26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 29 Temmuz 2017 12 kurtuluş arı haber EDİTÖR: SERKAN OZAN / TAMER KAYAŞ TASARIM: SERPİL ÜNAY BU Adliye önünde yapılan açıklama öncesinde CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ve oyuncu Defne Halman’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi yere oturarak Çiğdem Toker’in gazetemizin dünkü sayısında yayımlanan “Ahmet Şık’ın ithamı’’ başlıklı yazıyı okudular. DAVA ÇÖKMÜŞTÜR Çağlayan Adliyesi önünde yapılan açıklamalarda, bütün gazetecilerin derhal bırakılması istendi Gazetemizin yazar, çizer, muhabir ve yöneticilerinin yargılandığı davanın 5’inci gününde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önün de konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, iddianamedeki iddia lara kargaların bile güldüğünü söyleye rek, “Fethullah Gülen’in eteğini öpen leri sayalım. İktidarın belediye başka nından milletvekillerine, eniştelerin den damatlarına kadar hep beraberler di. Bu dava çökmüştür. Bugün burada Türkiye’nin daha fazla uluslarası are nada zor durumda bırakılmaması için tüm gazetecilerin ser best bırakılmasını istiyo rum” dedi. Cumhuriyet Davası Koordinasyonu dün ad liye önünde basın açık SEYHAN AVŞAR laması düzenledi. Açıklama öncesinde CHP İs tanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ve oyuncu Defne Halman’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ki şi yere oturarak Cumhuriyet gazetesi nin dünkü sayısında yer alan gazete miz yazarı Çiğdem Toker’in kaleme al dığı “Ahmet Şık’ın ithamı’’ başlıklı ya zıyı okudular. Okuma sırasında Genç lik Muhalefeti üyesi çok sayıda genç, “Kahrolsun istibdat yaşasın Cumhuri yet” sloganları eşliğinde adliye önüne geldiler. “Hepsini istiyoruz. Bu Cumhuriyet davası”, “Adalet özgürlük istiyoruz” pankartının açıldığı basın açıklamasın da konuşan Filiz Kerestecioğlu, “Cum huriyet gazetesinde çalışan arkadaş larımızı hapishaneden alabiliriz. Ama sonrasında, İnan Kızılkaya’yı, Zehra Doğan’ı, içeride olan diğer gazetecile ride unutmayalım’’ dedi. Selma Gür kan, Cumhuriyet davasının siyasi bir dava olduğunu ve dünyanın buna ta nıklık ettiğini söyledi. Merdan Yanar dağ da bir hukuk sefaleti ile karşı kar şıya olduğumuzu belirtti. Ahmet Ka ya ise adliyede tiyatro dahi denileme yecek bir oyun oynandığını belirterek, “Bizlere düşen görev bu oyunların açı ğa çıkartılması için eylemsel etkinlik ler düzenlemektir” dedi. TMMOB İl Ko ordinasyonu adına konuşan Süleyman Solmaz ise, “Bunlar gerçekleri saklı yorlar. Bu zehirli gerçekler, onu sak layanları da mutlaka bir gün zehirle yecektir’’ diye konuştu. Buğra Sönmez ise, “PEN, 100 yıllık tarihinin en büyük inceleme heyetini Türkiye’ye gönderdi. Bugün Türkiye’de yaşanan bu Cumhu riyet kıyımı ilk değil, son da olmayacak. Bunu bili yoruz’’ dedi. Halkevleri Genel Baş kan Yardımcısı Nuri Gü nay, bu davanın ilk gün çöktüğünün altını çize rek, “Bu davayı sürdü renler halkın vicdanın da lanetle anılacak” de di. Konuşmaların ar dından G9 Gazeteciler Platformu bir açıkla ma yaptı. Açıklamayı Özge Yurttaş okudu. Yurttaş, Cumhuriyet gazetesi yöneticileri, çalışanları ve yazar larının yargılandığı davanın gazetecilerin neden cezaevinde oldu ğunun en açık gösterge si olduğunu belirtti. Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük önkoşul ‘Cesaret haktır’ diyenler kazandı Çağlayan Adliyesi’ndeki Cumhuriyet Davası sürerken Cumhuriyet Davası Koordinasyonu adına açıklama yapıldı. Açıklamayı okuyan Ceyda Karan gazeteciliğin, hakikatin yargılandığını dile getirerek “Yaşanılan esaret ve ağır ceza tehditleri, arkadaşlarımızın enselerini ve yüreklerini karartmamış, aksine dimdik ayakta tutmuştur” dedi. Gazetecilerin boyun eğmediğini vurgulayan Karan, boyun eğmemekte kararlı olanların karşısında zorbalığın hükümsüz olduğunu belirtti. İktidarın kendine biat eden gazeteciler istediğini kaydeden Karan, “Arkadaşlarımız, iktidarın önünde el pençe duran gazeteci müsvetteleri ile haklı ve haksızı ayıran, aydınlık ve karanlığın uzlaşmaz ve büyük olduğunu dosta düşmana gösterdi” dedi. Yargılanan gazetecilerin özellikle seçildiğine dikkat çeken Karan, iktidara yaranmak isteyen medyanın yalan ve spekülasyon yaratan haberler yaptığına vurgu yaparak, gerçek gazetecilere hapiste ömür biçenlerin de bir gün yargılanacağını söyledi. Cumhuriyet Davası Koordinasyonu adına Levent Turhan tarafından “Biz kazandık cesaret haktır diyenler kazandı” başlığıyla yapılan açıklamada, “Cumhuriyet davası üzerinden kurulan kumpasa karşı Cumhuri yet Davası Koordinasyonu olarak dava başladığı günden itibaren arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağımızı söyledik. Israrla ‘Hepsini alacağız’, ‘Hemen şimdi adalet’ dedik. Ara karar verildi. Dava çöktü ama mahkeme zulme devam kararı verdi. Dava başlarken bu davanın aydınlığın temsilcileriyle örgütlü karanlık arasında süregiden mücadelenin bir devamı olduğunu söylemiştik. Cumhuriyet davası, bir özgürlük davasıysa ki öyle, biz kazandık; “insanların ‘cesaret hakkı’ vardır ama bazı kişiler için bu hak bir görevdir” diyenler kazandı. Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!” ifadeleri kullanıldı. ‘Yargısız infaz yapıldı’ Cumhuriyet avukatları kararı ‘gözdağı verme’ olarak değerlendirdi Kararın açıklanmasının ardından Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan Cumhuriyet avukatları, “Bugün ortaya çıkan sonucu tekrar etmemize gerek yok. 7 tane arkadaşımız tahliye edildi ama 4 arkadaşımız hâlâ içeride. Bu, gözdağı verildiğini ve yargı sız infaz yapıldığını gösteriyor. 11 Eylül’de o arkadaşlarımızı da oradan alacağız. Adaletsizlik yok olacak ve haklılar kazanacak. Bu yapılan zulmü kınıyoruz lanetliyoruz. Bir sürü değer heba ediliyor. Şu sözü veriyoruz adalet nöbeti avukatları olarak arkadaşlarımız oradan çıkana kadar, biri bile kalsa mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Avukat Bahri Bayram Belen de, “Adaletsizliklere ve demokrasi karşıtı uygulamalara karşı çıkıp bugün burada olanlara teşekkürler. Bizim ülkemiz olağanüstü dönemlerde siyasal davala Fatma Şık: haklılar içeride Cumhuriyet davasında tutukluluğuna devam kararı verilen gazetecilerden Ahmet Şık’ın annesi Fatma Şık, mahkemenin kararına tepki gösterdi. Fatma Şık, “Cumhuriyetçiler, haklılar içeride. Haksızlar, hırsızlar dışarıda, benim oğlum içeride” dedi. Davanın görüldüğü Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin önünde konuşan anne Şık şunları söyledi: “Adalet binası, adalet sarayı yazılan bina adalet sizliklerin, çirkinliklerin, çirkefliklerin yeri. Kesinlikle adalet yok, adalet satılmış. Burası hukuk devleti değil, guguk devleti. Hukuk devleti olsaydı benim oğlum içeride olmazdı. Diğer Cumhuriyetçiler, haklılar içeride olmazdı. Haksızlar, hırsızlar dışarıda, benim oğlum içeride. Bu ilk değil ama dimdik ayaktayım. Gıpta ediyorum böyle bir evlat yetiştirdiğim için. Gerçekler yerini bulacak.” ra ve siyasal iddianamelere yabancı değil ancak siyasi saiklerle açılan davalar gerek bizim ülkemizde gerekse diğer ülkelerde karanlık çöplüklere atıldı. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz ve Cumhuriyet iddianamesi de bu dönemdeki hukuk güvenliğini ortadan kaldıran uygulamalardan biri. Milletin iradesi ile seçilmiş milletvekilleri başka gazeteciler ve yazarlar hukuki dayanağı olmayan iddianameler ile suçlanıyorlar. Mahkumiyet kararı vermeyen yargıçlar iddianame düzenlemeyen savcılar da meslekten ihraç ediliyorlar. Bu tablo ülkede hukuk güvenliğinin kalmadığı nın en somut örneklerinden biridir. Bugün mahkemeye bakan dava heyetinin arkadaşlarımıza karşı tutumu kibardı ama biz de biliyoruz ki hepsinin tahliye kararını verebilmek kolay değildi. Ama ülkemizdeki demokrasi yanlıları ve aydınlarının, yurtdışındaki basının ve hukuk kurumu ile vatandaşların dayanışmaları ile bir adım atabildik. İnaniyorum ki bu süreç bir süre sonra sona erecek. Tahliye edilmeyen arkadaşlarımıza üzülüyoruz ama belki de kat edilen şu aşamaya sevinmeliyiz. Böyle bir siyasal dönemde önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu tutuklu bulunan yönetici, yazar, muhabir ve avukatlarımız hakkındaki davada yalnızca 7 arkadaşımızın tahliye edilmesinin basın özgürlüğü açısından kabul edilemez olduğuna dikkat çekti. Yönetim kurulu yaptığı açıklamada “Cumhuriyet gazetesi davasında yargılanan tutuklu meslektaşlarımızdan Güray Öz, Musa Kart, Bülent Utku, Hakan Kara, Önder Çelik, Kemal Güngör ve Turhan Günay’ın serbest kalmasını adaletin yerine gelmesi açısından saygı ve memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Akın Atalay’ın hâlâ tutuklu olması meslektaşlarımızın basın özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü açısından kabul edilemez bir durumdur. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü demokrasinin önkoşuludur” dendi. “150’yi aşkın gazetecinin tutuklu ve hükümlü olarak toplumdan uzak tutulması, mesleklerini yapamamaları insan hakları ihlali oluşturmaya başlamıştır” denilen açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi: “Mesleklerini yapamayan ve toplumdan tecrit edilen bu gazetecilerin özgürlüklerine kavuşmaları, Türkiye’de demokrasinin yeşermesi ve toplum barışının sağlanması açısından önemli bir adım olacaktır.” l Haber Merkezi MESLEK ÖRGÜTLERİ Tümü bırakılsın Duruşmayı izlemek için temsilci gönderen uluslararası insan hakları kuruluşları ve gazetecilik örgütleri karar sonrası ortak bir açıklama yaptı. Cumhuriyet çalışanlarının yargılandığı davanın Türkiye demokrasisi için bir test olduğu belirtilen açıklamada “İddianamede fiili hatalar bulunduğu, kanıt olarak haberlerin yer aldığı gözlemlendi” dendi. Tahliyelerin memnuniyet verici olduğunun belirtildiği açıklamada devamla, “Türkiye, Cumhuriyet’in tüm gazeteci ve yöneticilerini, aynı zamanda bilgi edinme ve paylaşmaya yönelik temel insan hakkını ihlal eden şekilde, çalışmalarından ötürü hapse atılan çok sayıda gazeteci ve insan hakları savunucusunu serbest bırakmalıdır. Dahası, üstte tanımladığımız meseleleri diğerlerine ekleyerek, bu davanın hiç açılmamış olması ve ertelemeksizin derhal tümüyle geri çekilmesi gerektiği sonucuna varıyoruz” dendi. Açıklamada imzası olan kurumlar şöyle: Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi’nin (ECPMF), Avrupa Gazetecilik Federasyonu (EFJ), Uluslararası Gazetecilik Federasyonu (IFJ), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Uluslararası PEN, PEN Belçika, PEN Hollanda, PEN Norveç, PEN İsviçre. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear