26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İnşaat maliyeti arttı DOLAR İnşaat maliyet endeksi mart ta yıllık yüzde 18 artarken, malzeme endeksi yüzde EKONOMİ 19.44artışlabaşıçekti. 4.5580 4.4 kuruş AVRO 5.2830 6.7 kuruş Avrupa 4, TürkiyeÇarşamba30Mayıs2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ FAİZ 17.00 0.41 puan 0 BORSA 105.113 1.412 puan ALTIN CUMHURİYET 1270.65 17.24 lira ALTIN 24 AYAR 189.63 2.32 lira 9 Türkiye bilişimde istihdam, ArGe harcaması, katma değer üretimi ve bilgisayar kullanımında Avrupa ülkeleri arasında sonuncu oldu. Sanayi 4.0 treni kaçıyor Dünya dördüncü sanayi devrimini konuşurken, Türkiye bu alanda çok gerilerde kaldı. Türkiye’nin 2016 yılı toplam ArGe (araştırma geliştirme) har caması 8.1 milyar dolar olur Eşitsizlikler derinleşecek ken, sadece Çinli bilişim de vi Huawei’nin ArGe harca ması 2017’de 13.8 milyar do lara ulaştı. Konu 24 Haziran seçimleri öncesinde adayla EMRE DEVECİ rın söylemlerinde yer bulurken, istatistikler bu alanda Türkiye’nin treni kaçırmak ta olduğunu gösteriyor. Bilişim Sanayicile ri Derneği’nin (TÜBİSAD) hazırladığı “Tür TÜBİSAD’ın çalışmasında ayrıca toplumsal eşitsizliklerin derinleşmesi riskine işaret etti: “Ülkeler arası karşılaştırma, Türkiye’nin dijital devrimin yarattığı başlıca tehditlerden olan eşitsizliklerin derinleşmesinde en büyük risk altında olan ülkelerden birisi olduğuna da işaret etmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanı kiye Bilişim Sektörü” raporuna göre, Eko mında küçükbüyük işletmeler ara nomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) sında büyük farklılıklar vardır. Kadın üyesi 35 ülke arasında bilgi ve iletişim tek erkek bireyler arasında bilgi ve ileti nolojileri (BİT) uzmanlarının toplam istih şim teknolojileri kullanımındaki eşit dam içindeki payının en düşük olduğu ül sizlik, Türkiye’de çok yüksektir. Ay ke yüzde 1’lik oranla Türkiye oldu. Bu alan rıca gençlerin bilgisayar ve inter da lider ülke, yüzde 6’lık orana sahip olan net kullanımda sosyal medya uygu ve eğitim sistemiyle dikkat çeken Finlandiya. Türkiye’de istihdam edilen BİT uzmanlarının sadece yüzde 11.5’i kadınlardan oluşurken, Avrupa Birliği (AB) ortalaması bu alanda yüzde 16 oldu. Bulgaristan’da ise bu oran yüzde 28’e ulaştı. lamaları haricinde diğer ülkelerdeki yaşıtlarına oranla geride kaldıkları görülmektedir. Bu derin farklılıklar, önümüzdeki dönemde toplumsal dengesizliklerin kapanmayıp artması açısından önemli bir riske işaret etmektedir.” Araştırma geliştirme zayıf Sektörün lider ülkelerinden olan Güney Kore’de, bilişim sektörünün ArGe harcamasının toplam GSYİH içindeki payı yüzde 1.8 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 0.1 oldu. tent başvuruları içindeki payı AB ülkelerinde ortalama yüzde 13.5 iken Türkiye’de bu oran yüzde 3’e ancak ulaşabildi. Türkiye ayrıca, AB28 ülke sanayisinin payı yüzde 0.20.3 arasında, hizmet sektörü içinde bilgi ve iletişim teknolojileri sanayisinin payı yüzde 6’lar civarında seyretti. BİTS’in katma değer içindeki pa Patentte İsveç fark attı 2013’te Finlandiya, İsrail ve Güney leri arasında toplam nüfus ve Kore için bilişim sektörünün ArGe genç nüfus itibarıyla en dü harcamasının toplam GSYİH içindeki şük internet ve bilgisayar payı yüzde 1.2 ile yüzde 1.8 arasında kullanımı olan ülke. değişirken, Türkiye, Yunanistan ve Türkiye’de BİTS’i sana Romanya için bilişim sektörü Ar yi ve hizmet alt sektör Ge harcamasının toplam GSYİH leri olarak incelediği içerisindeki payı ise yüzde 0.1 Kübra Erman Karaca mizde, 20092015 dö yının yüksek gerçekleştiği ülkeler arasında Güney Kore, Japonya, İrlanda ve İsveç bulunuyor. OECD ülkeleri arasında en yüksek oranlar yüzde 10.7 ile Güney Kore, yüzde 7 ile İrlanda ve Japonya’da görülürken, en düşük değer yüzde 2.7 ile Meksika’da gerçekleş 2014’te OECD ülkelerinin toplam patent başvuruları içerisinde BİT sektörüne ait patent başvurularının oranı yüzde 7 oldu. Bu oran AB ülkeleri için yüzde 13.5 iken İsveç’te BİT sektörüne ait patent başvurularının toplam patent başvuruları içindeki payı yüzde 80’e ulaştı. ve altında kaldı. neminde özel sana ti. Türkiye’de BİTS’in özel sektör Türkiye’de BİT sektörüne ait patent Bilişim sektöründe yenilik çık yi sektörü içinde katma değeri içindeki payı yüz başvurularının toplam içindeki payı tısı açısından önem tent başvurularının ttoapşılyaamnbTppÜüaatBüİSnAlüDklBüasştkraatneı jKiyaeraichat,iybaiçlişimde bilgi ve iletişim de 3.2 ile OECD ortalamasının ol 2010’da yüzde 2 iken, 2014’e yüzde teknolojileri dukça altında kaldı. 3’e ancak ulaşabildi. olduğunu söylüyor. Yabancılara faiz sözü Londra’da yoğun mesai İngiltere’de 15 saatlik görüşme maratonu Selin Girit Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kurmuş murmuş. Ne kuru ya? Hepsi hikâye bunların,” demesinin üzerinden iki gün geçmeden Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya soluğu Londra’da aldı. Şimşek, Twitter hesabından pazartesi günü paylaştığı mesajda, Türkiye’ye coşkulu bir selam yolluyor, Londra’da 90 portföy yöneticisi, banka üst düzey yöneticisi ve analistlerle görüşeceklerini müjdeliyordu. Ama bu ne perhiz ne lahana turşusuydu? Zira tabanda hâlâ kurdaki artışın “faiz lobisinin” ya da “dış mihrakların oyunu” olduğu iddiası pompalanmayı sürdürüyordu. Cumhurbaşkanı, “Biz George Soros’un kulu kölesi değiliz” diyor, Londra’nın da başını çektiği başkentlere “Ey finans sektörü!” diye meydan okuyordu. Ama dolar 5 lira sınırını zorlamışken, öyle kurusıkı laflarla yetinecek durum belli ki pek kalmamıştı. İşleri hiç kolay değil Tepkiler gecikmedi. Piyasalar acımasızdı. İşte Türk Lirası’nın rekor düşüşü de bunun akabinde başladı, dolar lira karşısında 4.92 gibi tarihi bir seviyeyi gördü. Lira zaten bir yıl içerisinde yaklaşık yüzde 20 değer kaybetmişti. Sadece son bir ay içerisindeki değer kaybı yüzde 13’ü bulmuştu. Merkez Bankası harekete geçti, 300 baz puanlık bir faiz artışına gitti. Dolar geriledi. Mehmet Şimşek, piyasalarla inatlaşmayacağız, gerekirse sadeleşmeye de gideceğiz mesajları verdi. Çok geçmeden bu adım da geldi. Bu satırlar yazılırken Şimşek ve Çetinkaya’nın Londra temasları halen sürüyor. Zaten temastan öte, sabah 7’den akşam 22’ye dek koşulan bir maraton bu. Ancak Şimşek’in sözleriyle bu “yoğun çaba” yabancı yatırımcının güvenini tazelemek için yeterli olacak mı? Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda soru işaretleri varken, finans gazeteleri 2001 krizi öncesi görülen günlere geri dönülebileceği uyarıları yaparken ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz kötülüklerin anasıdır” nitelemesi haber bültenlerinde sık sık yer bulurken işleri hiç kolay değil. Hele ki son beş yılda yüzde 60 değer kaybeden bir kur, 453 milyar doları bulan bir dış borç ve 47.1 milyar dolarlık cari açık söz konusuyken... l LONDRA Şimşek ve Çetinkaya’nın Londra’da yatırımcılara enflasyonun artması durumunda tekrar faiz artışı garantisi verdiği ileri sürüldü Çetinkaya Şimşek Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın Londra’da portföy yöneticileriyle yaptığı toplantıda, yatırımcılara enflasyonun artması durumunda tekrar faiz artışı sözü verdiği öğrenildi. Şimşek ve Çetinkaya ile görüşmelere katılan iki yatırımcı, Bloomberg’e yaptığı açıklamada, 4 Haziran’da açıklanacak mayıs ayı enflasyon verisinin yüksek gelmesi durumunda Merkez Bankası’nın tekrar faiz artıracağına dair güvence verdiklerini anlattı. İsimlerini vermeyen yatırımcılar, Şimşek ve Çetinkaya’nın sermaye kontrolleri uygulamayacaklarına dair de söz verdiklerini aktardı. New York merkezli Brown Brothers Harriman & Co. stratejisti Win Thin, Merkez Bankası’ndan 7 Haziran’daki Para Kurulu Toplantısı’nda 300 baz puan (yüzde 3) faiz artışı yaparak kararlı duruşunu göstermesi gerektiğini, 7 Haziran’da ek faiz artışı gelmezse bankanın kredibilitesini kaybedeceğini söyledi. l Ekonomi Servisi Soros: Dünya yeni THY, Emlak Konut’la bir krize gidiyor kent inşa edecek Dünyaca ünlü yatırımcı George Soros, dünyanın yeni bir finansal krize gittiğini belirtti. Ünlü yatırımcı George Soros, dünyanın İran nük leer silah anlaşmasının sonlandırıl ması ve Pasifik ittifakının bitiril mesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Paris’te konuşan Soros, “Bu durum Avrupa ekonomisi ni olumsuz etkileyebileceği gibi başka bozulmalara da yol açabi lir. Güçlenen dolar çoktan gelişen ülke paralarından çıkışa neden ol maya başladı bile” dedi.Soros, “Baş ka bir büyük finansal krize doğru gidiyor olabiliriz. Avrupa Birliği var oluş krizi yaşıyor. Yanlış gidebile George Soros cek her şey yanlış gitti” diye konuştu. Birkaç çeyrek üst üste zarar açıklayan Türk Hava Yolları, kurtuluşu emlak işine girmekte buldu. Türk Hava Yolları (THY) ve Emlak Konut GYO, İstanbul yeni havalimanı yakınında yeni bir yaşam alanı kurmak üzere yarı yarıya ortaklık kurdu. THY ile Emlak Konut GYO, 29 Ekim’de açılacak İstanbul’da yeni havalimanına 5 dakika ulaşım mesafesindeki 350 hektar alanda, çoğu konut olmak üzere yeni bir şehrin temellerini atmak üzere anlaşma imzaladı. THY çalışanlarının yaşam alanlarını oluşturmak amacıyla ilk adımı atılan proje, İstanbul yeni havalimanı ve Kanal İstanbul gibi projelerin hayata geçirildiği Arnavutköy ilçesinde Dursunköy Mahallesi’nde kurulacak. Türk Hava Yolları Havaalanı Gayrimenkul Yatırım, 3.6 milyon metrekare büyüklüğündeki arsanın yarısını 312.5 milyon TL+ KDV bedelle satın alacak. İki şirket elde edilecek net kazancı yarı yarıya paylaşacak. l Ekonomi Servisi Krizin dönüm noktaları Derinleşmekte olan 2018 ekonomik krizi birdenbire ortaya çıkmadı. Türkiye’nin yeni uluslararası işbölümünde yüklendiği “yükselen piyasa ekonomisi” modeline sadık kılınarak atılan adımların doğal ve beklenen sonucu olarak gerçekleşmekte. Bu yazıda bu süreci satır başlarıyla vurgulamak arzusundayım. 2001 krizi sonunda AKP ekonomi idaresinin “çıraklık dönemine” ait ilk uygulamalar mevcut IMF programının harfiyen uygulaması oldu. AKP sermayenin en gözde partisi konumundaydı. Ancak bununla da yetinilmeyecek ve öncelikle finans burjuvazisinin çıkarları korunacaktı. AKP, bu doğrultuda öncelikle uluslararası ve yerel finans sermayesine yüksek reel faizler sunarak, sıcak para akımlarını Türkiye’ye çekme uğraşına girdi. Dövizin reel olarak ucuzlamasına dayalı büyüme anlayışı Türkiye’yi bir ithalat cennetine çevirirken, ulusal ekonominin ara malı bağlantıları çökertiliyor ve sanayide dışa bağımlılık yapısal olarak artırılırken, işsizlik de kalıcı olarak yüzde 1012 patikasına yerleşiyordu. Dış borçlanma, özellikle finansdışı (reel kesim) şirketlerce yoğun olarak sürdürülüyor; Türkiye dışarıdan sermaye girişlerine bağımlı bir ithalat cennetine dönüştürülüyordu. 2009 krizi temel olarak “fiyat istikrarının tek başına makro istikrarı sağlamaya yetmeyeceğini” vurgularken, Türkiye bu dersleri görmezden gelerek sıcak para akımlarına dayalı spekülatif büyüme döngüsünü yeniden uyarma çabasına giriyordu. 2010 – 2012 arası dönemde dış açığımız (cari işlemler açığı) milli gelirin yüzde 10’unu aşacak; Türkiye gelişmekte olan ekonomiler arasında en kırılgan ülkelerden birisi olarak anılacaktı. HHH AKP ekonomi idaresi 2003 sonrasında sermaye girişlerini iyi yönetmekte başarısız kaldı. Sunulan reel faizin cazibesine kapılan küresel sıcak para akımlarının Türkiye mali piyasalarına yönelik spekülatif saldırıları görmezden gelindi. Cari işlemler açığı kronikleşti; ithalat bağımlılığı arttı; Türkiye’nin uluslararası net yatırım pozisyon açığı 450 milyar dolara değin yükseldi. 2003 başında 129 milyar dolar olan dış borç stoku, 2009 krizi öncesinde 288 milyara, 2017 sonunda ise 437 milyar dolara çıktı. Bu sürece koşut olarak sanayi istihdamının toplam içindeki payı gerileme sürecine girerken, 2006’dan başlayarak ulusal ekonomide üretkenlik kayıpları yaşanmaya başladı. Bu arada elde edilen dış kaynaklar çoğunlukla ithalata yönelik tüketim harcamalarında ve inşaat başta olmak üzere, döviz kazandırıcı olmayan yatırım harcamalarına yönlendiriliyordu. Dönem boyunca sabit sermaye yatırımları içerisinde konut inşaatı yatırımlarının payı yüzde 15’ler düzeyinde sürdürülürken, eğitim ve sağlık sektörleri gibi toplam sosyal altyapı harcamalarının payı yüzde 6 düzeyine ancak ulaşıyordu. Para politikalarında “faizi düşürün” saplantısı bu ortamda yapılan yanlışlar zincirinin sonuncusuydu. Para piyasalarında yaratılan kargaşa ve istikrarsızlık, döviz ve menkul kıymet fiyatlarında da ciddi dalgalanmalara yol açarak, Türkiye’nin kırılganlıklarının derinleşmesine yol açmaktaydı. Geçen haftaki yazımızdan yineleme pahasına yeniden vurgulayalım: AKP ekonomi idaresinin izlemekte olduğu bilimdışı enflasyon politikası ve yürütmekte olduğu dışa bağımlı, inşaat betonuna dayalı büyüme stratejisi ulusal ekonomimizi istikrarsızlığa sürükleyerek tahrip etmektedir. İtalya’da kriz derinleşiyor İtalya’da siyasi kriz derinleşirken, ülkede tahvil faizleri son 25 yılın en hızlı günlük yükselişini kaydetti ve iki yıllık tahvil faizi bir günde yüzde 0.9’dan 2.6’ya yükseldi. 10 yıllık tahvil faizleri de yüzde 3.23’e fırladı. İtalyan Merkez Bankası Başkanı Ignazio Visco, devletin yatırımcıların güvenini kaybetmesine ramak kaldığını söyledi. Visco, İtalya’nın yüksek düzeyde olan borçlarının GSYH’ye oranının ülkeyi ciddi güven bunalımlarına sürükleyebileceğini söyledi. Başbakan olarak görevlendirilen eski IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, kabinesini belirlemek üzere Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella ile görüştü. Öte yandan AB’nin İtalya’nın Avro politikasına korumak için Roma’nın iç siyasetine müdahale ettiği tartışmalarına Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’den “İtalya’nın kaderi finans piyasalarının elinde değildir” çıkışı geldi. Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ise Twitter’dan yaptığı açıklamada İtalya diye belirtmeden “AB kurumlarına, seçmenlere saygı duymaları çağrısında bulunuyorum. Biz onlara hizmet etmek için varız, onlara ders vermek için değil” ifadeleri kullandı. Bir zam daha ÖTV’den düştü Akaryakıtta zam ikinci kez pompa fiyatlarına yansıtılmadan ÖTV’den karşılandı. Benzinin ÖTV’si litrede 2.1241 liradan 2.0424 liraya, 98 oktan benzinde litrede 2.2461 liradan, 2.1644 liraya, motorinde 1.5679 liradan 1.4871 liraya, LPG’de kilogramda 1.6501’den 1.5121’e düşürüldü. l Ekonomi Sevrisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear