28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 30 Mayıs 2018 6 TASARIM: EMİNE BİLGET ‘23 kez görüştüm’ Haliç Kongre Merkezi’nde AKP’nin aday tanıtım programında konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul’un fethinin yıldönümünü kutladıktan sonra siyasetin sıcak tartışmalarına dair açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalardan satırbaşları: l Makam, mevki için birbirimizi sevmeyeceğiz. Sadece ve sadece yaradandan ötürü seveceğiz. Biz bu aziz millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Rabbimizin ve ecdadımızın huzurunda, İstanbul’a ve tüm milletimize söz veriyoruz; Fatih’in askerleri ve manevi rehberleriyle fethettiği bu şehre namahrem eli uzanmasına asla izin vermeyeceğiz. ‘Orada görüşmedim’ l Şimdi bak, Sayın İnce. Sana bir nasihatta bulunayım, Atatürk Havalimanı boşalınca burayı bir Millet Bahçesi haline getireceğiz. Zaten millet sana karşılığını verecektir. Sen buna da karşı çıkarsın ama milletim sana zaten sandıkta gereğini gösterecek. l AK Parti’yi, Pensilvanya ile görüşerek adımını atmışız. AK Parti’yi kurma çalışmasını Pensilvanya’da görüşme yaparak başlattığımı ispat etmekle mükellefsin. Eğer ispat edemezsen namertsin dedim. Benim belediye başkanlığım döneminde Altunizade’de bulunurlardı, o zaman 2 veya 3 kere kendisiyle görüşmem olmuştur l O kim ki gideceğim ona soracağım? Cezaevinden çıktıktan sonra biz Pensilvanya’ya değil halkımıza gittik. Pensilvanya’ya kimle gitmişim, ispat et, ispat etmezsen namertsin. Türkiye’nin ve İstanbul’un yalancı siyasetçilere değil dürüst siyasetçilere ihtiyacı var. ‘Diploma’ istedi l Sayın İnce Osman Gazi Köprüsü’yle Yalova’ya gidip geliyor. Bunu biz yaptık. Cebimizdeki parayla değil, kamuözel ortaklığıyla yaptık. Haliç var ya, kokusundan geçilmiyordu. Şu Haliç’ten çıkan çamuru Alibeyköy’deki taşocağına naklettik. Pompalayarak gönderdik. 2.5 milyon metreküp çamur naklettik. O yeri şimdi park yaptık. Vialand var ya, o çamurun nakledilip oluşturulan yerdir. Biz eserlerimizle konuşuyoruz, sen neyle konuşacaksın? Ki bunlar benim çıraklık dönemim eserlerimdir. Şimdi büyük ustalık dönemi için diploma vermeye hazır mısınız? l İSTANBUL / Cumhuriyet Erdoğan, “AKP’yi kurarken Gülen’e gidip icazet aldığı” iddiasını dile getiren İnce’ye dava açtı. Gülen’le 23 kez başka konularda görüştüğünü söyleyen Erdoğan, “Kim ki ona sorayım” dedi Eerkdoonğoamni:sBteimn Çorlu’da düzenlenen mitingde konuşan Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ekonomi konusundaki eleştirilerine tepki gösterdi. Erdoğan, “Ben ekonomistim, kaynakları çeşitlendireceksin. Anlaşılan o ki İnce bu işleri bilmiyor. Ona ince ince bu işleri anlatacağım. Sayın İnce, biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü nasıl yaptık, yeni havalimanını nasıl yapıyoruz? Bu sistemle yapıyoruz. 29 Ekim’de inşallah buranın açılışını yapacağız ama ben bu arada bir televizyon programı da yapacağım. İnşallah turist sayısı da patlayacak” dedi. Rakiplerinden Muharrem İnce’nin yerli otomobil projesiyle ilgili söylediklerine yanıt veren Erdoğan, “Tesla’nın kurucusu Elon Musk beni ziyaret etti, geleceğin teknolojisi üreteceğiz. Tayyip Erdoğan bunu üretecek insanları buluyor, mesele budur” dedi. SEÇİM SÜRECİNİN İLK DAVASI Görüşmeye değil ‘icazete’ dava açtı Erdoğan, “açıklamazsan namertsin” dediği, İnce’nin de “Seçimden sonra açıklayacağım, acele etme” dediği Pensilvanya iddiasını yargıya taşıdı. AKP’yi kurarken Gülen’den icazet almaya gittiği iddiasının “cumhurbaşkanına hakaret” suçuna girdiğini ileri süren Erdoğan, iddia sahibi İnce’ye 100 bin liralık tazminat davası açtı. Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, İnce’nin miting konuşmalarına yer vererek “Şüphelinin mitingde sarf ettiği iddia, Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarına ağır bir saldırı mahiyetindedir ve tümüyle asılsızdır” dedi. Dilekçede, “Şüpheli, FETÖ ile mücadeleye herhangi bir katkı sağlamadığı gibi adaylık sürecinde de tüm mesa isini FETÖ ile mücadele eden kişi ve kurumları asılsız ithamlarla yıpratmaya hasretmektedir” denildi. Bir de kamu davası Dilekçede Erdoğan’ın Gülen’i o dönem ziyaret edip etmediğine değinilmeden, sadece ‘icazet aldığı’ iddiasına itiraz edilmesi dikkat çekti. Dilekçede, “İnce’nin, kullandığı ifadelerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı onur, şeref ve saygınlığını rencide edici tutum sergilediği, kişiliğini, saygınlığı ve itibarını hedef alarak atılı suçu işlediği” iddia edilerek cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla kamu davası açılması talep edildi. Ayrıca İnce hakkında 100 bin liralık manevi tazminat davası da açıldı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazanları unutmadık Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İstanbul’un Fethinin 565. yıldönümü özel Programına katıldı. Erdoğan buradaki konuşmasında, “İstanbul’un fethi bizim için ne kadar sevindirici, ne kadar iftihar verici bir hadiseyse birileri için de o derece bir büyük felaket günüdür. Biz bu şehrin sokaklarına ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye yazanları unutmadık. Bizans askerlerinin kostümleriyle polisimizin, jandarmamızın karşısına dikilenleri unutmadık. 15 Temmuz’da tankları alkışlayanları, kontrollü darbe diyerek milletin zaferine gölge düşürmeye çalışanları unutmadık. Bayrağımıza tahammülü bulunmayanları, ezandan rahatsız olanları, pasaportundan utananları unutmadık” dedi. Erdoğan, “Hâlâ 27 Mayıs darbesini savunabilenler, bu ülkenin geçmişini mahvettikleri yetmiyor gibi geleceğine de göz dikmişler gibidir. Atatürk Havalimanı’nın olduğu yeri de inşallah Osmanlı’da olduğu gibi millet bahçesi haline getiriyoruz” ifadelerini kullandı. l DHA Macron, Le Point’e sahip çıktı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Diktatör” başlığı ile son sayısının kapağına taşıyan Fransız Le Point dergisi, ülkedeki Erdoğan yanlıları tarafından “taciz” edildiklerini ve “korkutulmaya” çalışıldıklarını duyurdu. Konu ile ilgili Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da açıklama yaparak, “Taciz, asla kabul edilemez” dedi. Macron, pazartesi günü Twitterdan, “Basın özgürlüğüne paha biçilemez. Onsuzluk, diktatörlüktür” mesajını paylaştı. Derginin yayımlanması sonrası Fransa’nın güneyindeki Avignon kentindeki bazı Türk vatandaşları, dergi reklamlarını çeşitli şekillerde kapatmaya çalışmıştı. Pazar günü ise Valence şehrinde bir başka noktadaki reklam kapatılmak istendi.Sol görüşlü derginin son sayısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidar dönemine ilişkin bir araştırma yazısı ve “Erdoğan yeni Hitler mi? başlıklı da bir makale bulunuyor. Bu arada AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Macron’a tepki gösterdi. Çelik “Hiçbir yayıncılık değeri olmayan bir kara propaganda yöntemiyle nefret suçu işleyen bu dergiye Macron sahip çıkmış. Ve basın özgürlüğünden bahsetmiş. Nefret suçu ve aleni hakaret ne zamandan beri basın özgürlüğü oldu” dedi. l Dış Haberler İtİraf gİbİ İtİraz Adaletsiz yayın eleştirilerine TRT’den yanıt geldi: Hedef tahtasına konduk. Güvenliğimiz yok. Oysa Cumhurbaşkanı ayrı, cumhurbaşkanı adayı ayrı... TRT Genel Müdürlüğü, seçim yayınlarında adaletsizlik yapıldığı yönündeki eleştirilere yazılı açıklama ile yanıt verdi. Açıklamada, Cumhurbaşkanı adayı olarak sadece Tayyip Erdoğan ve Muharrem İnce’ye yönelik yayınlardan bahsedilmesi, diğer 4 adaya ise hiç değinilmemesi dikkat çekti. Açıklamada, ‘adaletsizlik’ eleştirilerine prim vermemek için bugüne kadar sessiz kalındığı ancak açıklama yapmaya, “suçlamaların tehdit boyutuna varması, provokasyona dönüştürülmesi ve ardından TRT çalışanlarına saldırıların başlaması üzerine” ihtiyaç duyulduğu ileri sürüldü. CHP’nin adayı İnce’nin İzmir mitingleri sırasında TRT çalışanlarına yapılan saldırının anımsatıldığı açıklamada, “TRT, miting meydanlarında seçim malzemesi haline getirilerek adeta hedef tahtasına konulmaktadır. Ça İnce: Hadsizler TRT yönetimi, “Kurumu ve çalışanlarını yıpratan açıklamalara rağmen kamu yayıncısı olmanın getirdiği kurallara bağlı olarak tarafsız ve dengeli yayıncılığımıza devam etme gayreti içindeyiz” notu düştüğü açıklamaya, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise TRT’nin açıklamasını Twitter üzerinden yorumladı. İnce, “TRT, tarafsız olduğunu anlatmaya çabaladığı açıklamasında, eleştirilerimin ne kadar haklı olduğunu kanıtlamış. Milletin huzurunda kimi nasıl eleştireceğimi TRT’nin hadsiz yöneticilerinden mi öğreneceğim?“ dedi. lışanlarımızın can güvenliğinden endişe ettiğimizi belirtmek durumundayız” ifadeleri kullanıldı. ‘Kimlik’ karmaşası İnce’nin iddialarının aksine 1320 Mayıs tarihleri arasında kendisinin 13 ayrı seçim faaliyetine canlı yayın olarak TRT ekranlarında toplam 125 dakika, ayrıca 59 ayrı haber olarak 82 dakika süre ile yer verildiği belirtilen açıklamada, “13 20 Mayıs tarih aralığında Sayın Re cep Tayyip Erdoğan’ın aday kimliğiyle yürüttüğü seçim çalışmaları 46 dakika, Cumhurbaşkanı olarak 5’i İngiltere’de olmak üzere 6 ayrı resmi programı ise 125 dakika süre ile TRT ekranlarında yayımlanmıştır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı adaylığı gibi iki farklı kimliği bilinçli olarak birbirine karıştırılarak süre çarpıtması yapılmaktadır” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA / Cumhuriyet Yıldırım: Enişte tamam ama bizi de unutmayın Başbakan Binali Yıldırım Siirt’te partisi tarafından 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuştu. Siirt’e ve Siirtlilere enişteleri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını getirdiğini belirten Yıldırım, “Siirt işi bitirmiş, enişteyi cumhurbaşkanı yapmaya karar vermiş. Ama bizi unutmayın; AKP güçlü olacak, Meclis güçlü olacak” dedi. Mitinge, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve milletvekili adayları da katıldı. Yıldırım, mitingden sonra Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanlığı’na geçti. Tugay Komutanlığı’nda askerlerle birlikte iftar açan Başbakan Yıldırım, burada askerlere hitaben bir konuşma yaptı. Yıldırım, iftardan sonra telefonla görüştüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını da askerlere dinletti. Yıldırım, daha sonra Şırnak’tan ayrıldı. l DHA Yıldırım Siirt Valiliği’ni işgal davasında 6’sı ağırlaştırılmış 11 müebbet FETÖ’nün15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Siirt Valilik binasını ablukaya almaya çalıştıkları iddiasıyla 88’i tutuklu, 334 sanığın yargılanndığı Siirtirt 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davadan karar çıktı. Davada 3. Komando Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral Ahmet Şimşek’in de aralarında bulunduğu 6 sanık ağırlaştırılmış ömür boyu, 5 sanık ise ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 70 sanığa da aynı suçtan önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, bu sanıkların cezasını ise suça yardım eden sıfatıyla katıldıkları için 12.5 yıldan 15 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına indirdi. 7 sanığı “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 2 yıl 3 ay 15 gün ila 8 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, bir sanığı ise “mala zarar vermek” suçundan 1.5 yıl hapis cezasına çarptırdı. 245 sanığın beraatine ve bir sanık hakkında açılan davanın düşürülmesine karar veren mahkeme heyeti, tutuklu 7 sanığın da tahliyesine hükmetti. l DHA Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç! Fenerbahçe’de başkanlık seçimi yaklaşırken Ali Koç’un önüne “FETÖ defteri” açıldı. Hafta sonu konuk olduğu televizyon programında bakın ne dedi o: “101 gerçek kişi BİMER’e FETÖ’cü olduğumu, 3 Temmuz sürecini yönettiğimi yazmış. Deli saçması diye hiç üzerinde durmadım. Sonra bazı insanlar, Başkanımızın kapalı kapılar ardında bu yönde konuşma yaptığını söyledi. O zaman ciddiye almaya başladım. Başkanımız çıkıp ‘Ali, bizim Ali’mizdir! 3 Temmuz’da dik durdu’ demeliydi, yapmadı. Bu konuda kırgınım. Kimse beni ve ailemi terör örgütü mensubu olarak gösteremez.” Tablo şaşırtıcı mı, hayır. FETÖ, bu memlekette iktidar arayışlarında her kapıyı açan bir “maymuncuk” artık. Bir “yerli ve milli” McCarthyciliğin töhmet şablonu o… Sözlükte “McCarthyism” karşılığı olarak, “195054 arası ABD’de senatör Joseph McCarthy öncülüğünde yürütülen ve ne komünizmle ne de Komünist Parti ile hiç alâkası olmayan bir dolu insanın komünist diye suçlanıp kara listeye alındığı, işinden edildiği kampanya”yı buluyoruz. Bizde de FETÖ suçlaması, giderek buna benzer bir kampanyaya dönüşmüş durumda. HHH Ali Koç’un sözlerine Aziz Yıldırım’ın cevabî sözleri gecikmedi. Yer yer zehir zemberek, ama özü itibarıyla başkanlık açısından kendince “Çoktan bitti bu iş” demeye getiren bir konuşma yaptı o...  Elbette Yıldırım’ın sözlerinin ağırlık merkezinde de FETÖ vardı ve o, 3 Temmuz sürecinde yaşananlar, yani “FETÖ mağduriyeti” üzerinden adaylığının meşruiyetini şöyle gerekçelendirdi: “Fenerbahçe camiası 3 Temmuz döneminde çok acı çekti. FETÖ, linç eder şekilde ele geçirmeye çalıştı. Ben bir hesaplaşma yapacağım. Biz yaşadık, bu kavgayı yapmamız lazım. Devlete mahkeme açacağız gerekirse. Ben sırf bu hesabı sormak için 3 yıl daha adayım, 3 yıldan sonra aday değilim.”   Peki Ali Koç’un “FETÖ’cülüğü” ve kendisinin “kapalı kapılar ardı”nda söyleyip söylemedikleri bahsinde ne diyor Yıldırım?.. Hayli “ustalıklı” lâflar ediyor! Bir yandan, “Ali Koç için hiçbir zaman FETÖ’cü demedim, Ali Koç ne FETÖ’cüdür, ne de FETÖ ile ilgisi vardır” şeklinde konuşurken diğer yandan bakın ne ekliyor: “FETÖ’nün yapamadığını size yaptırmaya çalışıyorlar dikkat edin dedim. Ali Koç erken aday oldu. FETÖ’nün istediği buydu. Ali Koç’un haberi yok ama FETÖ bunu istiyordu.” Yani Aziz Yıldırım diyor ki Ali Koç FETÖ’cü değil ama istemeden FETÖ’ye hizmet etti. Böylece “çanlar kimin için çalıyor”, anlıyoruz!.. HHH Ali Koç endişelenmesin. Bu iktidar onun FETÖ’cü olmadığını bilir, ama onun başkan olmasını da tercih etmez Fenerbahçe’ye… Çünkü Koç Grubu öyle ya da böyle Gezi sürecinde bir duruş sergiledi ve bu, iktidar nezdinde bir algı oluşturdu. Bu algıyı, yani (FETÖ’cülük değil) “GEZİ’cilik” algısını, o günden bugüne “telafi” yolunda ne yapılırsa yapılsın, değiştirmek kolay değil. İktidar, unutmaz!.. Ayrıca Fenerbahçe’nin “Gezi karnesi” de iktidar sahipleri açısından uyku kaçırıcı. Çünkü “Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe yıkılmaz”!.. Bunları bir araya getirdiğinizde kanımca Ali Koç’un başkanlık şansı “siyaseten” de pek yok. HHH Beni en çok Ali Koç’un safdilliği şaşırttı ama... Diyor ki “Ali, bizim Ali’mizdir; 3 Temmuz’da dik durdu” demesi gerekirmiş Aziz Yıldırım’ın... İlahi Ali Koç, iktidar oyununu hiç bilmiyorsun! Bir kere sen, Aziz Yıldırım’ın Ali’si değilsin, Rahmi Koç’un Ali’sisin. Yine diyorsun ki “Fenerbahçe başkanlığı çocukluk hayalimdi. Babam istemiyordu. Ama ikna ettim.” Tekrar git babana Ali Koç! Bak bakalım şimdi ne diyor; istiyor mu, istemiyor mu? Ve o ne diyorsa onu yap!.. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear