26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Cumartesi 29 Temmuz 2017 Kafka ve Duman’ın Harbiye konseri ertelendi 27 Temmuz akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açıkva Sahnesi’nde olması planlanan Duman konseri, yoğun dolu ve yağmur yağışı nedeniyle ertelendi. Harbiye Açıkhava Sahnesi’nin yağıştan etkilenmesi ve koltukların tahrip olması nedeniyle ertelenen konser; 2 Ağustos Çarşamba günü 21.15’te gerçekleşecek. EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: eMİNE BİLGET kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Zweig Berlin’de Sanat Labirenti Art Maze’de ikinci dalga Akmerkez’in sanatı ve genç sanatçıları desteklemek için hayata geçirdiği sanat labirenti Art Maze, yeni döneminde farklı sanatçılardan toplam 40 eseri sanatseverlerle buluşturmaya devam edecek. Akmerkez’in Nispetiye ana giriş kapısında konumlanan ve 60 metrekarelik bir alanı kaplayan bu sanat labirentinde, genç sanatçıların illüstrasyon ve fotoğraf alanlarındaki eserleri sergilenecek. Art Maze’in ikinci sergisinde İpek Kerse, Eymen Aktel, Can Önder, Simge Canbek, Utku Çiftliklioğlu, Burcum Baygut, Duygu Uzman, Hande Şiri, Duygu Bor, Murat Demir ve Selime Göç’ün eserleri yer alacak. Sergi her gün 10.00 ve 22.00 arasında ziyaret edilebilecek. Thomas Hetmanek’in ilk kişisel sergisi 929 Ağustos tarihleri arasında Bu ‘Portreler’ 150 yıllık teknikle çekildi halka sanat / galeri, Çek sanat çı Tomas Hetmanek’in ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapacak. Sanatçı “Portreler” serisinde görüntüyü olduğu gibi aktarmayı hedefleyen klasik portre yaklaşımının aksine, fotoğraflanan kişiliğin izleyici/fotoğrafçı tarafından nasıl algılandığına, nasıl anlamlandırıldığına odaklanıyor. Hetmanek çalışmalarında 19. yüzyıla ait bir teknik olan wet plate (ıslak plaka) tekniğini kullanıyor. Fotoğraflar büyük format kamera ile cam plakalar üzerine çekiliyor. Gerekli kimyasalların hazırlanmasından fotoğrafın son cilasının atılmasına kadarki süreçte tüm işlemler, 150 yıl öncesinde yapıldığı şekliyle fotoğrafçı tarafından gerçekleştiriliyor. Hetmanek ilhamını ise piktoryalist akımdan alıyor. “Portreler” sergisi 9 Ağustos Çarşamba günü 19.00’da, sanatçının katılımıyla halka art / galeri’de açılacak. Sergi 29 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilecek. Cİ Çağdaş Sanat Fuarı Eylülde Contemporary İstanbul (Cİ) sanat fuarının 12’ncisi Eylül 2017’de başlayacak. Cİ, 11 yıldır Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen galerilerinin, sanatçılarının, kurum ve kuruluşlarının yanı sıra koleksiyonerleri ve sanatseverleri İstanbul’da bir araya getiriyor. Çağdaş sanatı odak noktasına alarak Türk sanatını dünya sanatıyla buluşturan fuar bu yıl geçen yıllardan farklı olarak 15’inci İstanbul Bienali sergileriyle eşzamanlı olarak 1417 Eylül’de gerçekleştirilecek. İstanbul Kongre Merkezi ve İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek fuarda pek çok yenilik olacak. 20. yüzyılın iki büyük yazarı Franz Kafka ve Stefan Zweig, şu günlerde iki farklı sergiyle Berlin’de anılıyor EKmolruakhısa Geçen yüzyılın iki büyük yazarı: Franz Kafka ve Stefan Zweig. Her ikisi de yazdıklarıyla nesilleri etkile miş, edebiyat tarihinde derin izler bı rakmış yazarlar. Etkilerinin büyük lüğü sadece edebi ustalıklarında de ğil, yaşadıkları çağın bunalımlarını, sıkıntı ve isyanlarını son derece sa rih bir şekilde yansıtmalarında ve za manın ruhu denilen bu olguyu evren sel ve zamansız bir şekilde anlatabil melerinde elbette. Her ikisinin de tra jik yaşamöykülerine sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Biri karısıy la beraber intihar etmeyi tercih eder ken (Hitler’in kurduğu düzenin kalı cı olduğuna inanmıştı Zweig ve tek çıkış yolunun intihar olduğuna kana at getirmişti), diğeri henüz 41 yaşın da gırtlak veremine bağlı açlık (bo ğazı o kadar acıyordu ki yemek ye mesi imkânsızlaşmıştı Kafka’nın) yü zünden hayata veda etti. Şu günlerde bu iki yazarla ilgili Berlin’de iki ay rı serginin açılış olması da tesadüf fa lan değil elbette. Hem Berlin’in zen gin kültürel ikliminin hem de Kaf ka ve Zweig’ın etkileri halen ilk gün ki gibi süren dehalarının bir sonucu bu sergiler. Kafka’nın ‘Dava’sı Franz Kafka’nın ilk kez 1925 yılında, yani yazarın ölümünden bir yıl kadar sonra basılan eseri “Dava”nın (Der Process) el yazmaları, Berlin’deki Martin Garopius Bau sanat müzesinin birinci katında açılan “Franz Kafka. Bütün Dava” başlıklı sergide ilk kez gün ışığına çıkarıldı. Kreuzberg’de yer alan müzenin konumu da bir hayli ilginç, zira tam da müzenin 50 metre kadar yanında bir zamanlar Askanischer Hof Oteli bulunuyormuş. Konunun uzmanları bilirler, bu otel Kafka ve nişanlısı Felice Bauer’in ayrılmalarıyla sonuçlanan o meşum konuşmalarının yaşandığı otel ve kafka daha sonra bu hadiseyi “Otelde bir mahkeme gibiydi” sözleriyle tarif ediyor. Yaklaşık bir ay sonra yazmaya başladığı “Dava”nın da işte bu olayla şekilenmeye başladığı söylenir. Üç bölümden oluşan serginin ana bölümünde büyükçe bir vitrinin içine yerleştirilmiş ve tek tek sayfalar halinde sergilenen el yazmaları var. Franz Kafka Kafka’nın “Dava” romanının el yazmaları Berlin’deki “Franz Kafka. Bütün Dava” sergisinde Stefan Zweig’ın “Satranç” eserinden hareketle hazırlanan sergi, Literaturhaus’da ziyarete açıldı Kafka’nın aldığı notlara bakınca görüyorsunuz ki karmaşık ama okunaklı bir el yazısı varmış. Özellikle Almanca bilenler için uzun uzun inceleme imkânı veren vitrin sergilemesi bir anlamda da büyük bir yazarın önünde saygıyla eğiliyormuş hissi uyandırıyor insanda. Öte yandan benim gibi Almanca bilmeyen bir ziyaretçi için de hemen köşede büyükçe bir ekran var ve orada İngilizce transkripsiyon sayesinde her sayfayı detaylı olarak okuyup inceleyebiliyorsunuz. Serginin ikinci bölümünde Orson Welles’in başrolünü Anthony Perkins’e verdiği “Dava” (The Trial) filmini izleyebileceğiniz küçük bir salon bulunurken, bir diğer salonda da Kafka’nın hayatını anlatan bir fotoğraf seçkisi ve 60 dilde basılan “Dava” kitaplarının toplandığı geniş bir vitrin var. Meralısı için belirtelim, sergi 28 Ağustos’a dek devam edecek. Hiçbir yere ait olmayan adam: Stefan Zweig 20’li yıllarda bohem hayatın merkezi olarak bilinen, bugünse lüks alışverişin adresi haline gelen Kurfürstendamm (kısaca Ku’Damm) yakınlarındaki Literaturhaus muhtemelen bir Zweig sergisi için olabilecek en iyi mekân. Neden derseniz buradaki kafe tüm edebiyat tutkunlarının ve elbette yazarların Berlin’deki ilk uğrak yerlerinden. Bahçe içindeki binanın en üst katında açılan serginin en etkileyici yanıysa içinde Metropole Otel’in devasa bir maketinin bulunduğu salon. Girişte hemen soldaki duvarda Stefan Zweig’ın “Satranç” adlı romanından bir pasaj karşılıyor ziyaretçileri. Sorgu için bekletildiği odayı tarif eden roman kahramanının gözleri askıdaki gestapo pardesülerine ta kılıyor: “Bu pardösülerin üstündeki her kırışığı gördüm, örneğin ıslak ya kalardan birini ucundaki bir damla yı gördüm ve kulağınıza ne kadar gü lünç gelirse gelsin, saçma bir heyecan la acaba bu damla kırışıktan aşağı ka yıp gidecek mi, yoksa biraz daha yer çekimi gücüne karşı kendini savunup daha uzunca bir süre asılı kalacak mı diye beklemeye başladım evet, san ki hayatım ona bağlıymışçası na, bu damlaya dakikalar ca baktım, baktım.” Sorgulamaların ya pıldığı Metropol Otel’in maketinin içinde sergiyle ilgi li yapılan röportaj ların oynatıldığı kü çük ekranlar var ve hemen burada du Stefan Zweig ran kulaklıklardan birini taktığınızda ken dinizi otelin camlarından birinden içeriye bakar vazi yette buluyorsunuz. Etraftaki deri pardesüler ve zemindeki satranç tah tası tasarımlı dekor sergiyi bütünle yen ve Zweig’ın “Satranç”ı yazarken içinde bulunduğu ruh halini hissetme nizi sağlayan unsurlar. Serginin diğer salonlarındaysa Zweig’ın sürgünler le geçen hayatının detayları (serginin adı biraz da bu bitmek bilmeyen gur bet yüzünden “Hiçbir yere ait değilim: Stefan Zweig’ın ‘Satranç’ı Sürgünde Yazılmış Bir Öykü” olmuş ya zaten) ve çeşitli dillerde basılmış “Satranç” ro manının farklı kopyalarıyla bezeli. Ni hayetinde hayli karanlık ama bir o ka dar da aydınlatıcı bir sergi hazırlamış küratör Dr. Klemens Renoldner. 24 Eylül’e kadar ziyarete açık. ‘Cingöz Recai’nin çekimleri sona erdi Yıllar sonra tekrar beyazperdede hayat bulan ve yönetmenliğini Onur Ünlü’nün üstlendiği ‘Cingöz Recai’nin çekimleri tamamlandı. 13 Ekim’de vizyona girecek filmde Recai’yi Kenan İmirzalıoğlu canlandırıyor. Filmin kadrosunda ayrıca Meryem Uzerli, Haluk Bilginer, Serkan Keskin, Fatih Artman, Günay Karacaoğlu ve Algı Eke gibi isimler de var. Yurt dışı çekimleri St. Petersburg’da yapılan film, Recai’nin yıllar sonra ekibiyle bir teknoloji dehasının evini soymak için sahalara dönmesini konu alıyor. Peyami Safa’nın Server Bedi takma adıyla kaleme aldığı ve Arsene Lupen’den esinlenen bir hırsız karakterin maceralarının anlatıldığı serinin ilk sinema uyarlamalarında başrolü Ayhan Işık üstlenmişti. ‘Bellek, imge ve metin’... Pera Film, sezonu “Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?” adlı programla kapatacak. Program kapsamında 5 deneysel film gösterime girecek: Basma Alsharif imzasını taşıyan “Sütle Balın Hikâyesi”; Louis Henderson’un yönetiği “Deniz Tarihtir”; Ken Kobland imzalı “Şanghaylanmış Metin”; Chris Marker’ın hüzünlü başyapıtı “Güneşsiz” ve Ozan Adam imzalı “Körler/Jaluziler İçin”. Filmler 02 05 Ağustos tarihleri arasında ücretsiz izlenebilecek. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear