25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 13 MAYIS 2020 ÇARŞAMBA SINAV Nitelik Yayınları’nın Cumhuriyet okurlarına hediyesidir. Başarı Nitelik ile gelir AYT sınavı için verilen toplam cevaplama süresi 180 dakikadır (3 saat). AYT TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI SOSYAL BİLİMLER1 TESTİ 5. Civan da canına böyle kıyar mı? Hasta başın taş yastığa koyar mı? Ergen kıza beyaz bezler uyar mı? Bu testte sırasıyla, Türk Dili ve Edebiyatı (124), Tarih1 (2534), Coğrafya1 (3540) alanlarına ait toplam 40 soru vardır. Al giy allı balam şalların hani Âşık edebiyatından alınan bu şiir türünün benzerine İslamiyet öncesi Türk edebiyatında ve divan edebiyatında 1. “Tanrıya şükür, şimdi o hâlde değiliz ki düşmandan korkup da dağ içinde kapanıp oturalım. Dağın arasından yol arayıp bulalım. Göçüp çıkalım. Her kim dostum derse onunla görüşelim. Düşmanla güreşelim.” dediler. Hepsi bu sözü doğru bulup çıkmaya yol aradı fakat hiçbiri uygun yol bulamadı. Bir demirci dedi ki: “Burada bir demir madeni var. Yalın kata benziyor. Şunun demirini eritsek yol olurdu.” Oraya varıp baktılar. Geldiler, bunu uygun buldular. hangi isimler verilir? İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı A) Sagu B) Koşuk C) Sav D) Koşuk E) Ağıt Divan Edebiyatı Mersiye Methiye Hicviye Mersiye Mersiye (…) Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür koydular. Dağın üstünü arka yanını ve beri yanını doldurduktan sonra yetmiş deriden körük yapıp, yetmiş yerde kurdular, körüklediler. Tanrının gücüyle, ateş kızdıktan sonra demir dağ eriyip akıverdi. Yüklü deve çıkacak kadar yol oldu. Gününü, ayını, saatini belleyip dışarı çıktılar. 6. Bir varmış, bir yokmuş. Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellâl iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten… Annem kaptı maşayı, ba Bu parçanın alındığı destan ve ait oldu bam kaptı küreği, gösterdiler bana kapı ğu Türk kavmi aşağıdakilerin hangisin arkasındaki köşeyi… O öfke ile Tophane de doğru verilmiştir? güllesini cebime doldurmayayım mı darı A) Bozkurt – Göktürk dır diye… Orada buldum iki çifte bir kayık. B) Ergenekon – Göktürk Çek kayıkçı Eyüp’e… Eyüp’ün kızları ha C) Göç – Uygur D) Türeyiş – Uygur E) Oğuz Kağan – Hun şarı… Bir tokat vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı… Orada gördüm bir kız… Adı Emine, girdim koynuna… Bir tarafı tozluk dumanlık, bir tarafı çayırlık çimenlik, bir tarafı sazlık samanlık… Bir tarafta boya cılar boya boyuyor renk ile… Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile… Bir tarafta Mehmet Ali Paşa cenk ediyor şevk ile… Anan yahşi, baban yahşi, kurtuldum ellerinden… Bu metin için aşağıdakilerden hangisi 2. İkisi de aynı yüzyılda yaşamıştır. Biri Osmanlının şaşaalı yapısını padişahlarını, paşalarını abartılı bir dille öven methiyeler söylenemez? A) Bir masalın serim bölümünden alın mıştır. ya da sevmediklerini yerin dibine sokan hicviyeler yazarken diğeri bozulmakta olan devlet kurumlarını ve sosyal yapıyı görerek edebiyata didaktik bir misyon yükleyen eserler yazmış; hikemi şiirin güçlü örneklerini vermiş, edebiyat dilinin sadeleşmesi gerektiğini savunmuştur. Bu parçada tanıtılan 17. yüzyıl şairlerimiz aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? B) Secilere yer verilerek müzikalite sağlanmıştır. C) Gerçeküstü ögelerle okuyucu/dinleyici masalın büyülü atmosferine hazırlanmıştır. D) Yerel motiflere yer verilmiştir. E) Masaldaki esas olaydan bağımsız bir bölümdür. A) Nefi – Şeyhülislam Yahya B) Nabi – Naili C) Nevizade Atayi – Nefi D) Neşati – Nabi E) Nefi – Nabi 7. Demedim mi demedim mi Sana cânım demedim mi Gönül kuşu yuvasından Uçar bir gün demedim mi 3. Başkan: – Arkadaşlar Geçiş Dönemi’ndeki ilk İslami eserler hakkında bir sunum yapacağız. On dakikayı geçmeyecek kısa ama öz… Bildiklerinizi özetler misiniz. Arif: – Bu eserler 1114. yüzyıllar arasında Orta Asya’da verilmiş eserlerdir. Geçiş Dönemi ürünü olduğu için Arap alfabesinin yanı sıra Uygur alfabesi de kullanılmıştır. Cansu: – Bu eserlerden Divanü Lügatit Türk Arapça, diğerleri Karahanlı (Hakaniye) Türkçesiyle kaleme alınmıştır. Canım derviş gözüm derviş Çalış maksuduna eriş Bu gafletle baş olmaz iş Geçer fırsat demedim mi Nedir bu dünyanın işi Terk et beyhüde teşvişi Eli kazmalı bir kişi Kazar kabrin demedim mi (…) Bu dizeler için aşağıdakilerden hangisi yanlış bir belirlemedir? A) Hece vezninin 8’li kalıbıyla söylemiştir. B) Nazım türü nutuktur. C) Tekketasavvuf edebiyatına aittir. D) Lirik bir şiirdir. E) “Gönül”, “kuş”a benzetilmiştir. Kâmil: – Bu eserlerden sadece Divanı Hikmet heceyle ve dörtlük birimiyle yazılmıştır. Kutadgu Bilig ve Atabetül Hakayık aruzla yazılmış, bunlarda beytin yanı sıra dörtlük 8. de kullanılmıştır. I. Dikildüm serv gibi doğru geldim Eşiğinden bir adım gitsem olmaz Kaya: – O zamanki gelenek icabıyla Divanı Hikmet hariç eserler bir hükümdara sunulmuştur. II. Necâti tevbeni bozmak dilerler Çemende lâl vü gül epsem olmaz III. Cihãda âdem olan bîgam olmaz Anunçün bîgam olan âdem olmaz Mehtap: – Divanü Lügatit Türk, Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla; Kutadgu Bilig, iyi bir devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği, Atabetül Hakayık ise erdemli insandaki özellikleri göstermek amacıyla yazılmıştır. Bu parçaya göre hangi öğrencinin ver diği bilgide yanlışlık vardır? A) Arif B) Cansu IV. Gönül göz yaşını yağdırmayınca Muhabbet sebzezârı hurrem olmaz V. Güzeller taş bağırlı olmayınca Binâyı aşk inende muhkem olmaz VI. Lebi gonca beli ince güzeller Öpüp koçmağ için gâlib kem olmaz VII. Gelem akşamlayam demişdi ol mâh Sitâremde diriğâ akşam olmaz C) Kâmil D) Kaya E) Mehtap Beyitleri karışık olarak verilen bu şiir için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Necati’nin bir gazelidir. B) III. beyit matla, II. beyit maktadır. C) I, VI. beyitlerde teşbih; IV. beyitte mübalağa vardır. 4. Karagöz – Efendim, mantı mide fesâdından bahseder. Yufkayı bol yağda kızartırsın, üzerine kıyma, üstüne de yoğurdu dökersin, geçersin başına; senin elini bağlamalı, benim dahi ayağımı; sahana kaşığı çal ha çal! D) V. beyitte güzellerin acımasız olduğu vurgulanmıştır. E) “em olmaz”lar rediftir. Hacivat – Sahanı başına geçsin! Fârisîden Tâlîmi Fârisî? 9. Esrarını dil zaman zaman söyler imiş Karagöz – Bizim komşudur nalıncının karısı. Hacivat – Gülistân? Hengâmei gamda dâstan söyler imiş Aşk ehli olup da mihneti hicrâne Ben sabır iderin diyen yalan söyler imiş Karagöz – Bir kadının sırtında gördüm. Hengâmei gam: gama düştüğü zaman Hacivat – Neyi, Karagöz? Aşk ehli: âşık olan Karagöz – Güllü fistan. Hacivat – Seni maymun seni! Seni cahil musibet! “Hiçbir şey bilmem” desen ne olur? Mihneti hicrâne: ayrılık acısına Bu şiir için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Karagöz – Neyi bilmem ulan? Yemeyi de bilirim, içmeyi de bilirim. Bu metin için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Orta oyununun mukaddime bölümün den alınmıştır. B) Tuluat tiyatrosuna ait bir metindir. C) Karagöz oyununun fasıl bölümünden alınmıştır. D) Karagöz oyununun muhavere bölü münden alınmıştır. E) Karagöz oyununun bitiş bölümünden alınmıştır. A) İnsanın başka sıkıntılarla karşılaştığında bunları uzun uzun anlatıp sızlandığını ama âşık olduğunda “Ben sabrederim.” diyerek yalan söylediği vurgulanmıştır. B) Türk edebiyatına İran’dan geçen tuyuğ biçimiyle yazılmıştır. C) Bu türün divan edebiyatındaki en bilindik şairi Azmizade Haleti’dir. D) Bu türde mahlas kullanılmaz, kafiye şeması aaba’dır. E) Ahenk redif ve tam kafiyeyle sağlanmıştır. 10. Modern Dönem Türk şiirini karşılaştıran aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Tanzimatçıların halkı aydınlatma amaçları doğrultusunda temel insan haklarını yansıtan hak, eşitlik, hürriyet vb. kavramların yanı sıra vatan, millet, medeniyet kavramları da şiire girmiştir. Siyasi koşulların değişmesiyle Tanzimat’ın II. Dönemi ve sonrasında Servetifünun’da bu temalar yerine bireysel temalar işlenmiştir. B) Tanzimat’ın I. Dönemi’nde divan şiiri nazım biçimleri kullanılmıştır. II. Dönem’de ise özellikle Abdülhak Hamit Tarhan divan şiiri nazım biçimlerini kullanmamış, nağme ismini verdiği sekizer dizelik birimlerden oluşan şiirler yazmıştır. C) Tanzimat’ın I ve II. Dönem kuşağı da Servetifünuncular da aruz ölçüsüyle yazmışlar “Kafiye kulak için.” anlayışını benimsemişlerdir. D) Tanzimat’ın I. Dönem şairleri aktif, dışa dönük kişiliklere sahiptir; çoğu devlet adamıdır, siyasetle uğraşır. Tanzimat II. Dönem ve Servetifünuncular ise siyasetle pek uğraşmazlar. Hatta Servetifünuncular ülkeyi terk etmeyi düşünecek kadar yılgındır. E) Servetifünuncular divan şiiriyle hem biçim hem içerik açısından bütün bağlarını koparmışlar; sembolizmin etkisiyle yeni bir ses, şiir dili ve imge anlayışı oluşturmuşlardır. 11. Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır? A) Şinasi Tanzimat I. Dönem’in, Recaizade Mahmut Ekrem de II. Dönem’in öncü sanatçısıdır; bunların sanatçı kişilikleri güçlü olmamasına rağmen yönlendirici kişilikleri edebiyatımıza katkı sağlamıştır. B) Tanzimat’ın I. Dönem sanatçılarından Ziya Paşa önce halk edebiyatını övmüş (Şiir ve İnşa) sonra tekrar divan edebiyatına yönelmiştir (Harabat Mukaddimesi); bunun üzerine Namık Kemal tarafından eleştirilmiştir. C) Divan ve Batı edebiyatının sentezini savunan Muallim Naci’yle Batılılaşmayı savunan Recaizade Mahmut Ekrem arasındaki çatışma Servetifünun’un doğmasını sağlamıştır. D) Servetifünuncuların ağır ve süslü diline Dekadanlar isimli makalesiyle en sert eleştiriyi yönelten Ahmet Mithat olmuştur. E) Servetifünun’un kapanmasından sekiz yıl sonra kurulan Fecriâti’nin sanatçıları Servetifünun’a taban tabana ters bir anlayışla eser vermişler; ilkelerini bir bildiriyle yayımlayan ilk topluluk olmuştur. 12. Çocuk kemikten atıdır ölümün, En korkak silahı yangın, Ahşap kuşudur ölümün. Saçlarını yalnız minarelere açmış Her gece yeniden ölen annesi, Ama yangınla sahiden ölen. Utanmış sokaklarında alevler gezinir; Gözleri yürümeyen denizlere doğru. Acıktığı zaman tırnakları var artık; Cesur durumu yalnız kendine. Her gördüğü insanla ve yaşadığı Değişik ölümleri deneyen. Yangınların kanadında taşınır Gümüş oyuncaklar saçan dedeye Eğer vazgeçerse ölümden. Bu dizelerin biçim, üslup ve içerik özellikleri göz önüne alındığında aşağıdaki şairlerin hangisinden alındığı söylenebilir? A) Orhan Veli Kanık B) İlhan Geçer C) Ülkü Tamer D) Ataol Behramoğlu E) Suat Taşer 13. Ben sanatların iç içe geçmesine taraftar değilim. Şiiri şiir, resmi resim, müziği müzik olarak kabul etmelidir. Her sanatın kendine ait hususiyetleri ve ifade vasıtaları vardır. Meramı bu vasıtalarla anlatmak ve bu hususiyetlerin içinde kapalı kalmak hem sanatın hakiki kıymetlerine hürmetkâr olmak; hem bir emeğe yer vermek demektir. Güzel olanı temin edecek güçlük her hâlde bu olmalıdır. Şiirde müzik, müzikte resim ve resimde edebiyat bu güçlüğü yenemeyen insanların müracaat ettikleri birer hileden başka bir şey değildir. Bundan maada bu sanatlar, öteki sanatların içine girince hakiki değerlerinden pek çok şey kaybetmektedirler. Mesela bir şiirde ahenktar birkaç kelimenin yan yana gelmesinden meydana çıkmış bir müziği, melodilerindeki çeşitlilik ve akorlarındaki zenginlikle muazzam bir sanat olan sahici müzik yanında küçümsememeye imkân yoktur. Çıkakları aynı olan harflerin bir araya toplanmasıyla vücuda gelen “ahengi taklidi” de bu kadar basit ve bu kadar adi bir hiledir. Bu sözler hangi şiir topluluğunun/eğiliminin görüşlerini yansıtmaktadır? A) II. Yeni (Soyutçular) B) I. Yeni (Garipçiler) C) Hisarcılar D) Maviciler E) Toplumcu gerçekçiler 14. Cumhuriyet Dönemi’nde deniz temalı romanlarda deniz yalnızca bir coğrafi ad olarak kullanılmamaktadır. Bir madde, bir bölge ve bir nesne değildir. Tıpkı dünya romancılığında benzerlerinde olduğu gibi sünger avcıları, balıkçılar ve deniz emekçileri için savaşılan, bazen yenilen bazen de sonu ölümle biten yenilgilere sebep olan bir canlıdır. Bir kavramdır, sesi insanları kendisine doğru çeken bir özgürlük duygusudur. Bir alışkanlık veya bir tutkudur. Bu romanlarda deniz, insanlar gibi ikiyüzlü ve kalleş değildir. Öfkesi de sevgisi de verimlidir. Öfkesinin bedeli açık bir yenilgi, ölüm, yaralanma ve sakatlanma iken, sevgisinin bedeli zenginlik, sonsuz bir zafer duygusu berekettir. Bu parçada anlatılanlara göre aşağıdakilerden hangisi farklı bir yazarın deniz temalı romanıdır? A) Ötelerin Çocukları B) Aganta Burina Burinata C) Denizin Kanı D) Deniz Gurbetçileri E) Turgut Reis 15. Türkiye ve Türkiye dışındaki Türk insanının kimlik ve hürriyet arayışını gözler önüne sererek Türk insanının devirlere göre yaşadığı sancıları ortaya koyan yazar, Azap Toprakları ile Trakya Türklerini; Tutsak ile Irak Türklerini; Çiçekler Büyür ile Bulgaristan Türklerini roman dünyasına taşır. Bu romanlardan Tutsak, Irak Türklerini konu etse de romanın mekânı, Türkiye’dir. Irak Türkleri’nin kendi vatanlarında yaşadıkları bireysel ve toplumsal sıkıntılar, Türkiye üzerinden verilmiştir. Azap Toprakları ve Çiçekler Büyür, 20. yüzyılın ikinci yarısında Balkanlarda yaşayan Türklerin çektiği sıkıntıları anlatır. Azap Toprakları’nda Türklerin Yunan idaresi tarafından göç etmeleri için her türlü baskıya maruz bırakılmalarını, buna rağmen halkın bir kısmının direniş için Yunanistan’da kalmaya karar verip bir kısmının Türkiye’ye sığınmasını konu edinir. Daha önce Bizim Diyar adlı romanı ile Türkiye dışındaki Türklerin hayatlarına ışık tutan ise bu dönemde de aynı ilgisini sürdürür ve milliyetçimuhafazakâr düşüncelerle yoğurduğu Hilâl Görününce’yi kaleme alır. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla getirilmesi gerekenler aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? A) Emine Işınsu – Sevinç Çokum B) Sevinç Çokum – Emine Işınsu C) Cengiz Dağcı – Emine Işınsu D) Emin Işınsu – Cengiz Dağcı E) Hüseyin Nihal Atsız – Mustafa Necati Sepetçioğlu 16. Bir paşazade olarak dünyaya gelen ve bir vatansever olarak Çanakkale’de vuruşmuş Ahmet Celâl’in bu köyde gördüğü manzara bir hayal kırıklığıdır. Evine sığındığı Mehmet Ali ve onun dul annesi Zeynep Kadın öteki köylüler gibi yaşama mücadelesi vermektedir. Dışarıdan gelen bu çolak subaya karşı mesafeli dururlar. Esasen bu tavır bütün köy halkında mevcuttur. Bir süre sonra Mehmet Ali tekrar evlenir ve ardından çok geçmeden askere çağrılır. Ahmet Celâl de yakın köylerden birinde halasıyla yaşayan Emine adlı güzel bir kıza sevdalanır. Aynı kızı Mehmet Ali’nin kardeşi bodur İsmail de istemektedir. Ahmet Celâl kalbinin sesine yenik düşerek Bekir Çavuş yardımıyla kızı istetirse de olumlu cevap alamaz. Bu Ahmet Celâl için tam bir yıkım olur. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban romanın olay örgüsünün bir kısmı özetlenmiştir. B) Ahmet Celal’in köylülerle yaşadığı iletişimsizlik vurgulanmaktadır. C) Romantizmin etkisiyle yazılmış bir eserdir. D) Millî Edebiyat romanında ideal tip olarak sunulan kişilerin özellikleri Ahmet Celâl’de vardır. E) Ahmet Celâl, hem sosyal ilişkilerinde hem de özel hayatında başarısızlığa uğramış bir kahraman olarak sunulmuştur. 17. Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı… Şevk akşamında Endülüs üç def’a kırmızı… Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir. İspanya neş’esiyle bu akşam bu zildedir. Yelpâze çevrilir gibi birden dönüşleri, İşveyle devriliş, saçılış örtünüşleri… Her rengi istemez, gözümüz şimdi aldadır; İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır Alnında halka halkadır âşüfte kâkülü Göğsünde yosma Gırnata’nın en güzel gülü… Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi; Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi… Bu dizeler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Görsellik ön plandadır. B) Betimlemeye yer verilmiştir. C) Ahenk ögeleri önemsenmiştir. D) Parnasizm etkisi vardır. E) Fantastik bir dünyanın imgesel anlatımı vardır. 18. – Yavrularım, talihsiz yavrularım… Ağlayan, hıçkıra hıçkıra ağlayan bir erkeğin sesi. Dayanamadı. Çocukların babasının kaç vakittir sıtma, dizanteriden yattığını, hatta babalarının abdest bozarken kan geldiğini oğlu Cavit’ten işitmişti. Daldı içeriye. Bir kenarda yanmakta olan küçük gemici fenerinin ölgün sarı ışığında yataklar, yorganlar, insanlar sırılsıklamdı. Kendisine ilk günler, boyuna ayna tutan Ayşe, sofralarında karnını pervasızca doyuran, lâfı ağzında Cavit, zayıflıktan canlı cenazeye dönmüş ana, ananın kucağında sırılsıklam en küçük… Küçük oğul, Zeynep’i görünce ayağa kalktı: – Buyur. – Ne var? Ne oluyor ağana? İçini çekti: – Çocuk gibi ağlıyor işte. Her zaman bana öğüdü o verirdi hâlbuki… Büyük oğul bunları duyunca hâlâ mosmor burnuyla çirkin çirkin bakarak: – Kalmadı, dedi. Öğüt verecek hâlim kalmadı. Öldüm ben, biz öldük sayılır. Bize mezar olacak Çukurova toprakları. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi yanlış bir belirlemedir? A) Toplumcu gerçekçi anlayışla yazılmış bir romandan alınmıştır. B) Karakterlerin iç dünyaları bilinç akışı, iç çözümleme teknikleriyle ayrıntılı olarak ortaya konmuştur. C) Çukurova’da çalışan insanların çaresizlikleri ve yoksullukları gözlemci anlatıcının bakış açısıyla ortaya konmuştur. D) Anlatma ve gösterme tekniklerinden yararlanmıştır. E) Betimlemelerde benzetmeye yer verilmiştir. 19. Hayır mâtem senin hakkın değil… Mâtem benim hakkım; Asırlar var ki aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım. Tesellîden nasîbim yok, hazan ağlar bahârımda; Bugün bir hânumansız serserîyim öz diyârımda. Ne hüsrandır ki: Şark’ın ben vefâsız, kansız evlâdı, Serapa Garb’a çiğnettim de çıktım hâki ecdâdı! Hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu, Salâhaddîni Eyyubi’lerin, Fâtih’lerin yurdu. Ne zillettir ki: Nâkus inlesin beyninde Osman’ın; Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ’nın! Ne hicrandır ki: En şevketli bir mâzi serâp olsun; O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun! Hânumansız: Evsiz Hâk: Toprak Serapa: Baştan başa Hercümerc: Allak bullak Zillet: Aşağılanma Nâkus: Çan Satvet: Sindirici güç Bu dizeler için aşağıdakilerden hangisi yanlış bir yargı olur? A) İşgal altındaki bir ülkede yaşayanların duygularına tercüman olan bir şiirdir. B) Dinî ve millî değerlerin aşağılanmasından duyulan üzüntü dile getirilmiştir. C) Koşma tipi kafiye kullanılmıştır. D) Devletin geçmişteki güçlü günlerinin geride kalmasının yarattığı ruh hâli betimlenmiştir. E) Biçim ve içerik özellikleri göz önüne alındığında Mehmet Âkif’in bir şiirinden alındığı söylenebilir. 20. Hind ülkelerinin içerilerine doğru daldım, öyle ormanlardan geçtik ki ağaçların ucu sanki göğe değerdi. Bir kanadının ucundan diğer kanadının ucu 14 karış gelen yarasalar gördük. Bir tek ağaçta o kadar yarasa vardı ki sayılması olanaksızdı. “Tuba ağacı” denen ulu ağaçlar vardı ki gölgelerinde bin adam barınabilirdi. Papağanların haddi hesabı yoktu. Fakat en çok görünen hayvan maymunlardı. Bir yere konakladığımız zaman, binlerce maymun etrafımızı çeviriyordu. 16. yüzyılda yazılan bir seyahatnamenin günümüz Türkçesine uyarlanmış hâlinden alınan bu metin, aşağıdaki eserlerden hangisine ait olabilir? A) Cihannüma B) Tuhfetü’l Harameyn C) Miratü’l Memalik D) Tazarruname E) Nihalistan 21. Aşağıdakilerin hangisinde parantez içindeki belirleme şiirdeki “sapma”nın açıklaması değildir? A) Ahmet Muhip Dıranas’ın “Gece” şiirinden: Islak geceyi örtün kalbim, uyu! (Alışılmamış bağdaştırma) B) Behzat Lav’ın “Tiyatro” şiirinden: Yaz kış Gündüz gece Bir koroda Tahtalarda Cüce (İkilemeyi ters çevirme) C) Behçet Necatigil’in “Bilirken” şiirinden: Yatmışsam bil erken Hastayım (Sözcüksel sapma) D) Orhan Murat Arıburnu’nun “Zampok Eyin Pi” şiirinden: Zampok eyin pi (Tersinden yazım) E) Ece Ayhan’ın “Ut” şiirinden: Çiçeksiz ölürüm dükkânları (Geçişsiz fiileri nesneli kullanma)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear