02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 525 NİSAN 2019 PERŞEMBE Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Sarıgün, aniden ‘pişman’ oldu, adliyede ifade değiştirdi Saldırganın eli kaymış! Jandarmaya “Söylemlerden etkilendim, vurdum” diyen Osman Sarıgün, hâkimlikteki ifadesinde ise “Korumaya vurmak isterken elim değdi” diye çark etti CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesi sırasında yumruklu saldırıda bulunan Osman Sarıgün, hâkimlik ifadesinde çark etti. Jan darmadaki ifadesinde “Kılıçdaroğlu’nun PKK destekçisi olduğuna dair yapılan söylemlerden etkilendiğini, karşısında Alican görünce sinirlenerek vuruludağ duğunu” itiraf eden Sarıgün, hâkimlik sorgusunda ise “Bir arbede yaşanıyordu. Birisi bana yumruk vurdu. Zannedersem bu şahıs Kemal Kılıçdaroğlu’nun korumalarından biriydi. Ben de elimi salladım. Kemal Kılıçdaroğlu’na değmiş. Kasıtlı vurmadım. Kamuoyundan, devlet büyüklerimden ve Kemal Kılıçdaroğlu’ndan özür dilerim. Benim Kılıçdaroğlu’na karşı herhangi kin ve nefretim yoktur. Oradaki bir anlık psikoloji ile yaptım. Çok pişmanım” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik yumruklu saldırı gerçekleştiren TIR şoförü Osman Sarıgün, iki günlük gözaltı sürecinin ardından önceki gün Çubuk Adliyesi’ne çıkarıldı. Çubuk İlçe Jandarma Komutanlığı’ndaki ifadesinde “Kılıçdaroğlu’nun PKK destekçisi olduğuna dair yapılan söylemler beni etkiledi. Karşımda görünce sinirlerime hâkim olamayarak sadece bir kez yumruk attım” diye suçunu itiraf eden Sarıgün, savcılık ve hakimlik ifadesinde ise çark etti. Kılıçdaroğlu’na denk geldi Sarıgün savcılık ifadesinde “Daha önceki açıklamalarında PKK ve PYD terör örgütlerinin terör örgütü olmadıklarını söylemesinden dolayı Kılıçdaroğlu’na yönelik hiddetli bir ruh halindeydim. Uzun boylu yapılı birisi beni omzumdan itekledi. Arkamdan bir şahıs ‘Adam sana vuruyor, sen ne duruyorsun’ diye söyledi. Bu şekilde tahminime göre Kılıçdaroğlu’nun korumalarından birisi omzuma vurunca bende gayri ihtiyari yumruğumu savurdum. Kılıçdaroğlu’na denk gelmiş. Bu arada beni tartaklayarak o alandan uzaklaştırdılar” dedi. Kendisini “kendi halinde vatana millete bağlı, devlet büyüklerine say ‘Taş küçüktü’ savunması Görüntülerde büyük bir taşı ardı ardına Kılıçdaroğlu’nun aracına attığı görünen Ayşe R., şüpheli olarak verdiği ifadesinde küçük bir taş attığını iddia etti. Ayşe R. özetle şunları söyledi: “Yolda giderken siyah renkli bir araba gördük. Arabanın içinin boş olduğunu biliyorduk. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun Rahim Doruk’un evine alındığını öğrenmiştik. İçinde bulunduğum bayan gurubundan birkaç kişi arabaya doğru taş atınca ben de yerden küçük bir taş alıp arabaya attım. Ancak benim attığım taş arabaya değmedi. İkinci taşı atacakken askerlere isabet eder diye atmaktan vazgeçtim. Birkaç kişinin eve taş attığını gördüm ancak kim olduklarını bilmiyorum. Arabaya taş attığım için de pişmanım. Olaylar birden gelişti. Bana ve olay yerindekilere Kemal Kılıçdaroğlu’na veya araçlara yönelik saldırı yapılması konusunda kimse bir şey söylemedi.” gılı bir insan” olarak nitelendiren Sarıgün, “Kılıçdaroğlu’nun cenazeye katılacağını bilmiyordum. Olay öncesi ve esnasında bana veya başka birine Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırıda bulunma, hakaret etme, olumsuz tezahüratta bulunma noktasında herhangi bir kimse teşvik ve telkinde bulunmadı. Pişmanım” diye konuştu. Sarıgün hâkimlik ifadesinde de benzer anlatımlarda bulunarak “Kılıçdaroğlu’na kasıtlı vurmadım. Kılıçdaroğlu’na herhangi kin ve nefretim yoktur. Polis ekipleri benim evime gelip ‘Osman Sarıgün’ün evi neresi’ dedi. Bende burası dedim. Sonra polis ekipleri gitti. Sonra Jandarma ekiplerinin de beni sorduğunu duydum. Bunun üzerine korktum ve tedirgin oldum. Beni yönlendiren olmadı. Ben bir anlık psikoloji ile bu eylemleri gerçekleştirdim. Ben huzurunuzdan kamuoyundan, devlet büyüklerimden ve Sayın Kılıçdaroğlu’ndan özür dilerim. Ora daki bir anlık psikoloji ile yaptım. Çok pişmanım” dedi. Savcı tutuklama istemedi Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Güler, Sarıgün’ü sorgusunun ardından “tutuklamama sebepleri bulunsa bile şüphelinin sağlık durumu, atılı suçların nevi, cezalarının üst sınırı” gerekçesiyle adli kontrol kararı talebiyle Çubuk Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk etti. Hakimlik, “Suçu işlemeye alenen tahrik etmek”, “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” ve “Kamu görevlisini görevinden dolayı yaralama” suçlarında ceza haddi, mevcut delil durumu ve kaçma şüphesi hususları dikkate alınarak hakkında adli kontrole yönelik savcılık talebinin kabulüne karar verdi. Kararda, Sarıgün’ün pazartesi ve perşembe günleri oturduğu yerin en yakın kolluk birimine giderek imza atma şeklindeki adli kontrol altına alınmasına, yurtdışına çıkışının ya Ankara Barosu’ndan suç duyurusu Ankara Barosu, saldırıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Olayın insanlığa karşı suç olduğu belirti len dilekçede, olaya karışan kişiler hakkında TCK’nin 77. maddesinde düzenlenen insanlığa karşı suç hükümlerinin uygulanması istendi. AKP’den Sarıgün’e destek Adli kontrol ile serbest bırakılan Sarıgün’ün gittiği evinde bazı kişilerin elini öptüğüne ilişkin görüntüler ortaya çıktı. Ziyaret eden kişilerin AKP Ankara İl Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeleri olduğu iddia edildi. AKP Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan, “Hainler ile bir oldunuz, Milletimizin kudsiyeti ile alay edercesine sofralarında kaşık salladınız. Şehit acısı ile verilen tepkiye, genel merkezinizde terör destekçilerinin ziyaretleri ile karşılık verdiniz. Siz haininize sahip çıkarken, biz yiğitlerimizi size yedirmeyiz” paylaşımında bulunarak Osman Sarıgün’e sahip çıktı. AKP sözcüsü Ömer Çelik, olaydan sonra AKP üyesi olduğu ortaya çıkan Sarıgün’ün ihraç istemiyle il disiplin kuruluna sevk edildiğini açıklamıştı. saklanmasına da hükmedildi. Cenaze törenine katılan CHP heyeti nin içinde yer alan Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Deniz Demir, müşteki olarak verdiği ifadede, taş atan kadının CHP lideri ile yaşadığı diyaloğu şöyle anlattı: Kılıçdaroğlu ikna etti “Olaylar sırasında genel başkanımıza yumruk ve tekmeler isabet etti. Şahısların genel hal ve davranışlarından söylemlerinden olayın bir linç girişimi olduğunu ve genel başkanı öldürmeye çalıştıklarından eminim. Olay planlı, daha önceden kararlaştırılmış bir şekilde gelişti. Evde karı koca dışında sonradan makam aracını taşlayan kadın olduğunu duyduğum bir bayan şahıs daha vardı. O kadın evde de yine provokatif konuşmalarına devam ederek genel başkana ‘Siz PKK’lisiniz, PKK’lilerle işbirliği yaptınız’ şeklinde söylemlerde bulunması üzerine genel başkanımız nazik bir şekilde kadını oturtarak sakinleştirmeye çalıştı. Bir süre kadınla bu şekilde konuştu. Artvin Şavşat’ta kendisinin de PKK saldırısına uğradığını söyledi. Kadın hâlâ provokatif konuşmasına devam edince genel başkanımızın ‘Ben de bir Mehmetçik babasıyım oğlum da Sivas’ta askerliğini yaptı, bedelli askerlik yapmadı’ diye söyleyince kadın da daha sakinleşti ve özür diledi.” l ANKARA CHP’li Özel’den linç girişimini ‘tepki’ diye niteleyen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun’a tepki: Haddini bilecek ve susacak CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK: Azmettiriciler faili koruyor CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na linç girişiminde bulunan saldırganlardan Osman Sarıgün’ün serbest bırakılmasına, “Saray’ı eleştirmek amacıyla tweet atanları terörist diye tutuklayanlar bu ülkenin kurucu partisinin genel başkanına yumruk atanları adli kontrolle serbest bırakıyorsa artık bizden bu yönetime güven duymamızı beklemesin” diye tepki gösterdi. Öztrak, bu durumun olayın azmettiricilerinin olayın failini korumaya alması olduğunu kaydetti. CHP’Lİ ENGİN ÖZKOÇ: İçişleri Bakanı istifa etmeli CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında linç girişimi ile ilgili olarak “İçişleri Bakanı, bir ülkenin ana muhalefet liderinin, kin ve nefret söylemleriyle, toplumun kışkırtılarak, linç edilmesine sebebiyet vermesinden dolayı derhal istifa etmeli, yargılanmalıdır” diye konuştu. Özkoç, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a Nisan 2010’da bir şehit cenazesinde yumruk atıldığını, yumruk atan kişinin 3 ay tutuklu kaldığını anımsatarak “Yıldız’a atılan yumruk ile Kılıçdaroğlu’na atılan yumruk arasındaki hukuki farklılık nedir” diye sordu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimini sıradan bir tepki olarak nitelendiren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un açıklamalarına “Eğer bir devlet memuru olarak kendisi bunları konuşuyorsa, haddini bilecek, susacak! Ama Cumhurbaşkanı’nın sesi olarak bu ifadeleri kullanıyorsa, bu da tam bir felakettir” diye konuştu. CHP’li Özel, Altun’un açıklamalarına tepki gösterdi. Özel, Altun’un “Atatürk’ün partisinin genel başkanı Ankara’da bir şehit cenazesinde vatandaşın tepkisiyle karşı karşıya kalıyorsa öncelikle şapkasını önüne alıp muhasebe yapması gerekir” ifadelerinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Özel, “Fahrettin Altun kimdir? Bir devlet memurudur, bir atanmıştır. Eğer bir devlet memuru olarak kendisi bunları konuşuyorsa, haddini bilecek, susacak! Onun haddine değildir bunları söylemek. Nasıl bu ifadeleri kullanabiliyor, bu hakkı nereden buluyor, şaşırıyorum” diye konuştu. Özel, Altun’un söz konusu ifadeleri Cumhurbaşkanı’nın bir açıklaması olarak dile getirmesinin ise tam bir felaket olduğunu kaydetti. Özel, “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı, dönüp de ilk günlerde Bahçeli’nin yapıp da tepki gördüğü gibi, yumruğu atanı değil, yumruğu yiyeni suçlu görüyorsa, yumruğu mazur görüyorsa, şapkasını önüne alsın düşünsün gibi akla ziyan, demokrasiyle bağdaşmayacak ve şiddeti hoş gören bir ifade kullanıyorsa yazıklar olsun” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’na destek eylemine müdahaleye kalkıştı! Kocaeli’nin Gebze ilçesinde CHP’liler, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı basın açıklamasıyla kınarken, ilçe başkanının yanına gelen bir kişi tepki gösterdi. Polisler, tepki gösteren kişiyi alandan uzaklaştırdı. CHP Gebze İlçe Başkanlığı, Gebze 15 Temmuz Milli İrade Meydanı’nda dün Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınadı. CHP Gebze İlçe başkanı Musa Yılmaz, “Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu yalnız değildir” yazılı pankartın önünde basın açıklamasını okurken, alanda toplananlar “Soylu istifa”, “Hak, hukuk, ada let”, “Kılıçdaroğlu yalnız değildir” sloganları attı. Yılmaz, “Sayın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan bu soysuz saldırı bizlere 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Otel’inde 35 canımızın yakılarak katledilmesini hatırlatmıştır” dedi. Bu sırada Yılmaz’ın yanına gelen kişi “Hangisi soysuz” diye sordu. Yılmaz, “Müsaade eder misin” derken, müdahale bulunan kişi ise “Etmiyorum” diyerek karşılık verdi. Adı açıklanmayan kişi, polisler tarafından alandan uzaklaştırılarak ekip aracına konuldu. İfadesi alınan kişi, daha sonra serbest bırakıldı. l DHA AKP ve Cumhurbaşkanı’nın Altun hakkında ne adım atacağını takip edeceklerini söyleyen Özel, “Susarlarsa, bu ifadelerin altına imza atıyorlar demektir, bunun altında AK Parti kalır. İlk günden beri AK Parti’nin kınayan, saldırganlardan ayrışan ve meseleyle ilgili gü vence veren sözcülerinin dilinin dışında bir dildir. Bu dili, Cumhurbaşkanı adına birisi kullanıyorsa bu dili susturmak lazım ya da bu ifadeler sahipleniliyorsa, AKP samimiyet testinden sınıfta kaldı demektir” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet Osman Dayı yalnız değildi! K ılıçdaroğlu’na şehit cenazesine katıldığı köyde düzenlenen provokasyonda yumruk attığı görüntülerle sabit olan Osman Sarıgün, yakalanıp gözaltına alındığında sosyal medyada “Osmandayıyalnızdeğildir” en çok tıklanan paylaşım olmuştu! Malumun ilanı. Osman Dayı’nın yalnız olmadığı, 24 saat bile geçmeden serbest bırakılmasıyla tescillendi. Adalet, bir tweet attı diye insanları sabaha karşı evinden gözaltına aldırır, kimilerini de içerde yatırırken, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın canına kastederek yumruk atan şahıs, nasıl serbest kalıyordu? İçişleri Bakanı Soylu gerçekleri çarpıtan pek çok beyanda bulunmuştu; saldıranların şehit yakınları olmasından tutun da, Kılıçdaroğlu’nun katılımının gerekli yerlere haber verilmemiş olmasına kadar ve daha soruşturma başlamamışken “olay organize değil” demişti. Saldırıya uğrayan Kılıçdaroğlu’na bir geçmiş olsun mesajını çok gören Cumhurbaşkanı’na göre ise bu halkın “gaz çıkarması”ydı! MHP Genel Başkanı ise CHP’nin “yüzde 9 oy aldığı” Çubuk ilçesine hangi yüzle gittiğini sorguluyordu? Oysa bu mantığa göre MHP liderinin dolaşabileceği il ve ilçe sayısı hayli sınırlıydı! Yani Osman Dayı gerçekten yalnız değildi, yanında Cumhur İttifakı’nın bütün bileşenleri ve kullandıkları devlet güçleri vardı. Sevinmek haram bize Olayı başa saralım. Bütün engelleme çabalarına, eşitsiz geçen kampanya dönemine rağmen Millet İttifakı, büyük ortağı CHP, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin en önemli ve güçlü bütün büyük şehirlerinde belediye başkanlığını kazandı. İstanbul’u iptal ettirmek için AKP’nin çabaları hâlâ sürüyor ama nafile. 17 gün tekrar tekrar sayılan oylara rağmen 14 bine yakın fark kapanamaz görülünce üç cesur yürek kadın hâkimin imzasıyla İmamoğlu’na mazbata verildi. Birlikte sevinmek için pazar günü seçildi. Ama o ne? Epeydir sesi çıkmayan PKK, ittifakın içinde olduğu iddialarına rağmen, nedense, cumartesi günü karakol bastı ve 4 şehit verdik. Kutlamanın biçimi, içeriği değiştirildi, eğlence iptal edildi. Maltepe’ye katılımın az olması için her türlü ulaşım engeli çıkarıldı. Ne özel otobüs, ne yiyecek ikramı, ne cebe konulan harçlık yoktu ama içeride 2 milyon, dışarıda binlerce kişi koşa koşa İmamoğlu’nu kutlamaya gitti ki, telefonlara Ankara’dan gelen kötü haber düştü. Galeyana geldiler! Kılıçdaroğlu her zamanki hassasiyetiyle Çubuk’taki şehit cenazesine gitmiş; ailenin isteği üzerine köye alınan cenazeye dışarıdan otobüslerle getirilen ve hiçbir şekilde kontrol edilemeyen büyük bir kalabalık katılmış, bu “güruh” üstelik cenaze namazı sırasında, pek kolay “tahrik olan”, “galeyana gelen” halkımızı hemen tahrik etmiş ve onlar CHP’lileri öldürmek üzere harekete geçmişti! Yetkili çoktu ama kolluk kuvveti olarak birkaç jandarma dışında kimse görünmüyordu. Ankara Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdürü, Jandarma Komutanı, Milli Savunma Bakanı’nın olduğu ve olayları görebilecekleri yere 300 metre uzaklıkta bir eve sığınan Kılıçdaroğlu ve yanındakilere bir buçuk saat süresince yardım gitmedi! Eve girmeye çalışan yüzlerce kişi, “İçeridekileri yakın” naraları atarken, TOMA, gaz, kalkan yoktu tamam ama, havaya bir tek kurşun bile sıkılmadı? Emniyet Genel Müdürü sonunda inisiyatifi ele alıp “Beni linç etmeden buradakilere dokunamazsınız!” diyor, şu hale bakın. Kılıçdaroğlu’nun aracı, atılan kaya parçalarıyla delik deşik olmuş. O arada TBMM Başkanvekili olan CHP’li milletvekili Levent Gök de saldırılardan nasibini almış, kimsenin haberi yok, öylesine can pazarı! Nelerden sonra ve pek ağır gelen kolluk sayesinde zırhlı araçla köyden çıkarılan Kılıçdaroğlu’na saldırı organize değil, öyle mi? Osman Dayı yalnız öyle mi? Adalete göre öyle. Çünkü bütün o patırtıya rağmen sadece 8 kişinin ifadesine başvuruldu. Sadece Osman Sarıgün birkaç saatliğine gözaltına alındı ve o bile serbest kaldı! Şehitlik, milliyetçilik Ülkemizde, tıpkı milliyetçilik gibi, tıpkı din gibi, şehitlik üzerinden çok tehlikeli oyunlar oynanıyor. Şehitler hiçbir partinin, hiçbir zümrenin değil, onlar hepimizin şehidi, hepimizin evladıdır. Ne demek cenazeye sen gel, sen gelme? Şehit yakınlarının “ne mutlu olma” değil, acılı olma hakkı vardır ama bu kimseye saldırma hakkı değildir. Üstelik kardeşini şehit vermiş acılı bir subaya neler yapıldığını da daha unutmadık. Bütün mesele kimin tarafındasın? Bütün mesele İstanbul’u nasıl kaptırdık, nasıl geri alırız. Muhalefeti nasıl püskürtür, umutlarını nasıl söndürür, nasıl gözdağı; bizimkilere de nasıl gaz veririz. Ama bu gaz öyle zehirli, öyle tehlikelidir ki, havaya salındı mı kimi zehirleyeceği belli olmaz. Kontrolden çıkar, önüne geleni yalar yutar. Yolumuz demokrasi, adalet ve sağduyu olmalı. Hırs ve intikam duyguları sahibine de zarar veriyor. Sonra da çocuklarımız niye küstü, niye başka ülkelerin vatandaşı olmak istiyor diye üzülüyoruz! 21. yüzyılda siyasetçilerin linç edilmekten kıl payı kurtulduğu ve buna bir özür bile dilenmediği ülkede niye yaşamak istesinler ki?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear