Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Perşembe 7 Haziran 2018 12 yorum EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Kıyamet mi kopacak? Bugüne kadar kıyametin, ona günah diye ezberlettiklerinin, mesela zinanın, zulmün, vicdan muhasebesi yapmayanların çoğalması sonucu kopacağını sanırdı. Bu yüzden merkez üssü denizlere yakın yerlerde olduğu söylenen birçok sarsıntı ona birer kıyamet habercisi gibi gelmedi. Ama bunları başka belirtiler izleyince irkildi: Zamanla denize yakın, denizden uzak birçok yerleşim biriminden de homurtular gelmeye başladı: İnsanlar eskisi gibi sakin ve sessiz oturmuyor, kendisinden başkalarının konuştukları meydanlara doluyor, slogan atıp, bayrak sallıyorlardı. Uykuları bozuldu. Avuç avuç uyku ilacı, hatta aramızda kalsın rakıların âlâsı bile artık pek bir şeye yaramadı. Olanları, bugüne kadar öğrendiği, bildiği kıyametlerin hiçbirininkine benzemeyen işaretlere bakıp yorumlamaya çalıştı: Çöllere kar mı yağdı? Yağmadı! Çöle kar düşmeden kıyamet mi kopar? Sular kan kızılına mı döndü? Yoo! Sonra kıyamette çekirgeler gelir, her yeri tarumar ederlermiş... Böyle bir şey de yok. Öyleyse bu neyin kıyameti? Kendi kendine “Bu patırdılardan, bu gürültülerden belki de bu kadar korkmamalı” deyip toparlanmaya çalıştıysa da olmadı. Bir yaver çekine çekine yanına yaklaştı, “Beyfendi” dedi, “Kıyamette Deccal gelir” derler; GBT sorgulamalarını sıklaştırıp kıyameti koparamadan yakalayalım onları... Akşam haberlerinde vatandaşlar, tevelerin altyazılarında “Aksaray’da 14 Deccal yakalandı.. Gaziantep’te basılan evde başkanları ve altı kalaşnikof..” gibi haberler okusunlar. “Tamam” dedi, “bunlar aynen yapılsın”! “Sonra şu duvardaki Saatli Maarif Takvimi’nde ‘kıyamet kopacak’ diyen bütün sayfaları da yırtsak kıyamet mıyamet kopmaz.” Bu da yapıldı. Binanın ön cephesinin pencere görevlilerini sabahları çok erken uyandırın, nöbetleri boyunca pancurların arasından baksınlar: Güneş batıdan mı doğuyor? Böyle bir şey olursa hemen alarm zillerine basılsın. Bir de dikkat etsinler, Deccal meccal geçiyor mu caddeden. “Deccal nasıl bir şeydir” diye soruyorlar. Alnında “kâfir” yazarmış; okuma yazması olsun olmasın her Müslüman bunu okurmuş. Ayrıca elllerinin başparmağı yokmuş. Belki de var ama bunu saklar, sadece dört parmağını gösterirmiş bize. Bağırınca alt dudağı sarkar, gözleri pörtlermiş. Oysa bilemedikleri, düşünemedikleri gerçek, Nâzım’ın şiirlerinde vardı: “Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır / duyuldu kim ölüm satılıp kâr edile / kendi kendilerin reddü inkâr edile / ve duyuldu kabuğuna tık ettiği civcivin / duyuldu uykusundan uyandığı / zincirinden başka kaybedecek şeyi olmayan devin!” Bunu bilenler az değildi ama gerçeği ona söylemekten çekinen yakını çoktu. 7 HAZİRAN 2018 SAYI: 33846 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına MEHMET Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü Haber (Sorumlu) Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:27 03:20 03:52 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:25 13:09 17:07 05:13 12:53 16:49 05:41 13:16 17:09 Akşam 20:41 20:22 20:40 Yatsı 22:30 22:07 22:20 Demirtaş anlatıyor: “Eşimle bir açık görüşte 68 Ekim’den söz ederken, demiştim ‘Çağrı yapmamış olmama rağmen özellikle beni hedefe koyuyor birileri’. Eşim de şaşırmıştı; ‘Yapmamış mısın çağrı?’ demişti. Çünkü eşimde bile bu algıyı oluşturmuşlardı. Ondan sonra dedim ki: Vay halimize. Sen de böyle inanmışsan Türkiye’yi ben nasıl inandıracağım?” Ardından avukatlarla birlikte algı operasyonunun nasıl oluşturulduğuna dair delilleri toplamaya başladıklarını söylüyordu. 11 Ekim 2014’ten itibaren tam 48 gün boyunca 763 tane köşe yazısı yazılmıştı hakkında. Hepsi de “Katil Demirtaş”, “Demirtaş’ın açıklamasıyla sokağa dökülen halk 53 kişiyi katletti”, “Yasin Börü’nün katili” diyordu. Sonra da kesintili olarak devam etti bu köşe yazıları. Dört yıl sonra bugünlerde seçim öncesi yeniden yoğunlaşmaya başladı bu yazılar. Oysa Demirtaş, nisan ayındaki mahkemesinde hakkında hazırlanan fezlekelerin içinin ne kadar boş olduğunu açıklamaya çalışırken 68 Ekim Kobani olaylarında yaşananları tüm ayrıntılarıy Efkan Ala artık konuşmalı la anlatmıştı. Ama algı operasyonunun ateşini Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha alevlendirdi. Ne diyor Erdoğan şu günlerde yaptığı tüm konuşmalarında: “O bunun hesabını verecek. 53 Kürt kardeşimi, Yasin Börü kardeşimi katletmenin hesabını verecek. Elinde 53 kişinin kanı var.” Vermesine versin de, Demirtaş hakkında böyle bir suçlama ve soruşturma yok. Böyle bir davadan da yargılanmıyor. Buna rağmen Erdoğan ve AKP’liler yandaş yazarlarıyla birlikte büyük bir algı operasyonunu sürdürmeye devam ediyor. 68 Ekim olaylarının Demirtaş’ın halkı sokağa çağırmasıyla başladığı iddia ediliyor. Oysa böyle bir çağrısı yok. Onun için mahkemede “Çıkarın” diyordu Demirtaş: “Varsa böyle bir çağrım. Ama yok... 68 Ekim’de yaptığım çağrının yüzüme okunmasını istiyorum. Ben bulamadım çünkü... Çağrım nerede?” Daha başka şeyler de anlatıyordu Demirtaş o gün. Kobani’de IŞİD’in işgali ve katliam tehlikesine karşı gösterilen tepkileri, 68 Ekim günü yaşanan olayları ve o dönemde Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala ile yaptıkları görüşmeleri... Tüm ayrıntılarıyla uzun uzun... Dönün bir daha okuyun. Demirtaş’ın hem de şahitlerin isimlerini vererek anlattıkları hiç de Erdoğan’ın söyledikleriyle uyuşmuyor. Demirtaş bir çağrı yapmadığı gibi olayları bastırmak için bizzat Efkan Ala ile nasıl bir koordinasyon altında çalıştıklarını söyledi. Ama ne yazık ki bunları tüm Türkiye duymadı. Kimi de zaten duymamayı tercih etti. Oysa ne diyordu Demirtaş: “Sırrı Süreyya Önder, saat başı İçişleri Bakanı Efkan Ala ile telefonda görüşüyordu. Ala, ‘Bizim kontrol edemediğimiz güvenlik güçleri var. Ama bu provokasyonu başka türlü el ele vermezsek engelleyemeyiz. Güvenlik güçlerinin içinde bir grup kontrol dışına çıktı’ diyordu.” Sadece bunları da söylememiş Ala. Devam ediyor Demirtaş: “O günün cemaat üyeleri, İran istihbaratı, Ortadoğu’daki başka istihbarat örgütleri, bunlar benim beyanlarım değil, İçişleri Bakanı arkadaşlarımızla görüşmesinde ‘biz tespit ettik’ dedi. Batılı istihbarat örgütleri FETÖ’yü de kullanarak büyük bir provokasyon yaratmaya çalıştılar. Kısmen başarılı oldular, ama bizler elbirliğiyle çaba sarf edip durdurduk.” Bizzat Efkan Ala’nın “İmralı’dan Öcalan’dan mesaj getirirsek bunu okur musunuz” dediğini de anlattı Demirtaş. Haliyle Efkan Ala’nın tanık olarak dinlenmesini istedi. Ve o gün Ala’ya ne diyeceğini de söyledi: “Ben linç edilirken neden sustunuz diyeceğim. Ben tutukluyken neden çıkıp gerçekleri anlatmıyorsunuz?” Ala, artık konuşmalı. Basın meslek örgütleri uluslaCruarmashıudreiysette’ekharekete geçti Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) başını çektiği sekiz basın meslek örgütü, Türkiye’de bağımsız gazeteciliği desteklemek için harekete geçti. Dünyanın dört bir yanından okurları Türk hükümetinin baskısına direnen az sayıdaki gazeteye abone olmaya çağıran ‘I Subscribe’ (Abone Oluyorum) kampanyası, gazetemiz Cumhuriyet’le başlatıldı. Articolo 21, Norveç PEN, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi, Galler PEN, Article 19, Uluslarası PEN, Röportaj ve Almanya PEN tarafından desteklenen kampanyanın öncülüğünü yapan IPI’ın yönetici direktörü Barbara Trionfi, “Türkiye’de bağımsız gazetecilik hayatta kalma mücadelesi veriyor” diyerek aboneliğin somut bir yardım yöntemi olduğunun altını çizdi. Kampanyaya dair basın bülteninde, Türkiye’de özgür basına yönelik tehdidin boyutları şu ifadelerle özetlendi: “Ülke medyasının tahminen yüzde 90’ı hükümet etkisi altında. 2016’daki darbe girişiminden bu yana 180’i aşkın haber merkezi zorla kapatıldı. 1 Haziran 2018 itibarıyla Türkiye’de en az 153 gazeteci cezaevinde, yüzlercesi mahkemelerde yargılanmakta. Hükümeti açıkça desteklemeyen gazeteler hem kamu hem özel reklam gelirlerinden mahrum kalıyor. Hükümet yetkililerinin, bağımsız medyaya reklam vermemeleri için şirketlere baskı yaptığına dair kanıtlar var. Mütemadiyen yasal baskı altındaki haber merkezlerinin bütçesi; para cezaları, yasal ücretler ve uyduruk vergi cezalarıyla tüketiliyor.” ‘Eleştirel ve laik çizgide’ Gazetelerin bu koşullar altında çalışabilmek için bağımsız finansmana, dolayısıyla okur aboneliğine ihtiyaç duyduklarını vurgulayan basın örgütleri, gazetemizi dünya okuyucularına şöyle tanıttı: “1924’te kurulan ve Türkiye’nin en eski gazetelerinden olan Cumhuriyet, devlet baskısının ana hedeflerinden biri. Nisan ayında genel yayın yönetmeni ve icra kurulu başkanının da aralarında olduğu 14 gazeteci ve yazarı, asılsız terör suçlamalarıyla hapse mahkum edildi. Cumhuriyet, yasal ve mali baskıla NE DEDİLER? ‘Demokrasiye abonelik’ “Susturulmasına yönelik saldırgan girişimlere karşın, Türkiye’de aralarında Cumhuriyet’in de olduğu bağımsız medya organları, halka eleştirel haber ve bilgi sağlamak için inanılmaz bir güç ve bağlılık göstermeye devam ediyor. Şu anda mali desteğe, dünyanın dört bir yanındaki meslektaşlarının ve destekçilerinin dayanışmasını hissetmeye ihtiyaçları var.” Caroline Stockford, Türkiye Savunması Koordinatörü, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) “Cumhuriyet bugün Türkiye’nin yalnızca en eski gazetesi değil, geriye kalan az sayıdaki bağımsız medya organlarından biri. Çok büyük baskı altında olmalarına, çalışanlarının cezaevinde tutulup uy duruk suçlamalarla yargılanmış olmalarına karşın, Cumhuriyet’in cesur kadın ve erkekleri basın özgürlüğü için savaşmayı ve her gün kaliteli bir gazete yayımlamak için çok Rebecca Harms çalışmayı sürdürüyorlar. Aboneliğimin, sponsorlarını ve reklam verenlerini yitirmekte olan Cumhuriyet’in cesur çalışmasını finanse etmeye yardım edecek olmasından mutluyum. Bu abonelik özgür basına, düşünce özgürlüğüne bir hizmettir. Özgürlük ve demokrasiye aboneliktir.” Rebecca Harms, Avrupa Parlamentosu milletvekili “Artık bir miktar İngilizce içerik de yayımlayan Cumhuriyet, düşüş halindeki Türk hukuk sistemine dair cesur ve açık uluslararası bir ses olacak. ” William Nygaard, Norveç PEN Başkanı “Hükümet karşıtı basın üzerinde ki baskı, gazeteciliği riskli bir iş haline getirdi ve ülkeyi dünya nın en büyük gazeteci ha pishanesine dönüştürdü. Türkiye’de bağımsız gaze tecilik için ‘Abone Oluyo rum’ kampanyasını yürek ten destekliyorum.” Kati Piri, Avrupa Par Kati Piri lamentosu Türkiye Raportörü “Türkiye’de basın özgürlüğünü ve demokrasiyi savunmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Türkiye dünyadaki en büyük gazeteci hapishanesi ve 160 meslektaşımız tutuklu. Buna kayıtsız kalamayız.” Antonella Napoli, Articolo 21 Yönetim Kurulu Üyesi “Lütfen mevcut Türk rejiminin, özgür ifade hakkını kalıcı olarak bastırmakta başarılı olamadığından emin olun! Abone Oluyorum kampanyasını destekleyin.” Ralf Nestmeyer, Alman PEN Başkan Yardımcısı “Basın özgürlüğünün Türk hükümeti tarafından sistematik olarak kısıtlanması, ifade özgürlüğü ve bağımsız gazetecilik üzerinde ürpertici bir etkiye sahip. Geriye kalan bağımsız medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin ve editörlerin cesaretine olan desteğimizi göstermeliyiz.” Marietje Schaake, Avrupa Parlamentosu Milletvekili rın altında ezilmesine karşın eleştirel ve laik yayın çizgisini muhafaza etti. Önümüzdeki aylarda İngilizce içeriğini büyük oranda artıracak olan gazete, Türkiye gündemine dair en iyi analizleri dünya kamuoyunun ilgisine sunacak.” Kampanyanın https://www.isubscribe.media adresinden erişilen internet sayfasında, gazetemiz İcra Kuru lu Başkanı Akın Atalay’ın hapis cezası aldıktan sonra yaptığı şu açıklamaya da yer verildi: “Gazete hükümete değil, halka hizmet etmek için vardır. Bu gazeteyi sahte kanıtlarla, tehditlerle, gazetecilerini hapse atmakla yok edemezsiniz. Bu gazeteciler işlerini yapmaya devam edeceklerdir, susturulamaz ve korkutulamazlar.” TELEVİZYON 08.00 Güne Başlarken 09.15 Geri Sayım 11.00 Haber Merkezi 13.00 Öğle Bülteni 15.00 Günün İçinden 16.25 Dünyanın Haberi 19.00 Akşam Haberleri 20.00 Ana Haber 21.00 Seçime Doğru Adaylar 23.00 Gece Bülteni 07.00 Yabancı Damat 09.45 Aşkı Memnu 12.45 Gelinim Mutfakta 15.00 Magazin D 16.30 Arka Sokaklar 19.00 Ana Haber 20.00 Vatanım Sensin 00.45 Galip Derviş 01.45 Sahur Vakti 04.00 Çemberimde Gül Oya 06.00 Güne Merhaba 09.00 Parametre 10.00 10’dan Sonrası 13.00 Bugün 15.00 Günlük 18.00 Ana Haber 21.00 Gece Görüşü 01.00 Gece Haberleri 07.30 Güne Başlarken 11.00 Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi 13.00 Haber Masası 16.00 Haber Kritik 17.00 İz Bırakanlar 18.00 Ana Haber 21.00 Rahmi Aygün ile Kritik 00.30 Gün Sonu 07.15 Çalar Saat 10.00 Dizi: Kadın 12.45 Sizi Böyle Alalım 13.45 Bizim Hikâye 16.30 Şevkat Yerimdar 19.00 Ana Haber 20.00 Bizim Hikâye 00.15 Milyonluk Resim 02.00 Sahur Sohbetleri 04.00 Adı: Zehra 07.00 Güne Bakış 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 16.00 Güncel 18.15 Kültür Sanat 19.00 Doğru Seçim 19.30 İftara Doğru 20.00 Ana Haber 21.00 Yeniden Yaşama Yolculuk 22.30 Durgun Sular BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr 8 9 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kafkaslar’a özgü 1 ENTROP İ F 2 NERON L İ R bir tür akordeon. 2/ Temel, esas... Dört tekerlekli ve üstü açık bir at arabası. 3/ Darbukaya 3 F İ MAME V İ 4 RE T YO ES 5 APOR T ASA 6 R İ NOLOJ İ 7 UN ZARA U 8 J ENE T NEM 9 TATAR SU benzer bir çalgı. 4/ Tümör... Akdeniz yöresinde yetişen ve dalları sepet örmekte kullanılan bir ağaççık. 5/ Bir şiir üzerine bestelenmiş müzik yapıtı... Torun sahibi kadın. 6/ Spor karşılaşması... Kötü lük, fenalık. 7/ II. Abdülhamit’in sürgüne gönderildiği Selanik’te ikamet ettiği köşkün adı. 8/ Önü hendekli siper... Yerli bir limon cinsi. 9/ Her çeşit mikroptan arınmış olan... Bir cetvel türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bulgar müziğine özgü yaylı bir çalgı. 2/ Tıpta, idrar salgısının azalmasına verilen ad... Borsada belli miktardaki hisse senedi ni belirtmekte kullanılan işlem birimi. 3/ Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan... Belirti, ipucu. 4/ Çok şekerli bir tür yerelması. 5/ 106 taşla oynanan bir oyun... Acı ve kırmızı renkli bir biber. 6/ Tabanı ıslak yerlerde kullanılan bir çeşit takunya... Hizmet hayvanlarının ayağına çakılan demir. 7/ Bireyler arasında ortak simgeler sistemiyle gerçekleştirilen anlam ve bilgi alışverişi. 8/ İlave... Bir soru sözü... Satrançta bir taş. 9/ Uğraş... Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları çekül ipi. C MY B