19 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR 13 15 ARALIK 2020 SALI İSTANBUL MODERN SINEMA, TÜRK SINEMASINDAN YENI FILMLERI ÇEVRIMIÇINE TAŞIYOR Biz de İstanbul Modern Sinema, Türk sinemasından yeni filmleri bir araya getirdiği “Biz de Varız!” programının dokuzuncusunu 17 30 Aralık tarihleri arasında Varız! manın çatısına dikilen televizyon anteninin yaydığı öldürücü güç üzerinden gerçeklik algısının manipüle edilişiHayaletler Ankara Sanat Tiyatrosu’nun ilk kez çevrimiçi ve ücretsiz olarak dü ni gerilimkorku türünde işlezenliyor. Aralarında ödüllü film ve bel yen “Bina” da yer alıyor. ayak sesleri gesellerin olduğu programda “Hayaletler”, “Kumbara”, “Bina”, “Maddenin Halleri”, “Mimaroğlu” gibi 11 yapım sinemaseverlerle buluşacak. Açılış ‘Hayaletler’in Biz de Varız!’ın açılışını dünya prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali’nin Eleştirmenlerin Haftası’nda kazandığı ödülle dikkat çeken, Azra Deniz Okyay’ın ilk uzun metrajı “Hayaletler” yapıyor. Film, İstanbul’un genelinde yaşanan elektrik kesintisiyle daha da distopik hale gelen bir mahallede kendi dertlerinin peşinden giden dört karakterin kesişen hikâyesini takip ediyor. Hayaletler’in de “En İyi Film” dahil beş ödülle döndüğü bu yılki Altın Portakal Film Festivali’nde “Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü” alan Ferit Karol’un “Kumbara”sı orta sınıf bir adamın kefil olduğu arkadaşından kalan borçla girdiği yeni hayat mücadelesini anlatıyor. Gösterilecek filmler arasında bir apartBelgesel seçkisi Seçkisinin önemli bir bölümü bu yıl adından çok bahsedilen “Maddenin Halleri”, “Mimaroğlu”, “Ah Gözel İstanbul”, “Miss Holokost Survivor” gibi belgesellere ait. Programdaki gösterimlere, filmlerin yönetmen ve oyuncuları İstanbul Modern Sinema Film Küratörü Müge Turan moderatörlüğündeki söyleşilerle eşlik edecek. İstanbul Modern’in YouTube Ah Gözel İstanbul kanalında canlı olarak yayımlanacak buluşmalara; “Hayaletler”in yönetmeni Azra Deniz Okyay, başrol oyuncuları Nalan Kuruçim, Dilayda Güneş, Beril Kayar ve Emrah Özdemir, “Hayalimdeki Sahneler”in yönetmeni Metin Akdemir, eşyapımcısı Emre Kaya ve oyuncu Bulut Sezer, “Kadınlar Ülkesi”nin yönetmeni Şirin Bahar Demirel, “Bina”nın yönetmeni Orçun Behram ve başrol oyuncusu İhsan Önal, “Soluk”un yönetmeni Özkan Yılmaz ve oyuncular Uğur Polat, Emrullah Çakay, Aslı İnandık, “Ah Gözel İstanbul”un yönetmeni, Zeynep Dadak ve ekibi, “Maddenin Halleri”nin yönetmeni Deniz Tortum ve daha birçok isim katılacak. Filmler İngilizce altyazılı olarak ve kontenjan çerçevesinde “www.istanbulmodern.org” adresinden kayıt yapılarak ücretsiz olarak izlenebilir. Gösterim tarihleri şöyle: “Hayaletler” / 1719 Aralık, “Ah Gözel İstanbul” ve “Miss Holokost Survivor” / 1921 Aralık, “Bina” / 2123 Aralık, “Hayalimdeki Sahneler” ve “Kadınlar Ülkesi” / 2325 Aralık, “Bilmemek” / 2527 Aralık, “Soluk” / 2627 Aralık, “Mimaroğlu” ve “Maddenin Halleri” / 2729 Aralık, “Kumbara” / 2830 Aralık. Asaf Çiyiltepe öncülüğünde 1963 yılında kurulan Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) sadece Ankara halkına değil, Türkiye’ye toplumsal tiyatronun en iddialı örneklerini sunmuş bir topluluktur. Ülkenin toplumsal belleğine yarım yüzyılı aşkın bir zamandır katkıda bulunan, seyircisini bilinçlendirme yolunda ödün vermeden yoluna devam eden AST, ne yazık ki geçen günlerde, Kızılay’daki tarihi mekânını, mal sahibiyle yaşanan maddi sorunlar nedeniyle boşaltmak zorunda kaldı. Öte yandan, ne güzel ki Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AST’a sahip çıkıyor ve mal sahibi ile görüşmeler sürüyor. Türkiye’nin halleri ve AST Şu günlerde Ankara Sanat Tiyatrosu’nun ayak seslerine kulak vermenin zamanıdır diye düşünüyorum. Aslında söyleyecek söz çok ama belleklerimizi tazelemek adına kısa da olsa değinmek istedim: 1962 yılında İstanbul’da Asaf Çiyiltepe tarafından kurulmuş olan Arena Tiyatrosu başarılı bir yılın ardından, mal sahibinin azizliği nedeniyle 1963’te kapanacak ve aynı yıl, Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) yine Asaf Çiyiltepe tarafından Bu bir eleştiri yazısı değil, sinema yazısı da değil, tartışma yazısı; Hurma Zamanı mı, 9 Kere Leyla mı? kurulacaktır. AST Tiyatro Dergisi’nin ilk sayısında “Nice Sevinç Dolu Günler” başlıklı yazısında kuruluş amacını şu sözlerle açıklar Çiyiltepe: “(...) Aslında sanatın gücü bütün savaş araçlarının elde edeceği sonuçlardan daha da etkin sonuçlar verir. Sinema entel mi, (...) Toplumların kendini gördüğü alandır tiyatro. Kendi sorunlarının, kendi ezgilerinin bilincine yaklaştırır toplumu.” 1967’de Asaf Çiyiltepe’nin bir trafik kazasında vefatıyla yeni bir dönem başlar. Tiyatro bünyesinde yaşanan çalkantıların üstesinden gelinse de 12 Mart 1971 muhtırası ülke çapında hayatları bir kez daha altüst edecektir. 1971 Eylülü’nde girer dantel mi olma?lı RutkayAzizASTkadrosuna.AST’ınII. Dönemi olarak nitelendirebiliriz bu süreci. Galiba ilk olduğu için daha kolaydı, ikinci kapanma günleri, ilki kadar kolay geçHurma Zamanı Topluluk ödünsüz devam eder yoluna. Sıkıyönetim komutanlığı ile sıkça yaşanan olaylar ibretliktir! miyor, hepi topu iki gün ama o iki gün bitmiyor, oku oku bitmiyor, çalış bitmiyor, yemek yap bitmiyor, haberlere bak, spor yap, bitmiyor, film izle, bitmiyor! (Yeri değil ama Sonsuz sorgulamalar 19781979 sezonunda Can Yücel’in Türkçesi ile yorumladığı Brecht’in “Yuvarlak Kafalar Sivri Kafalar” adlı oyunu için 1979 Kasımı’nda “Oyun” dergisine yazdığı “Niçin Brecht?” tam da burada adaletsiz başlıklı yazısında şöyle der Rutkay Aziz: “Yave haksız yere tutuklu, şanılan günler demokrasi düşmanı, emperyahükümlü herkese kocalist, tekelci, gerici, faşist güçlerin Türkiye’miz man bir sabır diliyorum, YAZGÜLÜ biz iki gün geçiremezken ALDOĞAN Osman Kavala üç yıl, darbe yaptıkları gerekçesiyle gencecik öğrenciler, erler 4 yıldır, parti başkanı diye Selahattin Deüzerinde karanlık özlemler taşıdıkları günlerdir. Hayat pahalılığı, ekonomik bunalımlar, kültür alanımız üzerindeki antidemokratik uygulamalar, günümüzü ve geleceğimizi tehdit eder boyutlara varmıştır...” Bunun için Brecht, AST sahnesine kök salmış yazarlardan biridir. 1980’lerde ülkenin genel resmine bakılmirtaş öyle, dört duvar arasında hadığında yine karşımıza baskıcı yöntemler, pis yatıyor!) Sayfamız kültür sanat, sanattan bahset hadi uzatma! Sine9 Kere Leyla çökmekte olan ekonomi, tırmanan cehalet, gericilik, şiddet ve idamlar çıkar. ma, evet sinemadan bahset: 12 Eylül 1980 darbesiyle demokrasi, özgürlükler, insan hakları bir kez daha ağır İnsan Hakları Seçkisi İKSV Aralık film seçkileri içinde öyle filmler var ki kendime jilet atacağım, bu kadar eziyeti ne için hak ettik acaba? Azerbaycan yapımı Hurma Vakti’ni izlemek gafletinde bulunuyorum: Nayır, noolamaz. İki saatkorkuncu, üniversiteyi 8 yılda bitirmiş yönetmenin felsefi tiradlarıydı! 9 Kere Leyla Bir daha film seyretmeyeceğim, sanat adına yaptıklarından o kadar buOyunculukları öve öve bitiremiyor. Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Elçin Sangu, Fırat Tanış çok sevdiğim beğendiğim sanatçılar. Alican Yücesoy ve diğerleri de iyi bilinir. Sanat yönetmeni Naz Erayda müthişmiş. Abmamen katılıyorum! Çok kötü değil, gerçekten oyunculuklar çok iyi. Absürtlük düzeyi fazla kaçmış. Yeşilçam filmleri onları ciddi ciddi yapıyor ve daha çok güldürüyordu, hele Cüneyt Arkın’ın Türkan darbeler alacaktır. Ama AST bu süreçte de toplumcu duruşundan ödün vermez. Üstlendiği misyonu sürdürür. Ve bugün AST deyince dünden bugüne aklımızın kıvrımlarına o kadar çok isim takılır ki... Asaf Çiyiltepe, Tunca Yönder, Oben Güney, lik film, karanlık bir atmosfer, köy, nalmışım. Televizyonda hiçbir şey sürt bir kara komedi, güldüren, femi Şoray’la bir Arım Balım Peteğim var Rutkay Aziz, Güner Sümer, Işık Toprak, kiler, ahır, bahçe atmosferinde geçiyor. İki birbirinden çirkin adam ve yaşlı bir kadından başkası yok, trende filan gidiyorlar. Allah’tan çevrimiçi izliyorum, atlayı atlayıveriyorum, iki satır konuşacakları bir bölüm arıyorum. Konuşmuyorlar! Konuştukları zaman saçmalıyorlar! Ben mi yeteryok, akşam geçmek bilmiyor. Kitaplar koltuğun iki yanında yığın, yığın, günlerdir okuyorum, artık canım okumak da istemiyor. Renkli, hafif, keyifli, uçucu, şampanya köpüğü gibi bir film istiyorum, uyumadan önce şöyle rezene çayı niyetine, gevşetecek! Ezel Akay’ın pandemi yüzünden nist bir filmmiş. Daha ne olsun? Senaryo da iyiymiş. Kötü olan ne peki? Haluk Bilginer’e yaptırılan bilgisayar hileli, şarkılı danslı vicdan muhasebesi ilk ikiden sonra kabak tadı veriyormuş. Ambulans çalışanlarının konuşmaları, Mahdum’un insan kaçırma numaraları da üst üste gelince bir ki, absürt diye buna derim, iki defa izledim katıla katıla gülerek, daha yeni! Bu filmi izlerken bir iki defa gülümsedim. Komedi düzeyi zayıf. Leyla karakterinin iyilik perisi çizilmesi, psikiyatrist Elçin Sangu’nun şeytanlaştırılması, ıııh, sevmedim. Ama sıkıntıdan da bayılmadım. EleştiriAyberk Çölok, Elif Türkan, Rana Cabbar, Altan Erkekli, Erol Demiröz, Meral Taygun, Celile Toyon, Aysan Sümercan, Savaş Dinçel, Erkan Yücel, Mehmet Keskinoğlu, Genco Erkal, Yılmaz Onay, Yücel Erten, Metin Balay, Timur Selçuk, Ergin Orbey, Nurhan Karadağ ve daha nice, nice isimler... Kimi kalıcı olmuş, kimi AST sahnesinden geçerken güzel anılar bırakmıştır geriye. Ve sizim, ben mi anlamıyorum bu büyük vizyona sokmadığı ve sonra Netflix’e süre sonra bayıyormuş. Süre uzun leri fazla acımasız buldum. Bir zahsahneye koyduğu; sistemi eleştiren, düzeni sinema başyapıtını? Görüşlerine her verdiği 9 Kere Leyla’yı heyecanla muş, toparlansa iyi bir film olabilir met sanat filmi diye yutturulanlara sorgulayan oyunlar saymakla bitmez: “Ayak kesten çok güvendiğim Erdoğan Mitrani dostum, hayır diyor, bu işkenceyi başından sonuna biz de çektik, en bekliyordum, herkes yerin dibine batırdı, atılmadık çamur kalmadı. Erdoğan Mitrani imdadıma yetişiyor. miş. Erdemleri hatalarından çokmuş. Bu kadarı yetti, meraklandım, hemen açıp filmi izledim. Mitrani’ye tada bakar mısınız? Tak kamerayı sırtına, gir köye, iki ineğin başında felsefe yap, yuttur. Yok artık! Bacak Fabrikası”, “Arturo Ui’nin Yükselişi”, “Sultan Gelin”, “Bir Delinin Hatıra Defteri”, “Zengin Mutfağı”, “Akrep”, “Jan Dark Olayı”, “Ferhat ile Şirin”, “Sait Hop Sait”, “Kayıplar”, “Yer Demir Gök Bakır” ve “Sakıncalı Piyade” ‘Türküler Lambaoğlu’ndan yılın son konseri uzun bir zincirin sadece birkaç halkasıdır. 2000’lere gelindiğinde ise ülkenin içininsanı birbirine bağlıyor’ Gülseven Medar ile birlikte seslendirdiği “Mah Cemalin Suya Benzer” teklisini dijital platformlarda yayımlayan Diren İnaç, “Türküler insanları birbirine bağlıyor. Tüm dijital platformlarda dinlenebilen “Mah Cemalin Suya Benzer”de kopuz, divan bağlama, klasik ve perdesiz gitar Doğu Ekin Değerli tarafından seslendiŞenay Lambaoğlu, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde verdisonra dinleyicilerimle tekrar buluşmak tarifsiz bir mutlulukği konser ile uzun bir aradan tu. Konserin başından sonusonra sevenleriyle buluştu. na kadar heyecan içindeydik. Pandemi sürecinde şarkılar Mesafeli ve maskeli de olunyayımlamayı sürdüren Lambasa müziğin birleştirici gücü oğlu, sevilen şarkılarını kendiaramızdaki tüm sınırları kane has tarzıyla yorumladı. Lambaoğlu, konser ile ilgipattı. Pandemi günlerinde yaLambaoğlu yımladığım ‘Müzik İyileştirir’ şarli duygularını ise şu şekilde dile getirkıma ilk kez canlı olarak bu konserde di: “2020 yılının son günlerinde Yeldeğir yer verdik. Çok güzel tepkiler ve geri dömeni Sanat Merkezi’nde uzun bir aradan nüşler aldık, performansımızla ilgili.” den geçtiği süreçler, ekonominin zorlayan koşulları, eğitim sisteminin daha da dibe vurması... Bu oluşumlar ayrılmalara, kopmalara, farklı bir mücadele içine itecektir AST’ı. Ama yine de günümüzde, başta sanatçı Hakan Güven olmak üzere, genç bir ekip Ankara Sanat Tiyatrosu’na yeni bir enerji katmak, Tiyatroyu o tarihi mekânında yaşatmak uğraşındalar. Şu pandemi günlerinde bile devletten tek kuruş destek almadan yapıyorlar bunu. Her şeye karşın çalışmalarını başarıyla sürdüreceklerine inananlardanım... Mah Cemalin Suya benzer benim için güçlü bir aşkın ifadesi” diyor. Diren İnaç ve Gülseven Medar’ın Mah Cemalin Suya Benzer teklisi Z Müzik etiketi ile dinleyicilerin beğenisine sunuldu. rildi. Bas gitarda, Levent Canen, perküsyonda Ömer Avcı yer aldı. Şarkının aranjesini Doğu Ekin Değerli ile Levent Canen yaptı. Mix ve mastering ise yine Levent Canen tarafından yapıldı. 23. RANDEVU İSTANBUL, ÇEVRIMIÇINDE Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından düzenlenen Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, 23. yılında tüm film gösterimleri ve etkinlikleri sinemaseverlerle çevrimiçinde buluşturuyor. Bu yıl festivalde “İngiltere’ye Bak Dünyayı Gör”, “Türk Sineması’na Bir Bakış”, “İngiltere’den Kısalar” ve TÜRSAK Vakfı’nın düzenlediği bir başka yarışma olan Geleceğin Sineması’nda destek alan filmlerin gösterildiği “Geleceğin Sinemacılarından Kısalar” bölümleri yer alacak. Festival süresince paneller ve söyleşilere TÜRSAK Vakfı’nın sosyal medya hesaplarından ve YouTube kanalından ulaşılabilecek. Seçil Heper’den müjdeli haber! Türk Sanat Müziği sanatçısı Seçil Heper, 4 aydır mücadele ettiği kanser hastalığını yendiğini yaptığı basın açıklamasıyla duyurdu. Heper, “Yaklaşık 4 ay önce yapılan tetkikler sonucunda akciğerimde tümör olduğu tespit edilmiş ve tedavi sürecim başlamıştır” derken, tedavi sonucunda sağlığına kavuştuğunu ifade etti. Heper, yakın zamanda sevenleri ile buluşmak için gün saydığını da ekledi. METE YAVAŞOĞLU HAYATINI KAYBETTI Oyuncu ve seslendirme sanatçısı Mete Yavaşoğlu, önceki gün, 78 yaşında hayatını kaybetti. Yavaşoğlu “Bizim Sokak”, “İkinci Bahar”, “Ruhsar” ve “Arka Sokaklar” gibi yapımlarda rol almıştı. Sanatçının ölüm haberini Oyuncular Sendikası duyurdu. Ölüm nedeniyle ilgili bir açıklama yapılmadı. Yavaşoğlu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear