilen Sıkıyönetim Komutanlığı’na getirilen Aknoz Paşa’nın getirdiği yasaklar zaten bugünkü iktidara da uyuyor. Eğer unuttuysanız bu yasakları biz hatırlatalım: Halkı heyecanlandıracak haberlerin yapılması yasaktır. Meclis’teki görüşmeler halkı heyecanlandırabilecek nitelikteyse yazılmayacaktır. Hükümeti eleştirmek yasaktır. Darlık, kıtlık, yokluk haberleri yazılmayacaktır. (Örneğin ekmek almak için fırın önünde bekleyen insanların resmini koymak yasaktır.) Magazin sayfalarında halkı heyecanlandırabilecek resim ve yazılar yasaktır. Çıplak kadın resmi basmak da yasaktır. Öğrenci birlikleri ve başka dernekler hakkında yapılan kovuşturmalarla ilgili haber basılamaz. Heyecan verici cinayet haberlerinin geniş biçimde yazılması yasaktır. Sıkıyönetim mahkemeleriyle ilgili haber basılamaz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear