26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
kültür EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ 1986 doğumlu, Mimar Sinan Üniversitesi mezunu sanatçı, başrolde Fransızların ünlü sopranosu Annick Massis’e eşlik ediyor. Tenor MertToulouse Operası’nda “Lükres Borjia” fırtınası Süngü’ye alkışlar Hayat, kimi zaman rastlantılarla güzel... Fransa’nın Toulouse kentinin merkezinde “Capitole de Toulouse” adlı yapı, dünyanın en ünlü yapılarından biri. 18 yüzyıldan beri hem vilayet merkezini hem de görkemli tiyatro ve opera salonlarını barındırıyor. Boyutlarıyla, heykelleriyle, süslemeleriyle göz kamaştırıcı. Yapının görkemi kadar, buranın müzik yaşamı da çok zengin... Yolum Toulouse’a düştüğünde “Capitole de Toulouse”da Donizetti’nin “Lükres Borjia” (Lucrezia Borgia) operası oynuyordu; soluğu orada aldım. Ama en büyük sürpriz başrolde bir Türk tenorun Mert Süngü’nün oynadığını öğrenmem oldu... Baştan başlıyorum: Oyundan operaya Victor Hugo’nun iki eseri 1830’larda sahneye çıktığında, ilki büyük başarısızlığa, ikincisi büyük başarıya ulaşır. İlki “Kral Eğleniyor”; ikincisi “Lükres Borjia”dır. İlkini 20 yıl sonra Verdi besteleyeck (Rigoletto); ikincisini ise ilk sahnelenişten hemen sonra Donizetti besteleyecekti. “Lükres Borjia”, Donizetti’nin en güzel, en dramatik aryalarını ama aynı zamanda solistler için söylenmesi en güç parçaları içerir. Çok boyutlu, karmaşık kişilikleri bir araya getiren, çok katmanlı dramatik olayları barındıran opera Bel Canto repertuvarının en zorlularındandır. Lükres Borjia Hugo’nun eserinde tam bir “canavar ruhlu kadın”dır. (Gerçek yaşamda 15. y.y. din ve politikaya alet edilmiş ama tüm sanatların ve edebiyatın koruyucusudur da.) Donizetti’de ise “canavarlığı” hafifletilmiş ama yine de “kötü”dür. Sahnede entrikanın binbir tonu Genç Şef Giacomo Sagripanti yönetiminde Capitole Orkestrası yeri ni aldı. İlk notalar. Ve dev sahnede Capitole Korosu... Beyaz, siyah ve grinin binlerce tonu sahnede devinim içinde... 34 işlevsel pano. Bu panolar dantel gibi, hem saydam hem gölge oyunlarına elverişli. Yerdeki zemin, tepedeki tavan bütün görüntüleri çoğaltan, yansıtan parlaklıkta, sanki bir ayna... Bu siyahlar ve gölgeler arasında daha ilk andan kendimizi entrikanın, kötülüklerin, karanlık ilişkilerin içinde buluyoruz. Sahnedeki suç ortaklığı bize de bulaşıyor. Muhteşem dekor ve kostümler arasında yönetmen Emilio Sagi, görsellikten çok, oyun kişilerinin duygularını ön plana çıkarmayı yeğlemiş; Lucres Borjia karakterine nispeten insaflı yanaşmış. Usta solistler bütünlüğü Bu karanlık ve sinsi puslu atmosferin ortasına süzülen gondoldan bembeyaz bir “kuğu” iniyor... Lucrezia’nın ta kendisi... Fransızların ünlü sopranosu Annick Massis. 60 yaşına karşın sesinin hiçbir özelliğini kaybetmemiş, rolünü muhteşem inceliklerle dokuyan bir sanatçı... Dişiliği, kadınlığı, anneliği, şefkati, intikamı, öfkeyi hırsı, kini, hepsini hakkını vererek çok yönlü oynuyor ve söylüyor... Finalde kan kırmızı giysileri içinde sesini de oyunculuğunu da değiştirme gücüne sahip. Terk ettiği oğlu Genarro rolünde ise Türk tenor Mert Süngü. Sanki doğuştan bu rol için yaratılmış. Sıcak, duru, rahat, geniş bir yelpazeye yayılan, doğal bir sesi var. Oyunculuğu da hem doğal hem minimalist ve iyi ki öyle çünkü o zaman bu muhteşem aryaların tadına daha çok varabiliyoruz. So luk alıp verir gibi söylüyor. Anneoğul ikili sahneleri olsun; Gennaro ve yakın arkadaşı Orsini (Mezzo soprano Eleonora Pankrazzi) ve Lucresya ile kıskanç kocası Ferrare Dükü (Bas Andreaas Bauer Kanabas) sahneleri olsun hep alkışlarla kesilecekti. Cazdan Bel Canto’ya Dört dörtlük bu prodüksiyonda, operayı izlerken acaba milliyetçilikten dolayı mı Mert Süngü’yü bunca beğeniyorum diye kendi kendime sormadım değil... Ama perde kapandığında alkışlar ve tekrar tekrar sahneye çağırmalar, endişelerimi yersiz çıkaracaktı. Temsil sonrasında kendisini kutlamaya gittim. Daha önce internette hakkında bilgilenmiştim. (En kapsamlı yazı “Sanattan Yansımalar” portalında İsmail Hakkı Aksu’nunki.) 1986 doğumlu. Mimar Sinan’dan. “Hocam Suat Arıkan” diyor başka bir şey demiyor. Ve 8 yıldır Türkiye’ye uğramamış... Evi Almanya’da Dresden’de, ama İtalya’da (Verona, Napoli, Roma, Trieste vb.), Fransa’da, Almanya’nın birçok kentinde sürekli söylüyor... Hakkında çıkmış birbirinden övgü dolu yazılar... Geniş bir repertuvarı var. Bel Canto rollerinde uzmanlaşmış... 2021 yıl sonuna dek dolu. Önümüzdeki günlerde Napoli San Carlo Operası, Bari Operası ve Japonya’da Belcanto Festivali var. Sohbetimiz sırasında müziğe gitarla başladığını; önceleri caz türü ve pop söylediğini öğreniyorum. Ünlü şancı Shirley Verrett bir gün rastlantı sonucu şarkısını dinliyor ve “siz ne yapıyorsunuz, opera söylemelisiniz” deyince hayatı değişiyor... Hayat böyle bir şey işte. Ne mutlu böyle insanlarımız da var... Yolun her daim açık olsun Mert Süngü... 173 ŞUBAT 2019 PAZAR İlk eserlere destekBaşvurular 28 Şubat’a kadar devam edecek Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yazar ve yayınevine birlikte verdiği ‘İlk Eser Desteği’ ilk tur başvuruları başladı. Başvurular 28 Şubat’a kadar devam edecek. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, şubat ve ağustos aylarında olmak üzere yılda 2 kez verilen desteğin 2019 yılı ilk tur başvuruları bugün başladı. Bakanlığın Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü’nün internet sitesi üzerinden yayınevleri tarafından yapılacak başvurular, 28 Şubat’a kadar devam edecek. 2 ay içinde bin adet basılacak Proje kapsamında destek için yayınevleri en fazla üç eser için başvuruda bulunabilecek. Başvurularda eserin yazara ait ilk eser olmasının yanı sıra edebiyata yeni boyutlar kazandırması, öz günlük taşıması, yurtiçinde veya yurtdışında daha önce hiçbir şekilde basılmaması, yayımlanmaması, başvuru öncesinde veya proje uygulama süresince herhangi bir fondan destek almaması şartları aranacak. Yayınevi, desteğe ilişkin Edebiyat Eserlerini Destekleme ve Değerlendirme Kurulu kararlarının ilanından itibaren 2 ay içinde eseri en az bin adet basacak ve yayımlanmış eserin bandrollü 150 nüshasını destek sözleşmesinde belirtilen tarihte bakanlığa teslim edecek. Destek tutarı; eserin sayfa sayısı, türü gibi etkenler dikkate alınarak belirlenen basım maliyeti ve niteliğine göre tespit edilecek ve yayınevi sağlanan desteğin yüzde 35’ini yazara ödemekle yükümlü olacak. l ANKARA / Cumhuriyet Kulis Tiyatro  Dergisinin 20’nci sayısı Kulis Tiyatro dergisinin Ocak Şubat 2019 tarihli 20. sayısının kapağı oyuncu Mert Fırat’a ayrıldı. Dergide “Mert Fırat ile DasDas” üzerine Ferhat E. Arslan’ın röportajı yer alıyor. Diğer röportajlarda Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Şahinboy Doğan’ın Nihat Alptekin ve Elçin Atamgüç ile bir mülteci hikâyesi olan“Can Yeleği” oyunu söyleşisi yer alırken, Nurcan Karaçam “Kürk Mantolu Madonna” ekibinden Tuba Ünsal, Engin Alkan, Alper Saldıran, Sercan Badur ve Kayhan Yıldızoğlu ile konuştu. Ayrıntılı bilgi: www.kulistiyatro.com. l Kültür Servisi Antalya DOB’dan ‘Oda Müziği’ konseri Antalya Devlet Opera ve Balesi (DOB) tarafından pazartesi günü saat 15.00’te “oda müziği” konseri verilecek. Antalya DOB’dan yapılan açıklamaya göre, sanatçılar, Antalya Müzesi’nde düzen lenecek konserde klarnet sanatçısı Jale Nilay Canca ve arp sanatçısı Senem Çine sahne alacak. Öte yandan Antalya DOB, Haldun Özörten’in yazdığı ve çocuklara bilmedikleri, onları mutlu edecek sihirli bir dünyayı anlatan Reyhan Süme tarafından sahneye konulan “Sihirli Dünya” çocuk oyununu 5 ve 12 Şubat’ta sahneleyecek. Macar besteci Emmerich Kalman’ın yapıtı, Haldun Özörten tarafından sahneye konulan, metni Leo Stein ve Bela Jenbach’a ait “Çardaş Prensesi” opereti de 9 Şubat Cumartesi günü sanatseverlerle buluşturulacak. l AA ‘Kadıköy’ün Sakinleri’BirFotoröportajHikâyesi: Kadıköy’de yüzlerce yıldır yaşayan farklı toplulukların kültürel çeşitliliğini ve tarihsel zenginliğini kayıt altına almayı amaçlayan “Kadıköy’ün Sakinleri” kitabı okuyucu ile buluşuyor. 180 fotoğraf ve 17 hikâyeden oluşan 260 sayfalık “Kadıköy’ün Sakinleri” kitabı bugün Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenecek sergi ile tanıtılacak. Kadıköy Belediyesi’nin ortak çalışma alanı İDEA’yı kullanan fotoğraf sanatçısı Arzu Dedeoğlu ve Bülent Küçük ile araştırmacı Şakir Ayral’ın öncülük ettiği proje, Tasarım Atölyesi Kadıköy (TAK) tarafından yürütüldü. 20 fotoğrafçının eserlerinin yer aldığı proje Mart 2018’de başladı. Saat 16:45’de başlayacak proje tanıtım etkinliğinde ilk olarak bir söylei yapılacak. Söyleşinin ardından projede yer alan, hikâyeleştirilmiş fotoğraflar sergisi görülebilir. l Kültür Servisi Yavuz Akyazıcı Project “Turkish Standarts Vol. 3” (Esen Müzik) Yola çıkılan ilk günün heyecanından hiçbir şey yitirmeden sürdürülen bir devam albümü “Turkish Standarts Vol. 3”. Serinin ilk çalışmasını 2011 yılında çıkarmıştı gitarcı Yavuz Akyazıcı; popüler pop ve rock şarkılarını caza uyarlamış, gerçekleştirdiği kusursuz düzenlemeler, parlak sound ve özgün doğaçlamalarla birbirinden uzakta yaşayan dinleyicileri yakınlaştırmış; ortak paydalarını arttırmıştı. İlk albümde Ece Göksu, 2014 yı lında çıkan ikinci albümde de Evrim Özsuca vokal yapmıştı. Hem eşlikçi kadro, hem de solist açısından her defasında isabetli tercihlerde bulunan Yavuz, serinin üçüncü albümünde de hedefi 12’den vurarak, şarkıları eşi Funda Akyazıcı’ya söyletiyor. Yavuz’un yanı sıra berrak sesli, temiz diksiyonlu soliste, basta Enver Muhamedi, davulda Derin Bayhan eşlik ediyor. Düzenleme ve yapımcılık işleri ni de üstlenen Yavuz, bu kez repertuvarı fazlaca dallandırıp budaklandırmadan yapıyor işini. Üç Teoman, iki Nil Karaibrahimgil, iki de Duman elemanlarının (Kaan ve Ari) şarkılarını yorumluyor. Ne çaldığından ziyade nasıl çaldığının altını çizen müzisyen; parçalara ruhunu katmayı ustalıkla beceriyor. Kalabalıklara caz müziğini sevdirmek için atılan en makul adımlardan biri bu proje. Kerem Türkaydın “Candid Music” (Sony Music) Kerem Türkaydın adı sokaktaki adama bir şey ifade etmeyebilir ama çaldığı gitar mutlaka kulaklarından içeri girmiştir. Zira Kerem elinde gitarıyla 10 yılı aşkın bir süredir Sıla, Yıldız Tilbe, Mirkelam, Grup Gündoğarken gibi büyük isimlere hem sahnede eşlik ediyor, hem de beste ve düzenlemeler yapıyor du. Yanı sıra sayısız öğrenciyi yetiştirmiş, bir de “Jazz Gitar Metodu” adından bir eğitim kitabını yayımlamıştı. Artık atması gereken adım, çevresindeki insanların biriken beklentilerinin de işaret ettiği üzere, kendi bestelerinden oluşan bir albümdü. Piyasa deneyimini ustaca filtre ederek iç dünyasına tahvil eden İzmirli müzisyen, 20 yıllık müzik macerasının ilk solo ürününü nihayet verdi. Enstrümantal “Can did Music”, Kerem’in usta gitarcılığını sergilediği, ancak bundan ziyade besteciliğini ön plana koyduğu bir çalışma. Sekiz özgün besteden oluşan albümde Kerem’in orkestrası davulda Ferit Odman, kontrbasta Kağan Yıldız, piyanoda Adem Gülşen, saksofonda Serhan Erkol’dan oluşurken, Göksun Çavdar, İmer Demirer, Şenova Ülker, Emre Kayhan ve Seyid Mas da misafir olmuşlar. “Candid Music”, güzel melodileri, hüzünlü ve arzulu iklimiyle içinden Türk müziği motiflerinin geçtiği bir caz albümünden fazlası. Murat Beşer ([email protected]) C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear