26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Sığınmacılara yardıma ceza tasarısı Macaristan’da hükümet kaçak sığınmacılara destek veren sivil toplum örgütlerinin cezalandırılmasını öngören bir yasa tasarısını meclise sundu. Avrupa Birliği’nin sığınmacı kotasına ilk itiraz eden Viktor Orban başbakanlığındaki hükümet, yabancı göçmen sayısının artmasının Hıristiyan kültürünü bozduğu iddiasında. Lübnan petrolgaz aramasına başladı Gözler Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesine çevrilirken yeni bir hamle de Beyrut’tan geldi. Lübnan Enerji Bakanlığı denizde ilk petrol ve gaz rezervlerine yönelik arama çalışmalarına başlandığını açıkladı. Sondaj işlemine gelecek yıl başlanabileceği belirtildi. Arama faaliyeti için Beyrut, Fransız Total, İtalyan Eni ve Rus Novatek konsorsiyumuna onay vermişti. Libya için yeni umutÇarşamba30Mayıs2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 15 Belçika’da Saldırıda korku ikisi polis üç kişi dolu anlar yaşamını yitirdi Belçika’nın Liege kentinde bir saldırgan iki si polis üç kişiyi öldürdü. Almanya sınırı yakınlarındaki sanayi merke zi Liege’de dün sabah saatlerinde gerçekleşen olayda, saldırganın ilk olarak bıçakla iki kadın polisi yara ladığı ve silahlarını çaldığı belirtil di. Ardından bu silahlarla polisleri öldüren saldırgan bölgedeki bir li seye yöneldi. O sırada aracı içinde oturan 22 yaşındaki bir stajyer öğ retmeni katletti. Daha sonra oku la girerek iki çalışanı rehin aldı. Ek güvenlik güçlerinin bölgeye gitme siyle çıkan çatışmada saldırganın öldürüldüğü, 4 polisin ise yaralan dığı duyuruldu. ‘Zanlı Belçika vatandaşı’ Görgü tanıkları saldırganın “tekbir getirdiğini” savundu. Savcılık olay la ilgili terör soruşturması başlat tı. Le Soir gazetesi, zanlının B. Her man (33) isimli bir Belçika vatanda şı olduğu iddiasını aktardı. Haberde, Herman’ın hırsızlık, uyuşturucu su çundan tutuklu olduğu, cezaevinden önceki gün çıktığı savunuldu. Kimi kaynak zanlının cihatçılarla bağlan tılı olduğunu, polisin izleme listesinde bu lunduğunu du yurdu. Fransa, Almanya’nın Saldırı sonrası yakınlarından haber almaya çalışanlar aralarında olduğu pek çok ülkeden Belçi bölgeye gitti. ka ile dayanış ma mesajı gel di. Ülkede bayraklar yarıya indi. Batı, IŞİD bağlantılı cihatçı saldırı lar nedeniyle alarmdayken daha önce kimi kanlı eylemde aşırı sağ izine de rastlanılmıştı. 2011’de yine Liege’de düzenlenen bir silahlı saldırıda 4 kişi hayatını kaybetmiş ve 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Saldırgan daha son ra intihar etmişti. Brüksel’de 2016’da bir metro ve havaalanına düzenlenen IŞİD’in üstlendiği bombalı saldırılarda 32 kişi yaşamını yitirmişti. Irak’ta yeniden sayım kararı Irak’ta Şii din adamı Mukteda el Sadr’ın liderliğindeki, Sadr Hareketi ile Irak Komünist Partisi’nin ana unsurlarını oluşturduğu Sairun koalisyonunun birinci çıktığı ancak usulsüzlük iddialarının damga vurduğu seçimlerde yeniden sayım kararı alındı. Meclis oyların yüzde 10’unun elle sayılmasına karar verdi. Bu yüzde 10’un dörtte birlik bir kesiminde usulsüzlük saptanması durumunda ülke çapında oyların yeniden sayılacağı açıklandı. Yurtdışında ve Anbar, Salahaddin, Musul ve Diyalalı göçmenlerin oylarını kullandığı kamplardaki seçim sonuçları iptal edildi. Irak’ta elektronik oy sistemi ilk kez bu seçimlerde kullanılmıştı. Hile iddialarının merkezindeki Kerkük’te de oyların yeniden sayılacağı haberleri gündeme yansıdı. Yeni DelhiTahran ittifakı Hindistan, Tahran’la uluslararası nükleer anlaşmadan çekilen ABD’nin İran’a yönelik tek taraflı yaptırımlarına uymayacağını belirtti. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif önceki gün Hindistan’da temaslarda bulundu, mevkidaşı Sushma Swaraj ile bir araya geldi. Swaraj, sadece BM’nin yaptırım kararlarını tanıdığıklarını vurguladı. Hindistan, petrol ithalatının önemli bir bölümünü İran’dan karşılıyor. FIRTINA CAN ALDI Hindistan’da şiddetli fırtına, yıldırım çarpması sonucu önceki gece en az 47 kişinin yaşamını yitirdiği duyuruldu. Kötü hava koşullarının Uttar Pradeş, Bihar and Jharkhand eyaletlerinde etkili olduğu belirtildi. L ibya’da Kaddafi yönetimin kanlı şekilde devrildiği 2011’den bu yana devam Paris’teki zirvede Tobruk ve Trablus yönetimleri yol haritası belirlerken seçim için 10 Aralık’ı gösterdi eden şiddet ve kaosu sona erdir meye yönelik yeni bir girişim için düğmeye basıldı. Bölünme tartışma larının merkezindeki ülkede çatışan grupların bazıları dün siyasi çözüm reçetelerini masaya yatırmak üzere Paris’in girişimiyle bir araya geldi. Elysee Sarayı’nda düzenlenen zir ve sonunda Birleşmiş Milletler’in ta Tunus Cumhurbaşkanı nıdığı Trablus’ta BM destekli uzlaşı Essibsi’yi Macron karşıladı. hükümetinin başbakanı Feyyaz el Sa raj, doğudaki Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi’ne bağlı Libya Ulusal Ordusu’nun lideri General Hali Zirvede Moskova ile yakın ilişkileriyle tanı nan Tobruk hükümetinin önde gelen isimlerinden Hafter de (soldan ikinci) vardı. olunması, anlaşmaya engel çıkartanlara ya da seçim sonuçlarına iti fe Hafter, Tobruk’un parlamento söz Misrata kentinden milislerin ise toplan raz edenlere uluslararası yaptırımlar cüsü Agila Salih İsa ile Libya’da BM tıyı boykot ettiği belirtildi. Zirveden bir getirilmesi öngörülüyor. Zirveye, BM arabulucuğunda müzakereler sonu gün önce de 13 Batı Libya askeri konse Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üye cu 2015’te imzalanan Libya Siya yi ve birliği ortak açıklama yaparak Pa sinin yanı sıra Türkiye, İtalya, Mal si Anlaşması’yla oluşturulan Dev ris görüşmelerinde kendi adlarına karar ta, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri, let Yüksek Konseyi Başkanı Halid el alınamayacağını, “yabancı müdahalele Katar’ın da arasında olduğu 20 ülke Mişri’nin imzaladığı bildiride, ülke re” karşı olduklarını söylemişti. katıldı. Libya’da daha önce başlatılan de 10 Aralık’ta parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinin yapılması için Ulusal ordu adımı barış girişimleri sonuçsuz kalmıştı. Fransa’nın eski cumhurbaşka uzlaşıldı. Tarafların 16 Eylül’e kadar Zirveye ilişkin AFP’ye konuşan nı Nicolas Sarkozy, 2007’deki seçim seçimler için anayasal temeli oluştur bir diplomat, “Görüşmelerin iyi geç kampanyası sırasında Libya lideri maya karar verdikleri de duyuruldu. tiğini bundan sonrasının anlaşma Kaddafi’den maddi yardım aldığı suçla Zirveye ev sahipliği yapan Fransa nın uygulanmasına kaldığını” belirt maları çevresinde geçen martta gözal Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, an ti. Reuters’in ele geçirdiği taslak bil tına alınmış, ardından ise “yolsuzluk, laşmayı “taraflar arasında uzlaşma için diride, merkez bankasının birleşmesi, görevi kötüye kullanma suçlamaların önemli bir adım” olarak nitelendirdi. ulusal bir ordu kurulması için destek dan” yargılanmasına karar verilmişti. ABLUKAYA DENİZDEN PROTESTO Filistinliler, İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı yaklaşık 11 yıllık ablukaya karşı direnişi bu kez denize açılarak gerçekleştirdi. Eylem İsrail güçlerinin kanlı müdahalesi sonucu 10 Türk’ün yaşamını yitirdiği Mavi Marmara baskınının sekizinci yıldönümü çerçevesinde düzenlendi. Gazze Şeridi kıyıların dan dün sabah yola çıkan gemi ve beraberindeki teknelerde, hastalar, öğrenciler ve aktivistlerin de olduğu 25 Filistinli vardı. Aktivistler, teknelerin yaklaşık 10 mil ilerledikten sonra İsrail savaş gemileri tarafından durdurulduğunu, birçoğunun askerlerce Aşdod Limanı’na götürüldüğünü duyurdu. GAZZE ATEŞİ DİNMİYOR ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdığı 14 Mayıs’tan bu yana tansiyonun düşmediği Gazze’de çatışmalar devam ediyor. İsrail ordusu, Gazze’den ülkenin güneyine atılan 25’ten fazla havan topuna misilleme olarak İslami Cihad’a ait olduğunu belirttiği bir eğitim merkezine hava saldırısı yaptığını duyurdu. Havan toplarının herhangi bir yaralanmaya neden olmadığını belirten İsrail , bunlardan çoğunun Demir Kub be savunma sistemi tarafından imha edildiğini söyledi. Haaretz gazetesi ise atılan toplardan birinin çocuk parkına isabet ettiğini aktardı. Söz konusu saldırıların, 2014 yılında Hamas ve İsrail arasında yaşanan savaştan beri Gazze Şeridi’nden yapılan en büyük saldırı olduğu savunuluyor. Gazze’de Filistinlilerin 14 Mayıs’tan bu yana sürdürdüğü protestolara İsrail güçlerinin ateşi sonucu en az 66 kişi yaşamını yitirmişti. ‘Trump çözümü baltalıyor’ Suriye Ulusal Diyalog Kongresi üyesi Menna’ya göre ABD, İsrail ve Suudi Arabistan hattı bölgesel küresel siyasi çözüm hamlelerinin önünü kesiyor DOĞAN ERGÜN Büyük güçler arasındaki gerilim, cihatçı örgütlere karşı mücadele ve Kuzey Suriye’deki hareketliliğin son aylarda gündeme damga vurduğu Suriye’de bir yandan da Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde siyasi çözüm arayışları devam ediyor. Şam hükümeti ve muhalefet temsilcilerinin katılımıyla Rusya’nın Soçi kentinde ocak ayında yapılan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde (SUDK) bir komite oluşturularak yeni anayasa için çalışmalara başlanmasına karar verilmişti. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura liderliğinde ilerleyen anayasa çalışmalarına ilişkin Şam yönetiminin, komitede olmasını istediği isimleri içeren listesini örgüte ilettiği öğrenildi. Şam listesi dışında muhaliflerden ve bağımsız isimlerden de öneriler alacak Mistura’nın 50 kişilik komiteyi belirlemesi bekleniyor. Anayasa hazırlığı... Yeni anayasa için yürütülen çalışma lar hakkında, SUDK’nin divanında yer alan muhalif isimlerden Heysem Menna’nın gö rüşlerini aldık. SUDK’ye çok sayıda temsilciyle ka tılan Demokratik Deği Heysem Menna şim için Ulusal Koordinasyon Komitesi’nin liderliğini yapan, laik ve dış müdahaleye karşı çı kan muhalefetin etkin isimlerinden olan Menna, Mistura’yla geçen hafta görüş tüklerini ve kendi listelerini de kısa süre içerisinde BM’ye ileteceklerini söyledi. Menna, Suriye’de son dönemde sahada artan gerilimle ilgili de değerlendirmeler ‘KİMSE BAŞKASININ EVİNDE YAŞAMAK İSTEMEZ...’ de bulundu. Menna’ya göre, Donald Trump yönetimindeki ABD yönetiminin uyguladığı politikalar yalnız Suriye, İran ve Filistin değil tüm dünya için bir tehdit. Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme, Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma ve İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilme gibi kararlarının Avrupa Birliği (AB) ve bölgedeki gerçekçi davranmaya çalışan ülkeleri güç durumda bıraktığını savunan Menna, yaptırımlara ve zora dayanan politikaların başarılı olamayacağını vurguladı. ‘Dış müdahaleye hayır’ Menna, Trump’ın politikalarının yalnız siyasi çözümü baltalamakla kalmayıp Suriye gibi Türkiye’de de demokratik güçlerin mücadelesine zarar verdiği görüşünü dile getirdi. “ABD’de Trump’ın ve İsrail’de Başbakan Binya Ş am’ın Doğu Guta bölgesinin tahliye edilmesinin ardından burada yaşayanların TSK ile ÖSO’nun birlikte kontrol ettiği Afrin’e yerleştirildiği iddiaları sürüyor. AFP’nin konuştuğu Afrin’in “yeni sakinleri”, “Kimse kendisinin olmayan bir evde yaşamak veya başka insanların eşyalarını kullanmak istemez” sözleriyle yuvalarına dönmek istediklerini vurguluyor. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, en az 35 bin kişi Afrin’e dışarıdan yerleşmiş durumda. min Netanyahu’nun aşırı sağcı politikalarıyla, Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın deneyimsizliğinin tüm bölgenin başına bela açtığını” söyleyen Menna, Suriye’ye dış müdahalenin sona ermesi talebini dile getirdi. Suriye’nin kuzeyi hakkında da görüşlerini aldığımız Menna, ABD ve Fransa tarafından önerilen Körfez ülkelerinden asker yerleştirilmesi projesini komik bulduğunu belirtti. Menna’ya göre, bölgedeki tüm yabancı güçler çekilmeli ve yerel çeşitlilik dikkate alınarak ademi merkeziyetçi bir yapı kurulmalı. ‘İtalya’nın krizi’ İtalya’daki krizle ilgili gelişmeler üzerine internette Ortadoğulu bir arkadaşımla laflıyorduk. Bir an durup şöyle yazdı: “Batı medyası İran İslam Cumhuriyeti’ndeki seçimler için hep ‘fark etmez çünkü eninde sonunda her meselede karar hakkı dini liderdedir’ diye yazar. İronik. Düşünsene ya İtalya’da bugün olup bitenler Rusya’da, Venezüella’da ve hatta Suriye’de yaşansaydı?” Doğrusu, kuruluşundan beri Batılı liberal demokrasi yolunu tutturmuş bir ülkenin yurttaşı olarak yanıt veremedim. Mükemmel olmasa bile demokratik kurumsal yapıların supapları olması gerektiği açık. Misal Almanya’da Nazizmin yine sandık yoluyla hortlamasına izin verilmemesi anlaşılır. Gerçi kapitalist dünyada demokrasinin demokrasiyi kullanarak yok edilme girişimlerinin sınırının muğlaklığını yaşayarak öğrendik. İroniktir, aklıma Türkiye’de bir dönemler Kemalizmi eleştiren Batılıların da kullandığı ‘jüristokrasi’ tartışması düşmedi değil. Lakin İtalya örneği uymuyor. Başlarına gelenlerin demokrasiyle, yurttaşlık hak ve sorumluluklarıyla alakası yok. Bildiğimiz ‘AB tanrısı’ ve en değerli evladı ‘Avro bölgesi’ var. HHH İtalya’nın sessizliğiyle kimilerinin ‘keşiş’ diye andığı 76 yaşındaki Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, 4 Mart seçiminde sandıktan çıkan hükümeti alenen engelledi. Sağsol kurumsal partiler çökmüş, sandıktan popülist Beş Yıldız Hareketi (M5S) yüzde 37 ile birinci çıkmış, Sağ İttifak’taki Lig (eski Kuzey Ligi) oylarını yüzde 17.4’e taşımıştı. İki parti anlaştı, Giuseppe Conte’nin başbakanlığında kurulan kabine Mattarella’ya sunuldu. Mattarella, ekonomi bakanlığı verilen Paolo Savona’nın ‘Avro’ karşıtlığını gerekçe göstererek veto etti. Misal Lig’in alenen aşırı sağcı ve yabancı düşmanı olması derdi değildi.  İtalya’da cumhurbaşkanının saygınlığı tartışmalı olmayan bir ismi vetosu görülmemiş. 81 yaşındaki Savona ise İtalya Bankası’nda çalışmış, sanayi bakanlığı yapmış. Avro’yu ‘Alman kafesi’ diye nitelemişliği ve ülkesi için ‘B Planı’ önerdiği biliniyor. Yeni hükümet ille de ‘Avro’dan çıksın dememişti. Ancak ülke borçları katlanırken, koalisyonun Avro’dan çıkma planları olduğu söylentisi piyasaları alarma geçirdi. Neticede Mattarella, IMF’de 25 sene çalışmış, ‘makas’ lakaplı 63 yaşındaki ekonomist Carlo Cottarelli’yi seçilmemiş teknokrat hükümet kurmakla görevlendirdi. HHH Benzeri kriz, 2011’de Berlusconi IMF’yi reddedip Avro bölgesinden çıkmayı anınca yaşanmıştı. İstifa ettirildi. Yerine teknokrat Mario Monti atandı. 2013 seçimiyle Letta’lı ara dönemin ardından liberal sol, genç Matteo Renzi ile ipleri aldı. Renzi, kemer sıkmayı kolaylaştıracak anayasa reformunu Aralık 2016’daki referandumla halka kabul ettiremeyince çöktü. 4 Mart’ta da partisi... Aynı senaryo Cottarelli ile gündemde. Bu kez Yunanistan’a içirtilen acı ilaç var. İtalya Avro bölgesinin üçüncü büyük ekonomisi. İthal ettiğinden fazla ihracat yapıyor, vergi topluyor. Ama ahali 2008 krizinden beri toparlanamıyor. Alman ve Fransız bankalarına borçlarda ikinci sırada. HHH Ne M5S ne Lig Italexit’i koalisyon anlaşmasına koymadı. Ama ‘Avro kuşkucusu’ olmaları kâfi geldi. M5S lideri Di Maio’nun ifadesiyle, “Hüküm giymiş bir suçlu, vergi kaçakçısı, yolsuz biri olarak bakan olabilirsiniz. Avrupa’yı eleştiriyorsanız ekonomi bakanı olamazsınız.” Lig lideri Matteo Salvini’nin dilinde bu “Berlin, Paris ve Brüksel’in onayı yoksa, İtalyan hükümeti kurulamaz.” M5S ve Lig’in şimdi anayasanın 90’ıncı maddesi uyarınca ‘vatana ihanetten’ azille tehdit ettiği Mattarella daha tehlikeli yol açtı. M5S ile Lig halkı Roma’ya çağırıyor. Akla 1922’de Mussolini’nin faşistlerinin yürüyüşü düşüyor. İki parti parlamentoda çoğunlukta. Cottarelli’nin hükümetini veto edebilirler. O zaman ağustostan sonrası yeni seçim ve sandıkta Lig güçlenecek. AB ise Brexit’i müzakere ederken İtalya’da tartışmalı seçimi arzulamıyor. HHH AB yandaşları Mattarella’nın ülkeyi popülizm ve aşırı sağdan kurtardığı görüşünde. Oysa popülizmi ve aşırı sağı yaratan neoliberal nizamın ta kendisi. Avrupa mütemadiyen sağa çekerek demokrasiyi veto ediyor. AB projesi çırpındıkça batmakta. Ünlü İtalyan Marksist Gramsci’nin dediği gibi ‘eski olan ölmek üzere, yenisiyse doğamamakta’. KimTrump zirvesi hazırlığı ABD ve Kuzey Koreli yetkililer, iki ülkenin liderleri Donald Trump ile Kim Jongun’un Singapur’da düzenlenecek zirvede bir araya gelebilmesi için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Son olarak Kuzey Kore lideri Kim Jongun’un üst düzey danışmanı General Kim Yong Chol’un temaslarda bulunmak üzere ABD’ye gittiği belirtildi. Kim Yong Chol’un geçen hafta Çin’in başkenti Pekin’i ziyaret ettiği belirtildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear