24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 29 Mayıs 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Galatasaray Adası yıkıldı haber 3 Son ana kadar uğraştılar Galatasaray, adadaki kaçak eklentileri son ana kadar yasallaştırmaya çalıştı. Yargı, 2014’te yıkım kararı verdiği halde, İBB Meclisi’ne imar planı değişikliği teklifi getirildiği ortaya çıktı. Teklif, oybirliğiyle reddedildi. İBB Meclisi’ne soru önergesi veren Hüseyin Sağ, “2014 yılında da bu kaçak yapılaşma vardı. Son ana kadar yasallaştırmak istediler. Mahkeme kararından sonra yıkım da gecikti. Süre uzadı. Daha önce bu yıkım gerçekleşebilirdi” dedi. l HAZAL OCAK /İSTANBUL Sabah saat 05.00 sıralarında başlayan yıkım saat 13.30’da sona erdi ve iş makineleri gemiye yüklenerek götürüldü. Sarı kırmızılı kulübe ait olan Kuruçeşme’deki Galatasaray Adası’nda imara aykırı olduğu belirtilen bazı bölüm ve eklentiler, dün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri tarafından yıkıldı. Yıkım öncesi adadan taşınanlar arasında sarı kırmızı renkleri taşıyan ismi de ‘Cimbom’ olan bir papağan da vardı. Adanın maskotu olduğu belirtilen papağan, görevliler tarafından araca konularak götürüldü. Heybelida Çıkartma gemisiyle saat 05.00 sıralarında Ada’ya getirilen iş makinesi, kapalı alanda yıkıma başladı. Yıkım sırasında Çevik Kuvvet, Deniz Polisi ve Deniz Zabıtası da güvenlik önle mi aldı. Tesislerdeki bazı malzemeler gemilerle karaya taşınarak nakliyat kamyonlarına yüklendi. Yıkım saat 13.30’da tamamıyla sona erdi. Galatasaray Adası’nın işletmecisi Memet Koçarslan, “İşletme sözleşmesi devam etmektedir. 1 nolu parsel Galatasaray Spor Kulübü derneğine, 2 ve 4 nolu parseller Maliye Hazinesine ait. Başta havuz olmak üzere yıkılan tesislerin önemli kısmı GS Kulübü tarafından yapıldı. Suada’nın tahliyesine ilişkin mahkeme kararı bulunmamaktadır. Bize hiçbir tebligat yapılmadan tamamına yakını yıktırılmıştır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Yeryüzü Sofrası’ dinin özüdür Antikapitalist Müslümanlar tarafından Gezi’den bu yana Ramazan’a merhaba derken düzenlenmesi artık âdet haline gelmiş “Yeryüzü Sofrası” bu sene Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için kuruldu. “11 Ayın Sultanı”, iktidarın, yaşamlarını haram saymaktan öte ölümlerini dahi haram sayarcasına kendilerine âdeta “yaşarken ölüm”ü helâl ettiği bu iki KHK direnişçisine ithafla, Allah’ın rahmet ve yardımı niyaz edilerek okunan dualarla karşılandı. Antikapitalist Müslümanlar adına Büşra Canbek, bakın ne demiş: “Her yıl olduğu gibi soframızı kurduk. KHK mağdurlarını andık. Bizim iftarımız var ama Nuriye ve Semih’in iftarı olmadı. Biz onların acılarını ve direnişini içimizde yaşıyoruz. Bugünkü iftarı onlara ithaf ettik.” HHH “Yeryüzü Sofrası” geleneği bize dinin çoktandır unutulmuş bir yüzünü, daha doğrusu özünü hatırlatıyor. Bir söylem (inanç) ve eylem (ibadet) alanı olarak din, insanlık tarihinde esasen şu “sacayağı” üzerine oturmuş olarak çıkar karşımıza: Anlam, ahlâk ve vicdan... Din en başta insanın varoluşsal bakımdan anlam krizini çözmeye dönük bir reçete. Sonra, onun “iyilikdoğrulukgüzellik” üzere olmasını sağlamaya yönelik bir reçete. Ve kötülükleriyle, yanlışlıklarıyla, çirkinlikleriyle yüzleşmesi, iç hesaplaşmaya gitmesi, “özyargı” gerçekleştirmesi yolunda bir reçete... HHH Özde (ve ne yazık ki daha çok idealde) böyle, ama elbette “hayat tecrübesi” ile sabit ki din, ne anlamın, ne ahlâkın, ne vicdanın esamisinin okunmadığı bir dünya çekişmesi içinde... Kapanın elinde kalan bir araca; İktidar kapılarını açan bir anahtara; Kendinden olmayanı (“öteki” addedileni) yok sayma ve yok etme yolunda bahane arayanlar için bir ideolojik aygıta dönüştürüldü hep. HHH Ancak bu da demek değildir ki din, politikideolojik yönden insanlık tarihinde sadece egemenlerin, muktedirlerin ve “mütegallibe”nin kitleler üzerindeki ezici hâkimiyetinin destekçisi bir söylem ve eylem manzumesi olmuştur sadece. Ezilenlerin “Gayrı yeter, bıçak kemiğe dayandı” dediği noktada isyanların ateşleyicisi, itici gücü bir “enerji kaynağı” da olmuştur din. 16’ncı yüzyıl başının Alman Köylü İsyanları böyleydi. 15’inci yüzyıl başının Şeyh Bedreddin İsyanı böyleydi. 13’üncü yüzyılın Babaîler İsyanı da böyleydi. HHH Marksist düşünce çığırı içerisinden bakıldığında da dinin bu yönü üzerine düşünme ve tartışmanın ihmal edilmediği fark edilir. Marx daha ziyade dinin egemenler açısından iktidarı meşrulaştırma işlevi (sömürü ve sınıf çelişkilerini gizlemesi) üzerinde dururken Engels dinin ezilenler açısından isyana teşvik eden “ideolojik” işlevleri üzerinde “Köylüler Savaşı” adlı kitabında durmuştur. Gezi Direnişi’nden çıkış bulmuş “Yeryüzü Sofrası” geleneği de dinin tarihselideolojik olarak yürürlükteki ve özünü oluşturan anlam, ahlâk, vicdan arayışı ile de bağlantısız olmayan bu yönünden istim alan güncel bir örnektir aslında. Ve “Yeryüzü Sofrası”, bu memlekette hanidir ekonomipolitik bir dinbazlık güdümünde örselene örselene perişanları oynayan dinin namusunu da kurtaran bir girişimdir. O yüzden selâm olsun “Yeryüzü Sofrası”na! Bizim dünyamıza da hoş geldin Ya Şehri Ramazan!.. İlerici kadınlar konferansta buluştu İlerici Kadınlar Derneği (İKD), “İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen için İKD seni çağırıyor” sloganıyla, Türkiye Konferansı’nı topladı. Harbiye’deki Kenter Tiyatrosu’nda düzenlenen konferans, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde hayatını kaybeden kadın devrimciler için yapılan saygı duruşuyla başladı. Konferansta, AKP iktidarının kadın ve çocuk düşmanı, tacizi, tecavüzü destekleyen politikalarını, erkek şiddetini anlatan sinevizyon gösterimi de yapıldı. Şişecam işçilerinin eşlerinin mücadelesini anlatan sinevizyon gösteriminin ardından açılış konuşmasını yapan Hande Durna “Mücadeleniz mücadelemizdir. Cam işçisi onurumuzdur” dedi. Cumhuriyet tarihinde elde edilen kazanımların kadınların elinden alınmaya çalışıldığının altını çizen Durna, “Bu ülkenin kadınlarının bu düzenden sorulacak hesabı var” dedi. İKD MYK Üyesi Hande Heper de kıdem tazminatında yapılacak değişikliğe ilişkin sunum yaptı. Heper, “Önümüzde iki tane önemli konu var. Biri kıdem tazminatı diğeri de zorunlu arabulucuk kurumu” diye konuştu. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear