19 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 31 MAYIS 20202 PAZAR ADALAR DA NORMALE DÖNÜYOR Adalar Kaymakamlığı, koronavirüs salgını nedeniyle 26 Nisan saat 00.00 itibarıyla başlayan ilçeye giriş ve çıkışların kısıtlanması kararının, bugün saat 00.00’da sona ereceğini duyurdu. l DHA 230/110 280/160 230/1 3 0 240/140 250/110 230/7 0 210/50 220/8 0 200/110 280/110 230/100 250/150 190/9 0 230/180 260/100 260/140 250/120 320/150 240/8 0 240/1 2 0 270/160 260/170 TARİHTE BUGÜN 1946: Varto’da deprem. 833 kişi öldü, 349 kişi yaralandı ve 1991 ev yıkıldı. 1967: Türkiye’de ikinci kez bir hastaya yapay kalp kapakçığı takıldı. Bir gün bile Koronavirüs kalp hastalarını daha ağır vuruyor. Özellikle aksatmayın hipertansiyonu olanlar ilaçlarını düzenli kullanmalı Koronavirüsün kronik kalp hastalığı olan ve bağışıklığı nispeten zayıf, yaşlı bi içinde en fazla hipertansiyonda gözleniyor. Bu durumun hipertansiyonun vücuttaki yıkıcı etki reylerde özellikle daha etkili ol sinden mi yoksa en sık gözlenen duğuna dikkat çeken Giresun Üniversitesi Kardiyoloji Ana SIBEL kronik hastalık olmasından mı BAHÇETEPE kaynaklandığını tam olarak bil bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. miyoruz. Ancak bildiğimiz şu ki Dr. Ahmet Karagöz, salgın nedeniy hipertansiyon hastalarını bu süreçte le hastaneye gitmeye çekinen hastala daha özenle korumalıyız. Aynı şekil ra, “Tedavinin ve ilaçların bir gün da de birçok ilacın kullanıldığı koroner hi aksatılması kalp krizi, felç ve hatta arter hastalığı, kalp yetmezliği ve atri ölüme neden olabilir” uyarısında bu al fibrilasyon hastalarında da tedavi lundu. siz bireylerin ya da tedaviye uyumun Prof. Karagöz, salgın sürecinde edi yetersiz olduğu bireylerin covid19 nilen deneyimlerle, koronavirüsün enfeksiyonu açısından çok daha risk kronik hastalığı olan ve bağışıklığı li olduğunu unutmamak gerekir” di nispeten zayıf, yaşlı bireylerde özel ye konuştu. likle daha ağır seyrettiğini anımsat tı. Karagöz “Bu süreçten elde ettiğimiz Felç riski artıyor veriler bize gösterdi ki covid19 enfek “Kronik kalp hastalıklarında siyonuna yakalanma ve enfeksiyonun ilaçların bir gün bile aksatılması ağır seyretme riski, kronik hastalıklar şikâyetlerin ortaya çıkmasına ve is tenmeyen kardiyovasküler olaylardan (kalp krizi, felç ve hatta ölüm) korunmada boşluk bırakılmasına neden olura diye belirten Doç. Dr. Karagöz “Bu nedenle bu durumu yumuşak cümleler ile geçiştirip hastalarımızın ilaçları temin edemediğinde ‘bir günden bir şey olmaz’ anlayışına yönelmelerini istemiyorum. Örneğin atrial fibrilasyon hastalarında kullandığımız kan sulandırıcı ilaçların bir gün hatta bir doz atlanması bile inme ya da halk arasındaki tabiri ile felç riskini belirgin ölçüde artırmaktadır. Önemli nokta, şartlar ne olursa olsun ilaç dozunun bir kez bile atlanmaması gerektiğidir” dedi. Karagöz, kronik rahatsızlığı bulunan hastaların akut ve acil durumlar geliştiğinde tereddüt etmeden hastanelere başvurmaları tavsiyesinde bulundu. DIYET VE EGZERSIZ DE ÖNEMLI Kronik kalp hastalıklarının mutlak takip ve tedavi uyumu gerektiren hastalıklar olduğunu, bu hastalıklarda pek çok ilaç kullanıldığının altını çizen Karagöz, “Ancak unutmamalıyız ki kronik kalp hastalıklarında tedavi süreci sadece ilaçlar ile olmuyor. Diyet ve egzersiz de hastalık tedavisinin köşe taşları olarak değerlendirilebilir. Sokağa çıkma yasağının tedavinin en çok bu kısmını aksattığını söyleyebiliriz. Bu hastalarda en çok önerdiğimiz ve hastalarımızın da en iyi uyum gösterdiği egzersiz tempolu yürüyüş. Maalesef bu süreç onları bu egzersizi yapmaktan alıkoydu. Ayrıca sürekli evde kalma ile değişen beslenme alışkanlıkları tedavi yönetiminde istenmeyen etkilere yol açtı. Hastalarımız kronik hastalıkları dolayısıyla normal şartlarda sürekli hekimleri ile iletişim halindedir. Ancak pandemi sürecinde yüz yüze hastahekim iletişimi belirgin derecede azaldı” dedi. 70 haneli köy karantinaya alındı Kırşehir’in Mucur ilçesinde bulunan 70 haneli Asmakaradam köyünde oturan bir kişi, yüksek ateş ve öksürük şikâyetiyle Ahi Evran Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Burada tedavi olan kişinin koronavirüs testi pozitif çıktı. Bunun üzerine 70 haneli Asmakaradam köyü karantina altına alındı. Köyün çevresinde jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemleri alarak, giriş çıkışları kapattı. l DHA Tam bir salgın yolculuğu Amerika, Hong Kong, Sri Lanka ve Hollanda gibi ülkelere yolcu taşıyan gemilerde çalışan Türk işçileri, koronavirüs salgın başlayıp ülkelerin sınır kapılarını kapatmasıyla çalıştıkları gemilerde mahsur kalmıştı. Demir attıkları, Sri Lanka, Dubai ve Yunanistan’ın ülkeye girişlerini kabul etmediği Türk işçileri, Hollanda’ya kadar gitmişti. 22 gemi işçisinden Erhan Zoba, Hollanda’da Rotterdam Başkonsolosu Aytaç Yılmaz’a mail atıp yardım istedi. Zoba’nın attığı maile olumlu cevap veren Başkonsolos Yılmaz, gemide çalışanları bir araya getirerek Türkiye’ye gitmeleri için yardımcı oldu. Yılmaz’ın girişimleriyle birlikte 22 Türk, otobüse bindirilerek karayoluyla önce Bulgaristan’a, ardından da Dereköy Sınır Kapısı’ndan ülkeye giriş yaptı. l DHA İstanbul’da bir yurttaş, sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle boş kalan Bostancı sahilinde keçilerini otlattı. l DHA TTB Başkanı’ndan kritik uyarı: Bütün illere virüsü taşıyacaklar İstanbul bulaştıracak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “normalleşme” adımları kapsamında 1 Haziran’dan itibaren birçok kısıtlamayı kaldırması kararına Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman’dan tepki geldi. Prof. Adıyaman, Türkiye’de salgının devam ettiğini ama hiçbir şey olmamış gibi her şeyin eskiye döndüğü nü belirterek “İstanbul’dan bütün illere bu virüsü taşıyacaklar” dedi. Adıyaman özetle şöyle konuştu: “İstanbul’da hiç mi hasta kalmadı. Bu 1182 yeni vaka nerede? Hastalığı taşıyanların yüzde 80’inin semptomsuz taşıdığını biliyoruz. Siz açtınız İstanbul’dan tüm illere ulaşımı. Bir nevi bu virüsü gönderebilirsiniz. 65 yaş üstündekiler evde kalıyor, bunda da bir eşitlik yok. 65 yaşın üzerinde işletme sahiplerine sokak serbest. Bu istisna bile önceliğin ne olduğunu gösteriyor. Halk sağlığından öte başka bir şey var o da ekonomik çıkarların korunması. Öyle açıklamalar yapılıyor ki sanki bitti bu iş, kalmadı. Biz bunların erken olduğunu düşünüyoruz.” l Haber Merkezi YENİ NORMAL KURALLARI OTOBÜS İçişleri ile Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Türkiye Otobüsçüler Federasyonu’nun (TOF) görüşünü alarak hijyen genelgesi hazırladı. Personel kişisel hijyen işlemlerini tamamlayarak maskeyle işbaşı yapacak, ayrıca yüz siperliği kullanacak. Acentelerde, otogarlarda ve mola yerlerinde yeterli sayıda ateş ölçer bulundurulacak personel ve yolcuları ateş ölçümleri yapılacak. Maskesiz yolculara hizmet verilmeyecek. Toplam koltuk kapasitesinin yarısından fazla yolcu olmayacak. Araçlarda tavan havalandırma kapakları yol boyunca açık tutulacak. l Haber Merkezi KREŞ Özel kreş, çocuk kulüpleri ve gündüz bakımevlerinde bir grupta en fazla 10 çocuk bulunacak. Kuruluşlar, hizmete başlamadan önce dezenfekte edilecek, bu işleme ilişkin belgeler, il müdürlüklerine iletilecek. Kuruluşlara girişte, kuruluştan ayrılırken ve gün içinde 4 saatte bir çocukların ateşi ölçülecek, bir çizelge ile kayıt altına alınacak. Ateşi olan çocuklar kuruluşa kabul edilmeyecek. Zorunlu haller dışında kuruluşa veliler ve ziyaretçiler kabul edilmeyecek. Servis araçlarının taşıma kapasitesi sosyal mesafe göz önüne alınarak planlanacak. Araç girişlerine el dezenfektanları konulacak. l AA Mültecilere ve işçilere yardım İzmir Büyükşehir Belediyesi, tüm dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında mültecilere ve mevsimlik tarım işçilerine destek veriyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Uluslararası Göç Örgütü’nün (İOM) gönderdiği 2 bin 700 hijyen seti ve 500 gıda paketi dağıtılmaya başlandı. l İZMİR / Cumhuriyet ‘Sigara dumanı virüs getirebilir’ Ankara’da Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu, “Sigaranın dumanında havada asılı kalan moleküller var. Örneğin, büyük bir alandasınız ve 2 metre uzaklıktaki bir kişinin içtiği sigara dumanı size ulaşıyorsa, o duman size virüs de getirebilir. Mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor” dedi. Taşkınoğlu, dünyada yılda 8 milyon kişinin sigara yüzünden, 1,2 milyon kişinin de sigara dumanına maruz kaldığı için hayatını kaybettiğini anımsattı. l DHA Özerk TRT’nin destanı 21 Mayıs 2020 tarihli Sözcü gazetesinin Gündem sayfasında “TRT, bu ülkenin iletişim okuluydu” başlıklı bölümünde Uğur Dündar’ın adını görünce çok sevindim ve “İşte tam bir TRTTV temsilcisi” diye düşündüm. Bu düşüncem konuşmanın yarısına kadar sürdü. Özerk televizyonun destanının oluşturucuları olarak Turgut Özakman, Hıfzı Topuz, Haluk Şahin ve Metin Erksan’ın adlarını “efsane” olarak saydığını okuyunca irkildim ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Burada konuyla ilgili önemli bir açıklama yapmak zorundayım: TRT Televizyonu’nun ilk kuruluş ve görev yönetmeliğini Alpaslan Öner ile birlikte yazdık. Bu da ne denli işin içinde olduğumu gösterir. HHH Uğur Dündar, TRT’de yaşanan “19 Mayıs Cumhuriyet Bayramı” skandalını kınadıktan sonra, TRT Televizyonu’na adil ve torpilsiz bir sınavdan sonra girdiğini; bir süre sonra eğitim için ABD ve İngiltere’ye gönderildiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Ben TRT kökenli olduğum için ayrıca üzülüyorum. TRT’nin nereden nereye savrulduğunu görüyorum. Bir zamanlar Turgut Özakman gibi Cumhuriyeti en iyi anlatan, Milli Mücadele’yi en iyi anlayan çok değerli tarihçi yazar büyüğümüzün görev yaptığı, Hıfzı Topuz’ların, Haluk Şahin’lerin, Metin Erksan gibi efsanevi isimlerin istihdam edildikleri ve TRT kadrosunda çalıştıkları bir kurumdu. Oradan bugünlere geldik. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı gününde Cumhuriyet Bayramı logosunun kullanılmış olmasını ben doğrusu hiç yadırgamıyorum. Çünkü cehaletin ve liyakatsizliğin bir kurumu getirebileceği yer burası olsa diye düşünüyorum.” HHH Uğur Dündar’ın TRTTV tarafından ABD’ye gönderilmesini hatırlamıyorum ama o ve rahmetli Neslihan Gence İngiltere’ye gönderildiği sırada Erhan İmset Ankara Televizyonu Müdürü, Kenan Değer Program Müdürü, ben de Öndenetim ve Redaksiyon Şubesi sorumlusu idim. Daha sonra şubenin müdürü oldum ve ardından Türkiye Televizyonları Program ve Yayın Planlama Müdürü olarak atandım. Bunları “Efsane” sıfatını arkadaş kontenjanından kullanmasının haksızlık olduğunu yazacak konumda olduğum için yazıyorum. Sadece Uğur Dündar değil, 19701980 arasında yapılan sınavların tamamı adildir, dolayısıyla torpilsizdir. On yıl boyunca yazılı ve sözlü sınavlarda jüri üyeliği, kurslarda öğreticilik yaptım. Uğur Dündar’ın çok iyi bir TRTTV yapımcı ve yönetmeni olduğuna tanıklık ederim. Sonraki başarılarını herkes biliyor zaten. HHH Turgut Özakman’ın televizyonla hiçbir ilişkisi yoktur, Hıfzı Topuz ve Haluk Şahin, İsmail Cem’le birlikte 1974 yılında geldiler, birlikte gittiler. Onlar geldiğinde özerk TRT ve televizyon çoktan kurulmuş ve gelenek oluşmuştu. Adı geçenlerin bunda hiçbir payı yoktur. Haluk Şahin, İsmail Cem’in özel danışmanı gibiydi. Televizyonda yönetici, yapımcı ve yönetmen olarak hiçbir görevi yoktu. Nasıl “efsane” olduğunu merak ediyorum. Yeşilçam’ın büyük yönetmeni Metin Erksan televizyon için dışarıdan birkaç film yaptı. Bunlar, onun büyüklüğüne hiçbir şey eklemedi. Uğur Dündar’ın “efsane” sıfatını bile az göreceği İsmail Cem, TRT’nin kurulu düzenini ve hiyerarşisini bozdu, kendisine paralel bir kadro kurdu... Kurumu bir Başyüce gibi yönetti. Kurucu kadroyu aşağıladı. TRT’nin ve televizyonunun gerçek efsanelerine gelince, işte onları yazıyorum: HHH Adnan Öztrak: TRT’nin ilk ve kurucu Genel Müdürü. Adalet Partisi ve Milliyetçi Cephe hükümetlerine karşı destansı bir mücadele verdi; TRT’nin özerkliğini savunan kahramandı. Semih Tuğrul: Genel Müdür Yardımcısı. Emil Galip Sandalcı, Muammer Sun ve Sunuhi Cav: TRT Yönetim Kurulu üyeleri. Mahmut Tali Öngören ve Güntekin Orkut: Birinci ve İkinci Televizyon Daire Başkanları. Fahrettin Işıkçı: TV Teknik Müdürü. Erhan İmset: Ankara Televizyonu (ilk) Müdürü. Kenan Değer: Ankara Televizyonu Program Müdürü. TRT Televizyonlarını bunlar yoktan var ettiler. Tamamı gerçek 1923 Cumhuriyetçisi idi. HHH Görevli bulunduğum (19691982) yılları arasında televizyonda birlikte çalıştığım bütün şube müdürleri, yapımcı ve yönetmenler, kameramanlar, ışıkçılar, sesçiler, dekoratörler, TRT usulü seslendirmeyi keşfeden seslendirme yönetmenleri ve öteki çalışanların tamamı “liyakatli” ve çok yetenekli emekçilerdi. Üç kuruş yurtiçi yolluk alırlardı. Hepsi çilekeş ve alçakgönüllü idi. Üstelik her sabah işe geldiğimizde masanın üzerinde sarı zarf bulmaktan korkardık.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear