25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER eposta: gorus@cumhuriyet.com.tr Salı 25 Eylül 2018 2 TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Mahmut Esat Bozkurt, olacaktırY, atargraı fbsaızğıdmesğızilr19o26t’daasınhıuçkizumkişti “Bağımsız ve tarafsız yargı” kavramı, Cumhuriyet ve devrimleri konu olduğunda tartışılmazdır. Cumhuriyet, Türk Devrimi söz konusu olduğu zaman yargı tarafsız olamaz. Türk yargısı Cumhu riyetten yana taraf olmak zorundadır. Yargı bağımsız olacaktır. Yalnızca hukuka ve yasalara bağlı olacaktır. Ancak, yargı tarafsız değil, Cumhuriyetten yana, Türk Devriminden yana taraf olacaktır. Erol Ertuğrul HukukçuYazar Cumhuriyet bir devrimdir. Her devrim kendisini koruyacak önlemleri alır. Devrimler kendilerini koruyamazlarsa yok olurlar. Türkiye Cumhuriyeti, yayılmacılığa ve sömürgeciliğe karşı verilmiş bir kurtuluş savaşı ile kurulmuş bir devrimdir. Devrimin en büyük düşmanı bağnazlıktır. Onun için Mustafa Kemal Atatürk, 1925 yılında “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler müritler ülkesi olamaz” demiştir. Cumhuriyet, kurulduğundan bugüne saldırılara uğramıştır. Menemen olayı bunun açık bir örneğidir. Şeyh Sait olayı bunun açık bir örneğidir. Tekkeler, zaviyeler, medreseler bu yüzden kapatılmıştır. Ne acı ki, Cumhuriyete saldırılar hiçbir dönemde hız kesmemiş, açık, gizli saldırılar sürmüş, sonunda Anayasa Mahkemesi kararına göre “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan bir parti (AKP)” ülkemizin yönetimini ele almıştır. On altı yıldır Cumhuriyetimiz hırpalanmış, dönüştürülmüştür. Artık parlamenter sistem yoktur. Artık bir hukuk devletinin olmazsa olmaz kuralı olan kuvvetler ayrılığı yoktur. Artık tekkelerden, medreselerden söz edilmeye başlanmıştır. Artık laiklik kitaplarda kalmıştır. Artık en güvendiğimiz kurumlarda bile cuma namazını hangi tarikatın imamının kıldıracağı tartışmaları yaşanmaktadır. Artık tek adam egemenliği vardır. Yasa koyucu da tek adamdır. Yürütme de tek adamdır. Cumhuriyeti korumada tarafız Bugüne değin yargının sorunları tartışılırken ve hukuk devletinden söz edilirken hep “Bağımsız yargı” sözü dile getirilirdi. AKP bu söze bir de “tarafsız” kavramını ekledi. Aldatıcı bir sözcük bu. Birçok aydınımız da bu sözcüğe kandı. Ülkemizin çıkarları, ulusumu ğunda tarafsız mı olacağız? Yargıçlar bir karar verirken Cumhuriyeti, ulusun bütünlüğünü, devrimleri görmezden gelemezler. Böyle bir tarafsızlık olsa olsa, devrimlere, Cumhuriyete ihanet olur. Yargı Cumhuriyetten ve devrimlerden yana taraf ve ancak bağımsız olacaktır. Hiçbir kuruma, hiçbir kişiye bağlı olmadan yalnızca hukuka ve yasalara bağlı olacaktır. Ancak, üzülerek söylemek gerekirse günümüzde yargı Cumhuriyet ve Türk Devrimi yanında taraf olmadığı gibi, bağımsız da değildir. Devrim konusunda, ülke çıkarları konusunda tarafsız olamayız. Fransa’nın, İngiltere’nin belki böyle bir sorunu yoktur. O ülkelerde herkes en az ortak noktalar da görüş birliği içerisindedir. Yönetim biçiminin değiştirilmesi, yıkılması söz konusu değildir. Ama bizim ülkemizde durum farklıdır. Eğer Cumhuriyet’i koruyamazsak, Cumhuriyet yıkılır. Mustafa Kemal Atatürk, “Devrimleri koruyamazsak ve geliştiremezsek, bir gün din adına birisi çıkar ve her şeyi altüst eder” demişti. Bu sözün ne denli doğru olduğu günümüzde apaçık ortaya çıkmıştır. ‘Cumhuriyet savcısının anlamı Türk Devriminin mimarlarından Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için “Cumhuriyet Sav mıştı. Neden valiler, müsteşarlar, büyükelçiler için “Cumhuriyet” sözcüğü yok da yalnızca savcılar için var diye sorulmuştu. Bu tartışmalar Atatürk’ün yanında yapılmıştı. Atatürk’ün açıklama istemesi üzerine Mahmut Esat Bozkurt, “Devletin her kademesinde görev yapanlar hukuk dışına çıkabilirler, onlara Cumhuriyet adına hesap soracak olan savcılardır. Onun için onların sanlarının başında ‘cumhuriyet sözcüğü vardır’ demişti. Bu açıklama Atatürk’ün de onayını almış ve savcılara Cumhuriyeti korumak görevi verilmiştir. Mahmut Esat Bozkurt’un, 1 Kasım 1926 tarihinde yargıç ve savcılara söylediği “Sizler Türk Devriminin demir eli ile kurulan uygarlığın kıskanç bekçileri olmak zorundasınız. Görev ve sorumluluklarınız, geçmişin dirilmesine, yeniliğin acı çekmesine zaman ve olanak vermeyecektir” sözleri unutulamaz. Yargıç ve savcılarımızın bu niteliklerde olması bir zorunluluktur. Ancak, yakın geçmişte bir bölüm savcı ve yargıcın bir cemaatin emrine nasıl girdiklerini ve vatanseverlere, Cumhuriyetin ordusunun kahraman subaylarına nasıl acılar çektirdiklerini unutmadık. Bu dönemler Türk hukuk sisteminin kara günleri olarak tarihteki yerini almıştır. Bunları yapanların bir bölümü bugün yargı önünde hesap veriyor olsalar bile, geçmişte yaptıkları ve çektirdikleri unutulamaz. Üzüntü ile belirtmek gerekirse, dün bir cemaatin elinde olan yargı bugün AKP’nin güdümü altındadır. Cumhuriyet söz konusu olduğu zaman, Türk Devrimi söz konusu olduğu zaman yargı tarafsız olamaz. Türk yargısı Cumhuriyetten yana taraf olmak zorundadır. O nedenle, AKP’nin aldatmacalarına kanmayız. Yargı bağımsız olacaktır. Yalnızca hukuka ve yasalara bağlı olacaktır. Ancak, yargı tarafsız değil, Cumhuriyetten yana, Türk Incitatus  Incitatus (İnkitatus), “Küçük Asker Postalı” lakaplı İmparatorun, Senatör muamelesi yaptığı ve tanrıların elçisi ilan ettiği, adına Romalı asillerin ve yöneticilerin ziyafetlere davet edildiği aygırın, “Dörtnala Giden Hızlı At” anlamındaki Latince adıdır. HHH Bu karmaşık cümleyi biraz açalım: Asıl adı Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus olan, “Küçük Asker Postalı” lakaplı, Milattan Sonra 3141 yılları arasında hüküm sürmüş olan üçüncü Roma İmparatoru zalim Caligula (Kaligula)... “Dörtnala Giden Hızlı At” anlamındaki Incitatus adlı aygıra... Senatör (Konsül) muamelesi yapar... Onu, tanrıların elçisi olan bir rahip olarak tanımlar... Ve bu at adına, imparatorluğun üst düzey yöneticilerini, asillerini ziyafetlere davet ederek ağırlar. Incitatus’un ahırı mermerden, yemliği fildişindendir. İçine altın yongalar karıştırılmış yulafla beslenir. Eşi olan kısrağın adı Penelope’dir. Mücevherlerle süslü bir başlığı ve imparatorluk simgesi olan, mor renkli bir örtüsü, 18 de hizmetçisi (seyisi) vardır. HHH Caligula ile Incitatus’un ilişkisi çeşitli tarihçiler tarafından farklı yorumlanır: Bir grup tarihçi, ço cukluğunda Roma ordularının simgesi olarak savaşlara götürülen ve maskot muamelesi görerek şımartılan (Caligula lakabı buradan gelir) ama sonradan büyük baskılar altında büyütülen ve ancak bin bir hile ve desise ile imparatorluk tahtına oturan Caligula’nın, frengiye yakalanarak aklını yitirdiğini, zalimleştiğini ve Incitatus’u da bu yüzden yücelttiğini söyler. Bir başka grup tarihçi ise, Caligula’nın aslında çok zeki, esprili ve yetenekli bir genç olduğunu, kendi gücünü pekiştirmek amacıyla iktidarına ortak olan Senato’yu ve Rahipleri küçümsemek için, bir atın bile senatörlük ve rahiplik yapabileceğini anlatmak amacıyla Incitatus’u kullandığını öne sürer. HHH Günümüzde Caligula, akıldışı davranan zalim diktatörlere örnek olarak anılır. Incitatus da, hiçbir işe yaramayan, koltuklarında saksı gibi süs olarak oturan, yeteneksiz senatör ve milletvekillerini eleştirmek için kullanılır. HHH Caligula ve Incitatus’tan söz edince, yazar olarak George Orwell adını kullanan Eric Arthur Blair’i anmadan geçmek olanaksızdır: YAŞASIN SİZİ HER YERDE GÖZETLEYEN BÜYÜK BİRADER: KÖLELİK ASIL ÖZGÜRLÜKTÜR... CEHALET EN BÜYÜK GÜÇTÜR... SAVAŞ GERÇEK BARIŞTIR... ADALET YASA YOKLUĞUDUR... TARİH HER AN GÜNCELLENİR! zun esenliği ve Cumhuriyet söz konusu oldu cısı” denilmesini önerirken eleştirilere uğra Devriminden yana taraf olacaktır. Yükselen ve hep yükselecek olan bir değer: Laiklik AŞKA GELDI 1112 EKiM 2018 instagram.com/kristalelmafestivali | facebook.com/Kristalelmafestivali | twitter.com/kristalelma İsmail Özcan Eğitimci kurallarıyla işleyebilmesinin en önemli dayanağı, bir anlamda omurgası da laikliktir. KzmğiyshktgththyorkdmsoeaaıelieıaiiaeeienmmsplriıpknrmnbMlzş.ikdlvalllza,aaüevueeBaeaareeümrbzlendzmisdmtuntskyesludkiaeimahaabllaşlaüleyenhncıükmiinaefslsağzeküğaoeıebemamşılilyykeeilnrzladlaiaınbimeorıkamantdreiğırndliiarllnndlııendrdeaadbeiiinşğlüal.nşğaeczaviatvalyhİğvtlaidaığsylşlrebkşienteeaiemokireloıetruerroaktih.znerltmthkllmaıviaBoldkuvoumuroubalreempheeuliik.nılniauzakrladşlvkıdnuakuautdmrzntbkluolüdukaınelurmiukirdğpaikankniütrlğş.gnauaialsiydzötnuudYmoedfsraieainyaüomütlmrdeaalçmrdiare.rezbrakirbekualatneAeneyıaaçelannznoambemçüıdrrrbdiknlidoliı2akteubkbeişDşaamaikiö1nmsibyinllşarvlnieiae.küıeaeaedğçyeeşmnlnycgackrziiaeöl,neeünneleereuinnenaahdnklşnlğzdrzymdşeöeeiıniiyisbelçbıce2nntvaakoyalıeiteaavl0rleiişnisruüsdielkşğmem.aiatidrhlztadtiaaa,eeaaktriilhafiçAmkeabblmzbzemİüllnaıaşryuiertkaleıikTTitmaatrİlmeşztdınsüıelüütrlş;v,ldlaMüianenımerraıkeğoankklrmkkndmailaknkçalimnüiiyesmadşuyyıal’,dnoküfariüısaabeeralanıerranilis’,nubzlzukdkydlrıöüMalılkuönneaeeannsvreentnldmlüaıyleeeiakdnsmgaa;svarmrereeöbintlianbaakılnabünyrilzdrüsşialrklriüemadnzocaleiüleihapomksşkiTılLkelylamlereürakeüuaelaaosseınkudrnainrtleryelasskakemkadmaküılgaavyüidobanllnaluikyufleieuiasıllıiydklekkğşmknelslatbnşeclmıea,luisüıtrelnüokdee’nunlmaudiydrelinlmtanagldrşmsşiraiaürkaaznemdt.ae;resadnulalraiveıbeğüaıaçviikdgmnrsannşütriitrel.iaıa:atorntlıamünntıiKeyidvbpziüiTmdlorcldnrklaııeaili.nleüaşnihluaküaialtnm;mgkieımlnbzkbğöekerölrrvaiiçaeirenirraşılkekemktzmlmzdeee;ökügheilenbemkbzaaaeuryigkenişanarsllep;,eıii mnltdllindsgitlhilbğrçslliiTieııuüiudnkdhueçieoüiüiaeaiağkkkloreesekmltkarTLbnnbdytri,illiiaa.oozsnlnaaakeanllşuaieidgapsassüoavhDllririepçr,tnooaöiaomykıkanfadıkeimknilyalljjğnrllhvldrlolneşlpeaii,umimtaiüüaiivılesbıaalllnğekrkdlahbbaadvşzeifılamskaareaitmmeakakaroniüyreedhaarnik,kracramrrlmyerlıınesğlaeakiaavtmskaçdlş.sşidlunlaevl,lzlkoütoager,ilaBafaaieyvninneleahıtekkğvknarufnermlsmueieözdcidmeıgurçcgeztefçlknkvhvaiapdiyiatiaaakollebınleünugelecaeskbzooynylkmttoaekçalueişşptiolğkasköobındrrpyraoaramtanilpvaraaınrtoaiuiiüfuşuarkvuıleorğulvdanslirlerapm,trudkgialsılariiarşimketlüeçkımnnanmaçno.kvmdlıbştekşbaatataalodinLueeliimüllunağinvsndnıneğtrpaıyetatnrıaldşğredliieidie,oşefıbaınyanlkıaeodsambnmüo,dşrvriaördtkelmaeueyayıü;ciölğzçarltdatnüekeıuole.tdDhlkvbvmkdlrnilımlpaknDkuandbüeabsieaaaakliausüiiaiieuilmaçnrnnşbmiılyyvvnkrkrlmazalşmnaui.acaladlalgrcbm.brlrs.aıisımmndoeiöaı,kiyaeenaöaaeanacrkylookvtazlsnstadlıvralıtrecgönbö,arriieein.litıazüğı,ilbnonıfğBarnneroramığauıyiiskdelnınriaeşanınıyy,rnremeşkioa.ismvBvdMbiamymdkınlnnideeaaalauzlıalaoeaüiTanrcıiunş,hoeıykmlsknısöüiniliçkşndtısaeg;alreşrkan,üoılitrapuşgrötvkeülğıkrmmoaoseıknnlleafeiedleiı.lyriaaspederaamiiaynüekvecmsseknnaanşkdze’aated,ttlieeitilbkhtiahknelartrniierüaro.niierdırn,akeşAnnıileddrydgnaünviıeaeöaeöiçmnlllLoldBdkkdBvgdtlkcvötğncüaıereieuülimyaaiiaoaukilnnlüaeettyimnemnntTeriierrkrrşekirektğymeekaltdslüdiulinllşulmiaaamaüsilıüanyeisbnalhverasmankllsnzitiiıvrrğ,eköri;urieiklreerkktviayielügkeuleyedeıkiiündçymıleotnşycaogeğmdğezmlioüaoioillkvtelğeeırakmsklöaienıvikrapnişutdenadekn’epesrrmaleabadidbüludedks.ireelimtuçdolyçtiideenayoiner,neeiivarelaızlmaadnlnilaeikidryyivrclnvsenaevnarşrseidriögaaeaeaaedglnlia.dsdeaiiroeezeoenıensrtpvüeiniShığadlgbçngayltiltğklsmammdçvaomhmşaaoaoaiiüüneaidyniibniböeltpkd,denkştarnakdadkaaemcelinniürdlalieamvlbdlaısağniumüsayoivceinkacniyiayfıeşairiedlnmolkkeemamehaliilkme.ıerolMlisdda,llddşdkteriuvrktsilladiaçırsedtiaıeaağdii.dmaeüşn,irıreınmenriekrlria..vsvnr.e. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear